Dün akşam Hakan delikanlısı 'Gülen 1mayıs kutlamalarına gidelim mi?' dediğinde tavizsiz kesin bir dille 'hayır!' diyerek reddettim.'tırsak devrimci' lafını yesem bile olayı kurcalamadım.Hiç itiraz etmedim çünkü geçmişimde Hakan'a hiç söz etmediğim bir 1mayıs kutlama (!) macerasına sahiptim.Akşam saatlerine kadar da O beni mazisi temiz biri sanmaya devam ediyordu..
20li yaşlarımın başı.Aileme 'günlerce öncesinden 'arkadaşlarımda kalabilir miyim?' yolu yapıp izin konusunu halledince İstanbul'da öğrenci olan Sedef'in 'bizimkilere söylerim, sakın gelme' tehditlerine aldırmadan bir otobüs dolusu 'kafa dengi' arkadaşla günü birlik İstanbul'a 1mayıs mitingine gittik.
Cep telefonları henüz vücudumuzun en önemli uzuvlarından biri değil..Miting sonrası Sedef'le buluşacağımız yeri önceden kararlaştırdığımız için içim rahat arkadaşlarımla miting alanı olarak gösterilen Çağlayan Meydanı'na daldık.İşçinin, emekçinin dayanışma gününde günün anlam ve önemini vurgulayan sloganlarımızı attık.Güneşli güzel bir gündü.Konuşmalar yapılırken güneş iliklerimizi ısıttı.İstanbul'u çok severim, Sedef'i ve İstanbul'u çok özlemiştim.En önemlisi de olmak istediğim yerdeyim.Bu benim ilk mitingimdi ve çok heyecanlıydım.Kalabalıktı, gözleri çakmak çakmaktı insanların.Bayrakların arasında davul zurna eşliğinde halaylar çekiyordu emekçiler.Herkes coşkuluydu.Tam da adına yakışır bir biçimde sorunsuz geçen miting kansız, müdahalesiz bitti.Bir ara aramıza başka gruplar girince arkadaşlarımı gözden kaybettim.Sedef'le buluşma için zaman azalıyordu.Çaresiz kimseye haber veremeden Sedef'le buluşmak üzere miting alanından ayrıldım..Sonunda elma yarımla buluşabildik.Günden geriye kalan kısıtlı zamanı İstanbul ve Sedef'e adadım.Muhabbet kuşları gibi konuşup anlatıp durduk.Mitingin sorunsuz bitmiş olmasının verdiği rahatlıkla sarıldık birbirimize.İkiz kardeşlerin ayrı illerde yaşaması iyi bir şey değil.Biz Sedef'le aile içinde ikinci bir aile gibiyiz.Zaten Ondan başka kız kardeşim de yok benim.Neyse..
Akşam oldu.Sedef'le, hayatımın en önemli şok anlarından birini yaşayacağımdan habersiz otobüsümüzün kalkacağı yere gittik.Önce biri, sonra diğeri, en son bütün arkadaşlarım görüş alanıma girdi.Dondum kaldım!Donakaldım.Bütün arkadaşlarımın ya kolu sargılı, ya kafası, gözler mosmor!İçlerinde yarasız beresiz, sağlam hiç kimse yok!Onlar da beni gördü.Halsiz, hastalıklı bir biçimde otururken hallerine göre oldukça çevik hareketlerle üzerime yürüdüler, neredeyse beni dövecekler!Ben onlara 'ne oldu, ne bu haliniz?' diyorum.Onlar bana 'Neredesin sen!!!Ne kadar merak ettik.Aklımız çıktı, seni gözaltına alındın sandık!' diyorlar.İlk şok anlarını atlatınca yaralarını acıtmamaya çalışarak sarılıp ağladım arkadaşlarıma.Kimisi 'şükür geldin' diyor, kimi 'ailene ne derdik biz?' diyor.Sedef bir yandan 'Allah belanı versin senin Gülen, şu başımıza gelene bak, her şey olabilirdi' diyor.
Olay:
Ben alandan aceleyle ayrılınca grup yavaş yavaş dağılırken bir kargaşa olmuş ve polisle önce arbede sonra da çatışma yaşanmış.Arkadaşlarım da arada kalan grubun içindeymiş.Bütün bir öğleden sonralarını da hastanede acil müdahalede geçirmişler.Omuzu kırılanlar, retinası yırtılanlar, kafa travması geçirenler :((
Onlar kadar yaralı olacağımı bilsem de Onları bırakıp gittiğim için çok üzüldüm, arkadaşlarımsa hiç değilse sana bir şey olmadı diye çok sevindiler.Ağrıdan, sızıdan kendilerinden geçmiş bir otobüs dolusu insanın içinde tek sağlam kişi olmak beni hiç mutlu etmedi.Üstelik onlar acı çekerken bana bir şey olmaması beni utandırdı.
Sabaha kadar süren otobüs yolculuğu sırasında bir yandan yaralıları rahat ettirmek için elimden geleni yaparken bir yandan da 'bana da bir şey olsaydı aileme ne derdim, bir daha bana hiç güvenmezlerdi' diye düşündüm durdum ve bu olaydan sonra bir daha aileme farklı bir yerde bulunmamı farklı biçimde açıklamadım.Aslında bu ikinci habersiz vukuatımdı.İlki ablama gidiyorum diye kaçıp gittiğim paraşüt kampıydı.Ne oldu; post travmatik sendrom.Demekki ilk vukuat yeterince ders olmamış.
Akşam mutfakta yemek hazırlıklarına yardım eden Hakan delikanlısıyla tvdeki 1mayıs görüntülerine yorum yaparken araya benim 1mayıs kabusunu da sıkıştırıverdim.Ezkaza bloğu okursa şok olmasın; ilk benden duysun istedim.Çok şaşırdı.Neden anlatmadığımı sordu.Anlatamazdım çünkü bu olayı Sedef dışında aileden kimse bilmiyor.Böylece dün akşamki 1 mayıs kutlamalarına gidelim teklifini neden sert biçimde reddettiğimi anlamış oldu.
Bugün sessiz sakin başlayan ve 'Taksim Meydanı'nda neden bu kadar az kişi var?' sorumuza aldığımız sadece 5000 kişinin meydana alınma izni ile fitili ateşlenen olaylar sırasında gördümki bu kutlama-anmalar cephesinde değişen hiçbir şey yok.Yine Taksim Meydanı'na girmek isteyen işçi-emekçiler, yine onların karşısında duran çelikten bir kuvvet.Sadece 5000 kişinin girişine izin verilen Taksim Meydanı'ndaki güvenlik (!) gücü ise 23000di.Ülkemin en gelir getiren kurumlarını özelleştirme operasyonu adı altında satan hükümet işçi-emekçisine Taksim Meydanı'nı çok gördü!Sayın emniyet müdürü Celalettin Cerrah 'dağıtın şunları!' emrinin arkasına 'yoksa operasyon yaparım' tehditini ekleseydi bak bakalım bir Allah kulu kalır mıydı meydanda.Bir operasyonun nasıl çatıştırmaya dönüştürüldüğünü Bostancı'da gördük çünkü!
Akşam üzeri gibi bir çay demleyip termosa koydum.Hakan'a 'hadi' dedim.Termos ve kupalarımız bir de kendimiz indik bahçeye.Çayımızı içerken sohbetimizi ettik.Temiz havamızı aldık.
Fotoğraflar ektedir..
Mevsimi gelmiş bez ayakkabılar.
köprü.
taş devri bankı. BİR BİR MAYIS DAHA GEÇTİ
İŞÇİNİN EMEKÇİNİN BAYRAMI TEK GÜN
HER GÜN PATRON GÜNÜ
SENEDE BİR GÜN EMEKÇİ GÜNÜ..
DAHA İYİ KOŞULLARDA KUTLANASI YENİ BİR MAYIS'LARA..
GÜZEL ÜLKEMİN AYDINLIK GÜNLERİNE..
Ne güzel anlatmışsın...
YanıtlaSilkötü bir anı olmuş, kaçak 1 Mayıs ama daha kötüsü de olabilirdi.
YanıtlaSilAileden gizli yapılan şeyler neden ele yüze bulaştırılır? Bu tartışmaya açık, geniş bir mevzuu ;)
Bez ayakkabılarınız çok şirin. Bizimde var ama farklı renklerde. Kıskandım bak şimdi, aynı renkte olsun ikimizinkide kocayla..
Çay keyfi ne güzel olmuş açık havada..
Herşey güzel ama daha güzel olsun !!
Öpüyorum en büyüğünden Ablacım..
o bankta gelip seninle çay içicez dün gece telefondaki saçmalıklarıma gülüp :)
YanıtlaSiltekrar çok teşekkür ederim güzel yüreğin desteğin için
Seni gidi seniiii:))
YanıtlaSilMAÇO KIZIM BENİM :)
YanıtlaSilNELERDE YAPMIŞ BÖYLE :)))
:))))))
HER ŞEY TESADÜF DEĞİL TABİİKİ GÜLENCİĞİM, SENİ KORUYAN GÜÇLER ENGELLEMİŞ.
ZATEN GEÇMİŞTE KALMIŞ ACI HATIRALAR...
bir gün kızına anlatacagın bir bir mayıs anın var artık birde burdan baksak :)
YanıtlaSilkızın dedim ?neden bilmem benım kızım oldugu için sanırım:) :)
sevgiler
Gülen'im,
YanıtlaSilYavrusu Taksim'i karıştırma, o meydanda 34 masum canın kanı var, üzerinde oynanılmasına bende karşıyım. 77 yılının 1 Mayıs'ını çok yakından yaşamış biri olarak emekçilerin emeklerini akıttığı bu topraklarda adımızın emekçi değilde, provakatörlerce barbarlığa bağlamaları hiç bitmeyecek.
Resimlerin de harika, bahçede. Birde çaya buyur etsen!
Seni seviyorum deli kız
Gülencim
YanıtlaSilHakanla sana bir termos çayda benden, hatta bankta banada yer açın. Zamanında çok dayak yedik, birazda çay içelim değilmi arkadaşım.
Taksime tayyör giydirsen, altından cerrah çıkar. Bu yüzden üzülme sen. Geçmişte aslında 1 Mayısı en güzel bir biçimde Sedefle sen kutlamışsın. Arkadaşlar gibi iyi geçtiğini düşündüğünüz bir mitingin sonunda dayak yeseydin dahamı iyiydi. Nasılsa bir gün oda olur :) Dediğim gibi; Taksime tayyör giydirsen, altından cerrah çıkar.
Sevgilerimle
Ahmet
Aysema öğretmenim; bir öğretmen tarafından 'ne güzel anlatmışsın' yorumu almak beni çok mutlu etti.Teşekkür ediyorum.
YanıtlaSiln@zo'm; evet ailelerden gizli saklı yapılan işler hep hem de en rezil biçimiyle ortaya çıkar; ha bir de komşudan alınan elektrikli aletler patlar olmadı kısa devre yapar :)Böyle de bir şey yaşadım işte.'0 küsur sene geçti hala aklımda ama :( Conversleri Hakan'ın pilot eniştesi Çin'den getirmişti.Gençken bunların sadece laci ve beyazı vardı ama ben en çok bu ikisini severim.Size de çok yakışır aynı aynı :)
Bekliyorum çaya, balkona.
ELÇİN'im, duymadım ben bunu.Sen gel hele; çayın alasını yaparım.Hiçbir şey için teşekkür etme bana.
Belgin'im :D kötüyüm ben kötü :P
nunu'm; daha dur, ben daha hiçbir şey anlatmadım :) hayatım skandallarla dolu benim.Hep beni mi bulur?Evet hep beni bulur :)
asya selda; merhaba, hoşgeldiniz.Evet bunlar gençlik anılarımız.Evladım yok ama olsa bana karşı kullanmasın diye sanırım bunu ancak ben yaşına gelince anlatırdım :)
yaşam guru'm; Taksim'de o otelin 9. katı..Bu kadar zaman alan hazin bir öykü:( nedeni neydi ve bunu yapan insanların vicdanlarının ne durumda olduğunu çok merak ediyorum.Bitmeyecek, bu ülkede sömürülenler sindirilsinki sömürücüler daha çok sömürülene sahip olsun.
yaşam guru'm; söylememe, davet beklemenize gerek var mı?Ne dedim ben, buyrun gelin, çok sevinirim demedim mi?E dedim, e bekliyorum!
Kara kalem'im; Hakan şu an çok asabi :P cause stop to smoke; bu nedenle çay değil başka bir şey versek daha iyi olur :P
Yani tabiiki en azından birimize zarar veremediler, o açıdan sevindirici olmadı değil, yanında Sedef'ime eşlik eden bir İstanbul ekmek kadayıfının üzerindeki kaymak gibiydi.
Taksim'e tayyör giysen altından CERRAHAT çıkar; doğru..
Hakan ve benden de size sevgiler :)