Ben ve Sedef kentli evlerinde ayni anda keklik, tavsan ve kedi besleyen bir anne babanin kucagina actik gozlerimizi. Hatta daha sonralari kadroya, cikarmak suretiyle gozumu oymaya calisan annemin tavuk niyetine aldigi ama buyudukce aslinda bir tavuk olmadigi anlasilan ve o eyleminden dolayi aninda pilavimizin üzerini bedeniyle suslemekle cezalandirilan bir civciv de katilmisti.Neyseki anne ve babam egzotik hayvanlara ilgi duymayan insanlardi ama yine de hic vaz gecmediler.Evimizde evcil olarak nitelendirilen hayvanlarin hepsi mevcuttu.Kedi, kopek, balik ve kus.Kedi akvaryumu bosaltti, kusu yakalamaya calisti, kopek de kediyi rahat birakmadi, tavsan koltuklarimizi yedi ve surekli yavruladi.Kapimizin onune bakima ihtiyaci olan ya da evlat edindirilmek istenen yavru kediler birakilip kacildi.
Bu yolculuk sirasinda hayvanlardan cok sey ogrendim.Kediler ve piskolojileri konusunda uzmanlastim diyebilecek kadar konuya hakimim.
Kediler cok takdir ettigim bir sekilde kendileri sevilmek istediklerinde kendilerini zorla sevdirmeyi basarabilen ama sevilmeye ihtiyac hissetmediklerinde her sevgi oksayisini en sert tavirlariyla savusturabilen yaratiklardir.Hic katilmadigim, her duydugumda ısrarlıca itiraz ettigim 'kedi gibi namkor' sozu kedilerin bu durusundan esinlenerek bir deyim haline getirilmistir.Oysa ne guzel bir durustur bu;sirf karnini doyurdugumuz icin ona istemedigi halde dokunma hakkina sahip miyiz?
Butun kediler guzeldir, gizemlidir.Hemen hemen butun kediler kesinlike dort ayak uzerine dusmek uzerine programlanmislardir ( ama maalesef dusemeyeni de var :P Vücutlarının neredeyse butununu yalayarak temizleyebilecek kadar mükemmel bir anatomiye sahiptirler.Temizdirler.Yaralarini yalayarak kendileri iyilestirebilirler.Estetik bir duruslari vardir ve çok guzel yururler, hem de oyle guzel yururlerki mankenlerin podyum yuruyusleri 'cat-walk' diye tabir edilir.Zekidirler.Hislidirler.Deprem oncesi huzursuzlanarak 'garip' bir seylerin olabilecegine dair sinyal vermeye calistiklarina tanik olmuslugum var.
Artik bir kedim bile yok :( Depremden bir kac ay sonra veterinerlerin butun cabalarina karsin 'yasliliktan' kaybettigim 18 yasindaki 'Kizim'i bir parkin en yuksek yerinde bulunan bir anitin hemen altina gomdum.Ondan iki sene sonra bir gozu kurtarılamayacagi icin operasyonla alinan, diger gozu de kurtarilabilecegi icin iki ay suren bir tedavi sonucu az goren 10 yasindaki diger kizim 'Cingoz'u tam da anneler gununde Kızım'ın yanina gomdum :( Artik bir kedim bile yok :(
Bundan yaklasik on sene kadar once 13-15 yaslarinda bir gencin elinde uzaktan cinsini anlayamadigim, tasmasindan tutulup gezdirilen kar beyazi bir 'sey' gormustum.O seyin ne oldugunu o seye biraz yaklasana kadar da anlamamistim.Meger bu delikanli kurban bayraminde kurban edilmek uzerine alinan o 'seye' yem ve suyunu verirken fazlaca baglanmis ve ailesini yalvar yakar bu isten vaz gecirmis.Bir kac zaman daha bu eglenceli tiplere park dolaylarinda rastlamaya devam ettim; cevrelerinde bu hos arkadasligi ilgiyle izleyen kalabalik bir gurupla birlikte :) Cocuk ve o bakimli, yunmuş, yıkanmis, taranmis, tıras edilmis 'sey' bayagi populerdi bu dolaylarda :) Sonra o taraftan tasindik.Hikayenin gerisini bilmiyorum :)
Bayramınız kutlu olsun..