Gülen ve Sedef; ikiz ikilisi.
Aynısından bir tane daha :)
Küçükken 'ben daha güzelim' dermişiz durup dururken :)
Magnet Gülen o kadar hoşuma gitti ki artık hayata asılarak yaşadığı buzdolabına her gittiğimde seviyorum onu :)
Ne yazık ki kader yine ağlarını ördü ve Gülen'le Sedef yine ayrı düştü :(
Sedef'in Sedef 'i başka bir ilde, başka bir buzdolabın kapağında gülümsüyor magnet olmayan Sedef'ine :(
Merhaba; ben Gülen :)
Uzun saçlı bir sarışınım, zayıfım, kollarımı insanları kucaklamak için açmışım..
Zeytin karası gözlerim, kiraz rengi dudaklarım var :)
Kot kumaştan pantolonumu çok seviyorum, ayaklarım çıplak..
Çikolatam da var, hadi gelin size de vereyim?
A olmadı ama bir de bayram dövizi açalım :)
Okunmuyor mu?
Daha yakından bakalım o zaman..
Dövize zoomla Gülen :)
Bu sözüm ona korkuluk modeli, Banuca'ma yaptığı ziyaret sırasında acemihobicimin aklına yer etmiş ama yer etmeyecek gibi mi, baksanıza Banuca'mın korkuluklarına? Banuca'm korkuluk dahil el becerisi güzellikler armağan etmişti acemimin ona gidişinde. Acemim de bu sevimli korkuluk modelinden esinlenerek, biri Sedef'e armağan olmak üzere ikiz magnetler yapıp getirdi bana ama fotoğraf makinemin iç çekimlerde artık naz niyaz çalışıyor olmasından dolayı bugüne kadar bekledi görücüye çıkmak için bu kızlar :/ Çok şirinler.. Teşekkürler acemihobicim ve bir dahaki Kocaeli'ye gidişimde ilk önce gideceğim evin sahibi olan Banuca'm.. Geçen kış 2 aya yakın kaldığım Kocaeli'de bir Banuca'ya gitmeyi beceremedimdi iyi mi :(
Yarın bayram.. Kaçıncı bayramım annemsiz. Daha kaç bayram geçecek annemsiz :(
Bu özleme dayanacak gücü nasıl bulabildiğime şaşırıyorum, bu cesareti bulduğum gücüme hayran kalıyorum zaman zaman :( Bıraksam kendimi megalomanyaya kadar yolu var :(
Hele son zamanlarda yaşadıklarımdan sonra, emanetlerine de sahip çıkamadıktan sonra iyice yüklendim acımla özlemimi. Çok üzülüyorum, vicdanım rahatsız ve yapabilecek hiçbir şeyim yok. Elimi, kolumu bağladılar.. Yine de bu ağır yükü taşıyamayacağımı her düşündüğümde bir umut beliriveriyor beni hayata ısıtan. Pisikolojik desteğin işe yaradığını düşünsem de genel tablo bu :(
Yarın Hakan çalışacak bense yalnız olacaktım evde. Bayramın ilk günü ve ben kederimle yalnız..
Rahat oruç tutabilsin diye Kocaeli'ne kovalarken 'ramazan bitmeden sakın gelme' diye ültimatom verdiğim canım babamla -ki biliyorum Fethiye sıcağında oruca devam edecekti, didişecektik- bayramın ikinci günü kucaklaşacağız. Yarını nasıl atlatabilirim diye düşünürken ne oldu bir bilseniz..
Hakan'la iş çıkışlarında bizim Hello cafede buluşuyoruz, yalnız görüntü bir garip. Onun alyansı parmağında benimse hala bir alyansım yok. Alyanssız kendimi iknci kadın gibi hissediyorum (kişisel firim) Bekliyorum benimkiler bulunacak. Bir kuyumcuya gidip alyans almaya cesaretim, gücüm yok. Denedik, ağlaya ağlaya kaçtım kuyumcudan :(
Bu akşam yine buluştuk Hello cafede. Birer bardak çayımızı içerken ben bilmem kaçıncı kişisel 'HAYIR' mitingimi gerçekleştirdim, elimde ikram etmek üzere bir poşet bayramlık çikolata, insanlara 'hayır'lı bayramlar, 'hayır'lı oylar diye masa masa gezdim :) Bizim gibi Hello cafe müdavimi bir amca 'hani çikolatanın üzerinde hayır yazmıyor ama?' dediğinde 'eve gidip basacağız, fason çalışıyoruz biz' dedim. Herkes güldü :) Ama ben hala yarını nasıl yalnız geçireceğim diye düşünüyorum. Neden sonra Hakan demesin mi, yarın ve ikinci gün çalışmıyorum! Bunu söylemek için nasıl bu kadar beklersin diyemedim bile sevincimden..
Bayramınız öyle bir mutlu geçsin ki, bundan sonraki her bayram bir öncekinden öyle bir mutlu, bir arada, kayıpsız ve özlemsiz geçsin ki..
Öyle bir mutlu..
İstisnasız, ayırmadan seviyorum hepinizi..