satranç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
satranç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Ekim 2009 Salı

MAHMUT ABİ NEDEN BLOG AÇMALI? ÇÜNKÜ;


Mahmut abi neden mi blog açsın?
Neden açmasın?
Nalan hanım abla, Nalan hanım abla; bir kere siz o 'yalancı Gülen' sözünüzü geri alabilir misiniz lütfen? Sizin beni beklediğiniz saatlerde ben neredeydim biliyor musunuz? Gözaltındaydım, gööööz! Elimde Batıkent sokaklarını dolaştırdığım o dövizin ne anlama geldiğini çözmek için artık sizin olan Amerika'lardan kriptomanic uzman bilene getirdiler. Saatlerce kaldığım sorgu odasında bir laptop için onları ikna etmek ne kadar zamanımı aldı bilir misiniz sayın Nalan bayanı? Ancak surf tahtasında attırdığım bir blog turuyla Mahmut abimin Nalan bayanının yetenek ötesi eşi olduğuna ikna olduktan sonra bıraktılar beni o uzman arkadaşlar. Hatta aralarından bir kaç tanesi 'bize de blog aç, bize de blog aç!' diye çalıntı slogan atmaktan geri kalmadı.. Size gelene kadar o dövizden neler çektiğim hakkında fikir sahibi değilken nasıl bana yalancı dersiniz sayın bayan Nalan.. Gözaltına alınmadan önce gittiğimiz mahalle muhtarı 'kim bu Mahmut abi' dediğinde 'Yakında bütün Türkiye ile birlikte siz de tanırsınız' demiştim oysa..

Bahçe kapısına geldiğimde Mahmut abimle torun Ertuğrul yine kedi peşindeydi. Mahmut abinin geldiğimi fark ettiğinde neyseki çabuk davranıp yüzümü dövizin arkasına saklamayı başarabildim :) Mahmut abi büyük bir şaşkınlıkla baktı baktı ama bu ucubenin ne yapmak istediğinden bir türlü emin olamadı. Ben de fırsattan istifade kapıyı açıp önceden hazırladığım sloganımı kart bir sesle tekrarlamaya başladım: 'MAHMUT ABİ BLOG AÇ, MAHMUT ABİ BLOG AÇ!' Mahmut abi beni konuşamadığı için elindeki dövizle yardım isteyen biri sanmış meğer :/ Sloganımı atarken bahçe kapısından girmiş ev kapısına kadar gelmiştim bile. Nalan abla beni bu halde görünce Gül'den fotoğraf makinesi istedi :) İlk karemi orada verdim :)

Blog sayesinde tanıştığım Nalan ablamla bir seneyi aşkındır aralıkla da olsa görüşüyoruz; blog cemiyetinin önce gelen isimlerinden olan Nalan ablayla yeniden Batıkent'e dönmem nedeniyle daha sık bir araya geldiğimiz için mutluyum. Rahat hareket ettiğim bu evde olmak evimde hissettiriyor ve ben çok mutlu oluyorum :)

Günün birinde sadece fotoğraf çekmek için gitmek istediğim bu ev, ilginçlikler üzerine kurulu bir çok obje barındırmakta. Daha önceki ziyaretlerimde bu objelerin çoğunun Mahmut abi tarafından yapıldığını bilmiyordum; bugün öğrendim.. Ve MAHMUT ABİ BLOG AÇSIN düşüncemin artık eyleme geçmesi konusunda ısrarcıyım.

Mahmut abi el becerisi ve disiplini, el becerisi disiplini yüksek biri. Bütün bir telden hiç ek kullanmadan yaptığı bisikletlerden yapmayı öğretmesi için daha önce ricada bulunmuştum kendisinden ama bunun için özel bir gün belirleyememiştik.


Bir an önce yapmak istediğim bisikletler..
Bir tel hiçbir ek almadan çeşitli aletlerle kıvrılıp bükülerek bu hale geliyor.
Nasıl?
İnanılması güç değil mi??

Dün akşam Nalan abla fotoğraf makinanı da getir deyince hem fotoğraf çekmek hem de bisiklet yapmanın ilk ve temel unsuru olan 'düzgün tel bükme' harekatını gerçekleştirmek üzere Mahmut abimin dizinin dibindeki yerimi aldım :) Göründüğünden daha zormuş; göründüğü kadar zor değilmiş diyebilmeyi çok isterdim oysa.. İlk bükmelerimin Mahmut abi tarafından 'direk sıfır Gülen' şeklinde yorumlanması dirayetimi hiç kırmadı çünkü ben bu işi yapmayı çok istiyorum :) Bu sanat eserinin 'bu kadar kolay' yapılabileceğini hiç düşünmemiştim zaten.. Büktüm, büktüm, bıkmadım, bıkmadan büktüm ve ve ve son yaptığımdan dokuz puanı havada kaptım :) Heyecanlıyım, ilk bisikletimi bitireceğim günün heyecanındayım; kolum ağrısa da on tanecik tel bükümü bile ruhumu doyurdu :) Öyle mutlu oldum, kendimi öyle işe yarar hissettimki ilk bisikletimin fotoğrafını çektiğim gün mutluluktan ne yaparım, hiçbir fikrim yok :)


Tel kıvırma işlemleri :)

1- Mahmut abimin yapmamı istediği biçim.
2- Mahmut abimin yapmamı istediği şekli vermeye çalışırken heba ettiğim sıfır puanlık teller.
3- Yola girmeye başlayan tel çalışmalarım :P
4- Dokuz puan aldığım son kıvrımım :)

Mahmut abi neden blog açsın?
Mahmut abi neden blog açmasın?
Bakın ve söyleyin :)



Siyah taşların gül ağacı, beyaz taşların maundan yapıldığı satranç takımının tahtası da Mahmut abimin elinden çıkma.
Fotoğraf çekimi konusunda başarısız olduğum bu satranç tahtası ve taşları yerinde görülmeli..
Nasıl da ince ince işlenmiş.
Söylemeselerdi bu şahaserin el yapımı olduğunu asla düşünmezdim.

Çok güzeller.

Dikiş makinası ayağının üzerine kestirilen camda yemek yemek :)

Mahmut abimin torun Ertuğrul efendinin güvenliğini sağlamak amacıyla merdiven başına yaptığı bariyer.
Satranç taşlarını koymak için yine Mahmut abimin yaptığı kutu.

Sırt sırta vermiş kadın ve adam kitap tutacakları.
Mahmut abim yapmış :)
Ve gemiler.. O kadar güzellerki..
Denizci olmayı hep istemişimdir; tipik yengeç işte.


Gemi fotoğrafı çekmek için az kalsın bu sandalyeyi kırıyordum; nasıl utandım anlatmayım şimdi :(
Örgüsünü Mahmut abimin yaptığı bu sandalyeyi çok sevdim.

Şimdi; Mahmut abi blog açsın diyenler; hatta Nalan abla-Mahmut abi evi müze olsun diyenler ??
Bugün arabasını tamir için sanayiiye gidecekken hatırımı kırmayıp gününü bana ayıran Mahmut abime sonsuz sevgi ve saygılarımla.

Yorumları yorumlama senli benli bir sohbet sırasında içilen sakızlı kahve tadı bırakıyor damağımda. En kısa zamanda olmasa bile dünkü yazı gibi bir yazı yazar mıyım; hem de büyük bir zevkle. Bugün kolumu yormuşum biraz. Azıcık dinlensin garip :)
Yorum yorumlarken kendimi sizde, sizi bende görüyorum, kendimi daha iyi anladığımı, tanıdığımı hissediyorum. Bu atlatma süreçlerimde, uzandığımda hep yanımda bulduğum, beni hiç yalnız bırakmayan, bir merhabasıyla bile hayata ısındığım bütün arkadaşlarıma -isim saymama gerek yok, herpiniz benim için ne anlama geldiğinizi biliyorsunuz- sonsuz sevgim; ucu bucağı ve sonu olmayan bütün sevgimle..

17 ekim 2009 tarihli ÖNEMLİ EKLEME: Mahmut abiye bir blog açtık.
Hikayesi burada

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails