6 Eylül 2011 Salı

İNTİHAR ETMEK İSTEMEMİŞTİM OYSA BEN

Yoruldum. Her şey bir anda olup bitsin ve dinlenip karşısına geçip zevkle seyretmeden daha yeni bitirdiğim işleri yaparken kafamda organize ettiğim yeni işleri hayata geçireyim istiyorum. Hep alel aceleyim. Önceden durup düşünmeden yaptığım işler bittikten sonra ortaya çıkan olumsuzlukları gidermek için bir tur daha dönerdim o işin çevresinde.. Artık pek öyle değil ama. Şimdi düşünüyorum, hayalimde canladırdığım fotoğrafın detaylarına daha dikkatli bakıyorum.
Hızlı hareket ederken kendime dikkat etmemeye dikkat ediyorum :D Evet, dikkat etmiyorum kendime. İyi halt ediyorum. Kaçıyor sanki işler. Kendimi dinlemeyince oraya buraya çarptığım bedenimdeki morlukları, kesileri sonradan fark ediyorum. Bu kez de belimi harcadım. Hakan bekle birlikte yapalım diyor, he tamam diyorum ama onu bekleyecek insan gösterin bana :D O kişi kesin ben değilimdir :P O kadar ilginç bir ağrı ki sabit bir ağrı ama bir an çığlık attıracak kadar canıma okuyan. Öyle acayip bir durum ki bisiklet kullanabiliyorum, bisiklet kullanırken hiç sorun yok! İşte o anlık ağrı sonucu attığım çığlığa tanık olan bir arkadaşım elimdeki çay bardağı için bırak çayı hastaneye gidiyoruz dedi ve hastaneye götürdü beni sağ olsun. Bir kas gevşetici ve ağrı kesici iğneyle kendimi deldirdip döndüm eve o gün. İki gün rahat ettim. Sonra bir gün sle ve skeloderma için kullandığım ilaçların yanı sıra sinir sistem düzenleyici ilaçtan her günkü dozda içtim; bel ağrısı için de ne akla hizmetse iki ağrı kesici; oysa ben ağrı kesicilere alışkın değilim! Üzerine belimi rahatsız etmeyecek biçimde konuşlanarak tiner ve vernikle yapmam gereken işlerle uğraşırken ciğerlerimi de tinerle doldurdum. Bir süre sonra bir hoş oldum. Gereksiz olduğunun farkında olduğum gülmeler filan. Hakan şaka yaptığımı sanıyor ve dalga geçiyor; kelle olmuşsun diyor; oysa çok ciddiydim :D Hakan işe gittikten sonra mide bulantısı, baş dönmesi de hissedince garip bir şeyler olduğunu anladım. Bir süre bunların beni rahatsız ettiğini hissetmeyecek kadar farkına varamadım kendimin ta ki sol kolum öncesinde karıncalanmaya sonra da uyuşmaya başlayınca. Dilim şişmiş, yüzümü eğri büğrü görünce aynada Hakan'ı aradım. Şaka yapmadığıma inanamayan Hakan ambulans çağırmamı söyledi, öyle bir olmuşum ki ambulans çağırmak aklıma gelmiyor bile.. Gelmesini ölü köpek bakışı gözlerimle uyur gibi beklediğim ambulansın evi bulması hiç de kolay olmadı. Hakan da izin alıp hastaneye gidecek ve orada buluşacaktık güya ama eve çok yakın hastaneye intikalim bir türlü gerçekleşmeyince hastanede beklemek istemeyen Hakan hemen hemen aynı dakikalarda ambulansla birlikte eve gelmiş. Ambulans görevlilerinin yanındaki Hakan'ı algılayamadım bile, durum o derece yani. Ambulansa bindrildim hayal gibi. Sağlık görevlisi koluma damar yolu açmaya çalışıyor ama damarlarım çok ince olduğundan iki denemede de başarısız oluyor. Damarlarım patlıyor. İşlem görmüş damar üzerlerine bant yapıştırmak yerine sadece pamuk bastırılması sonucu ambulanstan inerken kullandığım demir ilacının marifeti sanki kanamalı hasta gibiyim. Görevlilerin üniformaları, ambulans sedyesi, hastanede yatırıldığım sedye kan içinde. Doz aşımı değil de kesisi olan biri gibiyim. Ambulans görevlisi beni acil doktoruna teslim ederken 'ilaç içmiş' dediğinde acil doktorunun 'intihar mı?' sorusu beni çok üzüyor, gözlerim doluyor. Hayatım film şeridi gibi hızlı hızlı akıyor gözlerimin önünden; yaşamak , hayatta kalabilmek için gösterdiğim çaba. Ölümlerden ölüm beğenmeyişim. O kadar ağrıma gidiyor, o kadar ağır geliyor ki doktorun müdahale açısından yöntem belirlemek için sorduğu o basit soru :( İntihar kim, ben kim; hayatta bir kerenin dışında hiç o kadar ümitsiz olmadım! 'hayır iyileşmek içtim ben onları' diyebildim, anlayamadı bile belki doktor ne dediğimi.. Damar yolu açılabilecek sadece iki bölgem var benim. Onlar da daha hastaneye ulaşmadan pörtlediğinden enfeksiyona açık olduğu için pek tercih edilmeyen el üzerinden açılan damar yoluyla almaya başladığım serum yavaş yavaş kendime getiriyor beni. Serum çok güzel bir şey. Önce uyuşmalarımı geçiriyor, sonra 'düzgün' görmeye başlıyorum. Gözüme fer gelince de Hakan'a 'yakında çorbacı var mıydı' diye soruyorum :) Hakan'ın işe başladığından beri ilk kez biz karı koca birlikte bir şey yapıp verdiği sağlık için Allah'a dua ederek çorbalarımızı içip dönüyoruz evimize hem de yürüyerek..
Ve günün salağı olarak ben ancak ertesi gün rutin ilaçlarımı içerken anlıyorum sinir sistem düzenleyicisi ilacımın 50 mg'lık kutusunun bitip yerine 100 mg.lık kutuya başladığımı. 100 mg. olarak reçete edilen ilacı 50 mg.'lıktan iki tane içtiğimi sanıp 100 mg.lıktan iki tane yani 200 mg. içtiğimi.. Öğreten ablalara sinir olurum, ahkam kesmeyi de sevmiyorum. Benim kadar dalgın, aceleci olan vardır belki diye söylemeden geçmek istemiyorum. Yirmi senedir ilaç kullanan bir kişi olarak diyorum ki doz aşımının üzerine tiner çekmeyin :P Çok kötü oluyor insan :D

Dikkatsizim, sarsağım. Ben yaptım siz yapmayın..
Daha bitmedi; bundan sonraki yazı konusu 'gece köpeklerinin saldırı tehdidine karşı Gülen ne yapar?'
Dahası da var ama yok o anlatılmaz :(

Vur deyince öldürürüm ben yazı yorum yorumlarım:

Sedat, benim güzel kardeşim Ray :D sen ve güzel ailene her şey için çok teşekkür ediyor ve hepinizi çok seviyorum.

Nalan ablam, her zaman bana kucak açan, her derdimi dinleyen, öğüt veren canım ablam utandırıyorsun ama beni :) Ben de senin benimle gurur duymandan gurur duyuyorum :) Özlüyorum sizi, seviyorum sizi; Ankara kapım benim :)

Fiamma'm, canım; benimkisi cahil cesareti. Ön araştırma yapmadan, ölçüp biçmeden bodoslamadan dalıveriyorum. Olabilirliğini kestirdiğimden mi, başarıszlıkla sonuçlandığında yeni yollar denemeye cesaret bulduğumdan mıdır nedir bilmiyorum ama ben sadece deniyorum :) Allah yüzüme bakıyor da eskisinden feci hale gelmiyor işler :) Tv sehpasını beğenmene çok sevindim. Senin gibi becerikli birinden aferin almak önemli benim için. Çok sağ olasın :)

Figen'im, gaza gelip tanışmakta çok geç kaldığım sprey boya, fırça ve verniklerle geri dönüşüm oda düzenliyorum şimdi. İşler bitince yine 'işte budur!' dersen çok sevinirim. Beğenmene çok mutlu oldum.. Ben de seni seviyorum :)

Nefise'm; senden nefret ediyorum. Yazı filan yazma sen :D Yaptıklarına bakıp bakıp başıma yeni işler açmaktan korkuyorum. Yürü git Nefise'm, yürü git :P
Ben de ara ara yazabiliyorum artık, ne eskisi gibi yazabiliyorum ne blog gezebiliyorum :( Yazamadığım zamanlar kendimi iş yerinden raporlu eleman gibi hissediyorum. Sana oluyor mu aynı şey?

Peri'm; sağolasın Dekupaj olayına da gireceğim ama bulamadınızki şöyle istediğim gibi Afrika yerlisi :P Belki de buldunuz da iki aydır haberim olmadı benim. Bu sıcaklarda Samsun iyi gelmiştir size. Vernik işimi beğenmene de çok sevindim. Fikirlerin için de çok sağ ol..

Işıl'ım, keşke sen de yanımda olsaydın da birlikte yapsaydık. Kazınacak ne varsa ahşap bakımından kazıyıp dursaydık, Domino's pizzadan mantarlı pizza isteseydik :P Aman sen yerinde yeni düzeninde rahat ol da gelince görürsün yaptıklarımı. İltifat edip utandırmışsın mutlu oldum ama kitap yazmak kim ben kim :P

asortik'im; bir de kendimi kaybetmesem, hayatımda sadece o iş varmış gibi davranmasam daha iyi olacak:)ama seviyorum uğraşmayı ne yapayım. Örgü örmeyi beceremediğim ve sabır gerektirdiği için yapamıyorum mesela ama isterdim ki ona da sokayım burnumu:) Boya, vernik, marangozluk işlerini çok seviyorum.. Beğenmene çok mutlu oldum sehpamı.. Çok sağ ol..

Banuca'm; artık buralardayım; bildiğin sebepten dolayı geceleri de :( Buna şükür diyorum yine de..

Sevgili cebimdeki renkler; uzun zaman sonra yanıt verebildiğim için kusuruma bakmayın. Eski bir Fethiye'li olarak yeni Fethiye'linin buradan ayrıldığında buraları ne kadar özlediğini en iyi sizanlarsınız; benim sizi anlıyor olduğum gibi. Buyrun gelin Karagözler kıyılarındaki lacivert denizi ben de çok seviyorum. Yazdıklarıma olan iltifatlarınız için çok teşekkür ediyorum. Okuyamazsın'ın bir hikayesi var. Bloğun ismine birlikte karar verirken uzun cümlelerimden dolayı Defdef'le 'çok uzun cümleler kuruyorsun, kim okusun seni' geyiğini çevirirken bloğun ismi 'okuyamazsın' oldu :) Okuyabilen azimlidir :D Güzel sözleriniz için çok teşekkür ediyorum..

ayşen'im; ses veremedim ne yazık ki :( İstediğim sıklıkta yazamadım:( Sana hiiiiç yazamadım. Kusuruma bakma ne olur.

Bahar'ım; Fethiye'ye geldiğimden beri ya net ya pc sorunum oldu. Nete bağlı bir pc'yi zor gördüm evde :D Hava değişimi, yeni olaylar, çevre, kurslar, ev sıkıntısı seni bir arayıp soramadım :( Ayıp ettim :( Rahat edebilirsin artık :P ; iyot kokusundan 200 mt kadar uzaklaşıp orman kokusuna yaklaştım. Günlüğk ağacı var minik bahçemde kocaman :) Orman kokuyor geceleri :) Seni merak etmedim değil ama ben ama ben..



Tulumunu giy, eldivenini tak, saçında bandana masken hani?
Artist misin sen ?!


Bir önceki yazı yorum yorumlarına gücüm yetmedi ne yazık ki, daha sonraya sakladım ben de cevap hakkımı :)
Seviyorum arkadaşlarımı..

7 yorum:

  1. canım çok geçmiş olsun..dikkatli ol emi:)üzme bizi...

    YanıtlaSil
  2. canım ya neler yaşamışsın,çooook geçmiş olsun.Enson mesaj yazmıştın kulaklarımda sorun var diye,bende nete fazla giremeyince görüşemedik bir türlü.Şimdi geriye doğru yazdıklarını okudunda çok sıkıntılı günler geçirmişsin.
    umarım şimdi daha iyisindir. Kendini fazla yormadan ,hız yapmadan hareket et olurmu?
    Yeni evinde hayırlı olsun.Taşındığına çok sevindim o huzursuz günlerde geride kalır inşallah.
    çok öptüm sevgiler

    YanıtlaSil
  3. Geçmiş olsun, Allah saklasın ne şehittir ne gazi olmaya az kalmış, kız kendini düşünmüyosun sevdiklerini düşün...Asortik tinercim:)

    YanıtlaSil
  4. Zoe kadınsın çoook zoorrr, Allah Sevgili Hakana ecir sabrı vermiş o daha farkında değil:))) RAhat dur bee kadın, bir gün dikkatsizlikten kim vurduya gideceksin:))) Geçmiş olsun canım ama hemen o 100 lükleri böl ortadan ve bir kutuya naklet hem de acil olarak. Veee lutfennnn dinlennnnnnnn koşturup tezcanlı çalışmana bir şey demiyorum ama camı aç en azındannnnn. Bu nnnnn ler yetmiycek bana

    YanıtlaSil
  5. Dua okuyup, üfleyip gönderdim, sende bir yerlere nazar boncuğu as.
    Geçmiş olsun canımıniçi, sana senden başka dikkat edecek yoktur, bunu bil:))
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  6. Anlattığında dinlerken çok üzülmüştüm .Şimdi okurken,sonrasını bildiğimden olsa gerek güldüm. Sıkıntına değil tabi,iyi olduğunu biliyorum.Sonraki maceraları da.
    Bence sen artık kitabını yazmaya başla...

    YanıtlaSil
  7. burdan başlıyorum malum epeydir blog gezip okuyamıyorum pc sırası gelmiyordu gelsede facede oyuna takılıyordum.ne yaptın sen çok geçmiş olsun canm ya

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails