Nalan ablam: Gülen nerde kaldın, gelmiyor musun?
Gülen: Gelemiyorum Nalan abla :(
Sessizlik..
Hakan: Yalaaaan, geliyoruz..
(Ama Nalan ablada onu duyacak kulak hani :P )
Nalan ablam: A neden?
Gülen: Hastayım. Toparlayamadım kendimi, gelemiyorum ama kalbim orada ve seninle.
Nalan ablam: Bedenin de burada olsa iyi olurdu :)
Gülüşmeler ve veda faslıyla kapanan telefon..
Bu telefon konuşmasının yapıldığı sırada Cin Ali'nin Bisikleti projesinin tanışma çayına gitmek üzere yola çıkmıştık. İnsanları şaşırtmayı seviyorum. Böyle şeyler yaptığımda Hakan bana çok üç kağıtçısın sen diyor ama sonra hep birlikte gülerken çok eğleniyoruz, hayatı sıradanlaştırmaktan kurtarıp hoşluk yaratıyor bu tür şaşırtmacalar.
Gençlik Merkezi'nin çay davetinin verildiği odasına girdiğimizde eksik olanın tamamlandığı hissini veren bakışlarıyla karşıladı Nalan abla bizi. Hiç inkar ve itiraz etmesin, Nalan abla bizi gördüğüne hiç bu kadar sevinmemiştir kesin :P Nalan ablayla birbirimize daha çok zaman ayırmalıyız :) Bisiklet projesiyle ilgili üzerinde uzun zaman ve emek verildiği belli bir sunumu neyseki daha başındayken bölmüş olmaktan az da olsa utanarak yerimize geçtik..
Temiz, bakımlı ve ufak bir göz gezdirmesinden sonra edindiğim izlenimden, zaman zaman step sporunun da icra edildiğini anladığım sıcak odada AB uyum programı çerçevesinde yapılan projelerin amaçları hakkında bilgilendirilme devam ediyordu ki elinden tuttuğu dişsiz sevimli bir kız çocuğu ve ablası olduğunu düşündüğüm bir kaldınla girdi salona. Kadınlar bana gülümseyerek arkadaki koltuklara geçerken kendilerini hiçbir yerden tanımadığım tesbitine ulaştığım kısa bir zihin yoklamasını sonuçlandırmıştım bile. Nalan ablayla artık kaş göz işaretiyle bile anlaşabildiğimizden Nalan ablaya attığım ufak bakışın fısıltılı cevabıyla o gülümseyen bakışları isimlere yerleştirebildiğimde o gülücüklere de anlam vermiş oldum. Büyük ayıp olacağını bildiğim halde arkamdaki sandalyeye oturan genç kıza dönüp 'merhaba, hoş geldin :)' dediğimde dünyanın en güzel ses tonuyla tanıştı kulağım: 'hoş bulduk'
Uzun süredir ara ara yazılarımla katılımda bulunduğum çok eğlenceli bir siteye üyeyim. Blogger arkadaşlarımdan çoğunun bildiği bu sitede yaratıcı ve paylaşmayı bilen ve seven insanlar ürettikleri, geri dönüştürdükleri el emeklerini sergiler. Yorumlarıyla sunuma neşe ve motivasyon katan diğer üyelerin ortalığı neşeli bir tiyatro oyununa çevirmesinin an meselesi olduğu, Nalan ablamla da tanışma nedenim olan o sitenin adı 10marifet'tir. Ardından aralarından birini seç dediklerinde sessiz kalacak kadar hepsini ayrı ayrı ve aynı biçimde yüreğimden sevdiğim, el becerilerine düş güçlerini de katan çok sevgili arkadaşlar edindiğim güzel bir sitedir 10marifet.. Şimdi bu arkadaşlarımın (bizimgibiler, çelebi, gönüldenele, marifetli peri, bahar, nrhmrl, sesiber, embir, neduk, kriizantem, semyıl, esinsel, sevimli hayat, banuca, Emel03, Methods, fiamma ve yorgunluktan adını unutabilme hakkını saklı tuttuğum ama kalbimdeki yeri sabit diğer arkadaşlarım) arasına siteye yeni katıldığı halde sessiz ama derinden, sanata bakışının el becerisi ve sabrının kalplerimizle randevulaştığı bir arkadaşım daha eklendi. Yaptığı iş akıl alacak nitelikte olmadığı halde haklı övgüleri büyük bir mütevazilikle karşılayan bu yeni ve tatlı arkadaşımız o güzel sesin sahibi Aytacrafts.. Aytacrafts fimo hamurundan çok güzel ve minicik bebekler, kolye uçları, kumaştan oyuncaklar, telden tasarımlar, yağlı boya tablolar ve daha neler neler yapıyor. O fimodan bebekler o kadar küçük ki birine 'el gadar' sözcüklerinin ilk hecesine istinaden Elga demiştim. Şimdi o bebekler Elga ismiyle anılıyor :) Aytacrafts'ı tanıdığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Onu seviyordum zaten de tanıdıktan sonra aslında ne kadar az sevdiğime karar verdim :)
İnce ruhlu Aytacrafts Nalan abla ve bana avuç içinde bile miniminnacık duran birer bebek getirmiş. Bir önceki akşam alelacele yaptığından çok beğenmediğini ısrarla vurguladığında 'beğenmediği buysa içine sineni nasıldır acaba' diye içimden geçiririken o kadar emek verilmiş bir objeyi kesinlikle kabul edemeyeceğimi söyledim. Benim hayatım boyunca bırakın yapmayı, cesaret bile edemeyeceğim bu değerli bebeğe layık göremedim kendimi ama sonradan bir hediyenin reddedilmesinin ne kadar büyük bir ayıp olduğu düşüncem bebeğin büyülü güzelliğiyle birleşince utana sıkıla, ezile ezile bebeğimi bağrıma bastım :) 'Sakın bunu ben yaptım deme' diyerek gördüğüne ve bunun bir insan elinden çıktığına inanamayan bakışlarıyla gözbebekleri kocaman komşum Gülay tarafından adı 'BİR DAMLA' konan kel kafasını çiçekli bir tacın süslediği bebeğimi kucağıma; yani elime aldım :) Nalan ablanın erkek bebeğiyle başgöz etme planlarımız yok değil :) Ama yok öyle, az naza çekelim kendimizi, kız evi naz evi :D Koca koca insanlarız güya :)
Aytacrafts 10marifet ailesine katılmadan önce de benim bloğumu okurmuş. Yanındaki ablası sandığım kişi de annesi, dişsiz, sevimli kız çocuğu da Aytaç'ın kızı değil miymiş :) Aynı gün sadece Aytacrafts'ı değil, kendisini üç kuşak olarak tanımaktan mutluluk duydum :) Onları babaları getirmiş. Bloğun, blog dünyasının iyi insanlarıyla bir araya gelmemek için hiçbir nedenim yok benim :) Var mı? YOK!
Ben samimiyet konusundaki sınır tanımazlığımdan Aytaç da okuduklarıyla beni tanıyor gibi olduğundan arkadaşlığımızın sanki öncesi varmış gibi hissettik :)
Sunum devam ederken kapı aralandı, koca mavi gözlerini salonda dolaştıran hoş, sempatik biri süzüldü içeri. Gelen, tanışmayı karşılıklı olarak bir türlü denk düşüremediğimiz tatlı arkadaşım MAVİANNE'ydi. Birbirimizi fotoğraflarımızdan tanıdığımız için 'acaba hangisi?' bakışları olmadan direk yanımıza geldi ve sunumu bozmaktan korkan titrek, sessiz sesimizle fısıldaşarak merhabalaştık. Kısıtlı zamanlara sığdırdığı koşturması arasında çay davetine gelerek beni ve Nalan ablayı çok mutlu eden, yazdıklarını okurken hissettiğim güzel enerjiden hiç farklı bulmadığım MAVİANNE'mle sohbet edecek kadar zaman geçiremesek de bu görüşmenin son olmayacağını düşünüyorum.
Çıkışta sanki kendi evimmiş gibi Aytacrafts ve sevgili ailesini Nalan ablalara davet ettim :) Nalan abla da 'hadi bize gidelim' deyince 'ben davet ettim zaten Nalan abla' dedim :) Etten evvel çömleğe düşmesem olmaz :) Çok güzel bir gündü; Aytacrafts'ın becerileri hakkında edindiğim izlenim onun projelendirmesi konusunda kendisine verdiğim destekle paralel süren bu güzel sohbet ne yazıkki çabuk bitti :/ Ne domuz gribi paranoyası ne azalmış da olsa bütün bedenimi yorgun düşüren, yüzümü yamultmakla kalmayıp kırıklığını hala hafiften hissettiren hastalık. Maskeyle çekinerek gittiğim kalabalık arasından gayet neşelice döndük evimize.
Bir Damla'mız;
Kel kafasının üzerine özenle takılmış saç bandının ucundaki çiçeği kadar taze..
Bir Damla'mız :)
Totosundaki bezine bakmadan ayak parmaklarında kırmızı oje olan kokoş adayı Bir Damla'mız :)
Uykusu gelmiş Bir Damla'mız
Avuç içi kadar mutluluk bir Damla'sı :)
Yapımı haftaya başlayacak olan Cin Ali'nin Bisikleti kursumuzun
blog ve 10marifet misafirleri;
kucağında kızıyla Aytacrafts,
Nalan ablanın yanındaki Aytacrafts'ın genç annesi,
Yanımdaki mavi göz ise Mavianne'm..
Ziyaret için sonsuz teşekkürler..
Final fotoğrafı proje sorumlusu Zehra Zihnioğlu ve
pilates mucizesinin en iyi örneği Nalan ablam olsun.
Aaaa! Final fotoğrafı bir önceki karede kalmamış mıydı?
Kim koydu bunu buraya :P
Günün notu: Babam yaş günü mesajları için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, -edecekmiş :)
Beni yalnız bırakmadığınız her gün hepinize sevgiyle daha çok bağlanıyorum..
Ve artık sadece teşekkür etmek istemiyorum..
Yakın bir gelecekte bir sürprizle çıkabilirim karşınıza ama söz vermem hiç mümkün değil :)
Leylakdalı'm; fotoğraflar için affına sığınıyorum :P
Orada olmak isterdim doğrusu, kaçırdığım için üzgünüm. Hem sizleri görür, hem Mavianne ve o harika bebeklerin yapımcısıyla tanışır hem de piskilet işine bulaşırdım. O "Bir damla"ya ölüp bittim, ne şeker şeydir o, Gülen Ankara'ya gelince evcilik oynayalım seninle.
YanıtlaSilFotoğraflar için affetmiyorum Gülencim, öğren artık yakın çekimi yoksa çekecem kulaklarını.
Öptüm cancağızım...
gülenbayanım benim,bende buradan tekrar teşekkür etmek istiyorum,sayenizde öyle güzel bir hafta sonu geçirdimki,bütün akşam yüzümde gülücüklerle dolaştım ve hala çok mutluyum,eskiden bloğunu okurken allahım ne güleryüzlü ne tatlı kadın dediğim ve kestiklerini o her ne kadar maharet saymayıp sadece kesme güdüsü olarak adlandırsada,benim hayran kaldığım bu gülen insan,tatlı gülenbayan şimdi benim arkadaşım çok mutluyum:)yazın beni çok duygulandırdı,iltifatlardan da yüzüm kızarmadı değil hani,ve neredeyse bütün yaptıklarıma link vermişsin teşekkür ederim inceliğine.Ayrıca annemde okumuş şimdi,oda Teşekürediyor cumartesi günkü sıcak karşılama ve bu güzel yazı için.
YanıtlaSilçok güzel ifade etmişsin demekten ve kıskanmaktan usandım.vazgeçtim:(
YanıtlaSil:))))
sustum
şimdi mahmut abi blogunu da yaz ceza olarak:)))
bugün misafirim geliyor hemen çıkıcam.aytac ve leylakdalını da acilen öptüm.
haaa
şu bloguma koyacağın eklentiyi bugün yaparsan ben de yarın fotolarla yzısını yazarım gecikmesin.ara beni
Harika bir gün geçirmişsiniz, özenmemek, orda olmak istememek imkansız. Resimleri görüp, yazdıklarını okudukça insan "keşke Ankara'da yaşasaydım" diyor:))
YanıtlaSilAytac'ın yaptıklarını 10marifetten takip ediyor ve çok beğeniyorum. Damla da çok sevimli güle güle büyüt bebeğini:))
Nalan ablayı ve Gülen'ciğim senin güzelliğini biliyorduk zaten. Aytaç ve mavianne de çok güzellermiş, onları da görmüş olduk. Hepinizi kocaman öpüyorum.
Sevgili Gülenim,güzel gülen kız;
YanıtlaSilHey Ankaralılar, Bize de şart oldu İzmirliler olarak toplanıp sizlere hava atmalar.Kıskanmadık onur duyduk ama yine de ossun Elga bebekler damla bebek yapımcıları telden adamlar on marifet gibi blogların yetenekli yaratıcı bayanları hepinize tebrikler.Biz de buralarda oturup güneş deniz yokefendim gevrek çay muhabbeti yapalım, popomuzu kaldırıp da bir buluşun altına imza atmayalım, olacak iş değil! Ben de boyalarımı tuvalimi alır gelirim yanınıza ya da toplarım İzmir bacılarını ona göre.Sağlık mutluluk ve her daim neşe içinde olun hepiniz inşaallah sevgilerimle.
Seni okumak zaten çok büyük bir zevk, o güzel yazında sevgili bir arkadaşın olduğumu duymak ta çok daha büyük bir zevk. Gününüz çok güzel geçmiş, bend aranızda olmak isterdim. Bakarsın birgün olur. Seni seviyorum, adını andığın tüm arkadaşlarımı seviyorum, 10marifeti seviyorum(ne sevgi doluyum beeee:P)
YanıtlaSilGülen'cim, çok tatlı bir sebepten ötürü gelemiyorum sık sık ziyaretine. Malum şirinlik büyüsün biraz, birlikte geliriz artık:) Senin güzel mesajını aldım, çok mutlu oldum. Sana kanımın neden böyle çok kaynayıverdiğini anladım bir kez daha:)
YanıtlaSilGülenim,canım ne güzel bir gün geçirmişsiniz yaa..hepimiz imrendik.
YanıtlaSil*****
aslında ben aldığım güzel bir mesaj sonrası atladım geldim hemen buraya.
Allahım nekadar duyarlı bir baban var.Tekrar yazıyorum ,Allahım sağlıklı uzun ömürler versin,başınızdan eksik etmesin onu.Ellerinden öpüyorum bende sevgilerimi göndererek.
ayy ayy kızlarda (bebişler) bi harikaymış.ne güzel hepinizi gördüm :))
YanıtlaSilyorumda babanızın mesajını görünce şaşırdım ..kim ki ve neden diye düşündüm(tabi babanız olduğunu bilmiyordum)şimdi blogunuzu ziyaret ederken öğrendim :)saygılarımı iletiniz lütfen çok nazikce bir davranıştı.
YanıtlaSilsevgiler...
Hah şöyle yahu. Ben böyle ballandıra ballandıra bir anlatım istiyordum zâten.''Nalan kısa keser gider'' diyordum.Nitekim öyle yapmış.İmrendim ve orada olamadığıma üzüldüm.Sevgiler.
YanıtlaSilBayıldım hem bebeklere hem de dayanışmanızıa, beraberliğinze Gülen'im.
YanıtlaSilSevgilerimle...
www.hayatizlerim.com
Gülen ne güzel olmuş buluşmanız.
YanıtlaSilVe bencede bebiş çook şirin.Çook güzel...
yaa bende olabilseydim orada..
YanıtlaSilşimdi sıkı dur çünkü sana çok kızgınım:))
YanıtlaSilHani seninle cumhuriyet yürüyüşü yapacaktık? Aradım seni ama telin cevap vermedi:( bende gürültüden duymadığını düşündüm ama bak başkalarıyla buluşuyorsun:) Şaka bir tarafa seni görmeyi çok istiyorum yahu, aynı şehirde neden görüşemiyoruz biz? Nalan ablamızı bir kez gördüm ama ayta da merak ettiğim yani görmek ve tanışmak istediğim arkadaşlarımdan birisi.
Bir ara batıkentten çıksanız şöyle Kızılayın göbeğinde bir araya gelsek ve bu görüşme mesai saatleri dışında bir zamanda olsa nasıl olur? Bak kıskançlık sınırlarım zorlanıyor bilesin:)))
Bakıp bakıp keşke orada olabilseydim diyoruz ama icraat yok işte. Ondan yazıyorum kesinlikle tanışmalıyız.
Babacığının doğum gününü de buradan kutlayayım. (hala aklımda cadı kadının yaptıkları ve yüreğim sızlıyor, o zaman valla 2 gün başım ağrıdı)
Güzel yanaklarından öpüyorum canım.
Maşallah bütün güzeller birarada. ballıcanıda gördük. orda olmak isterdim.
YanıtlaSilcanım ben de seninle tanışmaktan mutluluk duydum
YanıtlaSilanıtkabir fotoları ile oraya gitmiş gibi oldum gerçekten de
teşekkürler
ellerine sağlık
güzel bir haftasonu diliyorum sana
sevgiler