10 Ekim 2010 Pazar

İZMİR HALASI, TETANOS AŞISI, YENİ BLUZ, PAZAR GÜNÜ..

Pazar günleri benim yatılı okula dönüş günümdü. Hiç sevmem ben bu yüzden pazar günlerini. Pazar günleri benim için arıza gündür. Onaltı yaşında okulun kapısından son defa çıktığımdan beri de değişen bir şey olmadı. Pazar günlerini sevmemeye devam ediyorum :)
Günlerdir İzmir'de yaşayan halam -aslında tek halam- Fethiye'ye turla gelen arkadaşlarından kaldığı dinlenme tesisinde yasal olmayan yollarla yani illegal biçimde besleyip ve birden bire üreyen kedilerinin fotoğraflarından oluşma bir albüm gönderdiğini pazar günü de arkadaşının bize geleceğini söylüyor ben de tur kuşu halamın GAP'lara, Karadeniz'lere gitmişken burnunun dibi Fethiye'ye neden gelmediğine sitem edip duruyordum kendi kendime. Burnuma sürpriz kokusu gelmişti gelmesine de pazar gününü bekliyordum; hani arkadaşı gelecek ya :) Eğer gerçekten kendisi değil de arkadaşı gelmişse arayıp neden gelmediği konusunda hesap soracaktım. Sonunda bu sabah kapı çaldı. Merdiven boşluğundaki pencereden dış kapıda zili çalan kişiye yukarıdan baktığımda halamın artık beyaza dönmüş gür saçlarını görünce aslında tahmin ediyor olmama karşın öyle bir sevinç çığlığı attım ki. 'Biliyordum, biliyordum' diye indim basamakları. Sarılıp kucaklaşma, sevinçten, duygudan bir miktar ağlama seansından sonra sesimize uyanan babam da en neşeli haliyle katıldı aramıza. Oysa daha dün akşam amcamı yemeğe almış babam, amcam ve ben halamla konuşmuş 'keşke sen de burada olsan' demiştik.. Halamsa Ölüdeniz'de bir otel odasından konuşuyormuş bizle :) Halam babamın geçen yılbaşı akşamı birden karşınsa çıktığının rövanşını almak için oynamış bu oyunu bize:) Bizim ailenin garip halleri, yapacağımız her şeye bir eksantriklik katmasak rahat edemeyiz..
Halamla babam bir arada büyümemiş ama o kadar benzer özelliklere sahipler ki insanın genetik bilgiler önünde bir kez daha saygıyla eğilesi geliyor insanın.. Her ikisi de üçüncü bardak çaylarını ille de 'yarım bardak' istiyor mesela :) Bu iki kardeş 2.5 bardak çay içiyorlar :) İkisi de tatlıyı çok seviyor, ikisi de çocuk gibi muzip, esprili ve hoşgörülü.. Halam babamı ilk karşılaştıklarında kıskançlığından salıncaktan düşürmüş olsa da birbirlerini çok seviyorlar. Şu an babam tv karşısındaki koltukta, halamsa babamın yatağında şekerleme yapıyorlar. Aslında bunun adı şekerleme değil, bildiğiniz uyku ama her ikisi de sözleşmiş gibi bu uykunun tarifini şekerleme olarak adlandırmışlar.

Dün apartman içinde kalmış paslı vileda sapını çöpe atarken ayağım kaydı ve en paslı kısım sol el yüzük parmağımın ucunu yırttı. Bildiğiniz yırtık. Bir kan, bir kan ama ne kan :( Hemen yakındaki hastaneye gittik. Parmağım düz bir satıhta kesilmiş olsaydı en az iki dikişi vardı ama U biçimli kesik olunca kesik yeri deriye yapıştırıverdim. Hastaneye gidiş nedenim tetanos aşısı olmak içindi. Aşıyı oldum, aşı parmak yırtığından daha çok acıdı. O zaman ilkokuldayken aşılarımızın neden cuma günü yapıldığını daha iyi anladım. Ağrı kesici almak zorunda bırakan bir acı :( Görevliye iki sene önce tetanos aşısı olduğumu söylediysem de yine de yapıldı aşım. Aşı yerim şiş ve kızarık, hafif yangılı. Neyse parmağı kurtardık :D

Ben bir bluz daha diktim. Aslında ilk alındığında kat kat fırfırlı bir bluzdu bu. Sonra ben onu fırfırlı etek olarak giymeye başladım ama Hakan bana yakışmadığını söyleyince ben de bozup düz bir bluz yapmaya karar verdim.


Bozmadan önce fotoğraf çekmedim değil ama fotoğraflar bozulan kasada kaldı ne yazık ki ama elimde dönüşümden önce nasıl bir şey olduğuna dair az çok fikir verebilecek bir fotoğraf mevcut:) Yukarıdaki fotoğraftaki etek şimdi oldu bluz :)
Aslı kat kat olduğu için bluzumun önü de arkası da üç parçadan olşuyor ama kumaşı yanlışlıkla dar kestiğim için yan kısımlarına kumaş eklemem gerekti. Koltuk altlarına gelen yerler volanlı kalınca da diktiğim yerleri sökmeye kıyamadığım için minicik bir pilecik konduruverip çözdüm sorunu. Tamamı el dikişi, incecik, terletmeyen, terlediğimdeyse ter alan yumuşacık bir kumaş.




Çanta, çanta dikme konusunda uzman ikiz kardeşim Defdef'in ürünü :)




İnce ve bu dokudaki kumaşlar Fethiye gibi iklimler için çok ideal. Sanırım ben burada penye giymeyi düşünmemeliyim bile. Tarif etmem gerekirse, Hint işi ürünler satan dükkanlardaki kumaşlardan benim sevip kullandıklarım. Bakalım bozulacaklar bitince ne yapacağım? Umarım piyasada bulabilirim bu kumaşlardan çünkü hem dikmesi çok zevkli hem kullanımı tam da benim istediğim nitelikte. Fotoğraf çekimi konusunda ustalaşmam gerekiyor, bunun eksikliğini hissetmeye başladım..

YORUM YORUMLARI:

3prenses'im, he yuttum. Düşününce ne iğrenç bir durum. Kendimi bir sineğin katili gibi hissetmek daha feci ama onlar da ne ısırıyor kardeşim :) Sezon bitti ama hala sineğe rastlamak mümkün. Yavaş uçuyorlar, enerjik değiller. Onları avlamak zor değil ama kıyamıyorum, son günlerini yavaş ve huzur içinde yaşasınlar, özgürce uçuşsunlar istiyorum oysa bilsen ne rahatsızım kendilerinden..

Gönülçelen'im; bizim hep kedimiz vardı biliyor musun? Kardeşimin doğduğunda bile kedimiz vardı. Adı Miço'ydu. Kendini köpek sanan bir kedi :) O kadar çok kedi geçti ki elimden. Son ikisini birini 18 diğerini 10 yaşında kaybedene kadar kedilerle yaşadık biz. Sedef'le doğduğumuzda evde keklik, tavşan ve kedi varmış, bir de biz ikizler. Aileye bakar mısın :) Kimseyi yemek yerken rahatsız etmemek gerekiyor. Bize yapılsa hoşumuza gider mi? Gitmez, o halde Şanslı da haklı bu durumda :) Allah ömür versin Şanslı'ya :) İğrenç olmadığım konusunda Hakan'cığımı ikna etmem çok zor :) O arada bana ne fenasın, ne kötüsün, ne iğrençsin diye takılır :)

Nalan ablam; beğenmene sevindim, hem de çok sevindim çünkü bariz bir kusuru olsa -ki asla yok demiyorum- sen mutlaka söylerdin. Ablam kumaşların konusunda tereddütün olmasın. Kontrol için Ankara'ya geldiğimde uzun kalacağım :D Bu arada Dolunay sizin o taraftan son çıktığımız evin yakınına taşınıyor. Bir Nijerya'lı atasözü der ki 'bir taşınma bir yangına bedel' Allah taşınana kolaylık versin. Evet biz geldik, Işıl Ankara'ya gitti :( Onun için sevinsem de kendim için üzüldüm. Kursa yazılmıştık. Beraber gidip gelecektik. Onun için her şey çok iyi olsun. Özleyeceğim onu da seni özlediğim gibi :( Ararım ablam seni..

Dikişdersi'm; beni anlamana çok sevinmekle birlikte dikiş bilen kişilerden de utamıyorum. Ynai benim yaptığım da iş mi diyroum. İnsanlar senelerini vermişler, kurslara gitmişler, ölçüp biçip dikiyorlar. Ben de şu kıytırık işleri 'ben yaptım' diye çıkıyorum ortaya diye ama yok, elimde başka bir işim yok :) Dikiş dersi veren sen beni takdir ediyorsun ya, ben ne kadar sevinip cesaretlenip ama aslında en çok da utanıyorum bir bilsen :) Çok ama çok teşekkür ediyorum, yüreklendirdiğin için çok teşekkür ediyorum. Yanlışlarımı söylersen çok mutlu edersin beni :)
Sözümün yanındayım, bence kadın dediğin sağlık sorununa zemin hazırlamaksızın hafif etli butlu olacak. Kimse üzerine alınmasın ama bu benim fikrim. Sen de üzülme, hafif bir egzersiz ve diyet programıyla fazlalıklarını sonsuza kadar terk edebilirsin. Ben pilatese devam ediyorum ve pilates iyi uyanmama, iyi uyumama, daha iyi düşünüp davranmama neden oluyor. (Ciddiyim) Pilates konusunda sana başarılar dilemek istiyorum :)





5 yorum:

  1. Canım benim yorumlara benide kattığına çok sevindim.Çünkü mektuplaşır gibi oldum seninle.Benim hayvan sevgim Şanslıyla beraber başladı.Yani 6 senelik bir durum.Balıklarım felan vardı ama onları saymıyorum.Çünkü onlara dokunamıyorsun.Ben 8 yaşına kadar atımız,tavuğumuz,koyunumuz,ineğimiz vardı ama çok zaman geçmişti.Şanslıdan sonra bütün hayvanları sevdim.Böcekler hariç:(Onlar benim için fobi:(Her şeye rağmen insanlarıda daha bir çok sevdim.Eskiden kızdığım şeylere kahkahalarla güler oldum.Onları olduğu gibi kabul ettim.Daha dooğrusu sevmeyi öğretti bana...Şanslı ve Şanslı gibiler bir terapi.Sennde hayvanlarla ilgili geçmişin varmış.Beni anlayacağını düşünüyorum.Halan gelmiş gözün aydın.Halalar çok sevilir derler.Bende bir halayım ve çok seviliyorum:)Tadını çıkar.Buluzun çok güzel olmuş.Bende yaz için çok ince kumaşları seçiyorum.Gülen'cim bu yeteneğini kullan diyorum tekrar.Daha çok yazacaklarım var ama şu anda nokta diyorum::))
    Sevgiler:)

    YanıtlaSil
  2. sonuna kadar okudum Gülen ,ama ben resimdeki teninin rengini ve hala bu zamanda askılı giyinmene özenmedim degil ,ben burda patik çorap üşüyorum :)istanbulda fırtına vardı düne kadar ,babanla halanın süprizleride çok hoş olmuş birbirlerine:)

    YanıtlaSil
  3. canım çok beğendim bluzunu sana da çok yakışmış
    aşağıdaki kedi fotoromanı ise süpre olmuş :))))
    sağlıklı günler diliyorum sana tatlım

    YanıtlaSil
  4. ne kadar da güzel olmuş çok da yakışmış güle güle kullan cnm

    YanıtlaSil
  5. ben ne kadar şanslıyım yarabbim! senin gibi bir ruhu kazandığım için! muckkkk

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails