25 Aralık 2012 Salı
BEN BANA HASTAYIM.
Hastayım kendime. Ay kimse kusura bakmasın, hiç alçak gönüllü olasım yok. Ben nasıl bir kişiyim, nasıl baş edebiliyorum işte bunu bilmiyorum ama bu konuda özel biri olduğumudan artık eminim. Başka da bir numaram yok zaten :) Özelim ben, özelim özelim ve bugün bir başka mutluyum :) Bir seneyi geçti. Mevsimsel bir şey mi diye düşündüm ama ilgisi yok. Geçen ramazan ayında Defdef'lerde iken bir krizim tutmuştu ki öyle böyle değil. Bacağım ağrıdan Kuğu Gölü balerinleri gibi geriye doğru kıvrıldı, açabilene helal olsun. İki ayrı doktor ziyaretim sonrasında aldığım ilaçlar kesinlikle işime yaramadığı gibi birinin prospektüsünde lupus hastaları kullanamaz yazıyordu. İlaçları eczaneye ihtiyacı olan birilerine verilmesi umuduyla iade etmeyi uygun buldum. O ataktan önce aynısına benzer bir atak daha geçirmiştim ki canım fındığımın bizde olduğu zamana denk düşer; sanki kızcağız teee Antalya'lardan benimle hastaneye gitmek için gelmiş gibi gözyaşlarım, fındığım, Hakan ve ben bir takım olarak hastaneye gitmiş ve filmsiz, mrsız sadece bir ilaçla dönmüştük eve. Bir süre o ilacı kullanmış ama yirmiüç senedir ilaç kullanan bir insanın ilaç nefretinden kaynaklanan bir durumla yalnızca ağrı geçiren bu ilacı ilk ve son kutu olarak kullanıp bırakmıştım çünkü ilaç geçici bir çözümdü ve ben hastalık deneyimlerimden kaynaklanan haklı nedenlerden dolayı geçici çözümü reddedip bir tanı ya da benzer bir şey duymak istiyordum. İlaçlar ama çoğunlukla da ağrı kesiciler aslında bir süreliğine sizi rahatlattıkları için sinsice hastalığın ilerlemesine neden bile olabilirler. Dolayısıyla ağrı kesici içmek çok ender baş vurduğum bir durumdur. Antalya kontrollerim sırasında doktoruma kalçamdan dizimin arkasına kadar, bazen de ön bacakta yangılı, incecik, sinir bozucu, ağrıdan bacağımın geriye kıvrıldığı bu ağrıdan söz etmiştim. Doktorum da mr istemişti ama biz mrı çektirip raporunu alamadan Fethiye'ye dönmek zorunda kalmıştık. Mr çekim öncesi Fethiye'den geldiğimizi söylediğim ve hatalı çekim olursa arasalar da beni bulamayacaklarını esprili biçimde anlattığım teknisyen çekim sonrası fazladan iki poz daha çektiğini ve görünen bir aksilik olmadığını söylediği için raporu almayı bir sonraki kontrolde alırım diye çok da önemsememiştim; teknisyenin ifadesi bile beni rahatlatmaya yetmişti çünkü aklıma gelen başka şeyler vardı; streoid kullanımı nedeniyle oluşabilecek kemik erimesi, skelodermanın bacağıma da yerleşmesi, vs vs.
Ama bu ağrılar artık yerleşik ve canı nereyi isterse orayı daha çok acıtır hale geldiğiden beri derdime derman olabilecek bir doktor arayışı içindeydim; burnumun dibindeymiş oysa. Fethiye Devlet Hastanesi fizik tedavi uzmanlarından Pınar Durukan. Bugün ön hikayede sle ve skeloderma öncelikli olarak sıkıntımı anlattım. Sonra da ağrıyı. Ağrı nasıl anlatılır çok iyi bilirim; üstüme hikayeci tanımam :D Doktor kemik dansitometresi ve bel, kalça filmlerine ek olarak en son beş ay önce yaptırdığım tam kan tahlillerini istedi ve biz inanılmaz biçimde -ki bu büyük şehirde en az iki günümüzü alır- bütün istenilenleri yerine getirip üzerine bir de doktorla sonuçları konuşabildik.
Ve şimdi iyi haber; yaşasın! Belimde kireçlenme varmış. Ne kadar sevindiğimi hemen hemen aynı şeyleri yaşadığımız Milena tahmin edebilir sadece. Skeloderma ya da kemik erimesinden başka bir korkum daha vardı, o da kalça kemiği nekrozu; en iyi ihtimal olarak bunu düşünüyordum. Bu bile iyi bir ihtimaldi benim için ama kemik dansitometresi kullandığım o kadar streoide karşın mükemmele yakın, doktorun söylemiyle kalça kemiklerim 'pırıl pırıl, tertemiz'miş (aynen böyle söyledi) Sevgili doktor bir de filmleri bana göstererek söyledi bunları ve sanki anlıyormuşum gibi ben de baktım :) Aslında bir çeşit film uzmanı sayılabilirim ama tvbu daki filmleri bilirim ben. Ha şöyle de bir durum var; çektirdikleri filmlerini bankodan alıp da zarfından çıkarıp filmi havaya kaldırıp bakmayan tek insan evladı görmedim ben bugüne kadar. Abim, ablam madem filmden anlyorsun ve bakıyorsun da sonra neden doktor kapısında filmi göstermek için bekliyorsun; baktın ya az önce :)
Kireçlenme sağlam durumdaki kalça kemiğime baskı yaptığı için çekiyormuşum o ağrıları, kalça kemiklerimin hiç suçu günahı yokmuş. Belimdeki kireçlenme Calgon içsem geçer miydi acaba :P Doktor filmleri gördükten sonra bu kadar iyi durumdaki kalça kemikleriyle o baskının acısına dayanmanın zor olduğunu söyledi. Tabii ben havalandım, sekreterler bana bir kahramanmışım gibi baktılar :) (ciddiyim) Bir daha anladım ki ben acayip biriyim :P Yalnız bu kez kan alımım bir felaketti, tam bir katliamdan söz ediyorum burada. Üç tüp kan için yine ilk damar yolu denemesi başarısız oldu ki öğrenci kız damarımı bulamayacağını anladığında hemşireye yönlendirdiği halde. Bu kadar yıllık hastane maceramda ilk kez kan alımı bu kadar canımı acıttı. O iğne ucunun zorlukla bulunan incecik bir damar içinde oynatılarak yapmaya çalıştığı yolculuk hiç bu kadar acımamıştı. Ciddi ciddi kalbim acıdı. Skelodermalı sağ kolumu bu işlemden sakınıyorum hep ama bu kez sol kolumda güç bela bulunan damardan oynatılan iğne ucuna karşın kan gelmediğinden mecburen sağ kolumu açtım hemşireye. Turnikenin bağlandığı yer tam da skeloderma lezyonunun olduğu yer. Düşünün artık diyeceğim ama demiyorum :P
Sedimantasyon sonucu çok önemlidir bizim için. Neyse ki sonuç normal sınırların çok az üzerinde çıktı; ki şükürler olsun, ondan da yırttım. Sonuç olarak çok sersemleteceği için sabah ve akşam yarımşar içeceğim bir ilaç, bir ağrı kesici ve kokusundan nefret ettiğim bir vitaminle döndüm eve. Çok zeki olduğum için de :P yarımşar içeceğim ilacı kırtıklı yerinden kırarak boş efervesan bir ilaç kutusuna koyup üzerine de ilaç kutusundan kestiğim ilaç ismini yapıştırdım çünkü yarımını böldüğüm ilaç biliyorum ki filminden sıyırdığım folyonun kenarından düşüp yabana gidecek.
Yemekten sonra hevesle ilaçlarımı içtim. Aman canım ne kadar sersemletebilir dediğim ilaç beni Yalan Dünya'yı izlerken epey bir sersemletmiş olacak ki Hakan'cığım beni Kanıt başladığında uyandırdı. Uyandığımda artık nasıl kafam güzelse ertesi gün oldu sanmışım :)
Ben zamanında bir abajur yapmıştım. Beceri değil ama kesinlikle sabır gerektiren bir proje idi. Hakan gece çalışıyordu ve ben tek başıma korkuyordum. Geceleri ben korkarım. Sabaha kadar küresel ısınmaya ihanet evin bütün ışıkları açık onun gelmesini beklerken biraz kitap okur sonra başladığıma pişman olduğum projeyi bitirmek için sabır dileyerek başlardım mesaiye. Başka bir işle uğraşmaksızın yaklaşık bir ayıma mal oldu bu sinir bozucu iş. Evde ne için büyük olasılıkla Fırat modeli ben bunla bir şey yaparım diye alındığı ama ne yapılacağı muamma bal rengi, bordo, turuncu ve yeşil kum boncukların takı malzemesi olarak kullanılan küçük halkalara geçirildikten sonra o halkaların birbirine eklenmesi ile oluşturuldu bu abajur. Boyları eşit olmasın diye gelişigüzel uzunlukta bıraktım, bitişi de pulla yaptım. Bilmem kaç bin tane boncuk ve halka kullandım bu iş için. O dönem aklımı kaçırmış olmalıyım ki benzer bir çalışmam daha olmuştu ama pişmanım; bir daha yapar mıyım; milyar verseler yanıtım değişmez HAYIR! Bittikten sonra kendisine arkadaş dediğim bir kişi bana da yap dediğinde gözüm dönüp arkadaşımın gözünü oyasım geldi, o derecede yani! Sonuç mu; neyse ki sonuç iyi :) Sabrıma hayran kaldığım ve kullanmaktan mutlu olduğum ve ben yaptım diye gösterdiğim iki parça abajurum var benim; artık sırtım yere gelmez:P Sadece akşamları kitap okurken kullandığımız için sarfiyatsız ampüllerden kullanıyoruz çünkü boncukların duvar ve tavanda yarattığı hareli görsellik beni mutlu ediyor.
Sağlıklı, mutlu, aydınlık günler diliyorum arkadaşlarıma ve nasıl olacaksa güzel ülkeme..
Bu aralar haber izlerken bir keresinde tansiyonum yükselip burnum kanayınca fren yapmaya mecbur kaldım :( Ülke gündeminden bir süre bihaber yaşamayı deniyorum.
Görüşürüz..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bende sana hastayım:) Tabii ki özelsin, benim için mesela gayet özelsin! Senin teşhislerinin doğru çıkmamasına sevindim. Artık bu tarz hastalıklara bile seviniyoruz di mi?:) Abajuruna bayıldım. Ama ne iş var onun üstünde! Vallahi sabrına sağlık:) Öptüm.
YanıtlaSilCanımsın siz de benim. Dün egom biraz tavan yapmış, bugün ayaklarım yere basmaya başladı sonunda :) Evet ya, en ufacık bir şeyden kocaman başka bir şey çıkınca kuruyor insan elinde olmadan :( Neyse ki tanımda başarılı olamadım :D
SilAbajura gelince tam hunili deli işi. Beceri değil sadece sabır. Kendimi de denemiş oldum. Işık oyunları çok güzel görünüyor bir de.. Beğenmene çooook sevindim canım benim.. Ben de böyle öptüm de öptüm..
Ooooo müthiş bir sabır !!! sonuç inanılmaz ! çok beğendim çokk ! öyle havalı duruyor ki...! Sevgiler Gülen :)
YanıtlaSilGülsen, aynı fikirdeyim; müthiş sabır hem de benim gibi biri için :) Sen gibi becerikli birinin beğenmesi beni çok mutlu etti. Teşekkürler, sevgiler ve salı günleri aktivetisinde başarılar..
SilCanın Gülen'im, bunca sıkıntıyla baş eden sen özelden de özelsin...çok güçlüsün...Her zorluğa karşın dimdik duruşuna,sabrına hayranım.
YanıtlaSilAbajurun ne kadar güzel olmuş öyle,bak bu da ayrı bir sabır :)
Seni seviyorum,sevgilerimle...
Canım Gülden'im; ilk tepkilerim maalesef öyle değil ama hemen toparlanıyorum neyse ki. Allah dağına göre kış verirmiş, taşıyamayacağı yükü vermezmiş. İsyan değil ama önce çok üzülüyorum, sonra bakıyorum bir çaresine.
SilAbajuru beğendin yani, sağ ol canım benim :) Diğerini de koyarım bir kaç gün sonra, o mavi ve kahverengi boncuklardan. Onu da seversin umarım.
Ben de seni çok seviyorum, çok iyi bir insansın sen. Öpüyorum seni..
Ayh... daral geldi yazdıklarını okurken, of... bitti neyse...
YanıtlaSilEh böyle bir abajur da ancak benzer ruh durumunda yapılır yani :)
Ben seni her halinle seviyorum neyseki :D
Çok uzun oluyor değil mi yazılarım Banu'm :( Yazarken kendimi kaybediyorum ve hiçbir düzeltme yapmadan, eklemeden çıkarmadan yayımlıyorum.
SilO abajur Hakan gece çalışırken korku belasına yapıldı saray gibi aydınlatılmış bir evde, hem de pencerelerinde demir olan bir evde :D Bildiğin gerilim filmi, kendi gölgesinden tırsan ben :)
Ben de seni seviyorum canım benim :)
muhteşem bi şey bu. Hem emk, hem sabır bayıldım:)))))
YanıtlaSilSevgili Ada ve Deniz; çok teşekkür ederim; emek ve sabır, sizin projeniz gibi özgün ve yaratıcı değil. Ben de sizin projenizi çok sevdim. Tekrar teşekkürler..
SilDeli olduğunu biliyorum da, bu kadarını tahmin etmiyordum:)) Benden de deliymişsin, anladım:)) Tebrik ederim, süper ötesi olmuş. Bu azmin karşısında seni yıkabilecek olan hastalığın alnını karışlarım:)) Sevgiler:)))
YanıtlaSilNedret ablam, canım ablam; yok haşa, ben delilikte sana çıkamam. O resinler en basit örnek senin deliliğine :) Beğenmene çok sevindim. Ben de seviyorum onu :) Evet ciddi bir azimdi, bir ayda bitti. Bütün gece biraz kitap okurken uykum gelmek üzere halinde geçip başına sabaha kadar yaptım onu :)
SilBugün çok iyiyim. Bacak ağrısı ilacı içtikten üç saat sonra geçti. Ben boşuna çekmişim o ağrıyı 1.5 sene kıvrana kıvrana :(
yıkılmam değil mi ben ablam?
Öpüyorum seni çok.
Nedretin yorumuna bayıldımmmmm.
YanıtlaSilBen de sana hastayım bebeeeeem.
Bense bu sefer depresyon neymiş iyice öğrendim daha önce girdiğimi sandığım şey depresyoncuk bile değilmiş.
Yani şı an sen bile burda olsan benim gözlerim yarı kapalı ruhum uykuda vaziyetimi değiştireceğini sanmıyorum. yaz gelip Uyanınca gerisini anlatırm
Nalan ablam, Nalan ablaaaam; sen ben Ankara'dan göç edince böyle oldun, Umay ve Nimet'in eline kalınca :P Aman duymasınlar parçalarlar beni :P
SilBen geleceğim ve sen uykulu olacaksın, Nalan abla bu söylediğine inanıyor musun? Senin ilacın benim aşkım benim :D
Azmettim senin yerin benim yanım. Taşınacaksınız buraya arkanızda Umay ve Nimet'e hiç bir iz bırakmadan. İsminizi filan değiştiririz, estetik yaptırırız kızlar peşinizden gelmesin diye :D
Ha bu arada ben de sana bayılıyorum sevgılım :D
evet bir çok olaya yakınen tanık oldum.ağrıdan artık nasıl canın yandıysa ağladığını kıvrım kıvrım kıvrandığını..ama buna çok sevindim.bunca zaman boşuna çekmişsin ya o ağrıyı.evet sen hem delisin hemde hunilisin:)) ben o lambayı gördüm ki:)) ama sabır ister ben sıkılırdım.3 tane 5 tane yaparımda yok fenalık basar vallaa..
YanıtlaSilFındığım, bizim Fırat'la kesin akrabalığımız var. Gen haritamızı çıkarsalar inan kardeş bile çıkabiliriz :D Hunimi Hakan takmıştı ama evde onunla dolaşıyorum diye çöpe atmış. Ruh hastası, deli, manyak kadın diyor bana :))))
SilYa sorma, sen buradayken olan atağın daha kötüsü Kocaeli'de Sedolarda oldu. Aman Allah'ım sen buradayken gittiğimiz doktorun bacağına aynı acının benzerini çeksin diye bıçak saplamak istiyorum. Yahu insan bir rontgendir, bir mrdır istemez mi, ille ben mi söyleyeceğim?
Sen lamba yapma aşkım, keçelerin aklımın almayacağı kadar güzel oluyor. Seviyom len seni :D
Sonuçlarının umduğun gibi olmamasına ve iyi, konuşabildiğin bir doktora denk gelmene sevindim.
YanıtlaSilAbajura bayıldım. İyi günlerde kullan. :)
Gülşah'cım; çok güzel bir şey söyledin. Evet konuşabildiğim bir doktor. İlgili, dinleyen, önlem alan ve hedefe yönelik davranan bir doktora denk gelmek mucize gibi bir şey. Daha önce gittiğim doktorların hiçbiri rontgen istemedi (Antalya hariç) Bir tanesinin verdiği iki ilacın biri lupuslular tarafından kullanılamıyor diğeri de ishal yapıyor. Bacak ağrısından değil ishalde gidecektim neredeyse :)))))))Ki o iki ikacı yazan kardeşimin arkadaşı; süslü bir kadın :D
SilAbajuru beğenmene çok sevindim. Çok teşekkür ediyorum canım benim..
Annem de uzun bir süre tedavi gördü ve şanslıydık doktorumuz ile annemin diyoloğu iyiydi. Tedavi sonrası annem babam Ortaca-Fethiye'ye taşındılar. Şimdi Fethiye'deki onkoloji doktoru da çok iyiyiş.
SilBizi uzun süre senden habersiz bırakma bu arada Gülen. :)
İyi akşamlar.
iadeyi ziyarete geldim. bende seni ne desem beğenirsinden tanıdım. ama eğlenceli bir kişilksin sanırım daha sık görüşeceğiz şimdilik hoşçakal. söylemeyi unutuyordum. abajurunu çok beğendim ellerine, emeğine, sabrına sağlık.
YanıtlaSilBenim özel ve güzel arkadaşım, neler yapmışsın böyleee romantik romantik bayıldımmmmm:)
YanıtlaSil