29 Eylül 2012 Cumartesi

FETHİYE-ANTALYA-FETHİYE-ANTALYA-KOCAELİ-FETHİYE-ANTALYA AHA EYVAH YAZ BİTTİ!


Bütün arkadaşlarıma merhaba; 
Yoktum ne zamanlardır. Ne zamanlardır? Uzun zamandır.
Özledim..
Yine Antalya'dayız. Hastalıktan yeni çıkmış nekahat dönemindeki hasta gibi ruhum. Yorgun, argın..
Akşam üzeri hepimizde bir rehavet; biz ve fiziki yorgunluk üzerine uzun zamandır kovaladığımız halde arsızca bizle ve bizde kalmaya devam eden davetsiz manevi yorgunluğumuz hep birlikte neredeyse uyuyakalacağız tünediğimiz koltuklarda. Bu kadar yorgunluk bu beden ve o koltuklara fazla. Ben kaldıramadığım karpuzlar taşıyorum uzun zamandır kollarımda.
Uyuyakalacakken gecenin bu saatlerinde birbirini azdıran küçük mutfak fareleri gibiyiz. Kazınan mideler için canımızın çektiği ya da çekmediği bir şeyler tırtıklamanın peşinde gözler enerjimizin en yüksek olması gereken saatlerdekinden daha da açık mutfaktayız fındığım, Hakan'cığım ve ben. Birbirimizi engellemek yerine iştah artırıcı konuşmalar ve tatlar peşindeyiz. Biz buna kısaca göz pörtlemesi diyoruz. Pörtleyen göz kolay kolay yerine girmez.
Artık hani belki erkenden yatarız diye akşamı  geceye bağlayan saatlerde fındığım 'kahve içseydik iyiydi' lafına 'hayıııır!' diye yanıt verecek kadar sağduyuluyuz Hakan ve ben. İlk geldiğimiz zamanlarda evet içiyorduk ama artık 'hayııır! asla!'
Evim gibi bu ev. Yemek yaptığım, yemeklerime kusurlar bulunduğunda yarın yemek yapmayacağım diye kendime söz verip ertesi gün kendimi 'akşama ne yapayım?' diye düşünürken sözde alınganlığımı unuttuğum bu ev evim gibi..
Eveleyip gevelediğim sözlerimin bir yere varmayacağından eminim. Anlamaya çalıştığım kabullenmek zorunda olduklarım aslında üzerinde biraz düşünsem beni rahatlıkla delirtebilir ama neyse ki delirecek kadar akıllı biri değilim ben :) Her şerde bir hayır var deyip geçmekle yetiniyorum şimdilik. Kesiyor mu; eh kestiği söylenebilir -şimdilik-
Her hastanenin kendine göre bir işleyişi vardır. Ben Antalya Eğitim Araştırma Hastanesinin sistemini çözdüm :) Mayıs ayındaki ilk gelişimizde şaşkın ördek yavruları gibi dolaşan ben şimdi yol yordam öğretebilecek duruma geldim :) Kariyer yaptım :) Çok basit bir örnek; eğer kadınlar tuvaletinde tuvalet kağıdı kalmamışsa engelliler için olanına gidin. Orada mutlaka  bulabilirsiniz..
Sağlık sorunlarımız vardı ki halen var. Her şey rutine bağlandı. Hakan'cığımın sağlık durumuyla ilgili bir takım sonuçlar bekliyorduk. Aldık onları; kalbim kırık aslında ama ben isyan etmemeyi, isyan etmenin çok gereksiz enerji kaybı olduğunu öğreneli o kadar çok zaman oldu ki..

 Fındığımın bilgisayarı ağır yaralı :( Hakan'cığım bilgisayarın mönitörüne netbooku bağladı :) Çözünürlüğü ancak bu kadar -o bile devasa harfler içeriyor- küçülebilen bir sayfada ne yazdığımın çok da farkına varamadan yazıyorum. Fare ve klavye de minicik netbooka bağlı :) Koşullara bakılırsa yapılabilenin en iyisi olduğu kesin, her tarafından vücuduna hortumlar sokulu, yaşaması mucize yoğun bakım hastası gibi görünüyor cihazlarımızın bütünü :) Buna şükür, 1 0'dan iyidir :)


Artık üç-altı ay arası periyodlarda (periyodun Türkçe karşılığı gelmedi aklıma) Antalya'da olacağız,kontrollerimiz için bu şart. Üçüncü gelişinde fındığımın eşi canım kankam Ufuk'un 'abla siz de gelmezseniz Funda'yı bir daha Fethiye'ye göndermem diyen Ufuk'a hayırlı olsun :D

Fındığım yazınca cesaretimi toplayıp ben de yazayım dedimdi. Yazdım işte..



Antalya'da bile üşür müymüş benim ayacıklarım?
Üşürmüş :/
Sponsorlarım: terlik Fındık
Çorap: Nalan aPlamın kardeşi CananCanan'ın kızı Deniz'in
PiCama: hah o benim işte :D

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails