7 Nisan 2010 Çarşamba

GELİNLİĞİM.



Ben mutluyum. Hiç mi sorun yok; olmaz mı hiç; en başta onları çözme enerjisini kendimde bulduğum için mutluyum. Düştüğüm yerde ayağa kalkabilmek için kendimde bulduğum güç için şükürler olsun.
Yatılı okulda geçen bütün çocukluk ve gençliğimin ilk yıllarında öğrendiğim, hayatını 'kendi kendine idame ettirebilme' içgüdüsü, aldığımız eğitim nedeniyle haksızlıklara karşı dikbaşlı duruş, iletişim konusunda rahat ve hatta zaman zaman futursuz :P davranış biçimleri 'kendi başının çaresine bakma' yetisini de beraberinde getirdi.
Genç yaşta yakalandığım amansız değil belki ama 'zamansız' hastalık ilk yıllarında çok fazla hareketli olan hayatımı eskisi gibi sürdürememe neden olsa da onunla bile barıştım. Mutlu olabilmek için sıfır sorunsuz bir hayat vaad edilmedi bize. Yaşadığım her türlü olumsuzluğa karşın kendim ve birlikte yaşadığım insanlar iyi olsun diye mutlu ve güçlü olabilmek için mutluluk kapısına omuz atmayı bilebiliyorum. Ağlarken birden kahkahalarla gülmeye başladığımı görenler beni ilk kez o halde gördükleri şaşkınlıklarını çoktan attılar üzerlerinden :)

Evlenmeyi hiç düşünmedim. O kadar düşünmedim ki hiç çeyizim yoktu :) Bu nedenle otuz dokuz yaşımda Hakan'ı internetten indirene kadar da evlenmeme hayalimi hiç bozmadım :) Evlilik, hayallerim dahiline adım dahi atmadı, kendimi gelinlik içinde hiç hayal etmedim. Genç bir kızken bir gelinlik modeline bakıp iç geçirdiğimi hiç hatırlamıyorum. Ortaokul ve lisede okul takımları sporcusu olduğumuzdan Sedef ve benim üzerimde sadece lise son sınıfta okul forması görüldü :) Beden eğitimi öğretmenimiz 'Siz eşofmanla evlenirsiniz' diye takılırdı bize. Daha bir sürü şey, ince çorap giyme becerim hiç gelişmemiştir mesela :) Giymem gerektiğinde ancak ikinci giyişimde o da kesinlikle bir tarafından kaçırmış olarak tamamlarım turumu. 'Oturmayı kalkmayı bilen' deyimi nasıl bir deyimdir bilemem ama yanlışlıkla etek giymişsem bu deyimin kültürümüze yerleşmesine neden en birinci mankeni kesinlikle benimdir :D

Çok kararsız giriştim evlilik mevzularına. Hatta Hakan'la evlilik bazlı konuşmalar geçtiğinde Defdef'in eşi 'Gülen önce annesinden boşansın' demiş :) O derece yani :) Karşıma Hakan gibi biri çıkmamış olsaydı ya da aynı şehirde yaşamış olsaydık evlilik hayat planım dahilinde kesinlikle değildi. Kararsızdım ama Hakan'ı o kadar çok seviyordum ki ama yine de kararsızlığımın en ağır bastığı iki ayrı zaman diliminde nişan yüzüğümü filmlerdeki gibi sahnelerle iade etmekte hiç sakınca görmedim. Artık öyle hale geldi ki ben bu alyansı Ankara-İzmir karayoluna koysam ve işaret parmağımla ufak bir fiske vursam bu yüzük İzmir'deki adrese kendi kendine ulaşır. O kadar abarttım yani.
Ailemi daha fazla üzmeye hakkım olmadığını düşündüğümden ikinci yüzük gönderme faslından bir süre sonra görüşmeye devam ettiğimiz Hakan'la yine evlenme konuları gündeme gelince bu fikri yatılı okul arkadaşlarım dışında kimseyle paylaşamadım. O kadar belirsizdi ne yapacağım. Hakan'la ömrümün sonuna kadar birlikte olmak isterken benim için evlilik, pıl ve pırtımı toplayıp olay mahallinden kaçmamı gerektiren bir yangın yeri gibiydi. Okeye dörtlü yatılı okul kız grubunun da olumlu katkılarıyla evliliğe artık kesin biçimde evet dediğimde kıpkırmızı yüzüm yerde aileyi bir araya toplayıp düşüncelerimi söyledim ama ailemin bir önceki kararıma uyum sağlamasına fırsatları bile olmadan o kadar sık karar değiştiriyordum ve bundan o kadar utanıyordum ki herkesin çevremde dönüp durduğu bir evcilik oyunu oynuyordum sanki :( Yani babamdan da 'son kararın mı?' sözünü tam da duruma uygun yerinde duyarak tarihe de geçtim :(

Evlenmeye karar vermiştim ama kesinlikle İzmir'de yaşamak istemiyordum. O sorun da Hakan'ın Ankara'ya transferiyle çözümlendi. Son an karar değişimine mahal vermeden hazırlıklar başladı. Fazla derine inmeden nikahtan gidivermek istedim, hatta mümkünse gelinlik giymesem, makyaj yapılmasa. Böyle sade bir kostümle gidip atıverseydim imzayı. Kesinlikle gelinlik giymek istemediğimi bunun için ne gerekirse yapacağımı söylemem ailem tarafından evlilik öncesi kaprisi gibi algılansaydı da ciddi olduğumu anlamaları uzun sürmedi. 'Gelinlik giymemi isteyenlerle' 'gelinlik giymemi istemeyen' iki grup olarak -ki ikinci grubun tek üyesi bendim- birbirimize uyguladığımız psikolojik baskı aleyhime sonuçlandı. Gelinlik giyilecekti ama onu da sadece beyaz eldiven takmayı istediğim için kabul etmek zorunda kaldım. Bir akraba vasıtasıyla gelinlik diken bir modaevi bulundu. Gittik ama o kadar isteksizdim ki terzinin önüme koyduğu bir kaç model dergisine bakmam sadece üç dakikamı aldı. Karasızlığımdan ziyade gelinlik giymeme konusundaki isteksizliğimi anlayan terzi neyseki aldı sazı eline. Vücut ölçülerime uyabilecek bir model üzerinde yoğunlaşarak rahatlamamı sağlayan terzi artık monoloğu benim de katılımımla diyalog haline getirmeyi başarmıştı.


Nikah 20 Mayısta İzmir'de olacağı için modelin kısa kollu olmasını istediğimi söyleyince terzi kadın kelimenin tam anlamıyla çıldırdı. Bir eliyle pazumu tutarken diğer eliyle de önümdeki dergiyi çekerek hem de Hakan'ın yanında 'bu kollarla kolsuz gelinlik mi giyeceksin? Sen sus karışma' dedi! Normalde benim oradan öyle bir çıkışım olmalıydı ki ama işini bilen terzinin karşısında dut yemiş bülbüle dönüverdim. 'Sana öyle bir gelinlik dikeceğim ki ığıl ığıl akacak gelinlik üzerinden' dedi. Ben de hiçbir fikrimin olmadığı bir konu üzerinde fikir üretip vıdı vıdı etmenin gereksizliğini kabullenip sus pus kendimi terzinin ellerine bıraktım. O kadar teslim oldum ki terziye, kırık beyaz dedi. Hayır demeyi bırak, tamam bile diyemedim. Ölçüler alındı, gelinliğin içine giyilecek iç kostümler alındı, 1.85'lik Hakan'la boy farkını minimuma :P indirecek yüksek topuklu yine kırık beyaz simli bir ayakkabı alındı. İş bitti sandım. Bunun bir de provası varmış. Prova için randevu verildiğinde anladım 'gelinlik provası için randevu aldım' cümlesinin ne anlama geldiğini :) Hah işte, provaya gittiğimde gelinlik giymenin değil belki ama gelinlik provasının ne kadar keyifli bir iş olduğunu fark ettim :) Çok eğlenceliydi, bütün çalışanlar çevrende koşturuyor, biri iğne tutarken diğeri başka bir şey yapıyordu. Böyle geniş bir tarlatanı geçirdiler belimden aşağı, ayağımda üzerinde durmakta zorlandığım topuklu ayakkabılarla bir sağa bir sola dönerek dalga geçerken 18. yüzyıl kadınlarının kostümlerinin içinde en az benim kadar eğlendiklerini hayal ettim :) Bir yandan da o ayakkabılarla evde yürüme antrenmanları yapıyorum :) Kaldı ki ne cesaret, arkadaşlarım dolgu topuk bir ayakkabı almamı önerdiklerinde yürüme zorluğunu kast ettiklerini sanmıştım. Oysa onlar hikayenin normal gidişatı üzerine kurdukları senaryonun bir parçası olarak 'nikah masasından kaçmak' istersem dolgu topuklarla daha rahat koşabileceğime gönderme yaparlarmış meğerse..

Bir yandan da Erdim'e Hakan'ı ve evliliği kabul ettirme mücadelem sürüyor. Her vazgeçişimde Erdim sevincinden havalara uçuyor. Çocuk elinde yapma çiçekle dizlerine çöküp sonra da ayaklarıma kapanıp 'evlen benimle' diyor da başka bir şey demiyor. 'Oğlum' diyorum, 'ben senin teyzenim, teyzelerle evlenilmez'. Her evlilik teklifinin reddinde ayağa kalkıp az önce evlenme teklifi yaparken jest olarak kullandığı çiçeği kafama gözüme vurmaya başlıyor 'Evleneceksin benimle' Evleneceksin dediiiim' diye şiddet uyguluyor bana..
Sonunda politik davranarak Hakan'ın çocuk kalbinden anlayan ruhundan geçen bütün duyguları alarak onunla iyi arkadaş oldu (güya) Hiç istemediğim halde düzenlenen kına töreni öncesinde Erdim'in tarihi konuşmasından alıntıdır: 'Sağ ve sol kulağını göstererek 'benimle evlenseydin sana iki küpe (çift kavramı henüz gelişmemişti), bir bilezik bir de kaç taş istiyorsan o kadar tektaş yüzük alacaktım. Çok şey kaçırdın teyze'


Erdim'in yeğenim olduğunu bilmeyenler beni oğluyla evlenen bir kadın sanırlardı.
Erdim nikahın her anında yanımdaydı :)


Minik damatlığıyla elleri arkasında yan gözlerle bizi süzmekten geri kalmayan
mahalle muhtarı kılıklı tatlım Erdim :)


Nikah memuresi gelirken indi kucağımdan :)

İkinci provaya Nazi subayı kılıklı terzinin bunları biraz yok edip gel dediği bel kısmımdan yaklaşık dört parmak eksilterek gitmiştim. Gelinlik beden kısmından dört parmak kadar içeri alındığında terzi gibi ben de görüntüden memnun kaldım. Şık olmuştum ama çok utanıyordum. Gelinlik gerçekten çok güzeldi, iyi ya da kötü herhangi bir beklentim olmamasına, sadece özellikle anneciğimi kırmamak için giymeyi kabul etmeme karşın çok beğenmiştim. Terzi, uzun kollu gelinliğe eldiven olmaz diyerek ikinci bir sinir krizi yaşadığı için eldiven kısmını ona göstermeden halledecektim ve o eldiveni mutlaka giyecektim ama hala içimde uktedir ki o kargaşa içinde eldiven almayı unuttuk :( Ve bu detayı da evlendikten bir sene sonra bir akşam yemeğinde 'Aaaaa! Hakan ben eldiven giymeyi unuttum!' dediğim sözlerimi süzgün bakışlarla süsleyerek hatırladım :( Hala güleriz :)

Makyaj konusuna hiç girmiyorum. Keşke hiç makyaj yapılmasaydı, daha da utandım :( Yakışmadı da üstelik.
Nikahtan bir gün önce İzmir'e çamur yağdı! Ciddiyim yemin ediyorum! Ertesi günse günlük güneşlik bir bahardan yaza geçmiş bir gündü. Kazasız belasız gerçekleşen nikah töreninden sonra Hakan 'imza atana kadar sana güvenmiyordum' dediğinde zeytinyağ gibi üste çıkarak 'güvenmediğin biriyle neden evlenmek istedinki' cevabımla utancımı yüzsüzlük boyutuna taşımayı başarı haneme kaydettim :D
Biz deplasmandaydık ya, nikah kıyılırken Hakan'ın teyzelerinden, biri sonradan öğrendiğim üzere Hakan'ın kulağına 'ayağına bas' demek için podyuma geldi! Ama sanki ne söylendiğini biliyormuşum gibi erken davranıp tam da o anda Hakan'ın ayağına garanti olsun diye hem de tekme kıvamında basmıştım bile :)



Hakan'ın akraba ve komşu kontenjanından taraftarları 'Hakan ayağına bas!' diye hep birlikte koro şeklinde bağırırlarken ben işimi görmüş bir de deplesmanda olmanın dezavantajıyla elimle de desteklediğim 'geçti, geçti' sözlerini öyle bir söylemişim ki :D
O zamandan beri 'cadı gelin' diye anıldığımdan adım gibi eminim :)
Fotoğraf da belgesidir :D

Güzel ve eğlenceli bir nikah töreniydi, komikti. Kadın nikah memurunun 'hiç böyle bir nikah kıymadım' sözlerine Defdef'in 'atraksiyonun bu kadarla kalması -son an vazgeçişime gönderme yapıyor- hepimiz için memnunluk verici bir gelişme' şeklinde karşılık verme nedenini anlayabildiğini hiç sanmıyorum :)


Biz nikah şekeri yaptırmadık. Nikah şekeri yerine Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı'na bağış karşılığında bir ipe sarılmış ve üzerinde isimlerimizin de yazılı olduğu bu küçük kalem ve silgiyi hediye ettik konuklarımıza..
Nikah şekerini TEGV'na yaptıracakların dikkatine:
NİKAH ŞEKERLERİ İÇİN BİR AY ÖNCEDEN SİPARİŞ VERMENİZ GEREKİYOR.


Diğer nikah şekeri niyetine seçenekler.



Davetiye 1


Davetiye 2

Doğru yönlendirilmediğimizden davetiye içinTEGV'yla görüşme konusunda ne yazık ki geç kalmıştık :( TEGV davetiye de basıyor.

Ben hiç istemediğim, hiçbir hayalimin olmamasına karşın şık ve özenle dikilmiş bir gelinlik giydim. Şimdi de diyorum ki eğer inat edip sırf ben öyle istiyorum diye gelinlik giymeseydim hem de kuyruklu gelinlik giymemi isteyen canım melek anneciğimi kırmış olacaktım. Onu çok üzecektim. İyi ki giymişim. İyi ki burnumun dikine gitmemişim. İçimde hep bir sızı olacaktı; annem gelinlik giyme konusunda ısrarlı olduğu halde ben onu ezip geçtim diye acı çekecektim. İyi ki giymişim. Kendimi değil de anneciğimi düşünerek giymeyi kabul ettiğim gelinliğin benim için bir de böyle manevi bir anlamı var..
Hani öyle bir inanış vardır ya, çok mutluyuz biz. Birbirimizi hayatlarımıza dahil ettiğimiz için çok mutluyuz. Ha, zaman zaman sorunlar çıkmıyor mu, çıkmaz mı; ama her defasında daha güçlü bağlarla daha büyük bir sevgiyle sarılıyoruz birbirimize. Ufak tefek sorunların bizi birbirimizsiz bırakmasına izin verebilir miyiz hiç? İyiyiz biz. Allah ayırana kadar da birlikteyiz. Seviyorum Hakan'ı :) Sanırım O da beni :)
Şimdi gelelim asıl konuya. Nikah ve düğün sezonu açılırken ben bu gelinliği beğenen, giymek isteyen, ya da ihtiyacı olan ölçülerimizin uyduğu bir gelin adayına her bir boncuğuna, çiçeğine mutluluk dileklerimi de ekleyerek armağan etmek istiyorum. Bunu yaparken de benim için çok önemli bir ricam olacak, buna koşul da diyebiliriz aslında. Gelinliğe talip olan müstakbel gelinimizin, nikah şekeri yerine Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı'na bağışta bulunarak bu ya da diğer nikah şekeri niteliğindeki seçenekleri değerlendirmelerini çok istiyorum benim hala canımı sıkan o aksaklıktan dolayı TEGV'na yaptıramadığım davetiyesini de.

Gelinlik:



Yaka


Kol ucu


İşlemesi


Arka beden fotoğrafını düzgün çekemedim :(


Nedendir bilmiyorum ama nikah boyunca imza atarken dahil, elimden hiç bırakmadığım canlı beyaz gül goncaları; artık kurudular..

Tarlatan, küçük kese, duvak ve kabul görürse iç kostümü de dahil.

Gelinlik ölçüleri:
Etek ön boyu: 110 cm.
Arka boyu: 155 cm.
Bel; biraz değil epeyce kalın :D 80 cm :)
Üst beden beli: 80 cm.

İsteyen olursa, buraya yazmanız gerekmiyor. gulen.tezer@hotmail.com'dayım..

Not: Mavi Kuş kanatlanmış uçuyor :) Gönlü Mavi Kuş'tan geçen bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.. Ayrıntılar en kısa zamanda..
Nottan önemsiz: Yüz yogası da çok iyi gidiyor. Ayrıntılar daha sonra..

19 yorum:

  1. Sevgili Gülen,

    Gelinliğine ben talibim. Dediğin her şeyi yapacağım, söz veriyorum.

    Bu kadar güzel, bu kadar nutluluk yüklü gelinlik için eşimle nikah tazelemeye kara verdik. Ne dersin, olur mu? Bak yalvarıyorum...

    Canım şaka şaka... Yazını zevkle okudum, kana kana su içmiş gibi oldum. Ne güzel anlatmışsın. Mutluluğunuz çoğalarak sürsün...

    Biliyor musun benim gelinliğim de, nişan elbisem de hala duruyor. Gerçi şu anda tam olarak yerini anımsamıyorum. Ama ararsam bulabilirim... 34 YIL önceki gelinlik kimsenin işine yaramaz, biliyorum.

    Bu güzel düşüncenden ötürü seni kutluyorum. Dilerim yerini bulur bu değerli armağan.

    İkinizi de öpüyorum kocaman. Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  2. Canım..
    Yıne duygu yuklendım sabah sabah..
    Yıne gozlerım dolu dolu...
    Okudum...

    Allahım..mutluluguna golge dusurmesın...
    Hep elele...gozgoze...bır omur sür..eniştemle...

    Seni Seviyoruz...
    Minik kurbaamm ve ben...

    YanıtlaSil
  3. gördüğüm en güzel gelinlerden birisin:)) makyaj çok yakışmış.Allah mutluluğunu daim etsin canım şekerim.

    YanıtlaSil
  4. Canım Gülenim, bana anlatmıştın ama burada da ne güzel yazmışsın güzelim :D Bu gelinlik verme fikrini hayata geçirmişsin çok sevindim, umarım ihtiyacı olan birine kısmet olur... Öptüm seni yanacıklarından, sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. gelinliği hediye etmeniz çok güzel, bu uğurda verdiğiniz çabada!
    Yazınızı keyifle okudum, çokta eğlendim.Allah mutluluğunuzu bir ömür boyu daim etsin.

    YanıtlaSil
  6. senin eldivenlerin yokmuş benimde düğün pastam yoktu arada söylüyorum bir düğün pastam bile olmadı şimdi alınıyor ama hiç o anın yerini tutar mı di mi ama neyseee sağlık olsun huzur olsun keyif olsunda eldivenle pasta olmayı versin :)
    Çok tatlı bir gelin olmuşsun Mutluluğunuzun katlanarak çoğalması dileği ile sonsuz mutluluklar Gülenim öpüyorum
    sevgiler

    YanıtlaSil
  7. Güzel bir gelinlikle,mutlu evliliğe adımını atmışsın.Kolsuz olsa da yakışırdı Gülen'im,bu haliyle ince iş çıkarmış terzi hanım :)

    YanıtlaSil
  8. Seni zevkle okudum. Harikasın. İzmir'den selam sana güzel gelin.

    YanıtlaSil
  9. Çok tatlısınız, çok incesiniz. İnşallah gelinlik sizin gibi yeni sahibine de uğur getirir.

    YanıtlaSil
  10. masal gibi okudum gülencim. ara ara hüzünlenerek, ara ara gülümseyerek...
    allah mutluluğunuzu hiç bozmasın...
    inşallah yerini bulur gelinlik, bir mutlu aile daha katılır bize değilmi :)
    öptüm kocaman canım seni...

    YanıtlaSil
  11. Düğün hazırlıkları zor olsada sonrasında kalan anılar unutulmuyor.çok hoş bir gelin olmuşsunuz.Umarım gelinliğiniz istediğiniz kişiyi bulur.

    YanıtlaSil
  12. mutluluğunuz hep sürsün..erdimle evlenseydin istediğin kadar tektaş yüzük alacakmış çocuk :)) çok güldüm birazda hüzünlendim bak.. bende evlenirken düğün bitiyor veda faslı çocuklar gelicem sanıyor ne bilsinler..gelip yanıma hadi hala gitmiyozmu herkes gitti diyolar:)) orada izah ediyorum anlatmaya çalışıyorum.küçük olan başlıyor ağlamaya :(( anlamıyor çünkü söz veriyorum yarın gelicem sana kamyon alıcam ağlama diye öyle bırakıyor eteğimi..neyse...gelinliğinde en kıza zamanda sahibini bulsun canm

    YanıtlaSil
  13. Nikahınız Çok eğlenceli,bol kahkahalı,şahane bir törendi.Nişanı bozduğunda anne-babamızdan habersiz gizli saklı Hakan'la görüşüyodunuz ya...çok komikti.Allah mutluluğunuzu bozmasın.Sedef

    YanıtlaSil
  14. Delisin bee... uzun yazmışsın ama sonuna kadar gözlerim kapana kapana okudum... Allah bozmasın canım.. ne güzel hatıralar işte ..ne diye inat etmişsin giymicem diye.. yoksa ne okuyacaktın bu gün burda..

    YanıtlaSil
  15. canım benim güzel gelin
    ne iyi olmuş bak iyiki de giymişsin
    ne güzel bir gelinlik olmuş
    süper bir anı
    Allah ömür boyu hakan Beyle mutlu etsin sizi
    birbirinize çok yakışıyorsunuz
    nazar değmesin
    yiğenler hep böyleler
    benim de eşimin yiğeni dayısının yanından ayrılmamıştı
    çok kıskanmıştı beni
    güzel anılar
    güzel fotoğraflar
    öpyüroeum seni canım

    YanıtlaSil
  16. evlilik süreci inişli çıkışlıyımış ama sonu güzel olmuş :)) ayrıca ne kadar ince bir davranış umarım ihtiyacı olan birilerine ulaşır bu yaptınız

    YanıtlaSil
  17. ne kadar güzel bir çift olmuşsunuz ,sonuna kadar inat edip okudum:)gelinliginde harika olmuş ,makyajında ,elini kaldırdıgın fotoya bayıldım ,sanki şarkı söylemeye hazır gibi mutluluk perisi gibi ,eminim ki harika bir nikah olmuştur ,o masum bakışını hayal ettim :)

    YanıtlaSil
  18. inatla değl, mutlulukla okudum, sıkılmadan. sadece eldiven düşünceniz olmasına rağmen takmayı unutmuş olmanıza ve bunu bir yıl sonra hatırlamanıza güldüm:)) hala gülüyorum.
    mutluluğunuzun devamını diliyorum.
    gelinliğinizi herhangi birşey talep etmeden, sadece TEGV'na bağış niteliği taşıyan ürünlerinden sahip olmaları karşılğında vereceğiniz fikri çok anlamlı.
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  19. sizi bu sabah keşfettim ve inanın bu kadar enerji dolu birileriyle karşılaşlayalı o kadar uzun zaman olmuş ki gerçekmi bu kadın dedim ve kendi karamsarlığımdan utandım neşe dolu enerji dolu bir yazı var (yazanda öyle) eşinizle bir ömür boyu mutluluk dilerim nazar gözden sakınsın allahım maaşallah

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails