7 Aralık 2012 Cuma

EĞİL KULAĞINA Bİ' ŞEY SÖYLİCEM..


Başım önde ayalarımı şakaklarıma dayayıp  düşünmeye başlayalı yarım saati geçti. Gerçek hayattan esinlenilmiş polisiye dizilerindeki gibi canlandırma yapmaya çalışıyorum ama ipin ucunu nerede kaçırdığımı bir türlü bulamıyorum; ipin ucunun bir yerde kaçtığı kesin.
Aralığı saymazsak iki ay sonra tam bir sene dolacak hastane hastane gezmelerimizin. Önce babam bir operasyon ve Antalya'da da bir anjiyo geçirdi. Ankara'yla olan hastane bağım doktorumun emekli olması ile koptuğundan romatoloji bölümü bulunan bir hastaneye ihtiyacım vardı ; babamın anjiyo olduğu hastanede bu işi de hallettik. Internetten araştırıp bulduğum bir doktorum var artık ki emekli doktorum Prof. Meral Çalgüneri'nin öğrencisi olması da en büyük şansım; sanırdım ki Meral hocamın üstüne gül koklamam.
Yeni doktorumun önerisiyle 23 senedir aslında sıtma tedavisinde kullanılan ama LUPUS ataklarını önlediği için benim de müdavimi olduğum kinin etken maddeli ilacımı göz dibimde birikmesinden dolayı ne yazık ki bırakmak zorunda kaldım. Ne yazık ki diyorum çünkü doktorumun söylediği üzere ya gözlerimi kaybedecektim ya da lupus atağı olup olmayacağını beklemek üzere ilacı kullanmadan ilk üç ay sonunda ne yapacağımıza karar verecektik. Sağ gözümde göz tembelliğinden (ambliyopi) kaynaklı olduğunu sandığımız ciddi bir görme kaybı var ki kendisine çok güvendiğim ve sevdiğim bir göz doktoru sağ göz merkezimin aslında hiç oluşmadığını bile söylemişti. Ayrıca küçükken ben şaşıydım.
O üç ayı tedirginliklerle, kendini dinlemelerle atlattım. Her günüm bir lupus atağına daha katlanıp katlanamayacağımı düşünmekle geçti çünkü hastalığa ilk yakalandığımda kafa kemiğimden ayak parmak uçlarıma, burun ve kulak kıkırdağıma kadar katlanılması belki imkansız değil ama çok zor olan ağrılara bir daha dayanamayacağımı düşündüğümden ölmek istediğimi  söyler dururdum kendi kendime, doğal yollardan ölemezsem de kendimi öldürebilecek cesareti bulmayı dilerdim içimden. Öyle acı çekerdim ki. Neyse korkulan olmadı. Aslında ben böyle olmayacağını biliyordum çünkü ben acı bir patlıcandım ve kırağı çalmazdım ama yine de bekleme sürecinin getirdiği kurguları gayet güzel yaptım:) Antalya bisikletle merkeze gidiyorum gibi bir yer ya artık bizim için. Yine gittik. Lupusa ilişkin herhangi bir sıkıntı hissetmediğim için rahattım ama lupusun insanı sinsice nasıl rezil ettiğini bildiğimden yeniden istenen rutin sonuçlarını görene  kadar bu hissimden tam da emin olamadım; birilerinin bana belgelerle gelmesi gerekiyordu :)
Bu arada sağlıkla ilgili durumlarda hayat bana 'pimpirikli' olmayı öğretti. Lupusa yakalanma hikayem dört ay sol el orta parmağımın sadece sabahları ağrıması ile başladı. Zona ise kaba etimde büyüteçlerle bile görülmeyen sadece toplu iğne başı kadar bir ağrıyla. Onyedi gün koyu lacivertten mora dönmüş patlak damarlarla günde üç kez alınan hatta alınamama riskyle karşı karşıya kalınan bir damar yolu tedavi süreci. Oysa ağrı kesici al geçer demişlerdi; işte bu nedenle kimileri için 'aman canım ne olacak bir ağrı kesici al keser' gibi algılanacak şeyler benim için aynı anlamı taşımıyor. Kan vermem, film çektirmem ve belgeleri görmem gerek benim :) Şimdi geçen yaz bulamadığımda Banuca'mın ta İzmit'lerden hem de beş  kutu birden bulup gönderdiği o ilacı hala kullanmıyorum. Yollarımız ayrıldı ama lupus atağı riskim bu nedenle sürüyor. İlaca başlarsam da gözlerimi gözden çıkarmış olacağız. Bir ya da iki ay içinde bir kontrol daha olmam gerekecek. Bu da demektir ki caaaanım fındığımı ve Nalan ablamın kardeşi caaanım Canan'ı; nam-ı diğer önce Canan sonra Canan'ı yeniden görebileceğim :) Hastane işlerim olmasa yine giderim ki ben onları görmeye :)
Ben bunlarla uğraşırken aslında çok daha büyük, beni kendi derdimden çok daha fazla üzen iki sıkıntım daha vardı. Yazarken bile burnumu sızlatan, ağlarsam da gözyaşlarımı göstermeden silmemi gerektiren ama şimdi devam edemeyeceğim bu sağlık konularına.
Bunun dışında çok da bir şey yapmadım; yapamadım. Ya çanta hazırladım ya gittiğim yerden dönmüş şekilde çanta boşalttım. Her gittiğim yerden Fethiye'yi ne kadar özlediğimi düşünerek döndüm. Burayı çok seviyorum; bir de evimde oturabileydim..
Bitti mi; hayır. Hastane maceraları sürdü de sürdü.
Doz aşımı olmasın, yarın devam edeyim?






Elma yarım Defdef ve ailesi Fethiye'ye tatile geldiğinde bir kanyonda rahatsız ettim bu arkadaşları..

12 yorum:

  1. Canım benimmm çok geçmiş olsun yine Antalya'ya mı gidiyorsun? Umarım sonuçlar çok iyi çıkar.

    Fotolar harika hiç rahatsız olmuşa da benzemiyorlar. Assolist gibi poz vermişler:))

    Öptüm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çına'ım, canım benim; yok Antalya'ya mart gibi gideceğiz. Belki fındığımın doğumuna denk gelir ama ben bir kaç aydır yazamıyorum ya, geriden gelerek yazdığım için belki Antalya'ya henüz gitmeyeceğimi doğru anlatamamışımdır.
      O ciciye ben su perisi adını koydum gerçek adı ne bilmiyorum ama yusufçuğa çok benziyor. En az 200 kareden ancak bunlar eh işte çıktılar. Poz verir gibi duruyorlar tam fotoğraf çekeceksin prrr uçuveriyorlar. Renkleri itibarı ile evet assolist gibiydi üstleri başları. Saks mavisi abiye giymişlerdi hepsi de :)
      Ben de çok öptüm canım benim.

      Sil
  2. Gülen'cim geçmiş olsun canım. Başına gelen doktor derler ya sen de öylesin. Ne yapman gerektiğini biliyorsun en azından. Sağlık diliyorum sana ve tüm hastalara...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım Aysema öğretmenim; hastane giriş çıkışları, katları benden sorulur. Test sonuçları itine ile okunur ve yorum yapılır :) Ben şimdi ilaç bakımından hala beklemedeyim ama görme kaybımı eskisinden çok daha fazla hissediyorum. Burada iyi bir doktor var. Son çare bir de ona gideceğim.
      Sağlık dilekleriniz için çok teşekkür ediyorum, sevgiyle kabul ediyor ve çok öpüyorum canım öğretmenim.

      Sil
  3. Gülen ablacım seni nasıl anladığımı biliyorsun..ben senin kadar şanslı değilim ne yazıkki..uzun yıllardır atak geçirmiyorsun nazar değmesin beniyse hiç rahat bırakmıyor romatologlar..kinin bana iyi gelmedi hatta zarar verdi kanımı düşürdü uzun süre anlayamadık bir hematolog bırak diyene kadar şu an kortizonla gayet iyiyim ama immurana geçicem.yalnız bizlerin ilaçsızlığı düşünmesi bana biraz zor geliyor yani çekmeyen bilmez yaşadıklarımızı..benim anlamadığım ok kinin beklenen yan etkisini yaptı ama neden kortizon yada düşük doz immuran kullanmıyorsun?
    pimpiriklendirmeyeyim belki hiç atak yaşamazsın da işte yav risk yani..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım Milena'cım; lupusla ilgili sıkıntılarımı yazarken uzun uzun düşünüyorum ve aklıma ilk ve hemen sen geliyorsun ama yazınca da belki birilerine çare olur diye düşünüp yazıyorum. Senin sıkıntılarını da ben çok iyi biliyor ve anlıyorum. Lupus kişiden kişiye farklı gelişebiliyor bilirsin. Benim şansım da sık atak olmamam. Ben streoidi ilk üç seneden sonra bir daha kullanmadım. Imuran dediğin ilacı da Sanofi ve Welcome evlenmeden önce Welcome üretirken Azothoprine adı altındayken alıyordum ve şimdiki kadar kolay da ulaşamıyorduk ama bir süre sonra onu da kestiler ve sadece kinin almaya devam ettim. Şimdi son durum itibarıyla bir atak olmazsa kullanmamaya devam edeceğim gibi görünüyor. O ilk üç ayı atlattım. Mart gibi kontrole gitmem gerek. O zaman belli olacak. Sana da bütün kalbimle en az ben kadar iyi olmanı diliyorum canım benim. öpüyorum, umarım sen de ataksız yaşarsın artık..

      Sil
  4. hastane işi olmasada geleceksin bunu biliyorsun değilmi? gelmelisin gelmek zorundasın anladın sen onu kanımca:)keşke daha başka şartlar altında olsaydı herşey..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım fındığım gelmem mi, gelmezsem olur mu; olmaz :) Sen yeter ki iyi ol canım benim. Bu şartlara şükür. Biz böyle de mutluyuz, iyiyiz, geyiğiz, bi taneyiz, prensesiz, tatlıyız, sevimliyiz, espriliyiz, şakacıyız, gülümseriz, gülücüğüz, kahkahayız, yerinde gözyaşıyız, gerektiğinde kabusuz, gerilimiz, korku filmiyiz, komedi gibi korku filmiyiz, korku filmi gibi komediyiz, -yiz, -yuz, -yız :D ehiehei

      Sil
  5. valla yarını bekleyemeyeceğim de alsana telefonu eline veya çalınca açsana kuzum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nalan ablam, canım ablam, cici ablam; geç yanıtladım ama dur ben seni yarın arayım bi'. seviyom seni :)

      Sil
  6. Her şey güzel olacak,her sıkıntı birer birer kaybolup gidecek güzel Gülenim :) İyi haberlerini sabırsızlıkla bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım Gülsen'im benim; hep öteliyorum öteliyorum bumerang gibi geri geliyor sıkıntılar ama olsun. Buna şükür. Çok güzel bir söz okudum bir yerde bir gün. O kadar hoşuma gitti ki bak yazayım:
      Kötü yaratılışlı kişi Allah 'a yalvaramasın diye Allah ona dert keder vermez. Unutma, Firavun 'un başı bir kez bile ağrımadı.
      Hz. Mevlana
      Bu nedenle inan bazen dellensem de ben genelde iyiyim mutluyum.
      İyi haber mi; o da ne :P
      Öpüyorum canım benim..

      Sil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails