28 Nisan 2010 Çarşamba

ŞOK ŞOK ŞOK! VE EKLEME!

Duygularının sömürülmesinden kim hoşlanır? Ben hoşlanmam. Sömürülmeye çok elverişlidir benim duygularım. Çabuk yıkılır, çabuk üzülürüm, toparlamak için kendimi bile yanaştırmam kendime.
Bir rastlantı sonucu -ki aslında çok da ilginç olduğu söylenemeyecek türde tanışıklığımızın üzerinden çok geçmemişti ki acı bir haber duyuruldu.
Kim tarafından?
Kimliği meçhul..
İnanamadım, inanmak istemedik sonra da 'inanmadık' zaten. Buna karşın salak abim (YANİ ALİ İKİZKAYA ABİM) ve salak ben, ölmek için bedenin toprağa girmesinin gerekmediği, duygular öldükten sonra zaten ölündüğü konusunda fikirler geliştirip saygı duyduk bu duyurunun içeriğine. Ölen duyguların karşısında durduk, ölen duyguları hayata döndürmek amacımızdı; dolayısıyla elimizde olan metaryellerle telefon bağlantısı kurup 'orada öyle birinin tanınmadığı' bilgisine ulaşmamız bizi tatmin etmedi. Yüzyüze de görüşüldü ama öldüğü duyurulan kişinin bizzat kendisinin 'tanımıyorum' şeklindeki inkar yolunu seçmiş olması -çünkü yüzünü daha önce hiç görmemiştik- bir süre sonra yeniden dirilecek olan kişinin 'kayıp' kalmak istediği sonucuna ulaşıp tuttuğumuz ipin ucunu bıraktık çünkü bir başkasını anlamaya çalışmak özveri işidir. Özverili davranıp 'ölüme gömülen duyguları' kontrol altına almaktan vaz geçtik. 'O öyle istiyor' dedik. Öyle değilmiş ama..

Şimdiyse duygularım 'ifşa etmek' duygusundan arındı ama kendimi aptal gibi hissediyorum, kendimi kötü hissediyorum. Duygularımın üzülmesinden, kırılmasından hiç hoşlanmıyorum. E bu kadarına da hakkım olduğunu sanıyorum. Aslında sanmıyorum, buna hakkım olduğunu biliyorum.

BİLİYORUM VE BİLDİĞİMİ SÖYLEMEK İSTİYORUM.
BİLİRKEN SÖYLEMEMEK İSTİYOR DEĞİLİM.
BEN ARTIK BİLİYORUM VE SEN BENİM BİLDİĞİMİ BİLMİYORSUN!

O artık başka biri. Kendisine hiçbir biçimde inanmadığım biri.
O benim gözümde önemsiz biri, hem de çok önemsiz.
Saygı duymadığım.
Ve en önemlisi güvenilmez biri..
Ölmüş duyguların aradan bir ay geçmeden bu kadar toparlanabilmesini aklım almıyor.

Kafasını kuma gömdüğünde saklandığını sanan devekuşları misali, beyni toprağa gömülü..
Bu 'O değilmiş' gibi yapmak hissi sağlıksız ve çok saygısızca.
Oyuna yatmadan kendine saygı duymalı önce insan, sen kendini inkar ediyorsan saygı duymanın ne demek olduğunu bilmiyor olmalısın.
Aynada yüzüne bakarken, kaçırmamalı gözlerini aynadaki gözlerden.
Kendinden kaçarken bile adam gibi kaçmalı insan.

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış.
Sen onuncu köydesin ama ne kadar doğrusun?
Bu kadar basit oyunlarla kendini kandırmaktan öte gitmeyen bir davranış biçimiyle edindiğin OKA!
Bekir Coşkun'a ayıp oluyor ama.

----------------------------------------------------------------
İşlerini kolaylaştırmak için çevresine küçük adamlar, yardımcılar, getir-götürcüler toplamak zorundadır, çünkü bu büyük işi tek başına yürütemez. Üstelik, çevresine küçük büyük adamlar toplamazsa, sen onu anlamaz, bir kenara iter, adam yerine koymazsın. Bir sürü küçük büyük adamla çevrilmiş olarak, senin adına güçler ve yetkiler ele geçirir, ya da bir damla hakikat, ya da yeni, daha iyi bir inanç bulur sana.

Sayfalar dolusu söylevler yazar, özgürlük yasaları, vb. şeyler yazar, kendisini ayakta tutacak olan senin yardımın ve ciddiliğindir. İçinde bulunduğun toplumsal bataklıktan çıkarır seni. Birçok küçük büyük adamı bir arada tutabilmek, senin güvenini yitirmemek için gerçekten büyük olan bir adam, derin bir aydın yalnızlığı içinde, senden ve gürültü patırtıdan uzak ama aynı zamanda senin yaşamınla yakın bir ilişki içinde, elde edebildiği büyüklüğünden her gün bir parça vermek, özveride bulunmak zorundadır.

Sana 'öncü'lük edebilmek için, senin onu erişilmez bir tanrıya dönüştürmene göz yummak zorundadır. Olduğu gibi, sade bir insan olarak kalsa, diyelim, elinde evlenme cüzdanı olmadığı halde bir kadını sevebilen bir adam olsa, ona güvenmezsin çünkü, onu olağandışı bir insan olarak görmek istersin.

kes sesini sevgili küçük adam. yaşamın çok sefil, çok perişan, sesini çıkaracak halin yok. seni kurtarmak istiyor değilim, ama sırtında beyaz bir gecelik, suratında maske, acımasız kanlı elinde bir iple beni asmaya bile gelsen, sana söyleyeceklerimi, bu konuşmamı tamamlayacağım. (............) beni asamazsın sen küçük adam. çünkü ben, senin yaşamını, dünyayı içinde duymanı, senin insanlığını, sevgini ve yaşama sevincini temsil ediyorum. yok, hayır, beni öldüremezsin, küçük adam. bir zamanlar sana gereğinden çok inanıyordum ya hani, o vakit senden korkuyordum da. şimdi seni aştım ama; binlerce yılın bakış açısından görebiliyorum seni, binlerce yıl geçmişten ve binlerce yıl gelecekten bakıyorum sana. kendinden-korkma duygundan kurtulmanı istiyorum. daha mutlu ve daha insana yaraşır bir yaşam sürmeni istiyorum..."

WILHELM REICH DİNLE KÜÇÜK ADAM

Not: Sayesinde Ali abimi, Ali abim gibi özel birini tanıdığım için yine de teşekkürler!


YAZI İÇERİĞİNİN MAVİ KUŞ HAREKETİYLE KESİNLİKLE İLGİSİ YOKTUR!
FINDIĞIMLA ARAMIZDAKİ BİR SORUNDAN DA KAYNAKLANMIYOR! çükü fındığımla aramızda bir sorun yok. Birbirini çok seven iki kişiyiz biz fındığımla..
BU KONUNUN MUHATABI GEREKEN MESAJI ALMIŞTIR.

9 yorum:

  1. sanırım bende salağım....
    ne oldu yahu düşündüğüm ve tahmin ettiğim şey değildir umarım....

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Gülen !

    Senin bu yazını eminim çok dikkatle okuyan sanal bir sürü kimlik var. Senin benim gibi salya sümük olup perişan üzülmüş olan bir sürü kimlik vardı o zamanlarda. Ve bu bizde FACEBLOG adında sanal bireylerden oluşmayan YÜZLERİNİ gösteren yazarların bir araya gelmesini sağladı. Amacı kocaman bir aile olmak, yaşayan var olan bireyler olduğumuzu göstermekti. Aslına bakarsan bu oluşumda bile kaç kişi çıkıp ben sanal değilim, ben bir bireyim, yaşıyorum ve varım diyebilme cesdaretini gösterebildi ?.
    Bu alemde MASKE mekanın ve bu dünyanın raconlarından. Bir tür Venedik Festivali sendromu. Daha çok sendrom değilde bu mekanın olmazsa olmazlarından, kurallarından biri MASKE. Buralarda MASKE veya MASKELERİN yoksa hep
    AĞLARSIN
    ÜZÜLÜRSÜN
    KIRILIRSIN
    zira buraya ait değilsindir. Hep ayrık otu misali SEVİLMEZ ve yaptıkların aykırı bulunur. Doğruyu söylüyorsan o kadar köyden kovulur da onca köye yerleşirsin de olmaz bir türlü. Oynanan sanal bir OYUN. Bu OYUNDA KURAL yok. Sadece MASKE/MASKELER var, O kadar...

    YanıtlaSil
  3. Bizimle ilgili bir durum olmadığını yazarmısın, millet bizim hareketle ilgili yazdın sanıyor..

    YanıtlaSil
  4. allah aşkına açık açık nolmuş kim kimi ne için kandırmış yazarmısınız konuyu bilmeyenler üstü kapalı bu uzun cümlelerden hiç birşey anlamıyor

    YanıtlaSil
  5. ölümün yalanı bile ürkütücü..bizim gibi çok üzülen vardı evet..böyle bir şeyi sindirmek kabullenmek..kimse kusura bakmasın..

    YanıtlaSil
  6. niye böyle bir yalan söylenmiş öncesindeki yaşanmışlıkları da bilmiyorum ama anladım kimden bahsedildiğini. Anladığımsa şu : bir yardım vesilesiyle tanıyıp altın kalpli abi dediğim bir insana kötü şeyler kondurmak istemedim ama maalesef zamanında çoğu kişiyi çok üzmüş sanırım doğru anlamışım

    YanıtlaSil
  7. Gülenim, o kendini paraliyan salaklardan biride benim..

    Benim bildigim onuncu köye sadece dogru söyledigi icin dokuz köyden kovulan yerlesirdi, ama artik onuncu köye tanidigim, bildigim en büyük yalanci yerlesmis. Yazik...

    YanıtlaSil
  8. anladıysam ne olayım, gülenimi biri fena halde kızdırmış sadece onu anladım...

    YanıtlaSil
  9. Ali bey maskeyle alakası yok yaptığım yanlışın..sadece hata ve istenmeden yapılan bir düşüncesizlik. Sonrasında kendi kendi kitlediğim dönmesi zor olan bir hataydı. Ne diyebilirim tüm samimiyetimle çok özür diliyorum hepinizden. Üzdüğüm için, düşünemediğim şeylere neden olduğum için. Hayatım birçok şeyi sağlıklı düşünemeycek kadar karışık olduğu bir dönemdi, aklımın ucundan geçmezdi tüm bunlar ötesini düşünemedim, çok kötü bir haldeydim.
    Anlamayabilir kızgınlığınızı sürdürebilirsiniz, affetmeyebilirsiniz ben yinede herşey için özür diliyorum bir kez daha. Hiçbirinizi üzeceğimi düşünemedim...afedersiniz....

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails