10 Nisan 2010 Cumartesi

TURTA YAPTIM :) İDDİA EDİYORUM BÖYLE BİR TARİF YOK!


Vişneli turtam

Turta yaptım. Vişneli, üzeri jöleli nefis bir turta. Benim neyim eksik bir dut masalı'mdan, kekik koku'mdan neyi :P Onlar yapıyorsa ben de yaparım :) Hatta ben neden durayım? Görüntüsünün güzelliğine denk düşen bir tadı olsun diye dua ettim yaparken. Yiyen 'bir dilim daha alabilir miyim?' desin, ardından bir dilim daha yemek için can atan diğerleri 'kaldıysa ben de rica edebilir miyim?' desin birbirleri ardına :) Güzel oldu turtam. Güzel oldu ya, hemen sahiplendim. Sonuçtan memnun kalmasaydım sahiplenici davranmazdım; hani sınavdan 100 alınca öğrenci kendi almıştır da düşük not aldığında öğretmendir notu veren.. Güzel olunca turtaM ama yenilesi bir kıvamda olmasaydı direk ismiyle hitap tarzı; turta :)

Kimse benden bir tarif beklemez ama ben yine de anlatayım.
Şimdi efenim malzemeler şöyle oluyor:
Keki için:
5 gr. un
10 toz şeker tanesi toz şeker
topluiğne başı büyüklükte kabartma tozu
1/1500 yumurta
2 damla sıvıyağ

Üstü için:
Mikro vişne taneleri.
Hazır jöle

Kek malzemelerini kürdanla karıştırın gazoz kapağına dökün önceden ısınmış 180 derece fırında bir dakika pişirin. Kek hazır.
Vişnelerin çekirdeklerini çıkarın. Jöleyle karıştırıp kekin üzerine yerleştirin. Sonra bir dakika daha fırına atın.
Turtamız hazır.

Sakın yapmayın :) Böyle bir şey yok. Bunu da uydurdum :) Sonra da bir şey söylediğimde insanlar bana 'ciddi misin sen?' dediklerinde bozuluyorum :P

Kahvaltıdan sonra babamı asansöre kadar uğurladım. Kapı aralığında onu sevdiğimi söyleyip öptükten sonra asansöre binmesini bekledim. Babam 'bekleme gir içeri' dediğinde 'gittiğinden emin olayım' dedim :) Gülüştük, asansörün aşağı doğru kayan ışığını görünce içeri girdim. Bu bizim hemen her sabahki seromanimizdir aslında.
Bir iki dakika sonra babamın 'Gülen posta kutusuna senin için bir şey bıraktım, hemen gel al' dediği aramasını 'kesin bir şey unuttu' diye düşünerek yanıtladım. Şaşırdım. Babamın her zamanki talimat notlarından birini cebinde unuttuğunu, yukarı çıkmaktansa posta kutusuna bıraktığını düşünerek hemen aşağı indim. Babamın talimatları meşhurdur :) Kendisinin unutma riskine önlem olsun diye değildir onun talimatları. O unutmaz, o atlamaz, o esgeçmez. Onun talimatlarının derdi bizimledir :)
Aşağı indiğimde babamın yerinde yeller esiyordu, onu görmeyi de beklemiyordum doğrusu. 'Gülen posta kutusuna senin için bir şey bıraktım, hemen gel al' talimatını sözlü olarak bırakıp çoktan gitmişti :) Posta kutusunda uzaktan fark edilmemesi imkansız, üzerinde büyükçe harflerin olduğu beyaz ve pullu bir zarf vardı. Daha da şaşırdım. Yoksa babam talimatlarını artık PTT hizmetinden yararlanarak mı veriyordu bize? Yok canım daha neler artık :)İyi de bu neydi şimdi? Ben 'yine' bir paket, posta ya da kargo beklemiyordumki. Posta kutusuna yaklaşıp zarfı almaktansa başımı yan çevirip zarfın üzerini okumaya çalıştıktan sonra kendi kendime dedim ki 'alsana zarfı' :)


P.K.'ndaki hali :)

İçindekini merak etmemin, şaşkınlığımın, mahcubiyetimin hepsinin birbiriyle karıştığı duygular. Hep birlikte asansöre binip yukarı çıktık. Dolunay beni elimde bir zarf, üzerimde pijama kılıklı bir ev kıyafetiyle görünce şaşırdı. 'Abla o ne?' derken ben zarfı açmaya çalışıyordum zaten; 'göreceğiz şimdi'.


Önce üzerinde Çek dilinde muhtemelen 'bu bir kibrittir' yazılı bir kibrit kutusu çıktı :)


Kibrit kutusunu açınca da ki-nedense insanoğlu kapalı kutuları açmaya çok meraklı :) Mesela 'a ne kadar güzel; bana kibrit kutusu göndermiş' deyip de kibrit kutusunu açmayanını görmedim :) O kutu ille açılacak yani :)


Kutuyu açınca zımbayla paket haline getirilmiş mavi süslü beyaz, güzel paketi de açmam gerektiğini anladım. Küçük bir dokunuşla zımbayı çıkarayım derken paketcik yırtıldı ama :(
Hiçbir şeyi doğru düzgün beceremem ben zaten :(


Sonra da yukarıda güya tarifini verdiğim bu iştah açıcı turtayla buluştu
baş ve işaret parmağım :)



Ve matbu sandığım o güzel, zarif el yazısıyla nikel allerjimi unutmadığına çok duygulandığım
beni çok mutlu eden notu çıktı.
Ellerini severim ben senin Özlem!


Evirdim çevirdim baktım, sevdim, çok sevdim, ay canım diye diye sevdim hem de bu şuncacık şeyi :) O boyutuna, gerçekliğine inanamadığım turtalardan biri elimde; pardon parmaklarımın arasında. Şaşkınım, mutluyum, inanmazlığım sürüyor :) Kafamda öyle bir yaratmışım, öyle bir inanmışım ki ben onları ciddi ciddi gerçek sanıyormuşum meğer :) Gerçekten gerçek sanıyormuşum.. Sanki keki gerçek kek, kekin tırtıklı bir kek kalıbında pişmiş havası gerçek,vişneleri gerçek, jölesi de..Öyle bir turta ki :) İnsanın böyle bir hamlede ağzına atıp yiyesi geliyor. Bir lokmacık bir şey.Vişnesinin sapının çıktığı yerleri bile belirtilmiş. İnanamadım :) Yani gerçek olmadığına inanamadım..


Gümüş ve fuşya rengi iki plaka.

Hmm bu ne acaba? Daha önce hiç görmediğim bir şey. Hafif ve ne olduğunu bilmediğim bu iki mekanik plaka ne işe yarıyor acaba derken Dolunay onları bir güzel açtı :) İçindeki çikolataları görünce aman aman çikolata seven biri olmadığımdan çikolata kültürümün gelişmemiş olmasından hiç üzüntü ve utanç duymadım :) Çikolataları aile birey sayısı dörde böldük ama sonra ay ne güzelmiş ay çok nefismiş derken baba ve Hakan'ın haklarını da hiç adil olmayan utanmaz bir tavırla iç ediverdik :D Çok terbiyesizce bir davranıştı bizimki ama ne yapalım pek güzeldi. Pişman mıyım; -boğazımdan zor geçti- pek emin değilim ama sanmıyorum :)

Dolunay: Abla anlamıyorum ben bu işi. Sana neden hediye gönderiyor bu insanlar ve bu kız Çekoslavakya'dan?
Gülen: Bilmiyorum ama sanırım benim sevdiğim kadar Onlar da beni seviyor.
Dolunay: Neyini?
Gülen: (gayet olgunlukla) Bilmiyorum :)

Bu güzel turtadan magnet yapıp yaptığı yetmezmiş gibi ta oralardan gönderme zahmetine girerek
siluetimin sigara dumanlarının mavi neon ışıklarının altında mavi hareler yarattığı salaş bir Fransız barında çıplak ayakla Fransızca jazz söyleyen Tunus'lu bir çingene sanırdım kendimi hayalimi gerçekleştirdiği
Tunus'lu Aisha'dan sonra beni bir kez daha mutluluktan uçurduğu kadar utandıran, sanatına, alçak gönüllü tavır ve duruşuna saygı duyduğum, çok istediğim halde takvimlerimizin uymaması nedeniyle tekrarında iki elim kanda olsa gidesim var atölye çalışmasına katılamadığım için üzüldüğüm kişi Özlem Akın'ın ta kendisidir.
Sevgili Özlem, tatlı Özlem allerjik bir bünyeye sahip olduğumu bile unutmamışsın. O kadar duygulandım, yeni çalışmalarının koşturmasındayken bu güzel armağan için çok teşekkür ediyorum yine ezik ezik. El becerim yok, sabrım yok. Ben yine sadece teşekkür etmekle yetiniyorum ya, yazıklar olsun bana :( Seni ailece seviyoruz Özlem.

GELİNLİĞİM YAZI YORUM YORUMLARI:

Aysema öğretmenim; Canım şaka şaka kısmına kadar ciddi sandım sözlerinizi :) Dedim ki kime niyet kime kısmet. İlk beş cümleyi okuyana kadar ben sizin nikah tazeleme senaryonuzu yazdım kurguladım bir de üzerine çektim iyi mi :) Ne olacak benim bu hallerim :)
Öğretmenim anlatımıma olan iltifatlarınız beni çok mutlu ediyor. Gerçi ben hala virgülsüz ve ki ekleriyle sorunluyken sizden bu sözleri duymak beni onore ediyor :) Evlilik kişilik özelliklerinin diğeri tarafından da desteklenip onaylandığında güzel. Sizin de mutluluğunuzun sürmesini diliyorum bütün kalbimle :) Öğretmenim sizin o kimsenin işine yaramayacağını düşündüğünüz gelinlik ve nişan elbisesi o kadar değerli ki hem üzerine sinmiş anı ve mutluluk bakımından hem de 'eski' kumaş ve muhtemelen elle dikilmiş olduğundan verilen emek bakımından. Görmeyi çok isterdim onları. Bulamaz mısınız acaba?
Doğum gününüzü buradan da kutluyorum canım öğretmenim :)

Şenay'ım, Doğa'm; Ben üzmek istemiyorum hiçbir arkadaşımı, ne olur gözlerin mutluluk duygusundan dolsun. İstediğin her şey bir güneş gibi doğsun kalbine. Sevgin hep karşılık bulsun. Gölge yazın sıcağında iyidir, yoksa ihsan etmesin istemeyiz başka bir şey :) Kurbaanı ve seni çok sevip öpüyorum :)

3prenses'im; işte aldığım en güzel iltifatlardan biri daha :) Makyajı hiç yakıştıramıyorum kendime, bu nedenle iltifat ya :) Güzel, doğal yapılmış makyaj seviyorum -ama başkasında. Gelin makyajı olmazsa gelinlik düşmezmiş diye kandırıp yaptılar o makyajı bana. Gerçekçi olalım güzelim, yakışmadı işte :) Senin de mutluluğun sürsün ilk günkü gibi :)

Sibel'im; ilk ama son olmadığını bildiğim o görüşmemizde söylediğim gibi yaptım. Ben hiç istemediğim halde gelinlik giydim, istediği halde gelinlik giyme imkanı olmayan bir gelin adayına gitmesini çok istiyorum gelinliğin. Allah bu isteğimi yerine getirsin.. Daha anlatacaktım da fren yaptım :) Hakan'ın evlenme teklifine verdiğim cevaptan hiç söz etmedim mesela :P Öpüyorum mavi gözle seni :) Eşine selam..

Yetenekli'm; asıl senin küçücük yaşından büyük kalbinle yaptıkların ve çaban daha güzel. Ben destek olamadım diye üzüldüm ama inan benim kibrit kutusunda eylemsizliğim eyleme geçmiş halimden daha iyi :P Yazdıklarıma olan güzel sözlerin için sonsuz teşekkürler.. Umarım sen de çok mutlu olursun..

Nurhan'ım; gülsem mi, kendimi tutup gülmesem mi bilemedim. Eldivensiz gelin olur da pastasız düğün olur mu? Olur, neden olmasın. Önemli olan yok olanlardan mutsuzluk duymak yerine olanları mutlulukla var saymak. O da bir anı :) Benim beyaz ayakkabılarını giymeyi unuttuğu için siyah ayakkabıyla evlenen arkadaşım var biliyor musun :) Otuzdokuz yaşında, o boy ve kiloda ne kadar olabildiysem o kadar oldu işte :) Sanırım ben otuzdokuz yaşıma gelinlik yakıştıramadığım için gelinlik giymek istemedim ama bu duygumdan da emin değilim. Sen de çok ama çok mutlu ol :)

Delfina'm; her şey güzeldi, eldivensizliğim hariç :) Az önce Bilun'umla konuştuk. Bir kaç zaman sonra Aysema öğretmenimin söylediği gibi nikah tazeleme isteğine kapıldığımda Bilun'uma bana eldiven yapar mısın dedim. Tamam dedi ama bu kez de gelinlik yok :))) Kotun üstüne beyaz bir penye, elimde eldiven ve Bilun'umun tüllü saç aksesuvarlarından biri :) Bu akşam geliştirdiğim yeni hayalim bu :) Gelinliğe gerçekten çok emek verildi. Terzinin ığıl ığıl sözü de dilimize yapıştı. Bir şey giydiğimde eğer ben ığıl ığıl olmuş mu dememişsem Hakan ığıl ığıl olmuş ya da olmamış der :)))))))) Iğıl ığıl ya, ne demek bu ığıl ığıl :)

FADİŞ, gülen mutfağım :) Çok sağol, iltifat alınca hem utanıyorum hem de mutlu oluyorum. İkisi bir arada yani :) İzmir'e ve sana bizden selam. Gerçi kırgınım İzmir'e ama çok özledim kendisini :P Bir ara çaktırmadan uğramayı düşünüyorum on gün sonra kadar :)

Hoya; çok ama çok teşekkür ediyorum. Bu iltifatlar karşısında iyice eriyorum :) Aslında gelinlik, tören olmasa da olur ama isteyen de var istemeyen de. Kim ne istiyorsa o olsun. Umarım gelinliği giyen kızımız en az ben kadar eğlenceli ve mutlu bir evlilik hayatı yaşar. Blog adresiniz yok ne yazık ki :(

Oytun'umun tatlı annesi :) tek hüznüm benim.. Biliyorum ki o mutlu olduğumu görüyor ve benim için seviniyor. Gördüğüm rüyalardan biliyorum. Eminim, otuzdokuz yaşıma kadar dizinin dibinden ayrılmayan kızının mutlu olduğunu mutlulukla izliyor. Ve bu gelinliği o istediği için giymiştim. Bu yapıyor olduğum şeyi yapmamı O da isterdi diye gelinliğin bir an önce yerine ulaşmasını çok istiyorum. Kim giyerse çok mutlu olacak, enerjiye inanıyorum çünkü.. Ben de öpüyorum çok.

devince'm; yok ben düğün de istemedim :D Nikahtan gidiverdim :) Çok karmaşık ve zor işler bunlar. İlle bir organizatör gerekiyor, daha önce bu hazırlıklarda bulunmuş, sözü dinlenen biri. Aslında ben nikahtan hiçbir şey anlamadım. Sadece çok güldüğümüz çok gayri ciddi bir nikah töreni olduğunu hatırlıyorum. Memurenin gülmekten konuşmaya fırsat bulamadığı bir tören :) Gelinliğin yerini bulmasını çok istiyorum :)

Fındığım; Hakan'a yorumları okurken seninkini okumak istemedim :( O kadar üzüldüm ki :( Hakan ısrar edince okudum ve başladım ağlamaya :( Şu anda bile ağlıyorum, sol göz kapağımın üstü seğirmeye başladı :( Bir kamyonla kandırabileceğin kadar küçük bir çocuktan söz ediyorsun sen; ben bile nikahtan sonra bir hafta İzmir'de kalmak üzere annemleri Ankara'ya uğurlarken hala 'beni bırakmayın, ne olur gitmeyin, anne ben sensiz yapamam' diye ağlıyordum :( Babam da 'hadi seni de götürelim, gel bizimle' dediğinde de gitmeye yanaşmamıştım. Hem karnım tok dursun hem de çörek bütün. Senin anlattığınla benimki arasında sadece yaş farkı var; duygu aynı; sanki terk edilmişlik :( Ben de istiyorum gelinliğin yeni sahibine bir an önce ulaşmasını..

Defdef'im; aslında bir ara kamera görüntülerini mi yüklesek ne yapsak :) O gizli görüşmeleri yani ikinci kez nişanlandığın eş adayınla gizli gizli görüşmek :) Hay Allah'ım ya :) Kuzenin evindeki ikinci nişan törenimiz daha bir hoştu, çok sade :) Ay ben bunu unuttum. Nazan yenge takmıştı o zaman yüzükleri. Aynı adamla ikinci kez nişan yapan ben :))))))) Aklımı kaçırmış olmalıyım. İzmir'deki üç kişilik sade :P nişan törenimizde, Ankara sıcak diye gondolda çikolata getiremedi diye gondola çikolata yaptırmıştı Hakan, bir de evlilik teklifi anlamına gelen beyaz güller :)

Nefise'm; evet delirmiş olmalıyım :) Hakan'ı çok üzdüm :( Ama şimdi her şey çok iyi gidiyor. O kadar üzdüğüm ve güvenilmez davrandığım halde beni anlamaya ve sevmeye devam etti. Umarım sonsuza kadar böyle gider. İyi ki giymişim gelinliği ama keşke bir de eldiven giyseydim :)

Mavianne'm; çok sağol, bütün dileklerin için teşekkür ediyorum ve aynılarını senin için diliyorum :) Anılarım Allah'tan komik dolayısıyla gülerek anlatıyorum. Aslında bu kadar ayrılıp barışma olaylarından sonra hala birlikteysek biz başarmışız, birbirimizin kalbine girmişiz demektir. Gerçi bütün arıza benden çıktı :) O yaştaki çocuklar için aileden birinin evlenmesi gerçek bir travma :) Komik buluyoruz ama içlerine girmek lazım onların.. Fotoğrafları taratmadım, fotoğraf fotoğrafı çektim anca bu kadar oldu. Ben de seni çok öpüyorum :)

Burcu'm; benimle çıkılmaz zaten :P irtifa kaybederek sürekli inilir benimle :) En büyük dileğim gelinliğin mutluluğumu bulaştıracak bir gelin adayına ulaşması. Ve ben seni daha önce tanımış olsaydım fotoğraflarımı senin çekmeni çok isterdim :)


7 yorum:

  1. Hay Allah'ım, ben o vişneli turtayı gerçekten sen yaptın diye okudum ya. Niye tarifi böyle veriyor ki diye de güldüm, altından ne çıkacak bakalım diye.

    Canım benim armağanını güle güle kullan, Sevgili Özlem'in ellerine sağlık.

    Öptüm

    YanıtlaSil
  2. Gulen hanım nekadar samımı,ıctensınız.Turtanız cok şeker.Neğuzel boyle uzaklardan hedıyeler almak,neguzel boyle sevılmek.Cok imrendım

    YanıtlaSil
  3. Çok geçmiş olsun canım. Çınar'ın blogundan öğrendim. Anladığım kadarıyla ucuz atlatmışsınız.

    Bu arada sahiden neden bütün hediyeler sana geliyor ki? Kıskanacağım neredeyse...

    Şaka şaka, yazın çok güzeldi, yorumların da... Sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. başta gerçekten turta yaptın sandım:)) harika birşey buu.güle güle kullan..

    YanıtlaSil
  5. turta yaptım,yazdım dediğinde biliyodum zaten içinde bir puştluk olduğunu

    YanıtlaSil
  6. bana daha önce telefonda turta magnetten söz ettiğin halde yazını okuyup,gerçekten turta yaptın sandım.görsel de bu sanımı destekledi.beni hayal krıklığına uğrattın.izmite gelene kadar gerçek yani yenen turta yapımını öğren.

    YanıtlaSil
  7. Gülencim tura şahane ! ben asla bu kadar güzelini yapamam.Tabii Özlem'in elinden çıktığı belli oluyor :)

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails