Boğazımdaki tahriş, vücudumdaki 206 kemiğin hepsi birden şiddetlice ağrıma eylemine devam edince internetten aile hekimi öğrenip öyle gitmek istedim sağlık ocağına. Ene benim aile hekimim Ankara'da görünmüyor mu? Ne yazık ki evet :(
Sağlık Ocağı hasta insanların sessiz bekleyişlerini sabırla sürdürdükleri bir yerdir genelde; yani bugüne kadar. Ben bugün sağlık ocağına giderken aile hekimimi öğrenmeyi zaten beklemiyordum, sistemin kusursuz işlemeyeceğini dolayısıyla ve hatta muayene olamayacağımı biliyordum. Gönül'cüğümün bir kaç gün önce yaşadığı deneyim de aklımın bir kenarında ama aile hekimimi öğrenmek için hiçbir sokak iminin yazılı olmadığı bir duvar haritasında topoğrafçılık yapmaya mecbur bırakılacağımı aklıma getirmemiştim. Ağrımayan tek noktam yok ve ben bir harita okuyarak evimi bulmaya çaışacağım? Ödülüm ne? Ödülüm de 0 km bir aile hekimi.
Kollarını göğsünün üstüne kavuşturmuş kırıtıp duran görevliye kafadan daldım. Cebime iki yumurta alaydım da ben oraya bir protesto anlamı kazandırıvereydim keşke :D
Tam bir karmaşa ama yine de insanlar sessiz. Bana gösterilen kapının önünde doktor beklemeye başladım. Yaklaşık 30. dk sonra Hakan demez mi Gülen bizim doktorumuz bu değil. Çıldırdım! Arkamı dönmemle az önce kendisine daldığım ve beni oraya yönlendirme gafletinde de bulunmuş olan kadını usulcacık sıvışmaya çalışırken yakaladım. İkinci raundu o sırada aldım O andan itibaren orada kalmam mümkün olmazdı, özel bir hastaneye gitmek üzere olay mahallini terk ettik.
Özel hastanenin dahiliye bölümü o kadar kalabalıktı, ben az önceki sinirsel gerginlikten dolayı da o kadar bitkindim ve dahiliye doktoru o kadar yerinde değildi ki.. Dahiliye doktorunun izini sürmeye acil servise indik. Bulamayıp dahiliye bölümüne geri döndük. SLE ve skeloderma hastası olduğumu söyleyip öncelik istedim. Doktor gelince hemen alalım dediler. Doktor yok ortada. Cinlerim tepemde. Hakan'a bir daha acile gitmeyi teklif ettim. Gittik, tabii bu arada ağlamaya da başlamıştım. Bir doktora derdimi anlattım. Doktor, büyük olasılıkla yeter ki susayım diye dahiliye doktoru gelene kadar beni acil servisin bembeyaz çarşaflı yataklarından birinde misafir etti. Uyumuşum.. Hasta masta didişecek gücü de buldum ya kendimde :D
Son on yılın ilk karı düşmüş Muğla'ya :) KKTC'ye ilk gittiğimde de 54 sene önce yağan karı götürmüştüm yanımda :D Bisikletle höydür höydür gezerken ciğerlerimi feci üşütmüşüm, her nefes alma atraksiyonum kaburgalarımın etlerime battığında çıkardığım inlemelerime uyandırıyor beni eğer dalabilmişsem uykuya :( Kafa kemiklerim bile, burun ve kulak kıkırdaklarım, yumuşak dokularım dahil her bir yerim acım acım acıyor :( Neyse ki tahmin ettiğim üzere grip değilim; boşuna mı oldum ben o grip aşısını :) Ateşim çıksaymış daha kolay atlatırmışım. Ama ateşim çıktı benim; 36.1. Nasıl yani? Ateşi sürekli 35.5 olan biri için 36.1 rakamı ciddi olmasa da bir artış sayılabilir :) Antibiyotik kullanmadan günde dört ağrı kesici ve boğaz fısfısıyla geçiştirebileceğim bir soğuk algınlığıymış bu çilem. Doktorun odasından çıkarken de biçki-dikiş kursuna verilmek üzere üç günlük rapor talebimi de sıkıştırıverdim araya :) Üç günlük raporluyum şimdi ama yarın akşam sürüne sürüne de olsa Rus Dili kursuna gitmem şart.
Az önce karşı sokağımızdaki elektrik tellerinden birinden havai fişek gibi şerare atmaya başladı. Elektrik arızaya telefonla ulaşamadım, ben de Facebook'da grup kuran Aydem çalışanlarına arıza bildirimi yazdım :D
Nefise'm; döndüğüne sevindim, hem de ne beceriyle, kırkyama işiyle dönmüşsün. Biçki-dikiş kursunda küçük de olsa ben de bir parça kırkyama yapmayı çok istiyorum. İğneliğin çok güzel olmuş. Ellerine sağlık. Geçmiş olsun dileğin için çok teşekkür ederim..
Aysema öğretmenim; çok teşekkür ederim. Elimden geleni yapıyorum iyileşmek için ama asıl çaba hastalanmamak için olmalı. Çok acıyor boğazım, kemiklerim. Dikkat etseydim olmazdı böyle. Yazı ve fotoğraflara olan beğeniniz için de çok teşekkür ediyorum. Erdim'i görsem öpeceğim de :(( Selamlar iletildi yerlerine..
Gönülçelenim; gel pisi pisi :) iyi dileklerin için çok sağol. Sen bu hasta halimle sağlık ocağında görecektin beni :D Her yerim ağrısa da mıh mıh yapmıyorum Allah'tan :D Ah kediyi yerinde görseydin yanında bayılırdın. Nasıl uzun bacaklı, nasıl asil ve yumuşak bir şeydi görmeliydin :)
Gel benim pisim oll da o fotoğraflardan birlikte çekelim :)
Cansu'm; sağolasın, böyle kıyamam diyorsun ya nasıl mutlu oluyorum. Çok sağol tatlı kız. O salgına yakalanmamak için grip aşısı oldum ya ben ama bu üşütme gribi aratmadı.. Ağzım, yüzüm paçavraya döndü ama neyse ki buna şükür..
Doğum günü kızı İdil'ciğimin tatlı annesi; güzel dileklerin için çok teşekkür ediyorum. O kadar ihtiyacım var ki güce. Fethiye bu mevsimde de çok güzelmiş. Ben daha önce böyle bulut görmüş olsaydım kesin hatırlardım. Pembe bulutları da ilk kez burada gördüm. Deniz mavisiyle gök mavisinden nefis görüntüler bunlar. Sanal olarak gitmene gerek yok, buyur gel. Ben de öpüyorum canım..
Nalan ablammmmm; köhür köhürüm nasıl bu hala geldim diye hiç düşünmüyorum. Benzin istasyonunun bahçesinde yağmur üstüme üstüme yağarken ben yuvarlaklar çizdiriyordum bisikletime :) Hak ettim ben bunu.. Fotoğrafları beğenmene çok sevindim ablam. Hastalık dışında her şey yolunda ve güzel gidiyor ablam. Ben de seni seviyorum ve çok özledim :( Özledim huleeeeyn!
Nalan; çok teşekkür ederim..
Nur, annem, yaşam gurum; çok sağol canım ablam. Özlemişsin buraları da beni de. Bekliyorum çık gel:)
VE KORDONDA BULUT GÖSTERİSİ:
geçmiş olsun canım benim!!! benimde hekimim yok.. yani sistemde çıkmıyor ki gitsem kesin aynı şeyleri yaşayacağım! dua ediyorum ne kadar geç hastalanırsam o kadar iyi!
YanıtlaSilÇok geçmiş olsun,bol tarçınlı salep için , aile hekiminin varlığıda bir işe yaramıyor, ytuhaf bir sistem....
YanıtlaSilCanım yaaaa,çok geçmiş olsun.Bahara kadar bisikleti bırakırsın artık.Kış çok sert geçecek gibi:((((
YanıtlaSilGerçi biz ne sert kışlar gördük dermişiiiiiim.
Bolca bitki çayları iç.Hazırlardan değil ama.Aktarlardan al papatyayı,havlıcanı,zencefili elma kurusunu ve diğerlerini kendin hazırla daha iyi oluyor.
Bu arada çektiğin bir kaç fotoyu kopyalıyorum haberin olsun.Gökyüzünün hallerine bayıldım.Belki yaptığım işlerde dekupaj olarak kullanırım.
sevgiler öptüm
Gülen'im kıyamam ben sana...Sağlık ocağıyla ilgili durum rezalet.Benim doktor iyiydi ama ona ulaşana kadar epey bir süre geçti.Birde bu aile hekimliliği geldiğinde panik yapmışlar.Bazı binaları boşaltmışlar.Benim gittiğim sağlık ocağı nasıl pis anlatamam.Uzan muayne edeyim dese yatıp uzanamazsın.Yanında bir çarşaf götürmelisin mutlaka.İsme bak sağlık ocağı.Dalga geçiyorlar sanki.Buralardan her türlü mikrobu kaparsın.Birde benim gibi salağına raslarsan.Sen üzme kendini.Alışmaya bakalım.Dah iyisi için ümidim kalmadı.Beni pisin olarak kabul ettiğin için teşekkür ederim::))Miyavvvvvv:)Canım daha önce gelip resimlerine bakmıştım.Yazını okuyamamıştım.Resimler süper.Kendine iyi bak.
YanıtlaSilÖptüm:)
oy canım benim geçmiş olsun.hastayken hastane gerçekten çekilmiyor(sağlıklıykende gidilmiyor)Allah kolaylık versin.hele bizler gibi kronik hastalığı olupta sık sık hastaneye gitmeden duramayanlara..öptüm kendine iyi bak şeker ve hamarat arkadaşım:))
YanıtlaSilŞununla geliyordum
YanıtlaSilhttp://www.keseal.com/files/takunya-urun-kodu-tk13.jpg
kıyamadım ama ahdım var... Sana bunla vurucam
http://www.10marifet.org/imaj/nalana/terlik.jpg
Budur... Öptüm..
Gülen, güleennnn !
YanıtlaSilBu siyah beyaz kedi Çiğdem kim ??
Çabuk bana söyleyeceksin. Benim hem hasta hem de garibim kızıma takunya terlikle falan vuran kimmm dirrr ?.
Nasıl vurabilir, buna nasıl hakkı vardır, nerden gelmiştir, niyeti nedir, asabımı bozuktur, gerginmidir, kedinin takunyayla alakası nedir, hamamdamı görevlidir, blog ta böyle şey yazılırmıdır mıdır dırdırdırrr.
Adresini vercen mi, ben mi buliimmm
Kızı yalnız mı zannettiniz yoksa Karamürsel sepetimi ?
Ne dir bu ???
Ali bey Ali Bey, o Karamürsel sepeti olmayan kız telefonda "kendine dikkat et ne olur" yolunda bin tembihe, ricaya, yalvarmaya rağmen yağmurda bisikletiyle dört dönmüş ve kendini hasta etmiştir. Daha önce kendisine "bak bi daha bi yerine birşey yaparsan terlikle geliyorum" şeklinde uyarıda bulunulmuştur. O da hadi gel demiştir. Yine de takunyayla vurulmaya kıyılamayıp kendisinin pek beğeneceği ve acilen üreteceği tahmin edilen kot pantolon arka cebinden mamül yumuşacık terliklerle önceden verilen söz sanal sanal yerine getirilmiştir. Ne vardır bunda yani???? Bu kadar hakkımız hukukumuz yoktuysa niye okuyoruz ki biz bu hatunu ne zamandır? Alla alla... Maşayı mı alayım elime yani? :))
YanıtlaSil