2 Nisan 2010 Cuma

HAREKETSİZ NİSAN BİR :)

1. kız: Kırmızı İspanyol çok katlı fırfırlı eteğinin kenarlarını kırmızı ojelerinin süslediği ince uzun narin parmaklarıyla hafifçe yukarı kaldırdı. Ojeleriyle aynı renk kırmızı rujunun çerçevelediği, kenarları yukarı kıvrık dolgun dudaklarının arasından görünen inci beyazındaki dişleriyle sessiz ol anlamına gelen 'şşşş' sesini çıkarırken iri siyah gözleri kocaman açılmıştı. Kuzguni, kendinden dalgalı siyah saçlarının arasına takılı kadife dokusundaki bordo gül melez rengi tenine çok yakışmıştı. Çıplak ayaklarının altı, uzun süre ayağına bir şey giymemiş olduğunun işareti kirlilikteydi. İnce ayak bileğinde kendi gibi yalancı güneş ışiğında parlayan metal pullarla işli halhalı, kendi çevresinde dans ederek gözden kaybolurken metalik sesler çıkardı. Bu kızın adı Yağar.

2. kız: Üzerinde, tazecik dallarında yeni tomurcuklanmış pembe çiçekler bezeli Japon bir elbise vardı. Aynı ton pembe ojeli parmaklarıyla poz verir gibi tuttuğu çimen yeşili galvaniz sulukla komşu bahçeye ekilen envai renkteki hercai menekşeleri suluyordu. Hafifçe kaldırdığı başında papatyalardan yapılmış gelin tacı yüzündeki sarı çillerle işbirliği yapıp ona sevimli bir kız havası vermişti. Yüzündeki inandırıcı gülüş güneş kadar ısıtırdı insanın içini. Bu kızın adı Bahar.

İspanyol etekli kız yalancının tekidir, o kadar yalancıdır ki adı da yalancı Bahar'dır ama bu son icraatından sonra, önünde ünvan olarak yalancı sıfatını barındıran Bahar olan ismini kendimle oybirliği yapıp Yağar'la değiştirdim. Öncü olarak her geldiğinde hiç aklımda yokken tesadüfen yakaladığım bir güvercinin son hamle bir kanat çırpmasıyla avucumdan kaçarkenki hali; son dört günü iklimsel anlamda kötü geçirmeme neden olan Yağar!
Geldin, yağmurunu bırakıp gittin. Bu kolum çok ağrıdı, şu kolum da ağrıdı ama daha az. Sağ kol ağrımdan inleyerek daldığım uykumdan ağrıyı hissettiğim için uyandım :( Kötüsün sen Yağar! Güneşin ilk bahar ışıklarında dans ederken kandırıkçı Yağar hanım; senin yüzünden az kalsın kışlıkları kaldırıp baharları çıkaracaktım sandıktan. Pazar günü çimenlerde yuvarlanırken havanın birden bozup ılıyan kemiklerime buzla kompres etkisi yaratması Yağar'a olan sitemimin tek nedeni değil aslında.

Komik Şiir :P (sözüm ona şiir)
Sabah Japon elbiseli mütevazi Bahar girdi camdan içeri.
Cam kenarında güneşlendirdim kendimi.
Camda kırılan güneş ısısıyla mayışarak gerinerek en sonunda kıvrılarak uyudum bir kedi gibi.
Acıyan kolumu güneşe tuttum, ısındım.
Bu duygudan çok hoşlandım.
Baharım hoş geldin.
Kal.
Hiç gitme..

Duygularım gibi vücudum da hafif güneşten hoşlanıyor :)

---
Nisan 1i kazasız, belasız atlattım derken Maviannem'in yazısını görünce inandım; neredeyse inanıyordum değil, bal gibi inandım. Yorumlardan gerekli veriyi almış olsam bile yine de 'acaba?' diye düşünüp üzüldüm; aslında başlığı görünce çok üzüldüm çünkü Mavianne'yi hanımefendiliği, duruşu, hayata bakışı ve diğer özelliklerinden dolayı çok seviyorum. Bu 1 Nisan, kimseye sonradan gülerek anlatacağı biçimde malzeme olmadan geçti gitti derken akşam saatlerinde Mavianne'min şakasını gerçek sandım :)
1 Nisan, yirmibeş sene önce tanıdığımdan beri çok sevdiğim, çok önemli, özel, film gibi, anlattığımda 'hadi canım' dedirtecek türden olaylar yaşadığımız bir arkadaşımın doğum günü. Bugün yine bed sesimle 'Mutlu Yıllar Nursel' isimli şarkıyı söyledim telefonda :)
Can'ın da doğum günü; Ona da Gülay soprano, ben bed ses tonunda 'Mutlu Yıllar Can' şarkısı yaptık. Can şu an Erzincan'da 'yaylalar yaylalar' türküsü eşliğinde vatani görevini yapıyor.
Can'ı çok seviyorum, ismi Can olan birine Can'ım demek acayip bir şey :)
Hem ismini söylemiş oluyorum hem bana aitsin der gibi :)
Canım Can'ım çabuk gel oğlum :)
Nursel'im ve Canım Can'ım doğum günleriniz kutlu olsun. Her gün mutlu olun..

Ben bu 1 Nisan'a hazırlıksız yakalandığım için şaka konusunda kısır kaldım ama zaten yaptıklarım ve davranışlarımla insanlara şaka mı, değil mi tereddütü yaşattığımdan fazla efor sarf etmeme gerek yok :P Çok uzun yıllar önce yaptığım bir şakanın sonucundan sonra da 1 Nisan şakası yapasım yok.

Kitap okumaya zaman ayırıyorum. Kitaba değil kendime zaman ayırmış oluyorum aslında. Zar Adam ve Olasılıksız. Koştur koştur peşinde sürüklendiğim bu iki kitabın kurgusu kusursuz. Zar Adam diyaloglarını çok komik buldum. Filme çekilse nasıl olur diye düşündüm ama Michael Ende Bitmeyecek Öykü'nün kitabından aldığım tadı film afişlerinde bulamadığımdaki hayal kırıklığı gelince aklıma, hemen vazgeçtim. Ya hayalini kendi kuracağım görüntüler eşliğinde okuyacağım kitabı ya kitabı okumadan başkasının hayal gücünün izlerini sürecek gözlerim..

Kitap demişken; bilmeyen kaldı mı, ben Hakan'ı internetten indirdim :) (download) :P Yeni tanıştığımız günlerde msnde kameradan gördüğü kitaplığımdaki kitaplara bakıp sormuştu:
Hakan: En son hangi kitabı okudun?
Gülen: Samsung el kamerasının kullanma kılavuzunu.

Mavi Kuş bebekleri için üç tulum ekledim kargoma. Kargomu kendim götüreceğim. Kırılacak eşya türünden olmadığı için içim rahat, en son Nalan abla ve Aytaç için Kocaeli'deki arkadaşlarımızdan birinin gönderdiği caanım hediyeleri getirirken yolda hiç ettiğimi düşündüğümde hala yüzüm kızarıyor :( Kargo taşımacılığı bakımından güvenilir biri değilim. Kırabilirim, unutabilirim, kendi eşyalarımı bile kaybedebilirim. Bir kaç gün önce fotoğraf makinesinin kılıfını içinde kart okuyucusuyla birlikte kaybedip kaybettiğimi anladıktan bir kaç dakika sonra da buldum :) O küçük çam ağacının dibine koyduğumu hatırlamıyorum bile :)

EVDE BOTOKS YAPIMI'na (aslında tam 1 nisan'lık yazıydı) olan yorumları yarın tek tek yanıtlamak istiyorum çünkü bu uzun bir anlatım olacak ama genel anlamda oksijen mucizesinin yaşam kalitesini ne kadar artırdığını ön başlık olarak şimdiden atmak istiyorum.
Yaklaşık bir senedir düzensizliğine az izin verdiğim pilates yapıyorum. Pilates beni sıkıntı ve stresimden arındırdığı gibi fiziki anlamda da istediğim gibi bir değişim geçirmemi sağladı. Pilates vücudu sıkılaştırıyor bu nedenle de tartı rakamlarının pek bir önemi yok diye en son Kocaeli'nde tartılmış ve döndükten sonra da bir daha tartılmak için teşebbüsde bile bulunmamıştım. Önceki gün tartıldım;


24 Ocaktan beri 10 kg. azalmışım :)

Pilatesle düştüğüm beden sayısı dört. Dört beden inceldim, iki cm. de uzun görünüyorum. Pilatesin olumlu etkilerinden yola çıkarak yüz yogası için de az çok aynı şeyleri düşünüyorum. Yüzümü ve vücudumu dinlenmiş, rahatlamış hissediyorum. Yaşadığım ağır travma, üzüntü ve kederimle, birlikte olduğum insanlara karşı olan sorumluluklarımı dengede ve hep aklımda tutmamı sağladığı, hayat acımı olabildiğince az aynı duygular eşliğinde geçirmeme neden olan nefes egzersizleri bütününe çok şey borçluyum. Hala ilk günkü kadar çok üzülüyor ve özlüyorum ama daha az acı çekiyorum sanki.

Çok uzun zamandan beri nasıl yapacağım hakkında bir fikir geliştiremediğim ama söylemeyi çok istediğim bir şey var. Bildiğim tek yolu deneyeceğim.
Beni izlemeye alan, okuyup yorum yapan, okuyup yorum yapmayan, üzüntü ve sevinçlerimi 'ben' gibi hisseden, soyağacında kardeş isimleri gibi isimlerimizin yanyana yazdığını düşündüğüm ismini bildiğim bilmediğim bütün arkadaşlarıma her şey için çok teşekkür ediyorum. Sizi sevme duygumu çok seviyorum..


Çimen çalışmalarım :P

SELEN, tatlı kız, ne zaman istersen gel.


8 yorum:

  1. canım benim.. platesten mutlu bir sonuç almış olmana sevindim.. öpüp kokluyorum.. selamlar..

    YanıtlaSil
  2. tatlım benim senin varlığında beni mutlu ediyor

    YanıtlaSil
  3. süper kadın süpersin yine .canım sen her halınle çok çok güzelsin.tebrik ederim senı öpüldün.

    YanıtlaSil
  4. nefes alma ile ilgili tv da bir proğram izlemiştim .17 ağustos depremi sonrasıydı 14 ağustosta annemi çok ani kaybettik.3 gün sonrada depremde 14 akrabamı birden kaybettim ve kesinlikle psikolojik yardım almak üzereydim fakat o tv daki proğramı seyrettikten sonra nefes eksersizlerini devamlı yaptım ve yardım almadan rahatladım sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. Mavikuş seninle gurur duyar :) İlk sana yazmak istedim..Üzümlü kuzugöbeği mantar festivalinde sizlerin gönderdiklerinizi sattık.İlk gün 150 lira ikinci gün 167 lira kazandık.
    Geldiğinde TC.numaranı bize söyleyeceksin böylece bağış makbuzu senin adına olacak :))Bunu senin sayende başardık, yani bir hareket olabilmesi senin sayende oldu..Teşekkürler ve kucak dolusu sevgiler..

    YanıtlaSil
  6. YARIŞMA BAŞLADI

    Eskileri yenileyelim,Artıkları değerlendirelim

    herkez yarışmamıza davetlidir.

    http://beyazsepetim.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  7. Gulenım...
    Adım gıbı hep gulumsedıgın bır yaşam sür..

    Yenı sac kesımınle daha da bır guzel gorunuyorsun bılesın :)

    YanıtlaSil
  8. bende seni çok seviyorum:)))

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails