14 Mayıs 2010 Cuma

HEDİYELERİM.. ÇOK TEŞEKKÜRLER..

Ali abimi uğurlayıp uykuya dalmamız sabahın beşini buldu. O elim olaydan sonra (!) Ali abimle yaklaşık altı aydır telefonla sürdürdüğümüz güzel iletişimin çat kapı mesafesinde olmak ne güzel. Bu üçüncü görüşmemiz, pazar günü için de bir şeyler planlıyoruz; bu planın bu bölgeyi hiç bilmeyen biri; yani benim gibi biri için büyük bir sürpriz olacağı kesin. Gece sohbetinin en önemli bölümü kelebek etkisi üzerineydi. Bir kelebek bir yerde bir kanat çırpardı ve neler olurdu neler.. Çok ilginç olaylar sonucu edindiğimiz arkadaşlıklar o ilginç olayların sürecini irdelerken tarafların birbirini daha yakından tanımasına neden oluyor. Birbirinin inceliklerini öğreniyor insan, daha az ya da daha çok önemsedikleri bakış açılarının belki de değişmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Ali abiyle daha sade bir biçimde tanışmış olsaydım belki onun hakkında edindiğim bilgiler daha farklı olacaktı. Bu nedenle, o saçma olayı artık daha farklı algılıyorum..

Zaten yorgunum. Sadece birkaç saat uyumuşken sabahın dokuzunda arayan kişi ani su ısıtıcısı montajı için gelen delikanlının kapı zilini bize duyuramadığı için iş yerini aradığını söylememiş olsaydı ben o kapıyı hayatta açmazdım :D Ama su ısıtıcısı önemli mevzuu buralarda. Artık duvarda asılı bir garip ani su

ısıtıcımız var. Korkuyorum ben bu cihazdan aslında ama bu coğrafyanın olmazsa olmazıymış.

Dün akşam Asortiğim birkaç günlüğüne İstanbul’a ailesinin yanına gitti. Terk edilmiş hissiyatım devam ediyor L Önceki gün bir teknede balık ekmek kaçamağı yaparken deniz görgüsüzü arkadaşına (yani bana) ‘sen deniz tarafına otur da denizi izle’diyen zarif arkadaşımı şimdiden çok özledim L Evine dön Asortik!

Bugün daha bir toparladım etrafı. Salon fotoğrafları tamam da odalardan ‘yok burası adam olmaz’ deyip elimi bir işe vurmadan çıkmaktan, eşyaları yatağın üstünden komidin ve şifonyerin üstüne, oradan alıp yine yatağın üstüne koymaktan bugün itibarıyle vaz geçtim J Bir garip sirkülasyon J Toplama değil sadece yer değiştirme J Artık gündelik işler için zaman ayıracağım, ev tamamdır; az sayıdaki tıkıştırmaları saymazsak :) Hem körle yatan şaşı kalkar; Nalan ablayla o kadar yemiş içmişliğimiz var, atamıyorum hiçbir şeyi :/ Hakan ‘merak etme hayatım, o işi ben yaparım sana çaktırmadan’ diyor. Nalan ablaya ‘senin yüzünden çöpçü oldum’ diyorum. O da ‘senin ruhun çöpçüymüş, ben sadece açığa çıkardım’ diyor :D Yani suçlu bulunamadı.

Ankara'daki son günümde Nalan ablam vedalaşmaya geldi, taşınmamız da macera olduğundan –Carlos, sizin normal bir işiniz yok anlaşılan diyor- ben akşam üzeri ona gidecekken tam da bir sürprize ihtiyacım olduğu an Nalan ablam çıkageldi. Çimenlerde oturup gözyaşı dökmeden ağlaştık; sözlerimizle ağladık :( Bana güzel güzel akıllar verdi, bencil olmayı öğrenmem gerektiğini söyledi. Deniyorum Nalan ablam :P

Nalan ablamın Kaatı sergilerinden birinde küçük bir dala tırmanmış bir panda görmüş ve çok beğenmiştim ama o zamanlar Nalan ablamla seviyesi üst düzey bir ilişki sürecinde olduğumuzdan o pandayı çok beğendiğimi söylememiştim çünkü söylesem o hediye etmek isteyecekti ben de ederini ödemek. Nalan ablamla samimiyeti ilerletip kendi açımdan ‘yüzsüz’ :P boyuta getirdiğimde bile aynı nedenle panda hakkındaki düşüncemi hiç söyleyemedim. Sonra bir gün başka bir sergide, pandayı göremediğimde pandanın akibetinin birine hediye edildiği yönünde olduğunu öğrenince Nalan ablaya ‘hediye edeceğini bilseydim ben kendime hediye ettirirdim onu’ deyiverdim. Peki ne oldu? O hediye edilen kişi sanırım pandaya bakamadığından :P pandayı Nalan ablaya iade etti :D Nalan ablam da bu güzel kaatıdan pandayı gerçek ve en has sahibine, yani bana verdi :) O panda artık benim duvarımdan bakacak böcü böcü.

Nalan ablam, Mahmut abim, artık adımı söylemeye başlayan Ertuğrul’um ve rakibim kızları hepinizi çok seviyor ve teşekkür ediyorum.

Eşyaların kamyona yerleşmesi tam bir kaos durumdayken her şeyi olduğu yerde bırakıp Çınar'ımın davet ettiği kahvaltı sofrasında aldım soluğu, arkama bile bakmadan topukladım.. Çınar’ım ‘hadi babanı da çağıralım’ dediğinde hiç tereddüt etmeden çağırdığım babam da geldi kahvaltıya. Son yüzyüze sohbet L Arkadaşlarımı seviyorum, özlediğimde göremeyince üzülüyorum L Çınar çok güzel, özenli ve sempatik sofralar hazırlar ve her defasında 'hayır bir şey yemeyeceğim' ya da 'yemeğe kalamam, bir kahve içimi buradayım' dediğim sofradan tıka basa tok kalkmışımdır :) Fildişi rengi köşelerinde yeşil çiçekleri olan minik kahvaltı servisi vardır Çınar’ımın. O minicik tabakları çok severdim ben. Kullandığım tabaklarım ıskartaya çıkınca alayım dediğim o tabakların benzerinden artık benim de var J Sanki aklımı okuyan canım Çınar’ım bana o minicik sevimli tabaklardan hediye etti. O kadar güzeller ki değil kullanmak, fotoğraf çekmek için sadece bir tanesini çıkaracak kadar kıyabildim kendilerine :) J Çınar’ım çok ama çok teşekkür ediyorum. Aileni ve seni çok seviyorum J

Mavi Kuş Derneği örgü diye başladığımız ama yaratıcı zihinler sayesinde ürün bakımdan zenginleşip çeşitlenen kampanya için gelen bütün el emeklerini gözlerimle gördüm. Hepsini fotoğraflarından tanırken dernek binasının 100 mt. ötesine yerleşip o güzel eşyaları yakından görmek nasıl bir mucizedir? Ben bu kampanya başlarken daha önce hiç görmediğim Fethiye’ye yerleşeceğimi bile bilmezken önceki gün derneğe alış veriş merkezi arabalarından birine yüklediğimiz bir takım eşyaları götürdük. Komik bir görüntü, o saatte ve sıcakta dışarı çıkmaya cesaret edebilen yerel halk bize bakıp güldü J Ben olsam böyle bir görüntü karşısında ben de gülerdim. Bloglardan birinde anlattığım gibi bir fotoğraf görürseniz bilin ki o alış veriş arabasını ittiren tipler Hakan ve Gülen’dir J

Fiamma, onmarifet üyelerinden becerikli, yaratıcı ve iyi kalpli biridir. Fiamma daha önce Nalan ablamda gördüğümde evirip çevirip nasıl yapıldığına akıl sır erdiremediğim adı da kendisine uygun sihirli bir kutu ve melez güzeli inci kolye ve küpeli bir havlu göndermiş bana. Fiamma’m bunu hak edecek ne yaptım bilmiyorum ama çok ama çok teşekkür ediyorum. Seni çok seviyorum :)

Bugün öğlen saatlerinde, delinen duvarlardan dökülen duvar parçaları henüz yerdeyken acemihobici ve eşi geldi, gerçi geldikleri gibi de gittiler L Hiçbir şey anlamadım bu ziyaretten. Ha bir de bisiklet sepetindeki şu çirkin :P şey J Sadece çay ve kek için geçen pazar onlara gittiğimizde bizi zorla yemeğe alıkoyan bu güzel ailenin asabiyetinden yanından geçilmeyen şuncacık köpeği bizim eve girince sus pus oldu ama Bıdık hala Hakan’dan nefret ediyor :D Hakan’ı görünce bir damlacık bedeninden geldiğine inanamayacağınız bir hırrrrr sesi çıkarmayı başarıyor J Başındaki başörtüsü de değilmiş üstelik, bandanaymış.


Acemihobicim’le onmarifet’ten birbirimize laf atmışlığımız var; Fethiye’ye gelmeden önce yakın bir ilişkiden söz etmemiz mümkün değil yani. Buraya geleceğimi öğrendiğinde daha sonra uzun uzun anlatmak istediğim ev arama maceralarımızı bisikletiyle renklendirerek bize liderlik yapan acemihobicim sıcaklık ve yakınlığından son derece memnun olduğum bir arkadaşım. Çok becerikli ve yaratıcı acemihobicim –ki acemi olduğu konusunda yalan söylüyor- bana yeni ev ve hayatımda kullanılmak üzere bir dizi armağan getirmiş J bugün. Kullanmaktan zevk alacağım armağanlar topluluğu J

Tamamı el yapımı anahtarlığımız :)

Uğur böcekli kapı tutacağımız :)

Babamın el koyduğu nazar boncuklu kapı tutacağımız :)

Abiye kapı tutacağımız :)

Deniz malzemelerimi koymak için şık ve sanki 'hazırmış' gibi kot sırt çantam :)

Ekmek koymak için bir çanta :)

Ve son olarak bir buzdolabı cep magneti :)

Ben gelmeden bir gün önce… (ama bu inanılmaz hikayeyi sonra anlatmak istiyorum); desteğini hep hissettiğim, büyük acım hakkındaki sözleriyle bana güç veren, kaçamak fırsatları yarattığımız asortiğim;

Allerjik astmasına, okula giden Derin’ime karşın ev yerleştirme ısrarını zor durdurduğum kekik koku’m, daha ilk gün gelip evi oturulur hale getirme aşamasına getirmek için kolları sıvayan acemihobici’m hepinizi çok ama çok seviyorum.

Bir lafıma kanıp bir günlüğüne Fethiye'ye gelip kaç gün kahrımı çeken Fındığım seni çok seviyorum :)

Binlerce ama yetmez, sonsuz teşekkürler..

YORUMLARIYLA DESTEK VE CESARET VERİP YENİ HAYATA YÜREKLENDİREN BÜTÜN ARKADAŞLARIMA TEŞEKKÜRLER. HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM..

Not:Acemihobici’m, babam sizin o kadar çabuk gideceğinizi bilmiyormuş, yoksa dışarı çıkmazmış.

Not2:Acemihobici'min neresi acemi?

Not3:Carlos aradı :( Eziyete çağırıyor :D Fındıııık Paspatur'a gidecekmişiz. Koş gel :)

13 yorum:

  1. HAH ŞÖYLE YAA.. BÖYLE DALDAN DALA GEÇEN YAZILARINI ÖZLEMİŞİM..UZUN UZUN..HASTER GİDERDİM..

    YanıtlaSil
  2. fiammanın hediyelerini yakından bizzat gördüm.ayrıyetten ali abimle hoş vakit geçirmene kıskanmadım. kıskanmak mı oda ne küü:)) lafı bile var bekara karı okşamak kolaydır:))))))))hem kahır deyildi ki çok güzel zaman geçirdim ben ama ufuk kızacak korkusuylada fazla kalmak istemedim...bende seni seviyorum..nedendir bilmem ama beni sana çeken birşeyler var..bu arada gülem gülmekten iptal oldu yahu nededin kıza neler anlattın laf aramızda sevdi seni:)))

    YanıtlaSil
  3. Gülencim;
    Ankara'yı beklemekten vazgeçip karadan denize uçabilen aracında batı sahillerimize yelken açman ne güzel.Herzaman neşeli cıvıl cıvıl kuşlar gibi şen-ken, bu sefer daha pozitif deniz kokulu hafif meltem esintili oluverdin çok şükür.Bırak Ankara'yı bekleyenler beklesin canım sen bizlere bir adım mesafede ol yeter.Hep böyle hayat dolu neşeli ve mutlu ol inşaallah sevgilerimle.Tontini.

    YanıtlaSil
  4. gülencim o hediyeler biraz fazla istersen bir kaçına el koyabilirim :)))

    Valla oralarda olmak vardı kıskandım seni, şu kalabalık şehirden uzakda yaşamak ne süper olurdu.öpüldün canımcım...

    YanıtlaSil
  5. güle güle otur,gül eğlen neşen ve sevgin eksilmesin.
    Dün gece birden aklıma geldi Gülen pandayı nereye astı dedim.resimlerde görünmüyordu:)
    demekkiyazıyı yazıyormuşsun.
    demek ki; ruhlar ölmeden de serbest dolaşıma çıkabiliyormuş haa

    YanıtlaSil
  6. canım, güle güle kullan bütüüüüüüüüüüüüün cicilerini:))))
    ben sana daha neler yapıcam, biliyorsun istanbul telaşına düştüm bu aralar, gidip gelince, her görüşmemizde sen "yeteeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeer" diyene kadar eline küçük birşey tutuştururum herhalde:))))
    öptüm seni gülenimmmmm:)))

    YanıtlaSil
  7. cici acemihobici,güzel acemihobici,canım acemihobici...Gülen pis, Gülen kaka..Sedef güzeeel,Sedef ciciiii,Sedef tatlıııııı...Kapı stoperlerine bayıldım byıldım bayıldım..Mesaj alındı mı?Gülenim evin çok cici olmuş,küçülmüş,cebime girmiş.Sesin çok neşeli,şen ,şakrak geldi dün akşam..Ama bizi ihmal etme YAZ

    YanıtlaSil
  8. paspatura mıı bekyeyin geliyorum uleynnn:)))

    YanıtlaSil
  9. cici sedef, güzel sedef, canım sedef.....

    gülen de cici, gülen de tatlı ama, dövme kardeşi, sev, cici yap:)))))

    sana da yaparım istediklerinden şekerim, yapmaz mıyım hiç:) temmuz sonunda gel sen, kapı önü taşların da oluuuuuur, sırt çantan da:) öptüm seni:)

    YanıtlaSil
  10. Bende gelmek, bende katilmak istiyom araniza yaaa... Telefonun baglanmadi mi hâlâ, ben cok özlediiiiiim seninle konusmayi:(
    Ilk firsatta kendimi atasim var yaniniza, bilesin.
    Hediyelerin cok güzel, arkadaslarin ellerine saglik. Güle güle kullan, güle güle otur yeni evinde:))

    Öptüm hepinizi:))

    YanıtlaSil
  11. Canım benim, minicik bir tabağı nasıl da allayıp pullayarak anlatmışsın. Keşke hazırlıklı olsaydım da sana layık bir armağan verebilseydim.

    Yeni evinde doyumsuz mutluluklar yaşa ailenle birlikte.

    sevgiler

    YanıtlaSil
  12. Gülen'cim ne güzel haberler, ne güzel resimler bunlar! Kıskandım vallahi! Yeni yeriniz, eviniz, yaşamınız hep güzellikler getirsin, sağlık, ağız tadı getirsin. Çok öptüm.

    YanıtlaSil
  13. Nasıl keyıfle okuyorum yazdıklarını bır bılsen :)
    Sıra bır oncekı yazıda :)

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails