2 Şubat 2011 Çarşamba

DOĞUŞTAN LANETLİYİM BEN!

Doğuştan lanetliyim o halde ben.

Mantık buysa, insanlar yaptıkları hata ve günahlara karşılık hastalıkla cezalandırılıyorsa ben doğuştan lanetliyim. Genetik şifremde iki, belki de –nedeni tam olarak bilinmediğinden- bir ama ikiymiş gibi görünen arızalı bir şeyler var çünkü; aslında yani bu benim doğuşumdaki burukluğum. Ağır atlattığım travmalar sonucu bağışıklık sistemim çöktüğünde hortlayan hastalıklardan söz ediyoruz . (SLE, SKLERODERMA)

Biz de Allah sevdiği kuluna hastalık verirmiş diye ses çıkarmazdık. Yanlış biliyormuşuz, okumuş, yaladığı mürekkep ağzının kenarından akan bir öğretmen doğrusunu belletti. Hastalıklar insanlara verilen belaymış! Sabır göstermek, itirazsız katlanmak, isyan etmemenin hiçbir önemi yokmuş. Bunu hak etmek için Allah’ın hoşuna gitmeyen bir şeyler yapmış olmak gerekiyormuş!

Dünyadaki bütün hastalar çok büyük günahlar işlemiş olmalı..

Ha bir de çirkefmişim; hem de nasıl çirkefim! Haksızlık durumu sezdiğimde elimi belime kodum mu bitti! Yırtıveririm ortalığı! Yalan hayatlara saygı duymam, gözyaşına dayanamam, sık ağlarım ama yalandan akan gözyaşlarının, içinde yapyağlı bulaşık yıkanmış bir leğen mide bulandırıcı sudan farkı yoktur benim için.

Zavallıymışım; zavallı ama üstü kapalı zavallı. İsmim geçmiyor ama işaret edilen benim :)

1-Kim, ben mi zavallıyım ?Ben zavallıyım, öyle mi? Bakın kargalar gülüyor :)

2-Daha ben o konuda ağzımı açmadım! Salak gibi sır tutuyorum!

Küçükken tuttuğum takım Bjk rakip takımı yenerken bile üzülürdüm ben; benim üzüntüm başkalarının üzülmesinden daha önemsizmiş gibi hissederdim. Üzülmenin ne kadar yorucu, yorgunluktan halsiz bırakıcı, katlanılması zor bir duygu olduğunu bildiğimden sanırım takımım BJK yenilsin isterdim; yeter ki başkaları üzülmesin. Hala vazgeçebildiklerim var, insanlar üzülmesin. Üzülmek kötü bir duygu çünkü!

Ben bu sözlere hiç üzülmedim ama; kendim için hiç üzülmedim. Ne kadar basit, cahil bir düşünce, olduğunu biliyorum çünkü. Nasıl basit, kısır bir düşünce olduğunun çok farkındayım.Bana sadece hastalık konusu ve zaman zaman olmayı çok sevdiğim ve kendime çok yakıştırdığım çirkefliğime söz söyleyebilecek kadar arkamdan konuşabilecek biri beni ne kadar üzebilir ki?

Hiç kadar!

Başım beladan kurtulmuyor, evet kurtulmuyor. Çocukluğumdan beri bu böyle. Dizlerim derin yırtık izleriyle dolu. Parmak uçlarımı doğrarım sık sık. Allah beni böyle mi cezalandırıyor? Bir yalan hayat için Allah’ın beni bu şekilde cezalandırdığına inanılıyorsa kapı gibi sağlık karnem aha burada. Boğazımda kalan balık kılçığı, tenis oynarken burktuğum ayak bileğim, karamel tatlısı içinde yanan parmağım. Ben bilmem, öğretmen hanım da Allah’tan daha iyi biliyor ama ben bu kadar cezalandırılacak biri değilimdir umarım.

Yani bir şey daha öğrenmiş olduk bu günlerde. Orasını burasını kesen, delen, biçen Allah tarafından cezalandırılmış oluyor. Sakın bu haller aynı anda birkaç işi birden yapmaya kalkışan ya da aceleci davranan birinin başına gelen adı sakarlık olan ufak kazalar olmasın? Okumuş cahil teorilerini duyduğumda ben utandım..

Şu hastalıkla cezalandırılma meselesine taktım en çok ben. Kendim için üzülmedim, 23 yaşımdan beri hastanelerdeyim, gençliğimi bıraktım hastanelerde ben. Kendim için hiç koymadı o sözler

AMA ORADA DUR!

BEN ANNEMİ BİR YOĞUN BAKIM ODASINDA GÖRDÜM EN SON!

BEN ANNEMİ YOĞUN BAKIM ODASI KAPISINDA BEKLEDİM KAÇ GÜN !

BANA O KAPININ ÖNÜNDE ANNEMİN ARTIK YAŞAMADIĞINI SÖYLEDİLER KISIK BİR SESLE!

ANNEM HASTAYDI!

BU ÜSTÜNDEN CEHALET AKAN SÖZLERİ ANNEM İÇİN KALDIRAMADIM BEN!

BAZI İNSANLAR SAĞLIKLIYKEN –AKIL SAĞLIĞINDAN SÖZ ETMİYORUM- BU KADAR DAYANILMAZLAR BİR DE HASTALIKLA MÜCADELE EDERKENKİ HALLERİNİ DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUM; AİLELERİNE, BİRLİKTE OLDUKLARI İNSANLARA ACIRIM!

O NEDENLE BİZ HASTAYIZ, SİZ GİBİLER SAĞLIKLI (!)

VE DİLİYORUM Kİ SAĞLIĞINIZ HİÇ BOZULMASIN!

İÇİMDEN GELDİ, KISA BİR ÖYKÜ YAZDIM.

BİR GÜN ÇOK ŞIK BİR ELBİSE GİYMİŞ BİR KADIN ACELEYLE BİR YERE YETİŞMEYE ÇALIŞIYORDU.

ÖNÜNDEKİ ENGELİ GÖREMEYECEK KADAR HIRSLIYDI ACELESİNDE.

VE ENGEL, KADININ HIZLI HAREKET ETMESİNE DAHA FAZLA İZİN VERMEDİ.

KADIN YERE DÜŞTÜ.

KADININ ÇOK ŞIK ELBİSESİNİN ASLINDA NE KADAR BASİT OLDUĞUNU GÖRDÜ İNSANLAR BAŞINA TOPLANDIKLARINDA.

O ŞIK ELBİSENİN ASTARI, ELBİSENİN KUMAŞIYLA AYNI KALİTEDE DEĞİLDİ. ELBİSENİN BU DURUMDA GÖZ YANILTAN ASALETİNDEN YOKSUN ASTAR KUMAŞI ELBİSEYİ DE KÖTÜ GÖSTERMİŞTİ BİRDEN..

BU BİR FOYAYDI..

VE BÜTÜN FOYALAR BİR GÜN ORTAYA ÇIKARDI..

ASTARIYLA KUMAŞI AYNI KALİTEDE OLMALI ELBİSENİN.

Not: destek posta, telefon ve yorumları için bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Her biri için ayrı ayrı, candan teşekkürler. Samimiyetime inanılacağını bildiğimden söylemek istediğim bir şey var. Bu düşünce tarzındaki okur-yazar-öğreten kişiyle polemik olmasın diye yazıyı yoruma kapatacaktım ama kapatmadığımı ilk üç yorumdan sonra hatırladım ama iş işten geçmişti. Yorum yazan arkadaşların emek ve düşüncelerine olan saygımdan unuttuğum gibi kalsın istedim. İçimde kalmasını istemediğim için yazdığım bu yazıyı yoruma kapatıyorum.

Muhattab almam mertebesini de rütbeden saymıyorum :D

Hepinizi seviyorum derken sevmediklerim üzerine alınmıyordur diye düşünmüştüm bir kaç gün önce :)

Hepinizi -arkadaşlarımı- seviyorum..

Hiç yorum yok:

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails