20 Mayıs 2011 Cuma

SEKİZİNCİ KATTAYDIM! EVLİLİK YIL DÖNÜMÜMÜZ..

Deliler planlamaz, deliler yapar.
Deliler katlanmaları gereken bir son olup olmadığını sorgulamaz çünkü sadece yapmaya odaklanmışlardır..
Delirecek kadar akıllı olmayanlarsa başka bir kategoriden girer listemize..

Akıllılar 'yapmak' için bekler.
Akıllılar düşünür.
Akıllılar sorumluluk alır ve olası kötü sonuca karşı hazırlıklıdır.

Gel gör ki akıllı hazırlık aşamasındayken deli yolu yarılamıştır bile; erken kalkmış ve yol almıştır..

Amacım yok, öylesine yazdım işte..

Rötarlı da olsa 19 mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımızı kutluyorum..
Her sene sanki ilk kutladığımız 19 mayıs bayramıymış gibi birbirinden farksız coşkulu cümlelerle kutlayalım 19 mayıs gününü.

Kocaeli'deki kutlama programı hava muhalefeti nedeniyle cumartesi gününe ertelendi. Gidebilir miyiz bilmiyorum çünkü Kocaeli'de kutlamalar akşam yapılıyor. O akşamsa Defdef'in saat 21.00de mr randevusu var. Defdef bu sene ilk kez 19 Mayıs komitesinde yer almadı. O çok güzel kareografiler yapar. Çok istiyordum ama gerçekten sağlık nedenleriyle katılamayacağız kutlamalara. Hem bizim başbakandan kalır yanımız ne?
Başbakan da sağlık koşullarını neden göstererek Ankara'daki törenlere katılmadı. Aynı başbakan 20 mayıs günü saat 13.30de Van, saat 17.00de Kars olmak üzere iki mitingde bulunacaktı. Bulundu mu bilemem ama bu ne çabuk iyileşmedir, ne içiyorsa biz de içsek?
Zamanında Çanakkale'de katılacağı bir programa iki saat gecikeceğini bildirdiğinde 'olmaz öyle şey' tepkisiyle töreni saatinde başlatacağını söyleyerek programa saatinde gelmesine neden olan, geldiğinde ayağa kalkmayan korgenerale ödetilen bedel gibi bedel öder mi başbakan ulusal bayrama katılmayıp ertesinde mitinglerde zımba gibi boy gösterdiği için?
Kaldı ki 'sahipsiz bir e-postanın sahibi dakikasında bulunurken sahipsiz e postalardaki ihbarlardan yol alarak içeride tutulan kişilere ödetilen bedeller?
Sözler aynı çıkmazlarda sözler aynı sen.
Ben birini gördüm yolda..
(Yaşar Günaçgün'e sevgiler)
Bunlar benim komplo teorilerim.
Komplesi bana ait.
Kompozisyon yazar üzerine bir de komposto içerim.
Kafama yeşil başlı huni de isterim.
Neyse ki delirecek kadar akıllı değilim (Kelebek filminden Dustin Hoffman repliği)

Ülkemin başbakanından söz ederken daha nazik olmak isterdim ama bu terminoloji bana ait değil!

Dün İstanbul'dan hala çocuğu kuzen abim (babamdan sonra babam gibi abim), yabancı uyruklu eşi, halam ve eskiden akrababımız (!) olan bir abimiz geldi. Çok şenlikli, yeri geldi hüzünlü, çok kahkahalı bir gün geçirdik. Günün gafı: verdiğimiz yemekten emin olamadığımız için dilediğimiz özür sonrasında yabancı uyruklu gelinimiz Alina'nın 'Ay aşkolsun aramızda yabancı mı var?' teselli sözlerine Defdef'le aynı anda, aynı cümleyle 'evet var sensin' karşılığımız idi. Çok güldük :)

Afyon, Kütahya, Marmara bölgesi ve depremin hissedildiği tüm illere geçmiş olsun..
Akşam yorgunluğumdan tam da yatmak üzereyken avize taşlarından en yaramaz olanının bir rakkasenin beline sardığı tülden örtüdeki boncuklar gibi yakaladığı ritme uyarak bir sağa bir sola gidişini gördüm yerdeki sallantımın deprem olup olmadığını anlamak üzere avizeye baktığımda.. Çok yorulduğumda vücut depremimde sallanırım çünkü ben.. Midem bulanır, başım döner, vücut dengemi sağlamakta ciddi kontrolsüz kalırım. Değildi ama, bu bir depremdi. İçimde daha önce yaşadığım deprem öncelerinde hissettiğim deprem sıkıntısı olduğunu söylediğimde 'hadi canım' demiyordu aile bireylerim artık bana.. Ayağımda beyaz çoraplar, altımda pijama üstümde bir penye sekiz katı aşağı nasıl indiğimi bilmiyorum! Tek başıma! Aileden kimse bana eşlik etmedi :) Sonradan Defdef'in söylediğine göre bizim bloğun önündeki kalabalığın nedeni benim sekiz kat boyunca 'deprem!' diye insanları panik etmemiş. Ama yok, O Adana'lı kız ben olmasam da atardı kendini dışarı. Film kareleri dışında ilk kez dehşeti gördüm Adana'lının yüzünde. Babamın beni ve Adana'lı kızı ikna edip evimize çıkarması hayli zaman aldı. Bana inaçı diyorlar, hayır değilim. Ben inatçı değilim. Ben kararlı biriyim. Kararlılığımın inatçılık olarak algılanması beni rahatsız ediyor.

Bugün evlilik yıl dönümümüz. Halkan'la aramızdaki mesafeyi 'hiç' sayıyorum.
Bugüne kadar aştıklarımızı düşündüğümde 680km. bizi bozmaz diyorum.
İncir çekirdeğini doldurmayan sorunlara birbirimizi daha iyi tanımamıza neden olduğu ve bizi birbirimize daha yakınlaştırdığı için minnet borçluyum aslında. Sorunların çözümleri sırasında insanlar o güne kadar görmedikleri bir 'karşı taraf' buluyorlar yanlarında.
Bu sene ayrı olduğumuz için güzel bir yıl dönümü yemeği ve şık bir armağanı kaçırmış olsam da Hakan'cığımın varlığıya teselli buluyorum :P Onun armağanları benim Ona aldığım meyve sıkacağı gibi olmaz; O kişisel armağan alır (doğum günümde aldığı ve sadece bir saat çalışıp bozularak vantilatörken tantilatöre dönüşen şeyi saymazsak tabii) (Hakan okuduğunu biliyorum :D) Aslında beni yalnız bırakmazdı O, yine sürpriz yapıp gelirdi bana ama yoğun çalışıyor canımın içi. Armağan hakkım saklıdır deyip susayım bari şimdilik :P Aslında Erdim'le ilgilenen her şeyimiz Hatice ablamız ve eşi Furkan'ın da evlilik yıl dönümleri bugün. Onların programına yancı olarak davet ettirmiştim kendimi zorla ama bu saat oldu aramadılar. Sanırım beni ektiler :D (Hatice okuduğunu biliyorum :D Çok ayıp ama bu yaptığınız! Görünme gözüme!)

İşte böyle..

Geçmiş olsun dilekleri için teşekkürü bir borç bilirim..

Mayri'm; çok sağ ol, çok teşekkür ediyorum. Umarım dileklerimiz kabul görür. Biz isyan eden insanlar değiliz. Bugüne kadar yaşadığımız sağlık sorunları bize 'olabilirliği' öğretti. Yapacak bir şey yoksa eziyetsizce yaşamayı seçiyoruz. Bu nedenle hayırlısı olsun demekten başka sözümüz yok. Defdef ve benden sevgiler sana..

Nedret ablam; Defdef geçmiş olsun dileklerin için çok teşekkür etti. Selam ve sevgilerini iletiyor sana. Çok sağ ol ablam ilgin için..

Ayşen'im; biz de öyle umuyoruz. Nedeni belli olsun da tedavi konusunda yol alalım istiyoruz. İyi dileklerin içinse her ikimiz de çok teşekkür ediyoruz. Tebaa konusuna gelince; içindeki çocuğu dokuz ay karnında taşıdığı çocuğuyla birlikte büyütürken senden iyi çıtır tebaa mı olur? buyur İdil'imi de kap gel bekliyoruz :) Hatta senin eğlenceli sülale de gelsin :) Biz de öpüyoruz bol bol :*

Nurhan'ım; artık öyle oldu ki, Kamil Koç çalışanları direk üç numarayı kesiyorlar bana :) Kaptanlar 'sıcaktan bunalan yolcu' ünvanına layık gördüler beni :D Çünkü kaloriferi kapatmazlarsa soyunmakla tehdit ettim onları :D Bunun dışında arıza çıkarmıyorum Allah'tan :D
Aslında hesabı da yanlış yapmışım. Sadece Fethiye-Ankara arası 1500 km. 4000km.yi buluyor aslında. Ayın 25inde bir aksilik olmazsa araya bir de Çanakkale sıkıştıracağımdır :D
Gösteri çok güzeldi, kamera ve fotoğraf yasak olduğu halde kısa bir çekim yaptım. Becerebilirsem koyayım onu da diyorum :) Erdim, arkadaşları ve bizim için söylediğin güzel sözler için bütünümüz teşekkür ediyoruz.

Nilgün'üm; aşk olsun canım benim. Sen gönül koyacağım, kırılacağım biri olabilir misin? Sen başı dolu bir çocuksun, ben sana neden ve nasıl kırılayım? Bilirim ben senin kalbini.
Ah benim internetim olsa bu yollar sırasında neler biriktirdim yazacağım ama internetim yok. Mağdurum da mağdurum, çok mağdurum mağdurum :D Defdef'lerde ise babam dizi izlerken bilgisayara Defdef'in eşi konuşlanıyor, dizi bittiğinde babam. Gün içinde Defdef dinlenirken ben iş güç içindeyim. Defdef'in notebookuna da çay dökeyazdığımdan beri ben ellemiyorum :D Bu akşam Defdef'in eşi bilgisayardan feragat etti sağ olsun :) Aslında bu yazıyı ikinci yazışım benim. Bir önceki şakacı Erdim'in dil tercilerini Urduca'ya çevirmesi sırasında yok olup gitti :( Sonra da dedi ki bilmiş Erdim 'Başbakanla ilgili kısımlar çok sertti. Uçup gitmesi inan iyi oldu teyze!' dedi :D

Nefise'm; bilirsin senden nefret ediyorum ben :D Yazma zaten sen. Öyle güzel güzel şeyleri yap, sok gözüme gözüme. Ben de boş bulunup greyim depresyona, üstüne kalayım depresyonda ve çıkamayım. Ayıp oluyor ama Nefisanım! yazma sen, basma fotoğraf filan :D
Sorun yoktur umarım ve yine umarım ki blog yasaklarından dolayı bir geçici soğumadır seninki. Sen bakma benim senden nefret etmeme de lütfen ısınma turlarına başla ve yeniden dal aleme. İyi dileklerin için Defdef ve ben teşekkür ediyoruz..

asortik'im; acil şifa dileklerin acilen işleme kondu :) Defdef ve ben çok teşekkür ediyoruz.
Ah ah ben ne büyük diller dökmüşüm. Üç kardeş kuzenlerim ayrı illerde yaşar ve anca bayramlarda bir araya gelebilirlerdi. Derdim ki 'nasıl dayanabiliyorlar uzaklara?' Ben Kocaeli'nden Fethiye'ye döndüğümde Defdef ve Erdim özlemi çekiyorum. Kocaeli'ne geldiğimde Hakan özlemi. Ankara'ya gidemediğimde kardeş Dolunay ve gelin Pelin özlemi.
Bizim ailenin acilen bir araya (mümkünse Fethiye tabii ki) gelmesi iyi olacak gibi görünüyor.
Özlediklerime kavuşma hayali midir nedir, artık yolculuklar sıkmıyor beni.

Defdef meyva soyayım mı? (okuduğunu biliyorum :D )


4 yorum:

  1. Gülencim evlilik yıldönümünüz kutlu olsun canım benim nice nice güzel yıllar diliyorum ikinizede ve kocamaaan öpüyorum.
    Yollarda bulurum izleriiiiniiii seni ve o güzel gözleriiniiii diyede bir şarkı geldi dilime öptüm kaçtım :)

    YanıtlaSil
  2. Mehaba canım!
    Eşine ve sana sağlıklı,mutlu uzun ömür diliyorum.Ağzınızın tadı hiç bozulmasın.Sevginiz hiç azalmasın.Evlilik yıldönümünüz kutlu olsun.Video çok şirindi canım.
    Sevgiler:)

    YanıtlaSil
  3. Bu kadar çeşitli konuların hangisine yorum yapacağımı şaşırdım.
    Neyse,
    Sedef'e büyük geçmiş olsun, inşallah bir şeyi yoktur sadece protein kaçakçısıdır:)
    Nerede ne zaman olacağını iyicene karıştırdım bende ama yazılarını gördükçe hoşuma gidiyor bu durum.

    cep tel.numu kaybettiğimden artık bende numaran mevcut değil ve seni arıyamıyorum, bir ara numaranı mail le bildirirsen sevinirim canımın içi.
    Seni seviyorum.

    YanıtlaSil
  4. Gülenciğim evlilik yıldönümünüz kutlu olsun, geç oldu biraz ama geçen gece izin vermedi bloğun yorum yazmama:( Öpüyorum kocaman...

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails