Yemeğimiz lokantadan ısmarlandığında geldiği gibi, koca bir tepsi içinde geldi.
Sabaha kadar uyumuşum, deliksiz..Sabahtan da 12ye kadar :) Uyandım, kalkamadım. Sıkılınca kalktım. Günüm kötü geçecek sandım, geçmedi. Yani gün geçti de kötü değildi. Hiçbir iş yapmak istemiyordum ama yaptım. Çelişkilerle dolu bir gündü aslında :) Yapmak istemediğim şeyleri yaptım, diğer şıkka dokunmadım ama :) Hakan beklediğimden erken, elinde yemek paketiyle geldi, erken gelmesi iyi oldu. Birlikte zaman geçirmeyi seviyoruz biz. Dün akşam beni öyle görünce yemek yapamayacağımı düşünmüş canım benim. Bugün balık çiftliklerinden birinde su ürünleri mühendisi olarak bir iş imkanı oluşunca ayın sadece dört günü görüşebileceğimiz diğer günler çiftlikte kalacağı ama beni yalnız bırakmak istemediği için görüşmeye gitmek bile istemedi. Hakan'ı çok seviyorum.. Evi derli toplu görünce şaşırdı.'İyisin sen bugün' dedi. 'Evet iyiyim, elektrik süpürgemiz servisten gelseydi evi de süpürecektim' dedim. Gelemedi, onarıldığı haberini alalı yedi gün oldu ama süpürge servisten gelemedi! Artık onlarla hesabımı pazartesi günü göreceğim, birikmiş işlere bir yenisi daha eklendi. Yedi gün oldu bir süpürgeyi getirmeyi beceremediler. Her konuştuğum kişi servis elemanına sorduktan sonra bana döneceğini söylüyor. Dönmeyin bana, nedir bu dönmek olayı hem; sanki ayrıldığı sevgilisine dönüyor. Önceden ben sizi ararım derdik, şimdi ben size dönerim. Dönme bana! Ben senin eski sevgilin miyim? Altı üstü süpürgemi vereceksiniz; dönecekseniz de anca süpürgeyle dönerseniz kabul ederim ben bu dönüşü. Sanki 1800 kişinin çalıştığı bir yer. Bir koordine olup benim süpürgeyi çıkaramadılar meydana. Bu güne kadar Ebru'su, Seda'sı, Olcay'ı -ki benim olayı kovalayan Olcay bugün işten ayrılmış. Benim süpürgeyi bulmadan nereye Olcay?!- Aslında bende hata. Klima için ölçüm yapmaya gelen teknik servis elemanının eline tutuşturuverdiydim süpürgeyi. Eleman 'ama çok yer dolaşacağız' dediyse de 'abisi onu da gezdiriver, ne olur sanki' dediydim. Bunlar süpürgeyi unutsa bir yerde Olcay arayıp 'süpürgeniz hazır' demezdi. En son bugün süpürgem bulunana kadar bana süpürge vereceksiniz dedim. Servis yarın açık, yarın da bunaltayım ben bunları da olmadı pazartesi ellerim belimde göstereyim kendimi :D
Dikiş dikiyorum, makine var ama elimde dikiyorum. Uğraştırıyor ama ben de uğraşmak istiyorum zaten. İğneyi kumaşa her batırışımda beni acıtan acılara giriyor iğnenin sivri ucu sanki. İple beni acıtan acıları bir araya istifleyip bir daha canımı acıtmamaları için onları birbirlerine bağlıyorum. Sonra onlara en büyük ceza; onları giyiyorum. Göz hapsime alıyorum, üstümde tutuyorum, artık zararsızlar.
Bugün bir tuniğe daha başladım. Tasarladığım gibi olursa -ki umuyorum, şimdiye kadar bir aksilik çıkmadı- güzel olacak. Cesaret edip başka şeyler dikmek istiyorum, mesela bir şort ama bunun için biraz beklemem gerekecek:) Fethiye'de giyim tarzım da mecburen değişti. Bu sıcağa anca yok denecek kadar az giysiyle tahammül edebiliyor insan. Kolsuz giymeyi sevmezdim. Senelerce şort giymedim ama artık hem kolsuz hem de şort giyiyorum. Askılı şeyler malum durumdan ötürü ne yazık ki tercih nedenim değil :( Ankara'dayken dolabımda ne çok İspanyol paça pantolon varmış :) O kadar sıcak ki buralar şimdi o İspanyol paçalı pantolonları bozup bozup tunikler yapıyorum, aslında hiçbir şey giymemek istiyorum ama ne yazık ki bu mümkün değil. Çok fazla sıcak. Hem sıcaktan, hem ilk kez çok üzüldüğüm her dönemde yaptığım gibi abur cubura vermediğim için kendimi sağlklı ilerleyen kilo kaybım oldu.
Her şeyin yoluna girmesi ne kadar zamanımı alır bilmiyorum ama ilaç kaynaklı sanal olarak düzgün görünen ama aslında hiç de öyle olmayan durumu kabullenmek istemiyorum. Başımda dolanıp duran bu aksilikler zincirinin halkasının bir yerinden kopması gerekiyor..
Artık geçici de olsa şimdilik lcd monitör kullanıyorum.
Lcd monitör kullanmayı işte bu yüzden sevmiyorum, her şey çok kaba gibi görünüyor :(
Fotoğraftan önce içtiğim suyun yarısını üstüme dökmüştüm :)
Dağlar kızı'm; sana ne diyeceğimi bilemedim.. Kaldı ki ne diyeceğimi bilemediğim hallerim nadirdir. Susmak istemediğim zamanlar dışında söyleyecek hep bir sözüm olmuştur ama. Oysa şimdi hem susmamak istiyorum hem ne diyeceğimi bilemediğim için susmamın en doğru olacağını düşündüğümden susmak istiyorum. Ben bu hisleri oluşturmak için ne yaptığımı bilmiyorum inan. Beni anladığın, kendinden saydığın, bu kadar yakın, yalın ve içten olduğun için sana teşekkür edebiliyorum ancak :( Ama yanında olsaydım sarılmak, sarılınca da mutlaka omzunu ıslatmak isterdim göz ucumda birikenlerle..
Ben sadece seviyorum, ben sadece sevmeyi biliyorum. Ben çok sevebiliyorum.. Benim yaralansam da zaman zaman, şuursuzca sevebilen kalbimden başka hiçbir şeyim yok. Bunun dışında amatörüm ben. Bunu hissetmiş olman o kadar mutlu etti ki beni, hele bugünlerde buna nasıl ihtiyacım olduğunu bilsen..
Mutfağım birinin salata diğerinin yemek yapacağı konforda değil ama biz onu da beceririz :) Hadi gelin :) Ben iyi yüzme öğretirim. Ela'cığım ilk standart kulaçlarını Fethiye'de atsın :) Kim bilir belki de biz bir gün elimizde hangisine bakacağını şaşıran Ela'cığım için elimizde tam 20 tane uçan balon çalıveririz kapınızı. Hayat öyle sürprizlerle dolu ki, umarım bizim sürprizlerimiz hep iyi olsun.
Hamile hamile sana arkadaşlık ettiysem ve okuduktan sonra da aklına düşüverdiysem ve tan yeri kızıllığında yeni umutlara açılan kızcığımız bir şekilde benden bir şeyler aldıysa vay senin haline :) Seni ağlattığım için üzüldüm :( Hem hamile hem ağlıyor :( Sana bunu yapmak istemezdim. Geçecek, sıkıntılarımın hayatımı alt üst etmesine göz yumarsam anneciğim çok üzülür diye buna izin vermeyeceğim. Kayıplarımın acısını da bir arkadaşımın 'anneciğinin sana bıraktığı pırlantalar' yorumu sözleriyle telafi etmeye çalışacağım. Beni düşündüğün için çok ama çok teşekkür ediyorum.
Senin kadar yazamam demişsin ya; asıl ben senin kadar yazamadım. Anlatamadım hissettiklerimi ama anlarsın sen beni.. Sevip sizi saçlarınızdan öpüyorum
Acemihobici'm; iltifat kabul günü gibi oldu ama itiraf edeyim iyi de geldi :) Çok sağ ol acemicim. Mutlu olmak iyi bir şeydir ve şu sıkıntımı atlatınca daha iyi hissedeceğimi biliyorum. Mutlu olmayı hak ettiğimi düşünmen beni çok mutlu etti :) Son cümleyi okudum saçma buldum ama silmedim :D Mutsuz, çaresiz hissettiğimde seni düşününce mi? Katılmıyorum, senin de katılmamanı istiyorum! Şiddetle diyorum ki bekle! Erkenden gel, pizza yeriz ama bu kez Dominos'tan :D Elektirk süpürgem hala gelmemiş olursa Hello cafede buluşuruz :P
Çınar'ım; özledim seni.Kahvaltılarımızı, arayıp 'çay koyuyorum, hadi gel' davetinden 5 dakika sonra bir koşu sende oluşumu. Minik, sevimli, yeşil çiçekli kahvaltı tabaklarını, patates kızartmalarını, ben acı yemiyorum diye masadaki acı yiyecekler için 'ay Gülen sen yiyemeyeceksin' diye üzülürken dudak büzüşünü, biz masa başındayken henüz yaramazlık yapmış çocuk bakışlı Merih abimin gelişini, Alper'in arkadaşına saldırışımızı :)))) Az kalsın elimizde kalacaktı çocuk :))) Çok özledim..
embir'm; inanmayacaksın biliyorum ama tanığım da var; acemihobici'mle seni konuştuk geçenlerde. Dedim ki 'ne oldu kıza, kayboldu gitti, arayıp soramadık, ayıp ettik' dedim. Acemihobici'm de 'taşınıyordu en son' dedi. Gerçekten ayıp ettik, özür dilerim. İşte benim taşınma, iklime alışamama ama çevreye hemen alışma, deniz kenarı görgüsüzü olarak zamanın çoğunu deniz kenarı cafelerinde geçirme, sıcaktan bilgisayar başına oturamama -hatta düzenli yazan ben uzun aralıklarla yazı giremedim- uzar gider. Affet beni :(
Yokluğunda benim açımdan çok şey oldu. Tam bir travma yaşadım :( Hala çok üzgün, korkak ve tedirginim ama hayatımın böyle sürmesi kendimden geçtim de birlikte yaşadığım insanlar için çok üzücü :( Babam ve Hakan'a kötü şeyler yaşatmak istemiyorum. Neyse beni bırak, umarım senin yokluğun senin için olumlu gelişmeler sebebiyledir.
O diziler hakkında söylediklerini dizileri izlemesem de onaylamamak mümkün değil ama sanırım burası için biraz farklı düşünmek gerekiyor. Konuştuğum her polis vatandaşla sıkıntılarını paylaşmak konusunda hiçbir sakınca görmeyecek kadar rahatsız. Onlar bizden dertli. Hırsızlar yakalandıklarında dava hakkımdan vaz geçmeyeceğime, uzlaşmayacağıma dair bir belge koydular önüme. Dedim ki imzalamayan var mı? İnanmayacaksın belki ama evet varmış. Hırsızla uzlaşan insanlar varmış. Sen evine, kişisel özgürlüğüne tecavüz eden, malını çalan ve belki de canına kast edecek olan hırsızla uzlaş! Polis diyor ki biz yakalıyoruz, yasa bırakıyor, yasa bırakmasa vatandaş ben davacı değilim diyor :( E polis ne yapsın? Bizim vakamızla ilgilenen hiçbir poliste umursamazlık, boş vermişlik görmedim. Hatta hallerine üzüldüm bile. İfadelerimizin alındığı gün suç üstü yapılmış bir kadın hırsız polisleri çıldırttı, ama öyle böyle değil! Bir de küstah oluyorlar ki sorma! Zaten öfkeliyim, dedim ki 'ben bu kadını dövmek istiyorum'. Polis 'bizim buna hakkımız yok, siz buyurun ama biz olay mahalline siz işinizi bitirdikten sonra gelelim' dedi! Gerçi tabii ki espri ve her polisin de benim karşılaştığım gibi insanlar olduğunu da garanti etmiyorum.. Başıma gelen bu olaydan sonra artık böyle düşünüyorum ama insanlardaki genel kanı 'isterse polisin hırsızları bir saat içinde bulacağı' ne yazık ki.
Doktor örneğin çok çarpıcı, umarım her şey yoluna girer. Dediğim gibi anneciğimin alyansıyla mavi taşlı yüzüğü bulunsun gerisi önemsiz. Bekliyorum, umut doluyum.
Depresyon konusuna gelince, 'Sen güçlü kadınsın atlatırsın diyeceğim ama böyle diye diye omuzlarına daha çok mu yük veriyoruz bilemedim' ince düşüncen için çok sağ ol. Çok haklısın o kadar çok telkin edildi ki ve ben kendime o kadar söz geçirmeye mecbur bırakıldım ki güçlü olmaktan başka şansım yoktu benim. Bir zaman sonra da yaşam biçimin bu oldu. Üç sene sonra hayatımın yarısını hastalıkla mücadeleyle geçirmiş olacağım. Güçlü olmak zorunda kalmasaydım şimdi hayatta olmazdım belki de..
Embir'im iyi hissettiren güzel dileklerin için çok teşekkür ediyorum. Benimle pişti olmanı dileyip öpüyorum :)
İyi pazarlar hepinize..
süppperrrrr görünüyorsun gülenim, harika olmuş ve çok yakışmış:))))
YanıtlaSilben var ya, senin o yaptığın tüniği hayatta yapamam, helal olsun sana çok yeteneklisin dikiş konusunda, seni dikiş kursuna yazdırıyoruz:))))ben de resim kursuna gidiyim:)))))
ben yine hasta oldum, bu sıcakta üşütmeyi yine başardım, yıkanıp ıslak ıslak vantilatörün karşısında manda gibi yatarsam olacağı budur:)))))
bekle beni, gelicem ben sana, pizza yemesek de olur, sohbet edelim yeter:)))))
makinada dik gülen ,daha çok şey dikersin ,temmuzburdasında şort kalıpları vardı ,bak şimdi hata senin,adam alamam demiş süpürgeni ,sen adama fethiyeyi dolaştın demişsin süpürgem :)kaderin çarkını zorlama gülen :)gelmez şimdi tabe :)özgürlügü eline vermişsin süpürgenin
YanıtlaSilgülenciim,sesini duydum iyi oldu.ben de evden dışarı çıkmadan güneşe çarpılmayı başardım.nerden biliyorsun dersen aynı Vanda olduğumu gibi tabi çok daha hafifi .ozaman gerçekten yarı koma halindeydim...
YanıtlaSilneyse dün bugün iyiyim.
tüniğin çok hoş olmuş dikişdersinin dediği gibi makineyle dik diyeceğim ben de zorlandığın minik ayrıntılaı elinle diksen de genelde makineyi tercih et hem mavikuşa da birşayler üretirsin.
çok öpüldün.
hakana da eğer yerelması bulurdan bir kilo yerelmasını kabuğuyla haşla buharını başını kapatarak solumasını sağla.
15 dakika dayansın iğnelerden bile çabuk tesir eder kurtulur.bak yap bunu tamam mı denenmiştir zararı da yok
Sevgili Gülen,
YanıtlaSilÖncelikle geçmiş olsun, hem Hakan'a hem de sana. Sana yorum yazmakla yazmamak arası bocaladım durdum. Ama geçmiş olsun demeliydim ve yazmam gerektiğini düşündüm.
Gülenim, bu şık tüniği diken parmaklarını seveyim senin, ne de yakıştırmışsın kendine şirinem...
YanıtlaSilAllah sizi ayırmasın Hakanınla, ne kadar mutlu oluyorum bir bilsen sizler gibi mutlu çiftleri görünce... Özledim seni:))
Bir çırpıda okudugum yazının sonunda yorumum...
YanıtlaSilSenı okumayı sevıyorum :)
harika bir tunik
YanıtlaSil