4 Mayıs 2012 Cuma

HER GÜN HER GÜN

Yeniden yazma isteğimi her gün ertelediğim bu süre içinde içine sığmayan eşyaları zorla tıkıştırdığım bavullar gibiyim.
Sakatlandığı için basketbola ara vermiş sporcunun ilk antrenmanına çıktığında bölündüğü etleri gibiyim.
Küpüne sığmayan sırlar gibiyim.
Tıpa olmuş mağaracı gibiyim.
Sıkıntılı bir dönem geçiriyorum(z). Hayatım yolunda, mutluyum, huzurluyum ve kendimi hiç hissetmediğim kadar sağlıklı, dinamik hissediyorum dediğim her an karşıma aşılması zaman, efor ve sabır gerektiren sorunlar çıkıyor. Şükrediyorum, yine de sükrediyorum. Diyorum ki benden çok daha zor, kötü olaylarla mücadele eden insanlar var. Aslında ne kötü :( Daha kötü durumda olan insanların varlığı bana teselli veriyor..
Toprak canlılarından korkan ben toprağa atıyorum kendimi. Bahçeyle sen ilgilenirsin dediğim Hakan ve hayata bakışları doğa ve yeşile endeksli komşu kadınların gözüne girmeyi başarabildim :D Hala eldivensiz dokunamıyorum toprağa ama artık solucan gördüğümde kazma küreği fırlatıp çığlık atarak kaçmıyorum :) Solucanları yılan yavruları olarak görüyorum ve korkuyorum o küçücük şeylerden.. Dün babamın gözetiminde nasıl ekildiğini bilmediğim salatalık ektim küçük bir bölüme . Babam ve dosyası :P çok iyi. Antalya'da bize yaşattığı eziyetlerin operasyon sıkıntısı olduğunu tabii ki biliyorduk. Fındığım, eşi kankam Ufuk, Hakan ve ben mutfakta kahve içerken babamın hallerini sevimli bulduğumuzu söylüyorduk birbirimize. Neyse ki geçti :) Sağlığı şükür ki yerinde ve ara ki bulasın. Her gün düzenli yürüyüş yapıyor. Ben 50 mt. ilerideki bakkala (evet bakkal) bile bisikletle giderken babamın yürüme azmine hayranlık duymadan edemiyorum.
Hanımelleri açtı bahçe kapısının üzerine sarılmış; güllerle karışmış. Akşamları yoğun bir hanımeli kokusu hissediyorum ve bu çok hoşuma gidiyor. Tatile gitmeyi özlediğim zamanları özlüyorum arada bir; oysa burada bana her gün tatil. Fethiye sıcakları henüz başlamadı ama eli kulağında. Şimdilik bahar esiyor buralarda. Akşam üstleri deniz kenarında olmayı Fethiye'ye ilk geldiğim günlerdeki kadar seviyorum.
Hakan bir kaç günlüğüne İzmir'e gitti. Bu gece dönmek üzere binecek otobüse. Kazasız belasız gelsin; yıllarca Defdef'in İstanbul-Ankara arası yolculuk antrenmanlarına karşın alışamadım yolcu beklemeye. Çok heyecanlanıyorum. Kalbim pır pır.
Geçmiş olsun dileklerine yanıt vermek için çok geç kaldım biliyorum ama paylaştığım arkadaşlarımın haberi olduğu üzere çok can sıkıcı bir mücadele içindeyim ve bu beni ve ailemi çok yoruyor..

Fiamma'm; ne yapayım canım benim. Ben kısa yazamıyorum :( Sünüyor da sünüyor. Bu süre içinde kim bilir kaç demlik çay içtin.

Maviannem; çok sağ ol. Ameliyathane kapılarında beklemenin ne kadar zor bir şey olduğunu ancak bunu tecrübe edenler bilir. Ve ne yazık ki anılarımdan hiç silinmeyen sahneler bu bekleyişler. Ben de seni öpüyor ve 'bizim' oralara selam gönderiyorum..

Ayşen'cim; çok sağ ol. İki mi :) Ufuk, Hakan ve Fındığım da aldı nasibini babamın hışmından :) Kameraya bile çektik ama üzülmesin diye babama izletmedik :) Ben de kara böcüğüm ve seni öpüyorum. Derviş abime selamlar; bütün aileye de..

Sem'im, beni çok seven, benim çok sevdiğim Sem'im; babam daha iyi, her gün uzak yollara gidiyor. Döndüğünde yorulduğunu söylüyor. Baba ne kadar yürüdün diyorum, en az 6 km. Eh baba diyorum ne yani ben mi yorulacaktım yerine diyorum :) Evet Hakan'lar hep iyi, fedakar ve çözüm odaklı oluyor. Ne şanslıyız biz :) Senin evrak kaybetmen ya da bulamaman o kadar normal ki, ben kendimi iki değil bir çocukla bile düşünemeken; sen arı gibi çalışıp bir de evi çekip çevirirken iki çocukla inan benim başım dönüyor :) Konuşalım bir ara. Öpüyorum sen ve beyaz bulutla süperman'i.. Senin Hakan'a selam..

Nedret ablam; :)))) gel babaları kapıştıralım :) Allah'ım bir an gözümün önüne geldi sahne de; Allah esirgesin :D Nedret ablam babamın sesi yok olmasın da az biraz kısılsın :P Fındığım Nalan ablam ve Çınar'ıma sor babamın sesini :) Sevincimi paylaştığın için çok teşekkür ediyorum..

Asortiğim; dosya nerde miiiii :) Babam onu sadece kendinin bildiği bir yere koydu :D Unutursa ki sanmam yandı gülüm keten helva :) Aslında ben yaşadıklarımın 10/1ini anlatsam bana kimse inanmaz; hep beni mi bulur. Evet beni buluyor :) Babamın iyi olmasıydı önemli olan. Geçti gitti. Benim sıkıntım hayatımı derinden etkileyen, zamana ihtiyacım yok çünkü üzerinden zaman da geçse ne yazık ki izi kalacak :( Çok sağ ol.

Kankam Ufuk; hoş geldin, sefa geldin; evrendeki tüm sevgimle seni selamlıyorum kankam benim :) Bu arada ailece verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı ailece özür dileriz :P En kısa zamanda görüşmek üzere :D

Fındığıııım; kardeşlerim gibi seviyorum ikinizi de :) Ufuk'un ilk tanıştığı blogger olmam nedeniyle merak etmiştir ne yazdığımı :) Dosya nerde rezil etti bizi ya :) Çok kısa zaman içinde yine bir arada olacağımız için şimdiden özür diliyorum canımın dibi. Özledim :)

Gülden'im; yatılı okulun bana kazandırdığı en önemli özellik mücadeleci bir ruh; iyi mi kötü mü bilmem. Hayatım mücadele etmekle geçiyor ama buna da şükür diyorum. Bizimki biraz da akılsız başın cezasını ayaklar çeker sınıfından oldu ama Hakan'cığımın günahı neydi bilemedim şimdi :) Beni düşündüğün, hissettiğin için teşekkür ediyorum en fazlasından..

Sevgili Arda; güzel dilekler için çok teşekkür ediyorum. Hakan başıma gelen kaza ve sakarlıklara bakıp 'senin bu yaşına kadar hayatta kalmış olman bir mucize' der; ara ara da 'Allah'ım benim suçum neydi acaba?' dediği de duyulmuştur tarafımdan.. Aslında Hakan ve ben çok zıt karakterleriz. O bana 'kendin gibi biri ile evli olsaydın havada patlar ölürdünüz siz' der. Ben de ona 'sen kendin gibi biri ile evli olsaydın ikinizin de elinde sudoku, sizden geriye bacak bacak üstüne atmış bir iskelet kalırdı ve ellerinizde kalemle bulunurdunuz' derim :D Ve bu arada diş hastanesi randevunuza evde unutulan dosyatrajedisiyle gitmeniz bana hatırlattı ki (yani şu an itibarıyle eteklerim tutuşmuş durumda) ben pazartesi günü Antalya'ya hastaneye gideceğim ama doktora sunacağım ansiklopedi kalınlığındaki dosyamı Ankara'dan istemeyi unuttum! Eyvah dosya nerdeeee?? Hepimize geçmişler olsun :(

Sevgili Nazlı; sizin de babanıza geçmiş olsun. Biliyorum ne kadar zor olduğunu. Elden bir şeyin gelmiyor olması ne kadar acıtıyor insanı :( O acı çekerken onun için hiçbir şey yapamıyor olmak.. O her şeye kızgın olmak halini de biliyorum. Nasıl açıklanabilir bilmiyorum ama ben de aynı sizin gibi hissediyorum ailemden birilerinin geçirdiği opereler öncesi ve sırasında. Opere sonralarında dein bir mutluluk sarhoşluğu. Umarım babanız sağlığına kavuşup eskisinden de iyi olur. Bütün hastalar için acil şifalar diliyorum..


Mutlu olun ve öyle kalın..
Ve fotoğraflar:







4 yorum:

  1. Sen nerdesin? ben nerdeyim?
    Gülenim
    yine karıştırdık takvimleri:))
    bahçe çok güzel olmuş sende öyle:)
    Babanın iyiolduğuna sevindim.
    Şu bavulları boşalt bakalım beni sorarsan eh işte tadilat,bahar kırıklıkları gidiyoruz.
    Mektup gibi oldu dimi???
    canım benim...
    Sanırım yine sonbahar gibi gelmeye çalışacağım.
    Seni ve sevgini özledim.

    YanıtlaSil
  2. canım benım çok özledim senı.iyi olduğuna çok sevindim.hayat işte inişli çıkışlı.güller bahçe bı harıka .öptüm senı kocaman.

    YanıtlaSil
  3. Gülenim seni okumak ne güzel :)

    YanıtlaSil
  4. hepimizin korkuları var bir merak etme :) seni çok öpüyorum.. şifalar dilerim.. sevgiler...

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails