İzmir'den kargo yoluyla eve teslim bir paketimiz gelecekti.Gün boyu beklediğim halde gelen giden olmayınca aklımdan çıktı.Geceden hatırlayınca ertesi sabah uyanır uyanmaz ilk işim kargo şirketini aramak oldu.
Gülen:Günaydın
Görevli:Günaydın
Gülen:Ben Gülen Tezer Üstün.İzmir'den bir kargo bekliyordum ama halen elime ulaşmış değil.Bir açıklamanız vardır umarım?
Görevli:İsmi bir daha alayım.
Gülen:Gülen Tezer Üstün.Ben de sizin isminizi alayım.
Görevli:Ben Koray.
Koray:Bekletebilir miyim sizi?
Gülen:Hayır.
Koray:Hemen baktırıyorum.
G:Mümkün olabildiğince çabuk.
K:Kargonuz burada.
G:Şaşırdım şimdi; neden hala orada?
K:Eviniz nerede?
G:Neden, çaya mı geleceksiniz?
K:Adres alayım.
G:Kargonun üzerinde yazmıyor mu?
K:Yazıyor.
G:O halde?
Adrese bakıyor ve başka birine '..... semtine eve teslimimiz var mı?' diye soruyor.Aldığı cevap hayır.
K:Hımm.Sizin oturduğunuz yere kargo servisimiz yok.
G:Kabul etmiyorum.Ayırımcılık bu.
K:Ama hanımefendi...
G:Bak Koray kargom geliyor ve siz eve teslim olduğu halde getirmediğiniz gibi telefonla bile haber vermiyorsunuz.Benim aradığımda da oturduğum bölgeye eve teslim olup olmadığını benim sorgulamam sonucu öğreniyorsun.Şimdi ver bakalım birlikte öğrendiğimiz buraya adrese teslim olmadığını söyleyen kişiyi telefona.
Veriyor.
G:Kimsiniz?
Kişi:Ben Murat.
G:Aynı şeyi size de anlatacak değilim, kargomu eve istiyorum.Telefonu kapattıktan sonra Koray'dan konuyla ilgili gereken detayı alabilirsiniz.
M:Hanımefendi bu mümkün değil.
Aslında bu cevap işime geliyor.Telefondaki hışım diyaloğu kesmedi çünkü..Olay mahalli senaryosu lazım bana..
G:Öyle mi!Hemen geliyorum oraya!
Telefonu kapatıyorum.Öfke soluyan burun deliklerim hızlı hızlı açılıp kapanıyor.
Daha önceden orada olduğunu bildiğim kargo şirketinde alıyorum soluğu.Ne göreyim; şirket taşınmış ve taşındıklarına dair ne bir iz ne bir ses.Sordum, soruşturdum, buldum.
G:Kargomu alabilmem için bu kadar eziyet yeter sanırım.Şimdi alabilir miyim?
K:Gülen hanım sakin olun.
G:İsmin Koray mı?
K:Evet.
G:Sen hiç karışma Koray!
Diğer iki kişiye dönerek; nedir bu?Sizin buradaki bulunuş amacınız nedir?Kargo geleceğini bilmesem, peşine düşmesem benim bundan haberim bile olmayacaktı belki.
DOĞRU DEĞİL, SADECE İRKİLTMEK İÇİN:İçinde ne olduğunu biliyor musunuz? Dün akşam 17.30a kadar yetişmesi gereken önemli bir belge ve hayati bir ilaç.Nasıl telafi edeceksiniz, nasıl bir açıklama mağduriyetimi giderebilir?
Arka masada oturan şef:Özür dileriz, haklısınız ama kargoyu alan şubenin hatasından kaynaklanıyor.Biz teslim eden şubeyiz.
G:Aranızdaki anlaşmazlığı çözmeniz için ombdusman mı gerekiyor?
Ş:Pardon?
G:Önemli değil..Sizin aranızdaki anlaşmazlıktan dolayı kargo peşinde ben mi koşturacağım?
K:Sizin oturduğunuz yerde kimse yok, dolayısıyla oraya eve teslimimiz yok.
G:Biz eşşek miyiz Koray ve sen sus!Sen daha oturduğum yere eve teslim olup olmadığını bile benim sayemde öğrendin.
K:İşe yeni girdiğimden olabilir mi acaba?
G:Akşama kadar burada durup o yeni girdiğin işten acilen kaçmana neden olabilirim Koray.Sen sus!
Bu arada paketime kavuşturuluyorum sonunda.Ayağımda topuklu pabuçlar var ve şubeyi ararken artık onlar üzerinde durabilmem işkence haline geliyor.Paketi açıyorum.Şef, Murat ve Koray'ın şaşkın bakışları arasında son darbeyi vurarak paketten çıkan yol yorgunu zavallı converse ayakkabıları geçiriveriyorum ayağıma.
G:Bu paketin içinde hayati önem taşıyan bir belge, ertesi güne kaldığında hiçbir işe yaramayacak olan bir ilaç olabilirdi..
Ş:Çok haklısınız Gülen hanım.
G:Haklı olmak istemiyorum ben.
Üçü birden:Ayakkabılar çok şıkmış.
G:Teşekkürler..
Bir daha bir daha özür dilediler..Özür dilendiğinde kabul etmek nezakettendir.Kabul edip çıktım.Hiç değilse sevgili gün yorgunu ayacıklarım spor ayakkabılar içinde rahat döndüm evime.
Hakan'ın eniştesi pilot.Eniştemizin armağanı zavallı converseler ta Çin'lerden uçakla önce İstanbul'a arkasından kargoyla İzmir'e oradan yine kargoyla Ankara'ya kadar gel, Ankara içi beş km.lik yolu geleme.
Bu kadarla kalsa iyi.Kuzenim bir gün sonra yine aynı şirketle kargo yollamasın mı??Bir sürü aksaklık ve telefon trafiğinden sonra kargonun hangi şubeye yönlendirildiğini yine kendi çabalarımla öğrenip bir gün önceki olaydan ders çıkarmayarak beni yine mağdur eden kargo şirketinin İstanbul konuşlu müşteri hizmetleri servisini aradım ve gerekli gördüğüm şikayet konuşmamı yaptım.
Kısa diyalog:
....
Gülen:Hmm demek eve getiriyorlar?
Murat:Evet ama adresi bulamamışlar.Olmazsa ortak bir yerde buluşsanız?
G:Hazır buluşmuşken oturup bir yerde çay da içelim mi?
M:Yok, arkadaşlar oruçlu.
G:Allah kabul etsin.
....
Kimse yanlış anlamasın, bu diyaloglar kişisel kaprislerimden kaynaklanmadı.Daha önce içinden 'önemli belge' çıkan bir kargo maceram daha olmuştu ama sorunsuz, tam zamanında..İşte o zamandan beri kargo hizmetini çok sık kullanan biri olarak kargoculuğun bir anlamda amme hizmeti olduğunu düşünmekteyim.
aman başında ilaç diye okuyunca ödüm koptu.sonuda fıkra gibi hahaha:)
YanıtlaSilneden istanbuldan direk ankara yapmadığınızı çok merak ettim.aaa senin gibi sinirleri alınmış sakin bi cicşi nasıl sinirlendirmişler .kıyamadım sanada.
neyse conversler hangi renk?
benim hiç conversim olmadı:(( bende almalımıyım sence?
ay canım :( özür dilerim.İlaçla ilgili bölümün gerçek olarak algılanabileceğini hiç düşünemedim :( Sana cevap verdikten sonra araya ufacık bir not düşüyorum hemen şimdi.Sinirlerim alınmış biri olamıyorum bu gibi durumlarda maalesef :( Özellikle işini gerektiği gibi yapmayan kurum-kuruluş ve kişilerin karşısında kendimi kaybetmişliğim bile oluyor :( Bir de Ostim denen yerin arkalarında sanayiinin içinden şıngır şıngır geçip bakışlardan rahatsız olunca az bile yaptım diye düşünmeden edemiyorum..
YanıtlaSilConverse bir efsanedir.Bizim ilk basketbol ayakkabılarımızdı ki, 79-80lerden söz ediyorum.O zamanlar bu kadar spor ayakkabı çeşitliliği yoktu.Voleybol ayakkabıları Tigerlar vardı, bulsam beş tane alır atarım kenara.O kadar güzel ve rahatlardı.Bir de made in China Converseler vardı.Biz onlara Çin kes derdik.Tabanları yeşil ve lacivert-beyaz olmak üzere iki renk seçeneği vardı.Kaçak gelirdi.Ülkealan Pasajı'nda bir spor mağazasına gider parasını peşin verip bir, olmadı iki ay ayakkabıların gelmesini beklerdik.Bazen TIRlar yakalanır bu bekleme süreci daha da uzayabilirdi.Hafta sonları Ankara'ya geldiğimizde mutlaka uğradığımız bir duraktı Ülkealan Pasajı :) Diyeceğim odurki; her ölümlü terk-i diyar etmeden önce mutlaka Converse giymelidir ama benim tercihim hala Çin kestir.Aklıma getirdin, dur onu da bir soruşturayım.Bunlar sipariş üzerine gelmedi, kibar eniştemizin bir jestiydi.Bir daha ayak numaramız sorulursa Çin kesten dem vurayım :)
Uyandığımdan beri bakıyorum.Bloğunda yeni ekleme yoktu.Hemen damlıyorum.
Tak tak tak.Aç kapıyı ben geldim..
Kaptırmışım kendimi yine :( Converserler lacivert.Benimki konçsuz, Hakan'ınki konçsuz olması konusundaki ısrarlarıma karşın konçlu ve giyip çıkarırken oldukça muzdarip.Oh olsun, dinlemedi beni :D Resim çekip eklesem ayıp olur mu?Rahatsız oluyorum bazen, makina meselesinde alamayanlar, olanağı olmayanlar görüp üzülür mü diye çok düşündüm.Sen gördükten sonra da kaldıracaktım ama sen kaldırmamamı söyledin.Nalan abla da arayış içinde olanlara fikir olur deyince kalmasındaki rahatsızlığım bir parça da olsa giderilmiş oldu.
YanıtlaSiltabiki çek herşeyin resmini.bak ben ne yaparsam ne yersen ,nereye gidersem ne görürsem resmini çekiyorum.hakanınkinide çek.
YanıtlaSilıhıam ıhıam hakan abi:)))
konçlu ve konçsuz arasındaki farkıda beliret.ben alayım peki ama o bez ayakkabılara o kadar para vermek istemiyorum.kardeşimde 2 renk var.görünce kızmıştım.neden aynı ayakkabıya bu kadar para verdin diye.onunki biri beyaz biri yeşil.
Tamam çekerim o halde:)
YanıtlaSilKonçlu olanlar: eğer aktif spor yaparken giyilmeyecekse çok gerekli değil.Konç basketbol oynarken bilek sakatlıklarını önlemek için tasarlanmış modellerdedir.
Konçsuz modeller: hem giyilip çıkarılırken kolaylık sağlar hem de estetiklerdir.
Evet biraz pahalı ama sanırım İstanbul yolu üzerinde outletlerde indirimli bulmam mümkün olabilir.
Paşa işi biliyor :)Başladı mı okulu?? Ben bitiremedim, umarım o bitirir mimarlığı..
Akşam Nalan ablalara gidiyoruz.Kek yapıyorum bir yandan.Umarım zehirlenmeyiz :(
YanıtlaSiltunguçu anladım boğazlı ve boğazsız.hımmmm
YanıtlaSilneee sen mimarlığımı bıraktın.uf uf uf deştikçe neler çıkcak allahım .peki ama neden?
böyle konuşma kızıyorum sen kendini çok hafife alıoyrsun.hımmmm çok kızıyorum.
YanıtlaSilÖnceden konçlu ya da konçsuz denirdi, neredeyse senin doğduğun yıllardan söz ediyoruz :)
YanıtlaSilEvet bıraktım ama benimki iç mimarlık değildi.Öğrenciyken hastalandım.Üstüne bir de çok ağır herpes zoster geçirip hastaneye yatmam gerekince bonus olarak bir de sarılık eklenince sağlık sklama kayıt dondurdum.Sonra da sağlığımdan daha önemli değil diye düşünüp bıraktım okulu.Pişman ya da üzgün değilim.Bu bir gereklilikti.Şu koşulda olsa yine aynısını yapardım.
Yok inan abartmıyorum.Kek kim bilir nasıl olacak :( ne çıkarsa bahtıma durumu yani.Ev yapımı birşey götürmek istiyorum ama kek olmazsa mecburen b planı uygulanıp pastaneye gidilecek :/
Ben böyle kadınlara bayılıyorum!:) Ve ne yazık ki böyle araştırmacı, bçöyle hazır cevap, böyle dediğim dedik, böyle eğitici tavrıyla 'azarlayan' bir erkeğin olduğunu düşünmüyorum.;-)
YanıtlaSilÇok güldüm ve çok üzüldüm. Ve de çoook sinirlendim.
Arkadaşlar oruçluymuş demek.:))))))))) Aaah yurdum insanı...
Bu kadar 'ay ben ne yapabilirimki tek başıma?' diyerek sürü halinde dolaşan kişiler arasında yaşamaya devam ettiğimiz sürece bu tip diyaloglar kaçınılmaz.
YanıtlaSilAslında okuyunca anladım, komedi gibi olmuş.Şimdi gülüyorum ama o gün, gözleri pörtlemiş, burun deliklerinden ateş çıkaran bir ejderhadan farklı değildim.Gerçekten de içinde acil durum malzemesi olabilirdi.Bütün sıkıntım tabiiki bu olasılık değil, neden hizmeti hak ettiğim biçimde alamayımki?
Oruçlu olmasalar oturup çay içermişizdi biz kesin yani :P
Hakan'a önceleri beni neden sevdiğini sorduğumda; akıllısın, şirinsin, sevimlisin, güzelsin derdi.Beni daha iyi tanıdıkça sıralama şöyle değişti; tuttuğunu koparıyorsun, insanları azarlıyorsun (bu çok komik bir sevilme nedeni bence, hatta hahahaha) azimlisin, sonra da işte şirinsin vs vs.Sevilme önceliklerimin değişmesine son derecede mutlu oldum.Kendimi ancak ifade edebildiğim zaman mutlu olduğumu anladığı için ve bir erkek olarak sen sus, sen karışma demeyip tepkilerimi, yaşadıklarımı anlattığımda 'aferin aslanım benim' dediği için, kısacası anlayıp test edip onayladığı için kendimi şanslı hissediyorum.