27 Ağustos 2009 Perşembe

ÖZEL BİR GÜN; NİŞAN YILDÖNÜMÜM.

Bugün benim nişan yıldönümüm. Artık biz değil de tekil şahıs olarak sadece 'ben'i hissettiğimden artık evlilik yüzüğü olan nişan halkasını hala parmağında taşıyıp taşımadığını hiç umursamadığım 'biz'in diğer kişisini çıkardım nişan hikayemden. Bu nedenle sadece 'ben' varım bu hikayede..
Siyah uçuşan bir etek giymiştim, üstümde minicik beyaz puantiyeleri olan boyundan bağlı, tiril tiril şık siyah bir bluz. Zayıftım ve Sedef bana siyah bir kuğuya benzediğimi söylemişti.
Bahçesinde tavşanların gezindiği ıssız yollardan geçerek gidildiği için yanlış yola saptığınızı düşündüren kimsesiz bir yolun sonundaki gizli bir bahçedeydik. Bir ara topuklu papuç giymeye hiç alışkın olmayan zavallı ayaklarımın hatırına, bahçesinde kurulu ahşaptan salıncağında oturduğum, yeşilden yorganına çıplak ayaklarımla bastığım o güzel bahçe.. Sedef'in eşinin meleklerin sevenlerin üzerine çiçekler attığını söylediği güzel bir konuşmayla taktığı, makas unutulduğu için ucundaki kırmızı kurdeleye bağlı yüzükler parmaklarımızda, 'hiç ayrılmasınlar' sesleri ve gülüşmeler arasında; o an, nişan yıldönümünde şu an hissettiklerimi hissedeceğimi asla bilmeden makas getirilmesini beklediğimiz o rüya bahçe. Güzel olan anıları düşünmek mutlu ediyor insanı. Bir buluta sırt üstü uzanmışsın gelip geçen bulutlara arada laf atarken pembe balonlu sakızını şişirerek kat ettiğin yol gibi.

Operacı komşum tatlı kadın Gülay ve köpeği Tarçın geldi sabahtan; aslında pek sabah saatleri sayılmazdı. Gece tek başıma uyuma korkumdan günün aydınlanmasını beklemiştim oturma odasına getirdiğim loş gece lambasının ışığında gazetelere göz gezdirirken. Cam açıktı ve içeri pike yapmaya çalışan tavuğa kaçmış arsız güvercinden korktuğum için pencereyi kapatıp kanepeye uzanmıştımki uyuyakalmışım. Uyandığımda saat 11.30du. Arkadaşımla tatile eş zamanlı, bir gün arayla gidip yine bir gün arayla döndüğümüzden sevgili bay Golden Tarçın evde yalnız kalmış feci derecede de tüy dökmeye başlamış, sıkıntıdan evdeki bütün silikon yastıkları parçalamış, silikonları da bir yatağın altına saklamış :) Okula hala alışamayan birinci sınıf öğrencisi oğlunu şikayet edercesine çözüm bulmaya çalışan evebeyn huzursuzluğunda anlatıyordu Tarçın'ı arkadaşım. Tarçın'ın yalnızlık hissini depresyona taşımış olma ihtimali üzerine ailemizin veteriner hekimi Orkun'u aramak geldi hemen aklıma. Yanılmamıştım, Tarçın depresyonda ama çabuk atlatacağa benziyor. Dün akşam bir ara karşılaştığımızda sanki yavrusunu kaybetmiş hüznüyle bakarken gözleri, bugün bir daha asla terkedilmeyeceğini sezmiş olacakki neşeyle parlıyordu :) Tatlı arkadaşımın kilo vermiş olduğumu söylemesi aynada uzun uzun kendimi süzmeme neden oldu, pilatese ara vermiş olmama, zorla yedirilen pilav taneciklerine karşın incelmeye devam etmek güzel geldi. Öğleden sonra bugüne kadar hiç yapmadığım zorlukta bir pilates ziyafeti çektim kendime. Ayağa kalktığımda gücü hiç tükenmeyecek bir komando gibiydim. Öyle bir havaya girdimki bir bez parçasını Rambo gibi sardım başıma ve bir süre öyle dolaştım evde :) Kol kaslarımı ne zamandır incelememiştim. Altları değil ama üst taraflar hizaya girmiş gibi. Pilatese devam :) ama pilates fotoğrafları için bir threepot almam gerekecek. Malum aynı zamanda fotoğrafçım da olan kişiyle artık işbirliği yapıyor değilim :) Bir fotoğraf kataloğunun son sayfasına bakar gibi son fotoğraflarıma bakarken çekimler sırasında ne kadar eğlendiğimizi hatırlayarak gülümsüyorum bir yandan..
Akşam babacığımla kolkola yürüyüşe çıktık, aslında ben onu camiiye bıraktım. Dönerken kalabalık yürüyüş yolunda gözüme kestirdiğim bir bankta oturdum sonra sırasıyla önce yürüdüm sonra da kol gücümden emin olmak için bir egzersiz aletinin mekanik sesinde havalara uçurdum kendimi. Kolum acıyınca mızıkçı çocuklar gibi söylene söylene attım kendimi aşağıya.. Babamla buluşup birer külah dondurmayla evimize döndük.
İlk patlamasında sesin geldiği yöne doğru koşarak seriyi yakalayabildiğim kadarıyla izleyip mutlu olduğum havai fişek gösterileri olmuyor ikinci akşamdır. Demek ya yaz bitiyor ya da civardaki bekarlar artık bekar değil :) Ben hiç kışın havai fişek görmedim..

Zorlukları aşarım ben :)

Funda'm; biliyorum sevindiğini. Yakın gördüğünü, yakınında görmek istediğini de biliyorum ve bu beni çok mutlu ediyor. İçtenliğin için çok teşekkür ediyorum..
Volkan Kaldera'm; aynı dili konuştuğumuzdan seni anlıyor ve büyük bir mutlulukla söylediklerinin hepsine katılıyorum ama ben başaramadım, senin yaptığını ben başaramadım..
Artık çok geç, hoş erken olsa ne olacaktı; bu da ayrı konu. Aslında eğer aileler birbirleriyle ya da gelin-damatlarıyla anlaşamıyorlarsa neden bitbit biraraya gelmek istiyorlar hiç anlamıyorum. Bırakın hayat ve tatiller kimseye zehir olmasın. Kim nerede kalmak istiyorsa kalsın. Şimdi çok mu iyi oldu sanki?? Gittim de ne oldu? Popoma baka baka tek başıma çıktım geldim işte çünkü dört ana-baba hakkı bir değil! Benim bir annem ve babam var. Kimse de beni 'kendi kızı' gibi sevemez!

Bahar'cığım; arada beklendiği halde sarsan gelişmeler oluyor hayatlarımızda; beklense de umursamazlıktan gelinemeyecek kadar acı verebiliyor ama hiçbir şeyin benden daha değerli olmadığını bir kez daha anladığım bugünlerde o umursamazlığın beni içine almasını büyük bir memnuniyetle karşılıyorum :)
3prenses'im; az kaldı, her şeyin gönlümce olması çok zamanımı almayacak :)
Leylakdalı'm; sana ayıp ettiğimi düşünmeni istemiyorum zira ben de biraz toparlanmayı bekliyorum senin ikinci büyük, benimse ilk büyük buluşmam için :)
Asortiğim krebim; fotoğrafçımla yollarımızı ayırdım. Ne yazıkki benimle idare edeceksin ama fotoğraf gözüm berbat :(

Adsız diyeceğim ama demiyorum; sevgili Yeşim; ilgine, hayat görüşüm hakkındaki güzel sözlerine çok teşekkür ediyorum ama ne yazıkki yine sadece teşekkür edebiliyorum. Üzücü şeyler oldu, daha da olacak ama neyseki toparlayacak güce sahibim; hayatım, her düştüğümde toparlamak için biriktirdiğim yaşam çiçeklerini taze tutmakla geçtiğinden çok zorlanmayacağımdan eminim. Neler olacağını ben de bilmiyorum, dolayısıyla da ben de çok merak ediyorum. Anlatmakta hiçbir sakınca görmediğimden gelişmelerden hep birlikte haberdar olacağız :) Yine teşekkürler..
Kekik koku'm; aslında hakzılıklara anında tepki göstermeyi bildiğimden bu beni asi gibi gösteriyor. Bu boyun eğmezlik, kapıları çekip çıkmak da bunun için hoşuma gidiyor. Gidişimin kötü sonuçlanmasa bile hoş olmayacağını b
en de çok iyi biliyordum ama kıramadım, gönlü olsun istedim. Keşke hiç gitmeseydim bile demiyorum artık, en azından böyle bir durumda nasıl yalnız kalınırmış onu öğrendim :) Ve hiç de üzülmüyorum. Bir sonuçsa katlanılması gereken; ben hazırolda bekliyorum :D Ha her şeye karşın dönmemiş olsaydım da kendime saygım kalmayacaktı. Oysa kişinin kendinden, kendine olan saygısından başka neyi var?? Takdir ettim kendimi :P
esr@; yazacaklarım için hiç kusura bakma; sözünü sakınan, ezilen büzülen biri değilim. Sevdiğimi nasıl ağız dolusu söylüyorsam hoş
lanmadığım şeyleri de net biçimde ifade etmeyi kendime olan saygımdan dolayı iyi biliyorum.
Yaklaşık bir sene önce artık ne yazıkki artık benimle olmayan annemin hastalığından söz ettiğim bir blog yazıma ne bir geçmiş olsun, ne bir destek sözü iliştirmeksizin 'seni mimledim' yorumunu bırakmış ve ben de sana hiç yanıt vermemiştim. Bu süre içinde çok önemli bir kaybım oldu, arkasından stres kaynaklı ciddi ve genetik bir hastalığa daha yakalandım. Bunları da, yapacak başka bir şeyim olmadığı için çarşaf çarşaf yazdım. Ne bir başsağlığı ne bir geçmiş olsun dememiş biri olarak şimdi neden yalnız döndüğüme ilişkin merakını çok ayıpladım. Bunu da bil istedim. Karşılıklı g
ereksiz diyaloğa giremeyecek kadar yoğun günler geçirdiğim için düne kadarki bir senelik sessizliğini koruman dileklerimle hoşçakal.
Çınar'ım; bunaltıcı günlerimdeyken bu teklif için emin misin :P O halde cumartesi için uygunsan?? Hatta Leylakdalı'mı da alsak?? Bir leylak bir çınar; Allah'ım bu bir orman olmalı :)
Mavianne'm; sadece anlattım; ayrılık hikayesinin neresi ne kadar güzel olursa artık..
Özlem'im, ne sen soooor ne de ben söyle
me gafletinde bulunayım. Olayların zincirleme trafik kazasında bütün araçların vurduğu tek araç benimkisiydi ve arabam perte çıktı :D


Saklı bahçe..

Not: Ben İzmir'deyken bana çok tatlı, güzel sesli birinden şirin bir armağan daha geldi :) ama fotoğraf makinesinin azizliğine uğradığımdan ne yazıkki fotoğraf çekemedim :( ha çekseydim nasıl çekerdim onu da bilmiyorum. Yarın yeniden deneyeceğim.. Bu arada az kaldı, biçki dikiş kursuna başlayacağım güne az kaldı. Birikmiş özel armağanlarımı dikmek bana çok büyük bir mutluluk verecek..

Not:Önemli olan, olabilenlerle başa çıkabilmektir. Olamayanların canı cehenneme. Olamayanların üzerine gidilmesi durumunda kişinin gerçekle düş gücünün kendine oynadığı oyun arasında sıkıştığını düşünürüm. Oyunun adı kurmaca, daha da ileri götürürsen kurduğunu oynamaya başlarsın. Sonra; sonra da Allah yardımcın olsun.


Hepinize teşekkür edip öpüp sarılıp gidip yatıp uyuyamayıp yine gelip...

13 yorum:

  1. gülencim hayat her zaman lay lay lom olmuyor işte ne yazıkki inişler çıkışlar fırtınalar en ufak bir söz bile canını yakabiliyor.işte önemli olan yara almadan sıyrılmak bir söz okumuştum geçenlerde sevdigin sana deger vermiyorsa bırak kendi degerleriyle kalsın..ya da zararın neresinden dönersen kar mı desem bilmiyorum ama ilerde daha çok üzülücegin şeyler yaşamaktansa kanayan parmagı koparıp atmak gerekir.kursa yazılmana sevindim bende bakıyorum da karar veremiyorum ne kursuna gitsem:)öptüm seni şeker

    YanıtlaSil
  2. Seni keşfettiğimden beri zevkle,hayranlıkla okuyorum. En basit anı bile anlatım tarzın öyle çekici ki. Okuduktan sonra iki satır yorum yazayım istiyorum, ııh olmuyor. Onca güzel anlatıma "Aaaa ne güzel yazmışsın" gibi klişe şeyler demek yeterli gelmiyor,vazgeçiyorum yazmaktan. Şimdiye dek senin kaleminden okuduğum en sevimsiz yazılar serisindesin. Anlatım yine süper ama yaşanmışlığından daraldım ben. İçinde kopan fırtınaları yok mu sayıyorsun? Bana mı öyle geliyor? Gülenim acılar zamanında tadıyla yaşanamazsa başka yerlerden patlak verir. Keşke üzülme, üzülmeni istiyorsam nolayım ama duygularını maskeleme nolur. Ben bunu çok yaptım, hiç iyi olmadı. Bir de okuduğum kadarıyla eğlenceli ama zor bir kadınsın. Eminim yapmışsındır ama hakkıyla empati kurdun mu? Sanane diyorsun belki de. Gerçekten banane diyebilsem by saatte burada olmazdım inan. Eski yazılarına baktım, fotolarınıza, olmadı be Gülenim. Olmasaydı keşke. Bu yorumumu yayınlama istersen. Hiç tanımadığım birinin hayatına müdahale etmem yersiz belki ama size kıyma demek geliyor içimden. İçimden gelenleri yazdım Gülenim. Hep gül diye..

    YanıtlaSil
  3. bak kızıcam ama sana şimdi.
    o mail işe yaramadımı?
    hımmm?
    çabuk cevap ver bakayım?
    nişan yıldönümünü dönünce ikiniz kutlarsınız.bu arada bizim evlilik yıldönümünüde kutlayın.çünkü biz bu sene askıya aldık.
    zorladım gubuşu hadi diye ramazan dolayısıyla geçiştirdik.cavallı tarçına üzüldüm.zayıflamanada en çok ben sevindim.ben 2 kilo aldım çünkü:(((

    YanıtlaSil
  4. of gulenim of,ne zaman ankarayi terketsem sana olanlar oluyor ve benim dilim ,elim tutuluyopr yazamiyor ve yeterince paylasamiyorum.
    yazdiklarini okumak icimi eziyor.Sadece dua edebiliyorum.sadece dua...
    Ama o herseyin en iyisini bilen en hayirlisini ve en guzelini yazacaktir insaallah.ertugrulgeldive egilpekrani optu.neden bilmem.seni teselli etmek istedi belki.Ben simsiki kucakliyor ve bagrima basiyorum seni.allaha emanet ol.

    YanıtlaSil
  5. uff dımı ya maden sevmıyosunuz nıye zırtpırt bırlıkte olma cabasındasınız.memnun degılsenız gelmeyın gıtmeyın.ne oldugunu bılmıyorum ama yazılarına tanıdıgım kadar ıyı yureklı bırısın kımseyı kıracagnı dusunmuyorum.tek basına dondugune gore cok kotu yaralamıslar senı...ama esının senı tek basına bırakması bana cok koydu bee..
    sonucta hayat cok kısa ısallah kısa surede hersey duzene gırer..
    sevgılerle...

    YanıtlaSil
  6. annenizin ölümüyle ilgili başsağlığı dilekleimi kesinlikle iletmiştim. Bazen blogger da yorumlar geçmiyor olabiliyor. yada aynı yorum bir aç kez gidebiliyor. siz annenizi kaybettiğiniz dönemde bende çok ciddi bir ameliyat geçirmiştim. Ama ben hiç bir zaman siz bana geçmiş olsun demediniz diye bu şekilde ağır konuşmadım.

    YanıtlaSil
  7. Merhaba,olayları ve yaşananları çok net bilemediğim ve içinde olmadığım için çok bişey demek istemiyorum.sadece çok üzüldüm bunu belirtmek isterim,ve sesiber'in yazdığı yorumdan çok etkilendim ve her kelimesine katılıyorum neredeyse söylemek isteyipte kelimelere dökemediğim herşeyi ne güzel anlatmış..inşallah herşey yoluna girer, bi süre tatilde olucam ve haber alamıycağım için üzgünüm ama kalbim seninle..umarım herşey gönlüne göre olur..kendine çok iyi bak lütfen! yeşim

    YanıtlaSil
  8. Gülenim, ne desem bilemiyorum yaaa, sadece üzülüyorum:(( Telefonun daha hâlâ calismiyor, lütfen suna en kisa zamanda bir care bul, böyle yazmak kesmiyor beni, sesini duymam lazim..
    Cok özledim seninle konusmayi, hadi hallet su telefon isini..

    Seni cok sevdigimi söylemismiydim, söylemediysem iste simdi söylüyorum. SENI COOOOOOK SEVIYORUM VE COK ÖZLEDIMMMMM!!

    YanıtlaSil
  9. Merhaba,
    Bir süredir okuyorum ve ben de anlatım tarzınıza hayranım. En kötü olayı bile öyle güzel ve gizli bir esprili dille yazıyorsunuz ki okuyunca üzülsem mi gülümsesem mi karar veremiyorum? Bence bir gazetede yazmalısınız. Köşe yazarıyım diyen nice gazetecilerden daha düzgün anlatımınız. Yaşadıklarınızı bilmiyorum, bu nedenle yorum yapamayacağım ama nişan hikayenizi beğendim. Tek taraflı olarak:) ne güzel anlatmışsınız, güzel anılar öyle yaşamalı bence de, ne olursa olsun diğer tarafta. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  10. Cumartesi buluşalım canım.Çok sevinirim."Bunaltıcı günlerimde bu teklifinden emin misin?"diyorsun. Tam da bu günlerde buluşmak konuşmak istiyorum ben seninle. Mutlu günlerde herkesle dostluk yapılabilir. Telefonunu bırakabilir misin bloğuma?
    Leylak Dalı'yla da konuşup belirleyelim. Yerini ve zamanını.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  11. sevinçler ve üzüntüler hayatın bir parçası.Hepimiz yaşıyoruz bunları ama tepkilerimiz farklı,kırılma noktalarımız farklı.kimimiz sabrı son ana kadar kollar kendimizi yıpratma pahasına katlanırız herşeye...Söylenecek bir dolu şey varken bazen düğümleniyor işte.Kendinize iyi balın sevgiler.(devince)

    YanıtlaSil
  12. aynı şeyleri yazıyorum belki hep ama ne istiyorsan onu yap.yapmışsın gerçi ya neyse.herşey gönlünce olsun

    YanıtlaSil
  13. Gülen'ciğim, yazının sonundaki nota bayıldım, bayıldım.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails