Özlemişim evimi, ne halde bulacağımın bilinmezliğinin üzerine kurduğum kirli, dağınık senaryolardan, temizliğini gördüğümde utandığım evimi çok özlemişim. Derlenmiş, toplanmış, sıfırdan başlanmış bir hayatın heyecanı gibiydi evime attığım ilk adımım. Uzak yerlerden uzun aralardan sonra her dönüşümde kolaçan etmekten öte zafer turu atmak gibidir benim için evimde dolaşmak. Kocaeli dönüşlerimde yeniden evimde olmamın mutluluğuna Erdim'inkilerle benimkilerin karıştığı hüzün gözyaşları yağmur gibi yağsa da daha giderken belli onunla nasıl olsa er geç ayrılacağımız :( Bir ağlayışı vardı ki :( Bir ağlayışımız vardı ki hayli kalabalık olan tren garında herkes acınaklı gözlerle bize baktı.. Arabanın kaloriferden ısınmış camlarındaki buğudan onun son bakışını göremedim neyseki. Her zaman en acı vereni de bu olur zaten. Son bakışlar hafızamın silinmesi imkansız bölümlerine kayıt edilir ve olur olmadık zamanlarda karşıma dikilip beni acıdan yaşarken öldürmek üzere hiç silinmez.. Ayrıldık işte.. İki ay birlikteydik. İki ay çok eğlendik. İki ay boyunca birbirimize doyamadık. Ona her sarıldığımda ayrılacağımızı düşünmeden edemediğim koca iki ay geçirdik birlikte.
Erdim'in karnesi çok iyi. Hepsi beş; beş hafta okula gitmemiş ikinci sınıftan biri için oldukça iyi bir durum. Aynı zamanda öğretmen olan velilerin kendi çocuklarının karne alma heyecan ve mutluluğunu yaşayamamaları ne büyük bir ironi; Defdef 'benim çocuklarım' dediği sınıfının çocuklarına karne verirken Erdim'in karne alma heyecanını ancak fotoğraflarda yaşayabildi. Erdim telefonda aile büyüklerine 'zayıfım var' diyerek kendi çapında eğlenme mutluluğuna iki star wars oyuncağı da ekleyince sevincinden yerinde duramadı :) O oyuncaklar da güzelmiş :) Küçük çaplı bir koleksiyona sahip şu an Erdim.
Erdim sınıf arkadaşları ve öğretmeniyle.
Bir günde üç il. TRT'ye gezenti programı yapan muhabirler gibi Kocaeli'den Başkent Ekspresi ile başladığımız yolculuğumuz YHT ile süreceği için Başkent Ekspresi'nin rötar yapma riski gözönünde bulundurularak YHT'e biletimiz saat 18.00 olarak alındı.
Başkent Ekspres'inin pencersinden.
Aslında Başkent Ekspresi Eskişehir'e indiğinde YHT henüz perondaydı. Kocaeli'den biletimizi 15.00 trenine almış olsaydık yetişebilirdik ama babam 15.00den 18.00e kadar üç saatlik bir Eskişehir tur programı yaptığı için biletimizi neden 15.00 YHT'ne almadığımıza dair konuşmadık bile.
Islah edilmemiş halini bildiğim Porsuk çevresinin düzenlemesini bir kaç yıl önce görmüş ve çok beğenmiştim. Bu üç saatlik avare fırsatı da kaçmazdı doğrusu.
Turkuaz ve gök mavisi
Eskişehir'in o meşhur ayazının üstüne bir de kar taneleri salına salına uçuşuyordu ipekten gelinliğini savuran evliliğe hazır genç kızlar gibi.. Porsuk kenarında üzerimize düşen kar tanelerinin kentin güzelliğine eklediklerinden etkilenip 'burada mı yaşasak' diye düşünüyordum ben o sırada.
Ben nedense babamın Fethiye gezisi sırasında da aynı şeyi düşünmüştüm; Fethiye'de mi yaşasak? Aslında yaşadığım yerden, evimden, kendimden, sahip olduklarımdan dolayı çok mutluyum; hayatımda 'şu da olsa, bu da olsa' diye iç geçirdiğim hiçbir şey yok ama 'burada mı yaşasak?' sorusu neden sık sık geliyor aklıma anlamıyorum. Burada mı yaşasak sorusu evime geldiğimde 'orada mı yaşasak' şekline hiç dönüşmüyor nedense. Ben anın büyüsüne kapılıp o anlık büyüyü hayatına yaymaya çalışanlardanım, bunu her duygum gibi abartılı yapıyorum :) Sonra kendi yarattığım büyüyü kendi içimde yine kendim bozunca vazgeçiyorum :)
Bekir Kaptan
Üşümüş bacaklarımızın donmasını engellememiz sanki buna bağlıymış gibi hızlı hızlı yürürken aksi yönden gelen mavi bir teknenin suda bir kuğu gibi süzüldüğünü görünce birden güneş açmış da iliklerimize kadar ısınmışız gibi sevindik. Kış mevsimi nedeniyle çalışmadığını düşündüğümüz teknenin sessiz davetini memnuniyetle kabul ettik. Biz hareket noktasına giderken, tekne turunu tamamlamış yeni gezginlerini almak üzere kıyıya yanaşmıştı bile. Bindik. Bu kısa gezi kıyıdan henüz ayrılmamışken bitmesini hiç istemediğim yolculuklar gibiydi. Yağmur damlaları teknenin camına vurduğu yerde kendine bir yön belirliyor ve o yolda aşağı doğru kayıyordu kararsız zikzaklı inişlerle..
Kar taneleri
Kar taneleri
Dışarısı çok soğuktu ama tekne sıcak ve sevimliydi.
Çok güzeldi.
Bir ara küçük teknenin arka tarafına geçip arkamızda bıraktığımız yeşil köpüklü suyu izledim.
İstanbul vapurlarında elimde simit, karşı tarafın martılarını peşimden sürüklerken en sevdiğim şey mavi sulara karışan köpüklerdir. İzlemeye başladıktan sonra izleme eyleminin farkında olmadan 'dalgalı köpüklere dalma' durumuna geçtiğini vapurun kıyıya yanaşmasıyla ancak anlarsınız. İşte o özlediğim köpükler, hiç hesapta olmayan tekne turunun piyangodan en büyük ikramiye biletinin sahibiymiş hissine kapılmamı sağlaması çok normal geldi. Acıkan karınlar Eskişehir'de çi börek piyasasını tekel olarak elinde tutan Papağan'da yenilen ve eve de paket ettirilen çi böreklerle doyurulduktan sonra tekne tursuz Porsuk kenarından yürünerek gara gelindi ve bizi bekleyen YHT'e binildi. YHT'den her inişimizde ben filmin sonunu merak eder olurum çünkü hiçbir zaman vcdde izlediğimiz filmin sonunu getiremediğimiz kısa bir yolculuktur bu.. Bu seferki Robin Williams'ın bir filmiydi. Kadın görevliden filmin adını öğrendim; Kalbinin Sesini Dinle; e ben hep dinliyorum zaten.
Hakan da bu akşam yola çıkıp pazar kahvaltısına yetişecekti ama sağlıyla ilgili aksi bir durum gelişince yolculuğu yarın akşama kaldı :(
Bir bavulla gittiğim Kocaeli'den üç bavulla döndüm. Alış veriş değil; alış verişten iyice nefret eder oldum. Kolay yol benimkisi; Defdef'in gardrobundan beğendiğim ya da ihtiyacım olanları alıyorum :) Alış veriş eziyetini benim yerime Defdef çekiyor sağolsun :)
AAAAA! Scorpion'dan haber var. Neler oluyormuş da uyuyormuşuz biz :( Ama o da yarına kalsın. Bundan sonra her fotoğrafa www.okuyamazsin.com eklemekten başka çare gelmedi aklıma. www.amung.us'ı yeni kullanmaya başlayan biri olarak kopyalanan fotoğraf ve yazılarımı da gördükten sonra.. Kopya yapmayın diyoruz ama madem hala yapılıyor o zaman engellemek lazım. Benim her bir yazım en az iki saatimi alırken biri gelsin alsın ve bilmediğim bir yerde kendininmiş gibi sunsun. E ben neden yazıyorum o zaman?
Yarın Scorpion zamanı.
Hoş geldim.
Ve iyi geceler :)
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanını Eskişehir Belediye Başkanı ile değiştirmek istiyorum!
Eskişehire yazık olur,sizin başkan otursun oturduğu yerde, hatta gitsin :)
YanıtlaSilTekne gezisine bayıldım,çi börek bensiz yenilmezdi ama gece gece canım istemedi de değil hani..Çok kötüsün.
Sen Fethiye'ye gel bi, bak evine döndüğünde orada yaşama isteği kalıyormu kendin gör :) Bu yazıyı yazdığım gecenin gündüzünde güneş gözlükleriyle etrafta dolaştığımı yazmıyorum bile..
Yorum yazıyorum cevap vermiyorsun ,umarım bu yorumuma cevap verirsin..
Hoşgeldin Gezginler SUltanı. Artık geri döneceğinden ümidi kesmiştik. Nalan ablanla bir konuş, Salı için bir buluşma düşüncemiz var. Öpüyorum seni...
YanıtlaSilcanım hoşgeldin.saglıkla gidip gelmişsin çok şükür.insanın evi gibisi yok degil mi her nekadar kardeşinin evi de olsa insan evinı özlüyor.teyze olmak çok güzel sen erdimden ayrılmışsın benım bal böcegim çarşamba yanımda.erdime maşallah başarısı hep böyle sürsün inşallah .kocaman sevgiler ve öpücükler...
YanıtlaSiloohh gez toz gel birde ballandıra ballandıra anlat. giden var gidemeyen var ama??
YanıtlaSilben merak ettim akrep meselesini hadi anlat :)
"Dışarısı çok soğuktu, ama tekne sıcak ve sevimliydi"
YanıtlaSilBu cümle ve o resim beni en çok etkileyen oldu... İki anlamda da düşünürsek, biri gelip geçici sığınma sağladığı için güzel ve sıcaktı, ya diğeri? Ömür boyu başımızı yasladığımız koca tekneler... İyi ki varlar, hep yüreğimizi ısıtıyorlar. Saygılarımı iletirsen sevinirim.
Erdim'i kutluyorum. Çok çok öpüyorum. Sık sık buluşacaksınız biliyorum.
Eskişehir'e yazık olur, en iyisi gitsin evinde otursun sizin başkan, Ankara'ya yakışan biri gelsin... Asortik Krep gibi düşünüyorum anlayacağın.
Ve hoşgeldin...
evine hoş geldinnnnnnn..tekne turu güzeldi resimlerde..ayrıyetten defdefin dolabiından giyinme fikri çok güzelmiş gerçekten :)) ama onlara zor olacak şimdi erdiye defdefe:((( erdimide tebrik ederim ve öperimm scorpionuda merakla bekliyorum??
YanıtlaSilBu görüntüleri gördükten sonra, Eskişehir'de buluşma planlarımızı tekrar gündeme taşımak istiyorum. Azcık havalar ısınsın yapalım vallahi ne güzel olur:))
YanıtlaSilKelimeleri...
YanıtlaSilO kadar güzel kullanıyorsun kı..
Her yazında.. yenı bır yerde buluyorum kendımı..
Yorumu uzatmayacagım..
Senı ve sana daır seylerı kızım ve ben sevıyoruz..
Gülenciğim yazından tebessüm ederek ayrıldım.Ankara Büyükşehir Belediye Başkanını Eskişehir belediye Başkanı ile değiştirmek istiyorum.Öncelikle Erdim'i tebrik ediyorum.Başarıları daim olsun inşaallah.Allah kavuştursun.Bizde Kütahyaya gittikçe Eskişehirden geçeriz ama porsuk taraflarında böyle biryerin varlığından haberim yoktu.Yine bana o tarafa yolumuz düşdüğünde görmem gerektiğini düşündürdün.O güzel betimlemenle hayran bıraktırıyorsun.kalemine,yüreğine sağlık canım.Bu arada bu hafta izinli olduğum için uğrayabildim.İşyerlerimizde bloglarımıza ve birçok sitelere erişim engeli olduğu ve evde de vakit bulamadığım için sizleri tek tek okuyamadığım için çok üzgünüm aslında canım.Gönlüm sizlerle.Ayrıca seni de okumak çok keyifli.yazılarında o kendine has dünyana bizleri de koymayı öyle güzel beceriyorsun ki.keşke daha sık okuma fırsatım olsa.sevgilerimle...
YanıtlaSilcanım özledim senı az önce aradım ama ulaşılamıyor dedi.birazda çekinerek aradım acaba musaitmidir dedim yüzümü yıttım aradım.ama ulaşamadım özledimmmmmmmmmmmmmmmmm:((((
YanıtlaSilHer yeri gez git gör,
YanıtlaSilama şu cağnım eskişehire 3 yıldır isteyipte hala gideme :(((
inşallah bu bahar bir fırsat yaratmak istiyorum..
dua et başarayım
KISMETSE !
SEVGİLER GÜLENCİĞİM..
HARİKA BİR GEZİ.