14 Ocak 2010 Perşembe

SABAH SABAH KABUS! bu neydi böyle?

Bugün Sedef'in boş günü. Geldiğimden beri yaklaşık iki aydır Sedef'le bir türlü başbaşa kalamadık. Her boş ve yarım günlerinde son dakika golü olarak gününü dolduracak bir işi mutlaka çıktı. Bu sabah itibarıyle henüz bir son dakika golü haberi almadığımızdan bu saatten sonra böye bir haber almayacağımızın garantisizliğiyle dünden bugün için planladığımız 'kendi' günümüze hazırladık çipil çipil gözlerimizi sabahın gri serinliğinde.. Önce Erdim servise indirildi ama bir bakıldı ki Erdim'in çantası olması gereken yerde; yani benim sırtımda değil! Eve çıkılıp çanta alındı, aynı zaman zarfında sabırsız servis aracı mahcupca dilenen bir çok özürle bekletilmekteydi. Kazasız belasız muhabbete müebbet kuşu Erdim okula gönderildikten sonra denizle Kartepe'nin buluştuğu noktadaki sis gizemi bizi kendine çekince hem de biraz yürürüz belki diye aldık fotoğraf makinesini indik sahile.. Hani (whos.amoung) benim bulut çalışmalarımdan :P birinin indirildiğini görünce de bende bir heves bir heves, can atıyorum fotoğraf çekmeye :)
Denizin iyot kokusu burnuma vurduğunda derin bir nefes çektim içime. Ardından da karşı koyamadığım bir germe hareketi (şimdilerde biz buna strechin' diyoruz! Dilimizde karşılığı yok sanki!) isteği.. Evde yeterince ısındığıma kanaat getirdiğimden germe hareketlerini yapmakta sakınca görmedim.
Bu hareketin tamamı bu değil;
hareketin tam olarak yapıldığı andaki duruşa 'poz' deriz.
Ben çok uzun zaman önce profesyonel spor hayatını bitirmiş bir sporucu eskisi olduğumdan
bu pozu ancak bu kadar verebiliyorum.
Sakın siz denemeyin!
Denemek bir yana teşebbüs bile etmeyin.
Lifleriniz yırtılabilir..
Sonra deniz-gemi-bulutlar üçlemesinde gezindi gözlerim. Denizci olmalıymışım ben. O gemilerden birinde olmalıydım. Dalgalı derin denizlerde sarı yağmurluk ve yağmur çizmeleriyle güverteye çıkıp derin mavilere karışan yağmurda yıkamalıydım yüzümü.
Sefer dönüşlerinde maceralarımı anlatırdım heyecanlı heyecanlı.
Bunlar öyle maceralar olmalı ki ben anlatırken inanmaz gözler bana bakmalı.
Macerası olmayan denizci mi olurmuş?

Yürüyen insanları görünce Tüpraş'ın hemen yanıbaşındaki bu sahilde ciğerlerine derin nefesler çekmenin insan sağlığına yararı mı zararı mı olacağını merak etmedim de değil.
Sonra üç kişi arasında yürüyen yeşil gözlü kahverengi bir köpek gördüm.
Köpek yanımdan geçerken beni şöyle bir süzdü. Köpekleri çok severim ama nedense bu köpeği görünce korkmam gerektiğini hissettim.. Bir insanın bu tür bakışlarına maruz kalsam o bakışları 'bana alıcı gözle baktı' diye ifade ederdim. Neden tasmasız gezdirildiğine gönül koyduğum köpek alıp benden gözlerini yoluna devam etti. Köpeğin yanımızdan uzaklaşmasıyla sohbet ve fotoğraf çekimimize kaldığımız yerden devam ettik. Bu gri güzelliğe öyle bir dalmışken yeşil gözlü, kuyruksuz kahverengi köpeğin dibimize kadar geldiğini fark etmedik. İkimiz de aynı anda arkamızı dönme ihtiyacı hissetmiş olacağız ki döndük; aaaa köpek 'işte geldim kızlar buradayım' der gibi bize bakmıyor mu! Bakıyor hem de iştahlı iştahlı; 'şu bücür ikizlerin baldırlarından alıversem iki ısırık eksilmezler ya' diye de iç geçirdiği kesin! Anlamıştım ben, daha giderken beni gözüne kestirdiydi bu! Sedef bir yana, ben bir yana sırtımızı karaya verip geri geri yürümeye başladık. Köpek Sedef mi yoksa ben mi konusunda kararsız kaldı. Bir Sedef'e bir bana bakıyor. Sedef bana 'Gülen kaç' diye bağırıyor, ben Sedef'e 'Defdef kaç' diye bağırıyorum; sadece isimlerin değiştiği aynı cümlenin havada birbiriyle çarpmasından kaynaklanan bir yankı gibi bağırıp duruyoruz. Sonrasında Sedef 'Pittbul it git derdini başkasından bul' gibi bir cümle bağırtısı kurduğumu söyleyince gevşemedim değil.. 'Kim bunun sahibi' diyorum, hiç kimseden ses yok! Oraları iyi bilen bir beyefendi 'o buraların köpeği, korkmayın, oyun istiyor' demez mi! Allahım köpek sahipsiz ve komut bilmiyor! İkiz cüceler şeklinde ikimiz ayrı yönlere kaçmaya başladık. Denizin tam karşısındaki banklardan birinde bıraktığım montumu fark eden köpek montun çevresinde bir iki tur attıktan sonra koklamaya başladı. Kokuyu aldıktan sonra da arkamızdan depar atarak aradaki farkı kapattı! Bu arada ben kendimi piknik masalarından birinin üzerine atmayı başardım başarmasına da Sedef'im kalça nekrozundan dolayı hareket kısıtlılığından sadece banka çıkabildi!
Onlardan birinin üstüne çıktığım piknik masaları..
'Sedef at bir adım daha, çık şu masanın üzerine' diyorum! Çıkamıyor :( Köpek beni bırakıp kendini garantiye alamadığını anladığı Sedef'e yöneldi. Bu arada bağırışlarımıza toplanan küçük bir kalabalık da köpeğin arkasından koro şeklinde 'bir şey yapmaz, oyun istiyor' diye bağırıyor. 'Ama biz oyun oynamak istemiyoruz' diye bağırıyorum karşılık olarak. Bekleşiyoruz öyle. Şimdi düşününce çok komik ama olay sırasında bacaklarım zangır zangır titriyordu. Sonra köpekle ilk karşılaştığımızda yanında yürüyen ve sahibi olduğunu düşündüğüm kişi gelmesin mi?? Köpeğe 'Gel oğlum' dedi. Köpek hala Sedef'e doğru yürüme aşamasında. Bir iki tekrardan sonra köpek adamın peşine takıldı ama yürürken de aklı bizde kalmış olacak ki sık sık geriye bakarak işine kaldığı yerden devam edecekmiş izlenimi vermeyi de ihmal etmedi.. Köpek ve yanındaki kişi gözden kaybolana kadar çıkabildiğimiz yerlerden inmeye cesaret edemedik.. Gittiklerinden iyice emin olduktan sonra masa ve banktan bir inişimiz koşup arabaya bir atışımız var ki kendimizi..

Sedef: Gülen bu neydi böyle ya?
Gülen: Aklım çıktı sana bir şey olacak diye
S: Benim de sana.
G: Neyse geçti artık. Kimseye anlatmayalım tamam mı?
S: yazarsın sen şimdi bunu. Ama beni kürklü filan görünce seni bırakıp beni seçti köpek, farkında mısın :P
G: A gidince yazayım sıcak sıcak :) Kürkse kürk kardeşim, yarın sabah ben de kürkümü giyip geleyim :P
S: Yarın yine gelecek misin buraya?
G: Her türlü Cevo (Geniş aile monoloğu)

Bacaklar tir tir eve geldik.. Sedef o titrek bacaklarla araba da kullanabildi ya, helal olsun bin kaplan gücündeki kardeşim benim..


Bize güçlüsünüz diyen arkadaşlarım siz bir de müzik öğretmenimiz Murat'ı tanısanız.

Kardeşimiz gibi sevdiğimiz Murat iki sene önce çok ciddi bir beyin operasyonu geçirdi..

Ve şimdi spor yapıyor..

HAYAT NE GÜZEL :)

Yazımın bittiği saat 11.38 :)

Sizi seviyorum, verdiğiniz destek (artık fotoğraf makinesi desteği de dahil) sonsuz teşekkürler.

Bastırın kızlar, halledelim şu fotoğraf makinesi işini; gerçi Hakan'ım, özlediğim kişim 'BAKARIZ' dediğinde o işi olmuş bilirim ben ama yine de riske atmayalım.
BASTIRIN ARKADAŞLAR :)

ÖZELLİKLE ZEHRA GÜRGEN SEN! KEKİK KOKUM FOTOĞRAFLARINLA AKLIMI BAŞIMDAN ALDIN! ÇÖZ ŞU İŞİ :)


GÜNAYDIN!

Ben hiç gün ışığında yazamazdım. Bu da gün yazısı olsun..

11 yorum:

  1. hakan beeeeeeeeeeeeeeey duy sesimizi yeni makina isteriz Güleneeeeeeeeeeeeeeeee..( yoksa kazan kaldırmayı deneyebiliriz b planı olarak :)

    YanıtlaSil
  2. Iıııyyy.. ben bir köpek korkar olarak okurken tırstım yani...Hakan Gülen'e yeni bir makine al... noluuuurrr...(oldu mu?)

    YanıtlaSil
  3. Gülenim, valla seni piknik masasinin üstünde, Sedefide bankin üstünde alt tarafta köpegi düsündükce güldüm, umarim kirilmassin bana:)))
    Hakan "bakariz" dediyse olmus bil sen bu isi, bu egeli kocalar böyle anacim ne yapalim (benimkide ayni modelden de ordan biliyorum:))
    Öptüm hepinizi:))

    YanıtlaSil
  4. Geçmiş olsun güzeller..
    Gülenbayan o bacak ne öyleee valla şaştım kaldım..
    Hemen ev ödevimide yapayım
    hakan enişte gülenbayana fotograf makinası al....
    Hakan enişte gülenbayana fotograf makinası al....
    Hakan enişte al işte... alla alla

    YanıtlaSil
  5. Benim tanıdığım Hakan Kardeş, almıştır bile makineyi...

    İyi hatırlattın, benim makine de İstanbul'da kaldı. Almaya gitsem mi ki? Ben de fotograf çekmek istiyorum.

    Çok tatlısınız. Seni okumayı da maceralarınızı da seviyorum.

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  6. Hakan Oglummm;Gulene makina alinacak.o kadarrr
    imza: Mahmut Abi Hoca
    yrine vekaletn nalan hoca

    YanıtlaSil
  7. Gülen inanmayacaksın akşam bende Derin'in arkadaşını evine bırakırken köğek üstümüze yürüdü, bacaklarım titredi ama iki küçük kıza madara olmamak için boğuk bir sesle hoşşşt diye bağırıp köpeğe saldırdım.Köpek allahtan bu kadın deli bana saldıracak kadar diye tırstı youlunu çevirdi ..
    Hakan bey sıra sizde !! al kadına bi makina acilinden bak fotolar güzelse yazılarda güzel oluyor. :)
    Ameliyat olan arkadaşa da acil şifa ama zaten maaşallah benden iyi :)
    bu arada o artistik hareketlerin beni benden aldı.Platesi bıraktığım için zaten vicdanım sızlıyor :(

    YanıtlaSil
  8. Allah iyiliğinizi versin emi:))) Ne güldüm, masa tepelerine çıkmanıza:))
    Bişey yapmazdı canım, oyun istiyordur oyun:)))

    Hakan, makinayı almıştır herhalde, bu kadar ısrardan sonra. Hayırlı olsun diyelim mi:)))

    YanıtlaSil
  9. Gülen, bende çoğu kez insanlara oyun istiyor diye bağıranlardanım :)) Çok güldüm okurken..Köpek büyük olunca insanlar çok korkuyor ama şunu unutma 1-sahibi güvenmese bağsız gezdirmez 2- boynunda tasma yoksa daha çok kork :) Tasması olanlara hayır dediğinde anlayacaktır ve çoğu eğitimli köpek gazete kağıdından korkar aklında olsun..

    Sen eşofmanlarla süper ve zayıf gözüküyorsun..Bence sen hep spor giyin, yaşam tarzın olduğu muhakkak :))

    YanıtlaSil
  10. Ha birde Hakan Bey Gülen'e lütfen makina al :))

    YanıtlaSil
  11. En önemlisini yazmamışım köpekleri görünce koşulmaz, hele oyun isteyenlerin önünde en yapmayacağın hareket, gerçekten :))

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails