27 Ocak 2010 Çarşamba

YORUM YORUMLARI VE İKİNCİ EL FOTOĞRAF HIRSIZLIĞI

Asortiğim; Eskişehir'e yazık edecek kadar, Eskişehir'i gözden çıkaracak kadar sevmiyorum bizim başkanı :( Neyse ki eskisi kadar sık görmüyoruz kendisini ortalıklarda. Bir ara neydi o öyle her gün her an karşına çıkabilir paronasıyla yaşıyordum :P İllet bir hastalık gibi nefret ederken kendisinden aynı nefretle de kurtulmak istiyorum :) Çi börekler için hiç üzülme; inan benim yaptığım kadar güzel değildi; hamuru çok kalın ve porsiyonlar büyüktü. Karabiberi de fazla kaçmıştı :( Ama tekne gezisi için 'çok kötüsün' demeye devam edebilirsin :D Tıpkı benim senin Turquaz kıyılar fotoğraflarını gördüğümde hakkında içimden geçirdiğim gibi :) İntikam damarlarım pek bir kabarık bugünlerde :) Havalar ısınsın, bir aksilik olmazsa geliyorum Fethiye'nize :P Yorumlara yorum yapmak en sevdiğim şey ama zaman ve eforum zenginiyken yaptığım bir eylem olduğundan yorgunluğuma denk gelmişsindir. Farklı algılanırsa üzülürüm :(

Leylak dalı; Çok gezmedim ki. Gittiğim yerde çok kaldım. İki ay oldu :( Mevsim döndü hatta. Bu soğukta dışarı çıkmasam daha iyi olur diye düşündüğümden sokak buluşmalarına katılmamak için rapor alacağım doktordan :)

Cansu'm; evimden her ayrılışımda dönüşümü özlüyorum. Her döndüğümde de arkamda bıraktıklarımı :( -İzmir için geçerli değil- Teyze olmak, içinde çok güçlü derin bağlar barındıran bir akrabalık derecesi. Bir de ikiz kardeş olunca sanırım bizimki daha başka. Erdim'i ben büyüttüm desem abartı olmaz. Hepsi bir araya gelince teyze olmak muhteşem, küçük pembe solucanlardan ayrılmak feci :( Erdim başarılı olmasaydı da severdik biz onu; her şeyinden çok memnun olduğumuz bir kişidir kendisi ama arkasını toplamak yok mu :)))))))) Umarım bu konuda da bir iyileşme kaydeder :) Bal böceğinle sana iyi tatiller diliyorum, öp onu benim için :)

Kekik koku'm; inan hiç gelmedi aklıma, ben ekmek arası bir şeyler yemeyi beceremem biliyor musun? Ekmek arası bir şey ikram edildiğinde hala döker saçar, üstüm başımı, ellerimi yiyeceğe bular karnımı aç bırakmayı beceririm :) Anneciğim 'alan var alamayan var' diye bizi elimizde ekmek arası bir yiyecekle hiç salmazdı dışarı. Biz de ellerinde ekmek arası yiyeceklerle dolaşan başka çocuklara bakar dururduk :) Bu gezi fotoğrafları için özür diliyorum :) Bugün bir değişiklik yaptım; yorum yorumları yukarıda, Scorpion aşağıda :)

Öğretmenim; tekneler gibi sağlam, dayanıklı, şiddetli dalgaların her bir dövüşünde kendini korumayı başaran, her güçlüğü aşmadaki başarısı bize örmek ve güç veren..
İyi niyetinden bile olsa kırılmasına neden olduğu kalbimin onarımını yaptıktan ancak sonra saygılarını ileteceğim babama. Babam, elimde son kalanım..
Hakan'la bir olup kalbimi kırdılar, sinir krizi geçirtdirdiler bana ama ne olursa olsun ikisini de çok seviyorum. (umarım okumazlar, tavır yapıyorum zira :P)
Kabile gibi bir arada yaşamak istiyoruz biz Erdim'le, kocaman büyük bir aile, hareketin hiç eksik olmadığı günler geçirmek istiyoruz. En erken Haziranda birlikte olacağız diye planladık. Kutlama ve öpücük için teşekkür ediyorum..
Yok, bu kişinin gideceği yok. Ankara Ankara olmaktan çıktıktan sonra gitse kaç yazar? Gönül Yazar. Iyk, kötüydü :(

Fındığım; hoş buldum. Dönüşümüz bugüne denk gelseydi tekne turu yapamayacaktık. Akşam haberlerinde Porsuk çayının donduğu haberini gördüm. O gün bile çok soğuktu, donuk Porsuk çayını düşünmek bile istemiyorum.
Defdef'in dolabından giyinme fikri onun çok zevkli olması açısından da çok işime geldi.
Erdim iki gündür konuşmuyordu benimle, neyse bugün başladı. Bizi bıraktıktan sonra eve giderken Defdef'e 'anne biz şimdi bi' başımıza mı kaldık' demiş. İçim acıdı :( Çok özledim, iki ay uzun bir süre. Kök saldık birbirimize. Sarılıp sarılıp 'teyze kök saldık biz birbirimize' diyordu. Doğruymuş. Toprağa kök salmış ağacın topraktan çıkarılırken çektiği acı kadar acı çekiyorum.. Tebriğini ilettim Erdim'e. Akrep aşağıda :)

Bizimgibiler'im; ay ne güzel olur. Yapılmayacak şey değil. Sana da bana da, çelebi'me de yakın. Felekten bir gün çalalım. Bütün Eskişehir bizi konuşsun :D Ama bence kış çıkmadan yapalım, ben çayın 'bu halinin' havalar acık ısınsın' halinden daha romantik, daha özel olduğundan eminim. Güneşsiz bir gün olsun hatta; hafiften de puslu. Üşümeyiz, ben sıcak espriler yapar ısıtırım sizi :P

Doğa'm ve Şenay'ım; çok teşekkür ediyorum. Böyle sözler duyunca o kadar şaşırıyorum, o kadar seviniyorumki. Yaptığım bu şey benim için çok özellikli bir durum değil. Örgü ören bir kadın, ütü yapan bir kadın, bulaşığını yıkayan bir kadın ya da ben. Kelimeler dilimin ucunda nasıl birikmişse sıralı sırasız, kontrolsüzce özgürlüklerine salıyorum onları. Çok zaman da sadece sözcük hatalarını düzeltip öylece bırakıyorum. Son iki günümdeki 'BEN'i de sever miydiniz acaba? Zıvanadan çıktım da :P Ben de sizi çok seviyorum. Kazım Kazım'ın selamı var :) Kazım Kazım'la Erdim ve Defdef'in ayrılığı da zor oldu :(

Mehtap'ım; ödeştik yani :) Ben de teleferiğe sayende binmiştim hatırlarsan :) Şimdi Eskişehir'e gitmek o kadar kolay ki yolunuz o tarafa düşmese bile gidin. YHT ile bir saat yirmi dakika :) Porsuk Çayı tren garından yürüme uzaklığında. Anlatımıma olan iltifat için çok teşekkür ediyorum. Ben sadece anlatıyorum; belki sadece bunu yapabildiğimden iyi yapabiliyorumdur :) yazılarında o kendine has dünyana bizleri de koymayı öyle güzel beceriyorsun ki:) demişsin ya, bu ifaden çok hoşuma gitti, bunu hissettirebiliyorsam yarın sinir krizi geçirmeyecek ya da sinir krizine ara verecek kadar mutlu olurum :)
Erişim ve engel sözcükleri aynı cümle içinde geçince bir sakatlık olduğunu düşündürüyor bana. Düşünsel engelli olmayalım da deyip kötünün iyisine razı bir insan profili çizmekten öte gidemeyeceğim ne yazıkki :( En sonki yazının metroda yerlere oturan gürültücü çocuklar olduğunu düşünürsek evet çok sık birlikte olamıyoruz :(
(Kolyeni henüz inceleyemediğim için metro yazını örnek verdim)
Kalbimiz bir olsun, aynı yerde dursun. Yine çok teşekkür ediyorum değerli ve güzel düşüncelerine :)

Cansu'm; 7/24 arayabileceğin biriyim ben :) Çekinme, o güzel, sevimli, iyilik akan yüzünü de yırtma bir daha :) Aslında yaş günün için arayacaktım, arayabilirken bloğuna kutlu olsun yazmak istemedim ama burada bir olay patladı ki iki gündür nemrutum ve seninle de nobran sesimle konuşmak istemedim :( Yarın ararım.


Yazmayı, yazarak anlatmayı seviyorum ben.
Son üç günümü hasta ama sinir hastası olarak geçirmeme neden olan aile içi bir sorunum var benim. Yazmayı çok istiyorum ama 'şimdilik' bundan söz etmesem daha iyi olur konusundaki ısrarlara boyun eğmek zorunda kalışımı ben bile çaresizce kabul ettim :( Bu anlamda Taksim Meydanındaki sanal sansüre hayır sanal mitingine 140bininci kişi olarak katılmak belki bir nebze de olsa sakinleştirir beni. Sinir krizimi son iki güne yayıp rahat rahat geçirdiğim bu olaydan çıkarılması gereken kıssa hissesi şu; hiçbir olay sonsuza kadar gizli kapaklı kalmaz :D Büyük Allah Gülen kişisine acır ve önüne, ucundan çekebileceği bir ip verir -ki biz buna ipucu diyoruz :D Doğruyu saklayan kişilerin mumlarının ancak yatsıya kadar yanması adil bir durumdur; gerçi kaç yatsı geçti üzerinden saymadım ama 'er geç' kontenjanından bir ipucu tarafımdan yakalanmıştır bir kere. Şimdilerde Doğu Bloku gibi geziyorum evde :D Doğu Bloku bile yıkıldı ama ben hala ayaktayım ve haklı olmanın gururunun verdiği keyfi günlere yayılmış gergin sinir krizi eşliğinde sonuna kadar çıkarıyorum :)

Gelelim fotoğraf hırsızlığına. İsmini bilmediğim Scorpion kişisi konuyla ilgili olan yazımdan sonra bana bir postayla ulaştı.
İşte o posta:

Merhaba Gülen Hanım, ben o bahsettiğiniz Scorpion..Blogunuzu bir arkadasım sayesinde buldum, 'Şu blog'ta senden bahsediyolar sanırım' diye bir mesaj aldım ve hakkımda yazdıklarınızı okudum. Sizin resminizi aldım evet ama sizin bu blogunuzdan değil.. Şu siteden aldım http://www.harbimi.net/kaydiraktan-dusen-insanlarin-komik-halleri-online-izle-download-indir-yukle.html

Ve düşündüğüm ilk şey bu resmin, sahibinin kendi izniyle bu siteye verildiği oldu. Sanırım onlar resminizi sizden izinsiz yayınlamış. Bu gercekten kötü bir durum. Sizi anlayabiliyorum Gülen Hanım. İnanın hakkımda yazdıklarınızı okuyunca başımdan aşağı kaynar sular döküldü Ben sizin tabirinizle 'hırsız' değilim. Bu damgayı internet aleminde bile alsam çok moralim bozulur ve bozulduda... Ama sizin sucunuz yok, ve anlattıgım gibi benim sucumda yok..

Ayrıca sizin kaydırakta olmanız benim için abest bir durum değil, yarışmanın formatına uyan bir resim oldugu için aldım ve o siteye yükledim.. Çocuksu bi yönünüzün olması gercekten cok güzel,eminim çok neşeli, güleryüzlü ve çevrenizde çok sevilen bir insansınızdır, Zaten isminizde bu durumu doğruluyor Tofita'ya mail atıp o resmi sildirecegim. Sizde resminizin altına
'bu resim sahsıma aittir izinsiz kopyalanması ve herhangi bir şekilde dagıtılması suc unsurudur' şeklinde belirtirseniz bu tür durumlar oluşmaz. Üstte verdiğim siteyle irtibata gecip resminizi sildirmenizi öneririm..Hatam varsa tekrar çok özür diliyorum Gülen Hanım Kendinize çok iyi bakın. İçinizdeki çocuk hiç ölmesin Sizden cevap bekliyorum mutlaka..

Bu postayı şaşkınlıkla karşıladım. Scorpion bana fotoğrafımın daha önceden çalınmış bir yerden aldığını ve bunun kendine ait bir hırsızlık olmadığını söylüyordu. Yani ikici el bir hırsızlıktı söz konusu olan :)

Scorpion'a bana yazdığı postayı blogda yayımlamak için izin istediğim postayla yanıtladım;
İşte o posta;

İsminizi bilmediğim için size Scorpion diye hitap etmeme izin verirsiniz umarım.
Merhaba;
Blog ve internet dünyasının aslında tahmin ettiğimiz kadar büyük olmadığının hayretler içinde farkına vardığım postanızı dün gece aldım ama size yazacak kadar zamanım olmadığından yanıtımı ancak bu saatlerde veriyorum. Her şeyden önce bu zarif davranışınız için size sonsuz teşekkür ediyorum.
Postanızın içeriğindeki samimiyetten dolayı, blog hayatımın 1.5 senesini doldurduğum bu günlerde daha önceden başıma böyle bir şeyin gelmemiş olmamasının tedirginliğiyle hiç tanımadığım bir kişi için yazdıklarımdan dolayı çok üzüldüm.. Umarım bu sözlerimi içten dilenmiş bir özür olarak algılarsınız. Hırsız sözcüğü, evet oldukça ağır bir itham olmuş, gerçi hakkınızda sizden bir posta alana kadar aynı şeyi düşünmeye devam edecektim. İfade edip konuşunca insanlar birbirini anlıyor neyse ki.
Ben Tofita ile yazışarak fotoğrafımın siteden kaldırılmasını sağladım :) Ve size tepki olsun diye de kendi çektiğim bir fotoğrafla aynı yarışmaya katıldım, bunu da blog yazımda alınmayacağınızı umduğum esprili bir dille yazdım.
Adresini verdiğiniz diğer siteyle de bağlantı kurdum ve fotoğrafım oradan da kaldırıldı.
Söylediğinize benzer uyarı niteliğinde bir yazı var aslında bloğumda; yani fotoğraf ya da yazılarımın izinsiz kullanılmasına dair bir uyarı ama sanırım insanlar hala bilişim suçlarının başlarına açabilecekleri sorundan henüz haberdar değil. Gerekli yasayı yasada geçtiği gibi yazmak bir şey ifade ederse bir de ona mesai harcayacağız anlaşılan.
Umarım aramızdaki sorunu çözmüşüzdür, ben şimdi sizden bir izin rica edeceğim; o da şu: bana yazdığınız postayı iyi niyetinizi göstermek için bloğumda yayımlayabilir miyim?
Ve hakkımda düşündüğünüz güzel şeyler için de çok teşekkür ediyorum.
Böyle bir nedenle de olsa hırsızımla :P tanıştığım için çok mutlu oldum.
Gülen Tezer Üstün

Bir kaç gündür Scorpion'dan izin konusunda yanıt bekliyordum ama anlaşılan daha çok bekleyeceğim :) Fotoğrafımın ikinci el hırsızından postasını yayımlamak için izin istiyorum! Hey Allahım ne günlere kaldık :)

Ayrıca fotoğrafım kaydıraktan düşen insanların komik halleri temasına hiç uygun değil. Hem fotoğrafımı çal, hem de beni kaydıraktan ittirerek düşür. Bana sorsaydınız keşke; çünkü görüldüğü üzere ne düşmüşüm ne de düşeyazmışım :) Kaydırakta geçirdiğim en büyük kaza, kayışı bitirdikten sonra fiberglasın polar eşofmanla şiddetli geçimsizliğinden doğan statik eletrik sonucu merhabalaşmak üzere sarıldığım bir arkadaşımla aramızda oluşan kısa süreli elektrik çarpılması! Çat çat çat :)

Yazdım da bunları mutlu mu oldum? Olmadım, kendimi ispiyoncu gibi hissediyorum hatta :( Ama artık bildiklerimi kendime saklamamaya karar verdim. Biz etik davranıyoruz, yaşımıza, duruşumuza, terbiyemize uyar biçimde davranıyoruz da ne oluyor; gemisini yürüten yine kaptan. Kocaeli'ne gittiğim ilk günlerde yok Nermin, yok Nesrin, yok oraya öyle mi gidilirmiş Türkan'ın kişilikleri altında beni taciz edenin kim olduğunu yine aldığım bir posta sonucu öğrenmiş ama bundan söz etmeyi gerekli görmemiştim. Artık aynı gibi düşünmüyorum. Benimle direk ilgisi olmayanlar içinse susma hakkımı kullanıyorum. Ruhlar sakil olmaya görsün.. İki yüzlü; ne ikisi bir kaç yüz yüzlü insanları sevmiyorum. İnsanları aptal yerine koyup onları başkası ya da başkalarına karşı kışkırtan insanları sevmiyorum.
Bunun ispiyonculukla ilgisi olmadığını kabullenmem biraz zaman alacak gibi görünüyor. Gerçeklerin er geç ortaya çıkacağına olan inancımı koruyorum ve yapanın yanına kar kalsın istemiyorum.





İyi geceler :)

9 yorum:

  1. bak beni güldürdün sabah sabah.2. fotoda kafasına sepet düşen kızların komik halleri diye alınabilir.:))

    YanıtlaSil
  2. Şeker, sana kızgın olsam niye yorum yazayım,sadece farketmediğini düşündüm..
    Spor kıyafetli ve köpek görünce kaçtığınız bir yazıydı.. Çok da önemli değil, ayrıca kızsam anlarsın :)) Yani anlaşılacak şekilde sivri dilli oluyorum,anlamaman mümkün değil :P

    YanıtlaSil
  3. Ben bır Kazım Kazım da Erdımle Defdefe alırım..hasret kalmaz.. :)

    Senı sevıyoruz...

    YanıtlaSil
  4. Allah.. Allah.. nerden nereye.. ilginç bir süreç olmuş.. blog dünyasının da iyi çalıştığını görmüş olduk...

    YanıtlaSil
  5. Bak yine arkası yarın gibi bir yazı yazmışsın. Şimdi düşün dur işin yoksa, neyin ipinin ucunu buldu? Niye barut gibi dolaşıyor? Kime karşı haklı? Acaba arasam mı? Yok yok aramayayım. O istediği zaman yazar zaten. Şu haklı sinir krizinin keyfini çıkarsın... İyi de ben kiminle konuşuyorum? Ay ben de dellendim bugün gidiyorum.
    Gülen'im, yorum yazmıyor ama okuyordum yazılarını. Yorum yapmasam mı acaba ben?:))Öptüm gittim.

    YanıtlaSil
  6. canım benim sorun ne ise düzelir inşallah.kıss senın sesin hiçte nobren degil sen kabamısın gayet kibarsın.çok özledim senı yegenler her halleriyle çok tatlılardır. en uyumsuz zamanlarında bile çok sevilirler bende bal böcegimi büyüttüm doğdu ve kırkı çıktıktan sonra elime verili hiç bebek bakmayan ben küçücük bir sabiyle baş başa kaldım çok güzel bir bagım var onla.bana çok düşkündür hatta ilk konuştugunda tiyze (teyze)dedi bana.bu çok güzel bir duygu...ve dokuz ay biz birlikteydık . off çok konuştum ben canım fotoda çok tatlı çıkmışsın kocaman öptümmm hakan abıye çok selammmm

    YanıtlaSil
  7. Eskişehire gelecekler bana haber verin. Gülen sana cebimi yazıp gönderiyorum. mailimden.

    YanıtlaSil
  8. Sedeferdi28 Ocak, 2010

    Sevgili bayan ve kızı Doğa..Siz bize yeni bir bebek alsanız da asla Kazım Kazım gibi olamaz.O bizim ilk göz ağrımızdı.Kucum(kuzum)benim nasıl da bakardı böyle şapşi şapşi.Pipisi bile vardı canım oğlumun.Erdi okuldan gelince çok özlemiş olarak hemen Kazım Kazım'ı kucağına alır bi öpüp koklardı ki...görmeniz lazım.çok özledik seni Kazım Kazım..Yorumun sonu şiir oldu.

    YanıtlaSil
  9. Allahım Allahımmm...Senin bu ifadelerine( 2.elhırsız ... ) bayılıyorummm...pc yi az bir zaman için ele geçirdim ama tuşları bozmuş benim veletler zorla yazıyorum. kocaman öpüp kucaklayıp kaçıyorummmm

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails