Bir telefon görüşmesi yapıyordum kapı çaldığında ve bir yandan konuşmamı sürdürürken diğer yandan da gelen kişinin ne kadar şanssız olduğunu düşünüyordum. Asansör rutin arızalarından birine geçmişti ve ben sekizinci katta oturuyordum. O sekiz katı sanki ben tırmanacakmışım gibi sıkıntılıca 'kim o?' soruma aldığım karışık yanıtta ayırdına varabildiğim tek sözcük 'kargo' sözcüğü idi. Kargo? Kargo sözcüğünü çok severim, kargo pantolonları da. Kargo hikaye taşır, ihtiyaç taşır, zerafet taşır ve bunların hepsini 'acele' taşır.
Kapı açık beklerken neredeyse bir bardak çayın yarısını içmiştim kargo emekçisinin tırmanışı sırasında. Açık kapının zili 'bakar mısınız? niteliğinde yine çaldığında gözlerime inanamadım; hangisine bakacağıma, hangisine öncelik tanıyacağımı şaşırdığım, birine daha erken davransam diğeri kırılacak gibi hissettiğim, hayatındaki iki erkeği aynı anda idare ederken her şeyin açığa çıktığı andaki kadın sanrılarında ellerinde paketler iki ayrı şirket kargo emekçisi durmuyor mu karşımda; Allah üçüncüsünden korudu çünkü daha dün başka bir şirket kargosu gelmişti ama o şanslıydı çünkü asansörümüz arıza gününde değildi :)
Kargolardan birini bekliyordum, EST kampanya kervanındaki yerimi aldığımdan sürpriz olmasa da yoğunluktan dolayı yedi iş günü sürebileceğini bildiğim için bu kadar çabuk ulaştırılmış olması haliyle şaşırttı beni ama ya diğeri? Ayak üzeri onları sekiz kat yukarı yorduğum görevlilerden asansörümüz adına özürler dilerken kendisi için düzenlenen imza gününde önündeki masaya konan her kitabı gördüğü ilgiden dolayı mutlulukla imzalayan bir yazar havasında imzalamam gereken alındı belgelerine en estetiğinden imzalar atıp paketlerimi teslim aldığım anda imza günü rüyam gerçeğin ellerinde kayıp gitti düş gücümün derinliklerine.
Tırmanış sırasında birbirleriyle kavga edip etmediklerini espriyle sorduğum kargo emekçilerine iyi yolculuklar dileyip kapıyı kapattıktan sonra paketlerimle başbaşa kaldım. ETS içinde ne olduğunu bildiğimden bekleyebilirdi. Üvey evlat muamelesi yaptığım EST kutusunu sırasını beklemek üzere masanın kenarına bıraktım. Asıl ilginç ve sürpriz artık göndericisinin kim olduğunu bildiğim kargo zarfının içindeydi ve hediye kabul günlerimin deneyimiyle paket açma merasiminden önce kurşuni zemin üzerine içiçe geçmiş açık gri renk kalpli paket ve çevresine sarılmış zarif sarı kurdelenin fotoğrafını çekmeyi düşünebildim bu kez.
Turkuaz maviyi çok severim, turkuaz güzel ve iç açıcı bir renktir, deniz rengidir. Denizi düşündüğümde aklıma düşen bir renktir turkuaz. Ve dünyada bir ulus adıyla birlikte anılan tek renk turkuazdır. Turkuaz Türk mavisi demektir. Turkuaz ve tonlarına uyumlu bu güzel ve beni çok alımlı göstereceğinden emin olduğum :p bu şalın neden turkuaz olduğunun duygusal hikayesi ise akşam saatlerinde sürpriz sahibin sesinde anlam buldu..
Ben bu sene kurban bayramından sonra başlamak üzere yanlışlıkla bile olsa kurdele nakışına yazılmış ama planlı Kocaeli yolculuğumun plansız biçimde uzamasından dolayı mezuniyet belgemi ancak arka kapısından aldığım kursun nerede olduğunu bile öğrenememiştim :P Çok beğendiğim kurdele nakışlı bu romantik örtüyü sanki hepsinin de emanet gibi durduğu ve sürekli değiştirmekten artık yorulduğum için artık örtüsüz duran orta sehpasının üstüne yakıştırdım :)
Almayı sürekli biçimde ya unuttuğum ya da ertelediğim pembe peçete halkalarıma arkadaş gelen pembe peçetelik :) Aramızda kalsın da peçetelerimi koyacak böyle bir gerecim yoktu :)
(Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk kartpostalı yolda biraz zarar gördüğü için basmak istemedim :( )
Bu güzel, mahcup ettiği mi daha ağır basan duygu yoksa düşünülmekten dolayı verdiği mutluluk mu bilemediğim hediyeleri bana gönderen tatlı mı tatlı arkadaşım -aslında benim evladım yaşında- turkuaz rengini neden seçtiğini söylediğinde daha da duygulandım. Blog temasını değiştirdiğinde turkuaz rengi çiçeği, hem renk hem estetiği bakımından çok hoşuma gittiğini söylediğim kalmış aklında ve bunu yeni yılı karşılamak üzere gittiği Urfa'da düşünmüş. Biri kalbinde beni götürmüş taaa Urfa'lara, ne sevdiğim kalmış aklında. Ben nasıl sevmem insanları, arkadaşlarımı? Şimdi ben ne söylesem yerini bulmayacak, içimden gelen bütün sözcükler bugün neler hissettiğimi anlatmaya, ifade etmeye asla yetmeyecek.. Düşünülmüş olmak çok güzel ve iyi hissettiren bir duygu. Önemsenmek önemsemek kadar güzel ve sıcak.
Sevmek de öyle.
Teşekkürler Cansu'm.. Çok ama çok teşekkürler..
İnce düşünceli tatlı Cansu'm seni seviyorum :)
Dün yazdıklarımdan sonra bir hediye heyecan ve mutluluğu yazmak ne büyük ironi :) İşte aslında tam da bundan söz ediyordum ben :) Hediye aldığımızda ne kadar sevinip mutlu oluyoruz. Biz de ihtiyaç sahiplerini mutlu edelim. Edelim mi? Edelim, edelim :)
YARIN:YORUM YORUMLARI VE EDECEĞİM TEŞEKKÜRLER..
güle güle kullan canım.bak bu saat oldu bekledim yayınını göreyim diye..örtün sehpaya çok yakışmış..turkuazda sanaa..
YanıtlaSilCanım arkadaşım, güle güle kullan,rengi de çok hoşmuş şalın, sana ad çok yakışmış. Diğer hediyelerinde çok güzel bayıldım, güzel günlerde kullan. Hayatta her zaman böyle güzel sürprizlerin olsun....
YanıtlaSilSevenin sevdiğin bol olsun. Güle güle kullan çok güzeller, bayıldım:)
YanıtlaSilcanım benimmmm güle güle kullan.sen benım hep aklımda ve dilimdesın.begenmene çok mutlu oldum.şal çok güzel durmuş eee güzele ne yakışmazz.örtüde tam yerinı buluvermış canım benım daha güzellerini hak ediyorsun iyi günlerde kullan ve hep mutlu ol.senı çok çok seviyorum süper kadın:)
YanıtlaSilbende 8.kata çıkan kargocuları düşündümde şimdi gerçi alışıktırda onlar ama neyse senin ne kadar mutlu olduğunu anlamışlarıdr vede o 8katı çıkmaktanvede inmekten gocunmamışlardır
YanıtlaSilşalınada diğer hediyelerinide çok beyendim en güzel günlerinde herdaim yüzünde gülücükle kullanman dileğiyle o gülen yüzün tebessümlü yüzün hiç ama hiç solmasın seni seviyorum
canım güle güle kullan hediyelerini ama est paketini ve yorumunu da merak ettim açıkçası :))
YanıtlaSil