Örgü işlerine tam zamanında başlamışım. Haberlerde ülke gündemiyle ilgili çok can sıkıcı, utanç verici gelişmeleri izlerken ipi ve şişi daha sıkı sıkıya kavradığımı, dişlerimi sıkarken daha hızlı ilmekler attığımı fark ettim. Evet örgü strese iyi geliyormuş. Örgü terapiymiş.
Olanları üzülerek izlemekle yetinmekten sıkıldım artık. İzlememek, kulaklarımı tıkamak sorumluluklarımdan arındırmıyor beni. Adamın biri çıkıp rövanş aldıklarını söylüyor ve sonra da olanlara inanmamızı bekliyorlar. O kadar anlamıyorum ki hiçbir şeyi, o kadar anlamıyorum ki her şeyi. Aslında her şeyi biliyoruz. DA.. Arap saçına döndü her şey. Yoruldum, sıkıldım, nerede bir eylem var; gidip en önde yürüyesim var, eylem bitse de benim devam edesim var.
Grizu patlamış, onüç kömür karası şehidimiz var Çalışma Bakanı'nı ara ki bulasın.
Biri İspanya'ya gider, öteki zaten varla yok arası. Delirmek ve delirdiğim andaki gibi sürdürmek istiyorum hayatımın bundan sonraki kısmını..
Ekmeklerinin peşinde 520 metre derinde kaybeden emekçilere Allah'tan rahmet diliyorum.
Hepimizin başı sağolsun.
Öğretmenimkiler hafif kalır ben en ağırlarını; onbeş yıllık emektar Caterpillar'larımı feda ettim. Yerini bulsun, helali hoş olsun..
Not:Raporluyum, örgü işlerine bir günlük zoraki ara verdim :( Örgü programımın gerisindeyim. Biraz da dinlenmek istedim sanırım.
Dolunay yarış arabasını sattığı kişilere teslim etmek için İstanbul'a gitmek üzere çıktığı yolda gişelerde beklerken en kelli fellisinden manda kasa bir BMW sen gel Lada'ya arkadan vur. Bizim araç yarışlarda kullanıldığı için donanımlı olduğundan neyseki Dolunay'da hiçbir şey yok. Lada da en az Dolunay kadar sağlam ama gel gör ki BMW'nin eli yüzü haşat. Araç benim üzerime kayıtlı olduğundan aracı çekildiği parktan çıkarmak için bir takım kağıtlara en ıslağından imza atmamın yeterli olduğu prosedürleri yerine getirmek amacıyla bir araba dolusu eğlenceli insanla birlikte Kazan'a gittim bugün. Yaşadığım yere bu kadar yakın bir yerin havasının oksijen katkısından esneyerek döndüm eve..
Örme işlemlerim devam ettiğinden yorumlara sadece teşekkürle yetiniyorum :(
Blogları da ihmal ettim mecburen.
Mavi Kuş için..
önce geçmiş olsun diyorum içimdeki duyguları o kadar güzel yazmışsınız ki ben birde dişlerimi sıkıyorum her sabah diş etlerim sızlayarak uyanıyorm hırsımı alamıyorum yürüyorum bilmeden görmeden hangi sokak hangi cadde inanın kan ter eve geliyorum ama hala içimdeki sıkıntıyı atamıyorum sevgi ve dostlukla..
YanıtlaSilgeçmiş olsun.ben de seni bekliyordum.
YanıtlaSilgelseydin beraber esnerdik
canım ne oldu geçmiş olsun. sıkma canını nolur üzüldüm bak şimdi ne oldu kocaman öpüyorum sevgiler..
YanıtlaSil