5 Kasım 2009 Perşembe

TÜRK POLİSİ YAKALAR, TAM GAZ DOMUZ GRİBİ AŞISI


-Alo?
-Ben cinayet ve gasp büro amirliği dedektiflerinden ...
Şok öncesi sessizlik, nutuk tutulumu, baştan aşağı dökülen kaynar suyun vücutta yarattığı yangı hissi.
İç ses: Cinayet mi? Gasp mı? Neler oluyor?
Sessizliği bozan dedektif:
-Gülen Tezer Üstün'le konuşabilir miyim?
-Benim ama neler oluyor? Bizim ilgimiz yok, hiçbir şey bilmiyoruz.
Hafiften güldüğünü düşündüren ses tonuyla dedektif:
-Gülen hanım siz bir kaç gün önce ...
-Dedektif bey, ben hep evdeyim, inanın hiçbir yere çıktığım yok. Tanıklarım var.
-Gülen hanım sakin olur musunuz?
-Sanmam. Bir cinayet ve gasp dedektifi beni neden arasın, ben sizleri sadece tv dizilerinden bilirim. Aklım ermeye başladığından beri sinek bile öldürmüyorum ben. Bir yanlışlık olmalı.

(telefon numaramı bildiğine göre kesin şüpheliyim:( )

-Adresiniz ... .... .... mı?
-Evet ama?
-Gülen hanım bir kaç gün önce (sözünü kesmeme fırsat vermeden hızlı hızlı konuşmaya devam ediyor, gözümün önünde sorgulandığım masanın üzerini aydınlatan lambanın loş ışığı, kulağımda 'konuş' sesleri, bu sesler karşısında tirim tirim titreyen ben) nüfus cüzdanınızın da (dediği an derinlerden gelen bir oh sesi çıkarıyorum, kalp atımım hissedilir şekilde düzene giriyor) içinde bulunduğu bir dosya kaybettiniz mi diyecektim ben aslında?
-Evet (diyorum sakince. Utanmış olduğumu belli ettiğimi anladığım an da yüzüm kırmızıya çalıyor.)
-Dosyanızı ben buldum. Evinize kadar getirecektim ama bugünlerde biraz yoğunum. Gelip alabilir misiniz acaba?
Araya serpiştirdiğim öksürükle desteklediğim hasta sesimle:
-Size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Telefonla arandığımda bu ihtimali hiç düşünmemiştim, hani cinayet gasp dediğinizde korktum haliyle.. Tekrar teşekkür ediyorum. En kısa zamanda gelip alırım belgelerimi. İyi günler.
-İyi günler..

Pazartesi günü, başlaması yılan hikayesine dönmekten son anda teğet geçen biçki dikiş kursuna kaydımı yaptırmaya hastalığım nedeniyle ben gidememiş bu görevi yolu zaten oradan geçen babam üstlenmişti. Kaydım, hiç görmediğim öğretmenim tarafından 'hani beni sık sık arayan kızcağız mı?' şeklinde hatırlanarak yapılmış ve hasta olduğumu söyleyen babama 'bir kaç gün dinlensin' demişti kendisini sadece sesinden tanıdığım öğretmenim.
Öğleden sonra eve çok üzgün gelen babamdan belgelerimi kaybettiğini öğrendiğimde babama bir şey olmasındansa belgelerin kaybolmasını yeğlemiş ve içinde nüfus cüzdanı, vukuatlı nüfus kaydı örneği ve diplomamın olduğu dosyanın kaybına hiç üzülmemiş babamı da asıl o üzülürse üzüleceğim konusunda ikna etmeyi başarmıştım. Yarın gazeteye kayıp ilanı vermeyi düşünürken korkuyla başlasa da müjdeli haberle son bulan telefon konuşmasıyla mutlu olma halleri.
Belgelerimin bir dedektif tarafından bulunmuş olmasına ne demeli :) Para, telefon kaybetmekten hiç korkmadım nüfus cüzdanı kaybetmekten korktuğum kadar. Bulunmuş bir nüfus cüzdanıyla başıma gelebilecekleri düşünüyorum da.. Şanslıyım ben, iki kez de pasaport kaybetmiştim. İkisinde de bulunmuştu, ben hiç çaba harcamadan. Ben kaybederim onlar bulur. Çok savruk bir kişiyim ben :/

Gelelim domuz gribi aşı hikayesinin ikinci ama sonuncu olmadığını bildiğim perdesine.
Dün tam kırkbeş dakika uğraştıktan sonra doktorumla konuşabilme şansını yakaladım sonunda ama sinir yaylarını yatağına sürülmüş bir mermi gibi hedefe bir atımlık mesafede bekletiyordum. Salgın olup olmadığı hala netleşmeyen bu ne idüğü belirsiz domuz gribi çevresinde kazan içine atılmış insanın yahni kıvamında pişmesini beklerken dönerek dans eden yamyamlar gibi dönüp duran bilgi kirliliği, komplo teorileri, olumluolumsuz bütün düşünceler doktorumdan duyacağım tek bir sözle silinip gidecek sandım aklımdan..
'Hocam ben Gülen. Nasılsınız?'
'A Gülen merhaba, iyiyim, sen nasılsın?'
'Hocam ben iyiyim ama bu domuz gribi aşısı hakkında ne yapacağım ben? Olayım mı olmayayım mı?'
'Gülen sen oraya buraya girip çıkan aktif bir insansın. Bence ol'
Evet rahatladım, yirmi senedir birbirimizin dilinden anladığımız, aynı amaç uğruna çalışan, bir mücadelenin aynı tarafa çalışan neferleriydik biz doktorumla. Bir kez olsun başka bir doktora gitme ihtiyacı hissetmediğim kadar güvendiğim, ona danışmaksızın hiçbir şey yapmadığım, gençliğimin tanığıydı doktorum.
Aşıyı olacaktım. Kararımı vermiştim ve aşıyı olacaktım. Doktorumla olan konuşmayı babamla Hakan'a aktarırken 'bence' sözcüğü beynimde şimşek etkisi yaratana kadar bu aşıyı olacaktım. Daha önceki yıllarda grip aşısı olup olmamam konusundaki fikirlerini sorduğumda doktorum kesin bir dille 'hayır hayır, grip aşısı olmanı istemiyorum' derken şimdi neden 'BENCE' demişti? Aslında söylemek istediği şuydu; eğer evde oturan bir insan olsan bu aşıyı olmana gerek yok ama oraya buraya gitmen nedeniyle bu aşıyı olman gerekir' Dün ve ben bu yazıyı yazarken aşı konusundaki fikirlerimin kaç kez değiştiğini sayamayacak kadar yorgun hissettim kendimi. İşin en entirikacı yanı ise aşı ile ilgili olan düşüncem ya çok olumsuz ya çok olumlu; bir an 'kesinlikle olacağım' deyip kendime huzur ortamı sağlarken o domuz şey birden bire yine ele geçirip düşüncelerimi 'hakkında bu kadar konuşulan aşıyı ben neden olacakmışımki' deyip az ön
ce aşı olacağı konusunda kendiyle sözleşme imzalamış olan diğer bana kızıyor :( Aşı düşünce olarak nötr bir profil çizmekten çok öte. Yani ne yapacağına karar verememiş biri dolaşıp duruyor buralarda gergince..

Başbakanın bile olmayacağı aşıya ben nasıl güveneyim, bilirimki kendisi ıslak zeminde yürümez. Onların canı kıymetli ya, o olmuyorsa ben neden olayım ama kayıp vakalarına bakıldığında grafiğin bağışıklık sistem hastalıkları ve kronik hastalık sahipleri üzerinde yoğunlaştığını görünce de ciddi bir riskle karşı karşıya kaldığım gerçeğiyle huzursuz oluyorum..
Bugün aşı peşine düşüldü. Yakındaki sağlık ocağına bilgi almaya gidildiğinde personelin 'bilgilerimizin sizinkilerden hiçbir farkı yok, aşı henüz gelmedi, cuma günü toplantı yapılacak, pazartesi günü de aşıların geleceğini söylediler' şeklindeki bilgi ve akıl karışıklığıyla eve dönüldü. Adım gibi eminim, ben o aşıyı olmak için sağlık ocağına gider aşıyı olmadan sandalyeden kalkar bir dakika sonra geri döner aşı olmak istediğimi söyler sonra yine vaz geçerim.. Bu sıkıntılarımın hesabını kimden soracağım konusuna kafa yormaya bile zaman ayıramadım henüz.

Haftaya pazartesi biçki dikiş kursuna başlasam iyi olur. Aksi halde kısa yoldan diplomamı veriverirler elime. Biçki dikiş örtmenleri çok prensip sahibi oluyor :) Aslında hani patiska üzerinde ilik açma çalışmalarından kurtulsam ne iyi olurdu :D

BİR DOMUZ GRİBİ AŞISI HİKAYESİ YORUM YORUMLARI:

Öğretmenim; söylediklerinin hepsine katıldığımı söylememe gerek olmadığını beni tanıdığın için bilirsin ama bugüne kadar domuz gribi ve aşısı hakkında susmayı tercih ettiğim de fark edilmiştir sanırım. Bir senaryonun açık ve net, gözle görülür biçimde oynandığını görsem de konu sağlık olunca ne yazık ki serinkanlı olmayı beceremiyorum, hangi bilginin doğru olduğunun ayırımını yapamadığımdan ve bağışıklık sistem hastalık sahipleri tarafından da okunduğumu bildiğimden susma ihtiyacı hissettim. Doktorumun verdiği onay bile tatmin etmemişken beni, bu vakanın aslında asıl sorunun üzerini örtmekten ibaret bir senaryo olduğunu anlamamış olamam.
Kayıpların hastaneye başvurma şikayetleri ile epikrizleri arasındaki fark kafa karıştırmıyor değil ama kayıpların kronik hastalıklarla mücadele eden kişiler oldukları açıklanınca orada işler sarpa sarıyor. Ya doğruysa diyorum, doğru olmadığından o kadar eminim ki ya doğruysa diyorum çünkü ben hem de yanıbaşımdaki yatakta yatan sistem hastalığı olan birinin hayatını gripten kaybettiğine tanık olmuş biriyim.. Zor bir karar aşamasındayım, ya evde oturup bu salgının geçmesini bekleyeceğim ya da aşıyı olup sosyal hayatıma devam edeceğim..
Bu ülkede istifa edecek onurlu kim var?

Polsera'm; postanı aldım ama yanıtlayamadım, kaç kez denedimse de işin içinden çıkıp yazamadım :( Kafam karmakarışık. Aslında postanı buraya taşımak isterdim. Çok özür diliyorum..

nrhnmrl'm; sana 'm eki eklemek komik oluyor :) Hepimizin kafası allak bullak oldu :( Kronik iki hastalıkla mücadele ediyorum ben, yoksa bu aşıyı olup olmamayı kesinlikle sorgulamazdım bile ama şimdi öyle bir çelişkide kaldım ki sanki hayatımın en zor seçimini yapmak zorundaymışım gibi hissediyorum kendimi ve bu durumdan hiç hoşlanmıyorum :( Doktorum 'bence' dememiş olsaydı gözüm kapalı gider olurdum ben bu aşıyı. Ne aşıymış be :( Bilgi için çok teşekkür ediyorum. Siz de dikkat edin.

Palyözi'm; sonradan olma kardeşim :)))) günde kaç kez fikir değiştirdiğimi bir bilsen. Nalan abla bilir, uzun bir koridoru var evimin. O koridorda volta atarken kaç kez fikir değiştirdiğimi bir bilsen. Hala soruyorum, kimin ne hakkı var bana bunları yaşatmaya? Sıkılıyor canım işte :( Sana da sevgiler..

sesi'm; senin kötü seçeneğin kafanı kurcalaması durumunu bu üçüncü gündür sürekli düşünüyorum. Sinir sistemim gergin yaşıyorum :) Tınnn diye ses çıkıyor sinirlerimden :) Kayıp isimlerinin gizlenmesi hasta haklarına saygıymış, sen hasta ve insan hakkına bu kadar saygılıysan 100 euro tutan H1N1 testi yap önce. 100 euroluk bile değersiz hissettirmek zorunda mısınız bizi? Ne yapmak istediklerini anlamak için dahi olmak gerekmiyor aslında, Türkiye bu H1N1'le uğraşırken GDO'yu geçiriverdiler mesela..
Bu ülkede yaşamak her zamankinden daha zor olacak gibi görünüyor.. Evet bir kaç senedir kontrol altında tutulan sle (sistemik lupus eritematozus) ve bir sene önce tanısını aldım skeloderma da bağışıklık sistem hastalığı. Vücudumun direnip direnemeyeceği bir soru işareti olduğundan riskli gruptayız ve ben bu aşıyı olmak istemiyorum ama yazının sonunda durum ne olur bilemem :P

sufi'm; farkında değil miyim sanıyorsun, ah sufi'm ah. Yazdan beri Sağlık Bakanı'nın 'en az beşbin kayıp vereceğiz' söylemleriyle aşıya ısındırma çalışmaları yaptığı gözümden kaçtı mı sanıyosun? Pazartesiye kadar ben de rahattım, aşıyı kesinlikle düşünmüyordum ama..
Sağlıkları benimle aynı koşullar altında olan kişiler şu bir kaç günkü ruh halimi anlayacaklardır, söylediklerinin hepsinin farkında olsam da daha önce gripten dört ay kalkamamış biri olarak tedirgin yaklaşımımı normal karşılamaya çalışıyorum. Keşke hijyen gibi zaten yerine getiriyor olduklarım riski elemine etmeme yeterli önlemler olsaydı.. Endişelerden uzak bir hayatım olamaz benim ne yazık ki. Aşı karmaşasını çözdüğümde öyle bir güleceğim ki :)

Nalan ablam; başladım, yapıyorum ve olumlu etkisini görmek için gereken mesajı da beynşme pompalamaya çalışıyorum. Mümkün olsa takmayacağım da kötü deneyimlerden kaynaklanan anıların izlerini silmek kolay olmuyor :( Tuzlu su serum fizyolojiktir ve iyi bir şeydir :P

Bizim Gibiler'im; anladığım kadarıyla virus tanınmamakla birlikte kişiden kişiye göre değişiklik de gösteriyor . Belirtileri üzerindeki öngörüler onüç yaşındaki kız çocuğunun kaybından sonra (eğer o çocuk H1N1 nedeniyle kaybettiyse hayatını) yerle bir oldu. Belirtilerde yüksek ateş diyorlardı ama kızın hiç ateşi olmamış çünkü kız virusu olduğu gibi alıp kabul etmiş ve vücut hastalıkla mücadele ederken çıkan ateş hiç çıkmamış.. Ankara kayıpları için de aynı durumun söz konusu olabilme ihtimali tüylerimi diken diken ediyor. Ya bu bilgiler doğruysa? Ya o an vücudun en zayıf olan yerinde tutunuyor ve yalancı bir başka hastalık tablosu çiziyor da ancak otopside anlaşılıyorsa durum feci. İki seçenek var ya bu bilgilerin doğru olduğuna inanmak ya da otopsi raporlarının kafaları karıştırmak, gerilen bir ortam hazırlamak için bir senaryonun parçası olduğunun kanıtlanması.. Moralim iyi değil ne yazıkki :(

Funda'm; telefonda da konuştuğumuz üzere kafam karmakarışık. Ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim net değil. Öyle düşünüyorum olmuyor, böyle düşünüyorum o da olmuyor. Başladığım yere dönüyorum. Kendi doktorumun 'bence ol' önerisini hafta başına kadar bir daha düşüneceğim. Aradığın için çok sağol canım..

Dalgaları aşmak; ne şanslısınız. Keşke sizin kadar rahat olabilseydim. Ben de takar maskemi kursuma gider gelirdim güzel güzel. Grip virusu hakkında bilgi sahibi olmayan biri değilim, koşullarım gereği normal koşullar altında yaşama şansına sahip insanlardan çok daha fazla bilgi sahibi olduğum içindir bu huzursuzluğum. Panik yapıyorum çünkü geçen yıl normal grip nedeniyle diğer hastalıkları nükseden 17 bin kişi ölmüş Türkiye'de dediğiniz o diğer grubun içindeki hastalıklardan iki tanesiyle mücadele ediyorum ben. Aileniz ya da yakın çevrenizde bağışıklık sistemiyle ilgili bir hastalığı olan var mı ya da sle ve skeloderma hastalıklarıyla ilgili bilgiye sahip misiniz?
Benim böyle lükslerim yok ama size isveç şurubunuz, maskeniz ve güçlü bağışıklık sisteminizle birlikte güzel ve sağlıklı günler diliyorum..

Kağıttan gemiler; annene üzüldüm :( Aynı tedirginlik ve çelişkilerin sizin evinizin de gündem maddesi olduğunu bildiğimden diyorum ki Allah yardımcımız olsun.. Bu iki gün içinde posta yazmaya fırsatım olmadı ama aklım sen ve annende. Sizin fikriniz nedir, öğrenmek için iletişime geçsem olur mu?
Sağlıkla birlikte mutlu günler dileğini senin, annen ve ailen için de ben diliyorum..

cansu'm; enfeksiyon doktoru bile aşıya karşıyken!
Ya ben ne yapacağımı bilmiyorum artık :( Küçücük bir şeyden başıma gelen sağlık sorunlarını düşününce sıtkım sıyrılıyor. Kendimi hiç bu kadar sıtkı sıyrık hissetmemiştim. Bu sıtkı sıyrık kimdir onu da biliyor değilim :) Sıtkı Sıyrık diye biri var mıdır acaba; ay çok merak ettim şimdi bak :) Şu an hiçbir şeyi umursamayacak derecede çıldırmak istiyorum..

kekikkoku'm; sana da çok geçmiş olsun canım, bilirim astmanın ne kadar zor olduğunu :( Ağır geliyorsa grip aşısını neden olman gerektiğini söyleyenleri anlamıyorum :( Sen sana iyi gelenle gelmeyeni bilirsin, olmayınca daha iyi hissediyorsan grip aşısı olma. SGK adı altında birleştirilen sağlık sistemine karşı olmam gibi, bu hükümetin yaptığı hiçbir şeye inanmadım güvenmedim. Yaptıkları her işin altında mutlaka bir hinlik aradım. O konuda hemfikiriz. Hastanelerin durumu hakkında söze gerek var mı, ne değişti? Salgın olup olmadığı hakkında hala bilgi de veremediler üstelik. Sigorta şirketleri salgın olup olmadığı konusundaki açıklamayı bekliyor. Aşıya olan güvensizliğimin yanında benim içinde bulunduğum özel durumdur benim asıl canımı sıkan. Kuş gribinde hiç hissetmediğim sıkıntıları yaşıyorum ve böyle hissetmemde basının çok büyük etkisi olduğu gerçeğini de itiraf ediyorum. Benim bağışıklık sistemimi güçlendirmem sizlerin aynı şeyi yapmanız gibi değil. Ben bağışıklık sistem baskılayıcı ilaçlar kullanıyorum. Çok çalışmam lazım çooook :P Kendi çocuklarına eksik doz aşı yapılsaydı bu zerzevatlar ne yapardı, ne hissederdi çok merak ediyorum!
Ah ben anlıyorum da gel gör ki enfeksiyon bölümünde onyedi gün günde üç doz serum alarak ağrılı, yangılı zona tedavisi aldığında Gülen yirmidört yaşındaydı. Zona geçirme nedeni: bağışıklık sisteminin normal çalışmıyor olması. Nasıl rahat olayım? (blogda hiçbir zaman hastalıktan söz etmeyecektim güya :( Bu kadar çözüldüğüme inanmıyorum)

SEM'im; ben de bu aşıyı kesinlikle olmazdım, pazartesiye kadar aklımda bile yoktu ama benim durumumda olan biri için şart diyorlar; ben ne yapayım? Sen söyle, ben ne yapayım? Risk grubundayım. Kimse kimseye ol ya da olma diyemiyor. Herkes ben olacağım ya da olmayacağım diyor. Nasıl bu kadar üçe bölündük. Aklım almıyor; aşı olacaklar, olmayacaklar ve kararsızlar. Kötü haber; ben bu üç gruba da dahilim :(

Belgin'im, Almanya'daki kız kardeşim; umarım küçük cadım iyileşmiştir. Ne olur dikkat edin. Bir de sizin için üzülmeyelim :( Kafalr bulandı artık, kim ne yapması ya da yapmaması gerektiği hakkında olumlu olumsuz bir fikir sahibi değil :( Kimler ne için yazdı ve oynuyor bu senaryoyu görürüz yakında..
Şu yazıyı yazarken bile en az dört kez fikir değiştirdim. O kadar çaresiz hissediyorum ki :(
Ben de çok öpüyorum canım..

nazardeymesin07; çok teşekkür ederim. Bir gülü tarif etmem istenseydi inanın yapamayacağımı bildiğimden denemezdim bile. Gülü kendini beğenmiş bir çiçek olarak görmüşümdür hep nedense. Sevdiğim şeyleri anlatmayı çok seviyorum. Samimi olmayınca nasıl olunur onu bilmiyorum işte. Zaten uzaklaşmışken bu kadar kendimizden arkadaş dediğimiz insanlara olan yakınlığımız belki kendimizi kendimize yakınlaştırır. Dileklerim gerçekleşirse hepinize Küba'dan kart atarım :) Dünya da çok güzel olur..

Funda'm; senin ten rengin kızılı da kaldırır. Üstelik çok da yakışır. Yerinde olsam hiç durmam kızıllaşırım :) Hayallerim gerçek olur mu? Olduğu ihtimalini düşünsene bir. Sadece sıtmayla mücadele eden Afrika ülkeleri var, sıtmadan ölen binlerce çocuk var hala bu dünyada :(

Gönülden ele'm; nergis istedi canım şu anda :/ Bana armağan edilmesinden hoşlanacağım tek çiçek nergisdir neredeyse.. Hakan evli değilken Ankara ziyaretlerinden birinde nergisle çalmak için kapımı elindeki koca çantayla Aşti'den Kızılay'a gitmişti. Sedef'in yazdıklarının yanında benimkilerin esamesi okunmaz. Sedef yanlış meslek seçmiş insanlardan biridir. O hem el becerisi, hem de yazın gücü olan biridir. Beden eğitimi bölümüne de dereceyle girdi; nasıl bir insandır; ikizim olmasına karşın hala anlayabilmiş değilim :P Uygun zamanında aramak istiyorum seni.

Nalan ablam; açmamak değil, ev ebatlarını biliyorsun kim bilir nerede çaldır durdu :( Operaya kasım ayı içinde gideceğiz; domuz gribi paranoyasından cesaret edebilirsem tabiiki çünkü Aida'nın sadece bir perdesini izleyebildim :( Uçuk dudak üstüne sıçradı ama ağrısı azaldı neyseki.

Polsera'm; çok teşekkür ediyorum. Ben uçuğa değil uçuk bana vurdu :P Bactroban ileri derecede sevdiğim bir ilaçtır :D Kendisini sevgiyle anmanın tam zamanı. Nalan ablam bilir ben bir yanık vakasına imza atmıştım da Bactroban iyi gelmişti. Zovirax 2mg. favorimdir ama önerini dikkate alacağım. Böyle mimleri seviyorum ben, kap okuyalım :) Ben de öpüyorum böyle hüp hüp (hüp hüp ne; bilmiyorum :P)

İKİSİ BİR ARADA MİM YORUM YORUMLARI:

Öğretmenim; çok teşekkür ediyorum. Benim her zamankinden ve herkesten daha fazla dikkat etmem gerek. Sıkıntılı zamanlar.. Virgüllerle aram iyi değil. otomatiğe bağlayınca nerede kullanacağımı bilmediğim virgülleri istemiyorum hayatımda :P En çok da bir edebiyat öğretmeni olarak sizden utanıyorum :( özür dilerim,,,,,,, özür dilerim,,,,,

Nunu'm; sen de mutfağın kontesisin o zaman :) bu söz ve iltifatları hak etmek için ne yaptığımı düşünüp düşünüp duruyorum ve sonunda özel bir çaba sarf etmediğim bir şey yaptığımdan dolayı övgü alıyor olmaya hiçbir zaman alışamayacağım sonucuna ulaşıyorum. Sedef'in esprileri, hele bizim birlikteyken olan esprilerimiz için ne kadar gülersin acaba Nunu'm :) Teşekkürler bu güzel sözler için.

Sufi'm; merhamet, sevgi ve vicdan duygularından fakir bırakmasın Allah demişti Ali abi. Çok sevdiğim bu cümlenin özeti hayat erdemimiz olmalı. İstediğim her şeyin gerçekleşmesini bütün aklım ve kalbimle istiyorum. Geçmiş olsun için teşekkürler..

Sevimli hayat'ım; hakkımda düşündüklerin için çok teşekkür ediyorum. Yorumuna yorum yapabilmek bugüne kadar yazdığım en uzun yazıdan daha çok düşündürdü beni.. Bu son derece zarif ve incelikli düşüncelerin beni mutlu ettiği kadar tedirgin de ediyor. Ben yanlış ve hata yapmayı da seviyorum, bir gün yanlış yaptığımda da aynı şeyleri düşünür müsün hakkımda :) Bakışımla ilgili hayat duruşumken yazdıklarım, benim için ne kadar güzel şeyler yazmışsın. İnan ben artı bir şey yapmıyorum, bu kadar övgüyü hak edecek bir şey yapmıyorum ve böyle sözler duyunca çok şaşırıyorum, utanıyor ve kızarıyorum. Ve yine ve sadece teşekkür edebiliyorum sana..

Belgin'im; yazım kuralları noktasız ve virgülsüzce çok güzel ama anlam bütünlüğü sağlanamamış olurdu :) Ben öyle demek istememiştim, yanlış anlaşıldım cümlelerini daha sık duyardık :) Noktaya da virgüle de çok ihtiyacım var. Susasım yok, susmayı kendime eziyet gördüğümden cümleler uzayıp gidiyor, bir nokta bulabilmek uğruna ne taklalar atıyorum bir bilsen :/ Hayallerimin gerçek olması hepimizin yararın; kişisel dileğim olan Küba ziyareti bile :) Ha ben görmüşüm, ha siz :) Telefon konusununda aydınlatacağım seni..

Bizim Gibiler'im; sağol canım. İltifat için teşeşkür ediyorum. Okuyamazsın yazdıklarımın ilgi alanlarına girdiği arkadaşlarımın mağduriyeti için seçilmiş bir başlık :) Hani uzun, hani ne nokta, ne virgül hak getire ya. Yoksa ben kimim ki siz beni okuyamayacaksınız :)

SEM'im; sağol canım. Uçuğun kabuğu ani bir kararla ardında hafiften kanlı bir lezyon bırakarak terk etti bir kaç gündür barındığı yeri. Ah benim Kübam! Ahşap kapıların önünde ellerinde enstrümanlar Latin ezgilerinin çalındığı varoş sokaklarında Küba'nın, bacaklarında puro saran kuzguni siyah saçlarını dalgalarından iri halka küpeli melez kızların akşam iş çıkışında gittikleri dans salonlarında kıvrak bellerini dans partnerlerinin hünerli ellerine teslim ettiği anda başlayan ezgilerin dansla buluştuğu an.
Küba'dan Ankara soğuğuna düşmek! Dikkat ediyorum, sen de et..

cansu'm; senin için hissettiklerimdi onlar. Sen iyi ve sakin birisin, ne güzel :) Hep sen mimleyecek değilsin ya :) Ben de senin yanıtlarını okumaktan mutluluk duyacağım.

İKİZ KARDEŞİME TORPİL GEÇİP ONUN YORUMUNU BURAYA İLTİCA ETTİRDİM:
sedef dedi ki...
O'nun sözcükleri..
Havada asılı kalmaz, anlamlarını yitirmez..O'nun sözcükleri aciz, beceriksiz değil..İçi boş balon gibi eskimiş değil.. Sıcacık, içten hemen sahipleneceğin, benim gibi sanki diyebileceğin...
'VAR' duygusu anlatılabilinir de 'HİÇLİK' nasıl anlatılır ki?..O'nun sözcükleri 'VAR' algısının içinde 'HİÇLİĞİ' anlatabilir...Sihirli sözcükler..
O'NUN SÖZCÜKLERİ....
Kimi zaman öfkeli, hışım içinde burnundan soluyan...Kimi zaman uçsuz bucaksız, masmavi bir gökyüzünde salınan bir çift kanat gibi özgür..Bazen şımarık bir çocuk; ceviz ağacının en tepesinde baş aşağı sallanan...Kimi zaman çok şen bayramı yaşayan..Bir bakmışsın hüzünlü, ağlayan bir çift göz.. Bazı zamanlar kavgalı kanlı, bıçaklı.. Çoğu zaman beyaz bir güvercin olmuş zeytin dalı uzatan..Kimi zaman bir itiraftır pişmanlık yasasını reddeden...Bazen utangaçtır, yüzü kızaran.. Arsızdır kimi zaman hiç üzerine alınmayan..İnatçı oluverir birden yapışıp bırakmayan...
Gerektiği zaman itirazdır en şiddetlisinden haksızlığa karşı.. Her zaman merhamettir, sevgidir,sadakattir insanına karşı..
SÖZCÜKLERİN EN HANIMEFENDİSİ...
Düşlerini en gerçekliğiyle anlatabilen,gerçekleri en masalsı hale getirebilen...
Sözcükleri en vurucu silahı olan..
Sözcükleri sevgiyi en güzel anlatan..
Bir de virgülü olsa...

02 Kasım, 2009

sedef'im; elma yarım, ikiz yarım; bütün foyamı çıkardın ortaya, altı üstü virgül dedikti ama :) Benim için yazdıklarının başkası için yazıldığını düşündüğümde aklımdan 'dengesiz mi ne?' diye geçirirdim :) Yeni etiketim için teşekkürler :D Görüşünce hesabını verirsin artık :P
İmza: bir denge yoksunu :P

3prenses'im; çok teşekkür ediyorum. Beni anladığını biliyor olmasaydım keşke; bu cümlemin ne anlama geldiğini anladığını biliyorum. Aynı tedirginliği yaşadığını biliyorum, yaşamasaydık keşke ama yapacak bir şey yok. Bilgi akışına devam edelim. Hangimiz ne öğrenirse diğerine aktaralım. Şimdi saatlerimizi ayarlayalım :P Rüyana ilk okuduğumda da gülmüştüm, şu an da gülüyorum. Bu rüyaya olan tedbirli yaklaşımım hiç değişmeden sürüyor :) Aman dikkat Amerikan uydusu düşebilir :)

Gönülden ele'm; nasıl yapıldığını fotoğraflarsan çok sevinirim. Erdim'e yapmak istiyorum. Yoksa geç mi kaldım söylemekte? Ben de söylemem çocuklara merak etme. Yorumların nereye kaybolduğuna aklım ermiyor :( O kadar çok yorumum yok oldu ki balon olup uçtu sanki :(

Bahar'ım Yorgun'um; canım, sana kaç kez nerelerdesin diye yorum bıraktığımı hatırlamıyorum :( Nasıl oluyor anlamıyorum ama yorumlarım bazı zamanlar yerlerine ulaşmıyor :( Özlem, Nefise, Gönülden ele, Bizim gibiler'e de yazdığım yorumlar ulaşmadı kaç kez :( Merak etmez miyim hiç; bu arkadaşları merak etme yüzünden kalbim kırık olsa da merak edip araştırıp soruşturmaz mıyım hiç seni.. Yanında bir demet papatya ve nergis eşliğinde geçmiş olsun DİLEĞİ KABUL EDER MİSİN?

Asortiğim krebim; teşekkür ediyorum canım. En az senin kadar desek de mahcup etmesek bu Gülen'i? Mimlerin de insanların kendini ifade etmeye yardımcı olduğunu düşündüğümden asıl ben teşekkür ediyorum mim için. Eklemek istediğim bir şey olduğunu fark ettiğimde iş işten geçmişti. Sorulmasın artık dediğim şeyi blog bazında düşündüğüm için aklıma gelmedi ama üstüme elzem olmayan konulara da burnumu sokmayı sevdiğimden 'avukat mısın sen?' sorusu da sorulmasın artık dediklerimden.. Başkasının başına gelmiş bile olsa haksızlıklara dayanamıyor ve müdahale etmemek için kendimi durdurmak istemiyorum çünkü..



Hastayım ama yormayacak biçimde pilatesi aksatmıyorum ve çok rahat ediyorum.

Hepinizi sevip öpüyor uyumaya gidiyorum şimdi :)
Bir hatam eksiğim varsa da özür diliyorum..

7 yorum:

  1. nüfus cüzdanının bulunduğuna çok sevindim.. ama memmurla telefonla konuşurken ki haline koptum:)sorgu masası lamba sen "konuşşşşşşşşş" ahahahhaa valla film gibi canladndı gözümün önünde:):)
    grip aşısına gelince ben de kesinlikle aşı olmamaaaa taraftarıyım!!
    allaha emanet memleketin hali ne yazık ki!!

    YanıtlaSil
  2. bu aşı bu hastalık ne zamana kadar devam edecek acaba her uzamn diye birilerinden bir sesler birinin dediğini diğeri tutmaz artık tv.izlemiyorum yumurcaktan başka yani
    hala olacakmıyım olmayacakmıyım bende bilmiyorum
    biçki dikiş kursun hayırlı olsun canım
    kafa dağıtmak için dikiş örgü gibi işler çok iyi geliyor insana yani ben öyleyim
    hastalığın konusunda rabbim her daim yardımcın olsun canım
    aşı konusunuda doktorunuzla daha iyi konuşarak içindeki şüphelerden kurtulabilirsiniz içinizi kemireceğinize doktora neden bence dediniz acaba diye soru bence

    YanıtlaSil
  3. :))))))))))
    Ya gülencim korkunamı güleyim,
    yazınamı bilemedim..
    amabu ülkede insan ''polis'' sözünden Çok ürküyor haklısın.
    hayat bize hiç yaşatmasın böyle basit bile olsa tecrübeler !!
    belgelerine gerçekten sevindim ..
    çok geçmiş olsun dileklerimle sevgiler yolluyorum sana canımç.
    acil şifalarla..

    YanıtlaSil
  4. Gülenim, sen ne haltlar karistirdinda, böyle polis lafini duyunca bu kadar korktun bakayim?
    Ah birde seninle konusabilsem, bu yazdiklarini agzindan dinlesem, ne güzel olurdu.. Sagol canim, kücük cadimiz Allaha sükür iyi, bu gün yine okula basladi:) Sende kendine iyi bak, oraya buraya fazla girip cikma, otur iste güzel güzel evinde, gezenti nolcak:Pp
    Öptüm seni cokcaa:)

    YanıtlaSil
  5. Sen böyle suçlu gibi savunmaya geçtiğin için adam şüphelenmiştir senden:))
    Siyasiler kafaları karıştırmak için bu kadar uğraşa dursun ben kesin kararımı verdim. Çocuğuma ve kendime aşı yaptırmayacağım. Umarım sen de bir an önce, hakkında hayırlısı olacak kararı verir ve bu kafa karışıklığının verdiği sıkıntıdan kurtulursun canım benim.

    YanıtlaSil
  6. Sevgili Gülen'im;
    Hastayım diyorsun şu yüreciğime kor ateş koyuyorsun.40 kere "hasta değilim" de ne olur.Kov başından endişe ve vesveseleri.Sen virüslerden büyüksün onlara hükmet ki terkedip gitsinler seni.Dualarım seninle canım sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  7. yazıyı okumaya başlayınca dedim ne oluyor:)) cüzdanı bulduğuna sevindim.aşı konusunda karar senin canım tabiki en sağlıklı kararı vereceğinden eminim.
    hastasın gözlerin ve renginde öyle diyor.ha ayrıca yüreklendirdin şimdi beni çoğu arkadaşım kızıl sana gitmez sen esmersin dediler.bende bi an kendimi arap sandım:))öpüyorum yanacıklarından

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails