5 Haziran 2009 Cuma

BİR TAŞLA KAÇ KUŞ VURULUR?

Bir taşla bir, bilemedin iki, şanslı günündeysen üç kuş vurabilirsin ancak.Ben dün bir taşla kaç kuş vurdum?
Sevgili kaıtı ustası Nalan ablamın haberdar ettiği Ege Fuarı'na gitmeyi planlayarak olaydan habersiz Hakan'ın kalbini bir kez :P daha fethettim.Böylece de ilk kuşumu vurmuş oldum.
O ilk kuşu vuran taş var ya, sekti fuara giden o tozlu yolda 10 yaşımdan 16 yaşıma kadar birlikte yatılı okuduğum arkadaşımı da vurdu.Ne karşılaşma, bir ağlamadığımız kaldı.Kısa da olsa eskilerden söz ettik.Pilav gününde buluşmak üzere ayrıldık.
Ege yöresine ait güzel ezgiler tarafından karşılandığımız turumuza gezme işini bitirip Nalan ablanın standının bulunduğu ikinci katta daha rahat zaman geçiririz diye düşünerek ilk katla başladık.İkinci günü olduğundan mıdır, sıcaktan mıdır, duyurulmadığından mıdır nedir fazla yoğun değildi.Rahatça gezebildik.
Egeliler Halkevinin açtığı serginin öğretmeni Selma Balkan aslında Ankara'ya bir yurtdışı bağlantısı için gelmiş.Rastlantı bu ya, fuar organizasyonu olunca da katılmışlar..Kasnakla yaptığı iş sabır yoksunu biri olarak bu tür iş yapanlara bir kez daha saygı duymama neden oldu.Yöresel kostümüyle şık ve konuklarıyla çok ilgili olan sanatçı Selma Balkan sergisinin fotoğraflanmasına izin verdi.
Sonra kendimizi şarap kokularını takip ederken bulduk.Plastik bardakların dibinde :P tattırım yapan Selcen Şaraplarının standına geldik.Bu arada Nalan abla da bizi yukarıda beklemeye devam ediyor :/ Bizden başka bir çift daha vardı ve evli olduklarını düşündüğüm bu çiftin erkek olanı laptop çantasına bir kaç şişe şarap sığdırmaya çalışıyordu; bir de devam eden masa başı bir tatlı şarap sohbeti vardıki dahil olmasam oracıkta çatlayıverirdim..Daha da yaklaşınca bize hangi şaraptan istediğimiz soruldu.Biz 'hepsinden!' dedik.Güldüler.
Yakasındaki karttan isminin Ekin olduğunu öğrendiğimiz güler yüzlü görevli (yani bir süre görevli sandığımız kişi Ekin) bize de şarap sunmaya başladı.Biz de eksper gibi şarabı şööööyle bir ağzımız içinde dolandırıp hop mideye gönderiyor bir yandan da olumlu ya da olumsuz mimiklerle birbirimize bakıyoruz.Gören, Hakan tamam anlıyor da beni de bu işin bilirkişisi sanır kesin.Bakıyorum, Hakan ne yaparsa aynısı yapıyorum.Böyle gözlerimi tavana dikiyor sanki bir şeyi hatırlamaya çalışıyormuş gibi filan yapıyorum :P Çok numaracıyım ben :D
Durur muyum; yanımızdaki çiftle de konuşmaya başladım.On dakika sonra aniden kadına 'Senin adın Selvi mi' dedim!Şu an bile şaşkınım, ne hafıza varmış da haberim yokmuş.O taş var ya; üçüncü kurbanını, ortaokuldan gündüzlü bir arkadaşımı tam 12den vurmuştu.Sarılıp öpüştük.Neler yaptığımızı anlattık birbirimize ayaküstü.Yanındaki erkeği tanıtırken de 'bu da oğlum' deyince ne hale geldim anlayın artık :) Bir kadının eşi sanacağım kadar oğlu olur da bu kadar mı genç ve ince kalabilir?Bir süre daha konuştuk.Sonra onlarla vedalaştık ama giden onlardı :) Taş hızını kesmeden sekmeye devam ediyordu; bir beyle birbirimize baktık ve ona da 'sizi tanıyorum' dedim.Adam da bana 'ben de sizi' dedi.İçten merdivenli üç katlılarda (triplex değil!Ben hala Türkçe konuşuyorum) yaşarken site sakinlerine çiçek kokulu yaz akşamlarında uduyla hoş saatler geçiren müzisyen komşumuzdu o bey.Sohbet ettik, ailemi sorunca ağladım :( Hakan ve şarap beni sakinleştirdi.Az sonra müzisyenimiz de gitti :) Geleni gönderdik yani :)
Biz hazırcevap, çok zeki ve insani özellikleri çok yüksek olduğu her davranışından belli Ekin'e takıldık kaldık.Ne kadar hoş bir insandı.ODTÜ şehir planlamacılığı bölümü mezunu Ekin'e fabrikada ne konumda çalıştığını sorduğumuzda aldığımız 'fabrika bizim' yanıtı bu alçakgönüllü adamı daha bir sevdirdi bize.Bu arada plastik bardakların dibinde verilen şarapların miktarı da baş dönmelerimiz gibi artmaya başladı :) Çok güzel bir sohbetti.Sonra iki şişe hoş aromalı şarap şişesi kot bavuldaki yerini alıp sarhoş taklidi yapa yapa Nalan ablanın yanına doğru yolandık.Üst katı da gezdikten sonra Nalan ablanın aynı zamanda çalışma masası olarak da kullandığı masasının başında üçlüyü oluşturduk.Hakan Ankara İzmirliler Dayanışma Derneği başkanıyla tanıştı.Ben bilgisayarın başından kalkabilirsem derneğe üye olacakmış :P
Nalan abla bize kaıtı sanatı sergisini gezdirdi.Diyeceğim şudurki; ben böyle şey görmedim.Şimdi bu kaıtı yapan arkadaşlar var ya, bir deseni çoğunlukla ebru sanatıyla yapılmış bir kağıdın üzerine çiziyorlar ve makas, maket bıçağı gibi kesici aletlerle kağıdı oyuyorlar.Akıllara zarar bir sabır çalışması.Kesilen ve çıkarılan parça erkek ve dişi olarak ikiye ayrılıyor ve ikisi de sergilenebiliyor.Nalan ablanın kaıtılarını çok beğendim.Üç boyutlu yapmış üstelik.
O taş hala sekiyordu, masa başında sohbet ederken yanımızdan bir çift geçti.Kadını tanıyordum ama nereden.Selvi'yi bile hatırlayabilme başarımdan dolayı çok emrivaki biçimde kadına 'seni tanıyorum' dedim.Baktım adam da o taşın isabet etmek üzere olduğu bir yüze sahip.Sonuç: en son '90 senesinde gördüğüm mesai arkadaşlarım :) ayaküstü güzel bir sohbetti.Arkadaşım da benimkine benzer bir hastalıktan dolayı Meral hanımın tedavisi altındaymış :(
Telefonlaştık.Onlar da gitti.Sanki oralı gibi geleni gideni biz karşılayacak duruma getirdik kendimizi :) Nalan ablaya yeni diktiğim çantamı gösterdim.Zımba makinesi almak istediğimi, zımba için Kızılay'a inmek istemediğimi söyledim.Ve ve ve ne taşmış kardeşim; Nalan abla 'nasılsa ben Amerika'ya gidiyorum, bana lazım değil.Benimkini vereyim sana' demesin mi?
Ellemeyin desin :)
Sabahki kavgamın üzerine günün devamındaki bu hareketli ve sürpriz dolu saatler o adamı hafızamdan sonsuza kadar çıkarmama yetti de arttı bile :)
Bir taş attım, kaç kuş vurdum?

Not:Eve gelince Hakan Orkide yağları standından usulcacık aldığı ve eve kadar hiç ortaya çıkarmadığı cebe sığacak ebatlardaki yemek tarifi kitabını neredeyse gözüme sokacaktı.Feci derecede üzerime alınıp Hakan kişisiyle yine görüşmemeye başladım.Zere anca sorunca 'ellerine sağlık' diyordu.

2 yorum:

  1. varya ömrümü yedin sen benim :)

    hakan gayet kibar bir biçimde ne demek istediğini göstermiş sen gene olayı nereye çekmeyi başardın ya tebrik ederim kuzum :)

    yahu bunun için küsülür mü...
    ciddi bir sebep yokki :)

    YanıtlaSil
  2. gülmekyen ötürü yoruldum yorum yazamayacağım

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails