12 Haziran 2009 Cuma

HİÇ SEVMEDİM..SEDEF BU YAZIYI OKUMA!

Festivalmiş!
Hem de 3.ü
İlki olur anlarım, ikincisi de idare edilir ama artık bu 3.sü.Sınırlı sayıdaki üç kişilik koro olarak pes demek istiyoruz.

İzmir'in Kadifeden Kalesi var da Ankara Kalesi yok mu; böbür böbür festivale götürecektik Hakan'ı.Ah ne büyük hayal kırıklığı.Daha sabahtan programla ilgili bilgi alabilmek için Altındağ Belediyesi'ni aradığımda tam on dakika telefonda bekletildikten sonra hiç gidilmemeliydi aslında..

Festival dediğin açılışı hafta içi yapılmaz, hafta içi yapıyorsan da katılımın yoğun olacağı akşam saatleri tercih edilir..Bunu düşünemeyen festival görevlileri de azledilir.Açılışının henüz yapıldığı anlarda Kale'ye doğru çıkarken giyim kuşamlarından önemli şahsiyetler olduğunu anladığım kişilerin önüne atlayıp serzenişimi yapacaktım lakin Hakan'ın klasik gömleğimden çekiştirme uyarısından sonra içimde ukte yoluma devam ettim.



Babam Hakan'a anlatırken..

Bir çok aktivite vardı ama o kadar keyifsiz başlamıştıkki güne, hiçbir programa uymadan bireysel zaman geçirme kararı aldık.Aslında canlı performans (bu söylemden nefret ediyorum!) ebru çalışması ve kukla yapımını da Özlem için görmeyi çok istiyordum ama keyfimiz kaçmıştı bir kere; es geçtik..

Babam Kale'yi iyi bilir.Kapıları aynı avluya açılan o evlerden birinde doğmuş.Sonrası acı bir hikayedir her düşünüldüğünde ağlatan :( Babamın anılarının silik gülüşlerle canlandığı dün, festival gününden ziyade 'birlikte geçirilen duygusal bir gün' olarak kalacak aklımda.

Babamın çocukken adını yumurta koyduğu ve kendince hikayeler anlattığı duvar yumrusu..


Artık fasıllı yemek hizmetinin verildiği konakların bir odasının Prof.Halil İnalcık tarafından antika toplama obje ve eşyalarla düzenlenip ofis olarak kullanıldığı Kınacızade Konağı'ndan başka hiçbir ev aslında uygun korunamamış ne yazıkki.


Artık 90larında olduğu için düzenlediği odasına gelemeyen Prof.Halil İnalcık'ın zamanında yabancı konuklarını da ağırladığı Kınacızade Konağı'ndaki ofisi.


Yaşanmışlık havası vermek için cansız mankenlerin de kullanıldığı Kınacızade Konağı odalarından biri.


Boyuna posuna bakmadan dikebilen mini minnacık makine :)


Kınacızade Konağı'nın penceresinden

Kınacızade Konağı'nı gezerken ropörtaj için orada bulunan Kanal a muhabiri ve kameramanı ile aramızda geçen diyaloğu utançla bildiririm:
Ben:Biz kanal a izlemiyoruz.
Kameraman:Sizin izlediğiniz hangi bir kanalın programcısı ve kameramanı şu an burada??
Verilecek yanıt var mı?Yok.Susulur ve yüz kızartısının geçmesi beklenir.Sonra programcıya hep siz mi haber yapacaksınız?Ben de sizi haber yapayım mı?' denir ve programcı Serkan'ın memnuniyetle kabul ettiği bu teklif hemen fotoğraflanır.


Ah be Serkan; baktığında keşke karanlık çıkmış deseydin :(


Dışarıda deli gibi yağmur yağarken sığındığımız bu konağın romantik girişinde programcı Serkan ve muhabirle ayaküstü yapılan sohbetin sonucu tarihine sahip çıkamayan bir milletin geleceğinin olmadığıydı.
And Cafe'nin Gençlik Parkı havuzunu bile gören açık bahçesinde içtiğimiz çayın çok çabuk bitmesine hiç anlam veremedim.
Çabuk biten çay..


And Cafe balkonu; hava kapalı..

Kesinlike görülmesi gerektiğini düşündüğüm Ankara Kalesi artık eskisi gibi değil.Önceden pek de tekin bir yer olmayan kale, cabrio bir arabayla gittiğimizde sokak çocuklarının 'pis zenginler!' diye arabamızı taşladığı o günlerden çok farklı artık.Tarihi değerinin farkına varılmış olsa da festival organize ekibine on üzerinden ancak 4 verdiğim Kale festivalsiz günlerinde gezilse çok daha iyi olur kanaatindeyim..
Kale'den uzun ve dar yokuşlarla aşağıya doğru kıvrıldığımızda karşımıza çıkan Kirit Cafe Ankara'lı olan olmayan her canlının en azından bir bardak çay içmek için kesinlikle gidip görmesi elzem olan bir yer..Gaf mı, saf mı; elindeki bezle üzeri camla korunmuş büyük eski bir kapıdan uyarlama masayı silen gençten bir delikanlıya, duvarlara dekor amaçlı asılmış çeşitli büyüklükteki eski anahtarları işaret ederek 'keşke buranın adı anahtar olsaydı' diyorum.Sonradan Kirit Cafenin sahibi olduğunu öğrendiğimiz delikanlı:'Kitir öz Türkçe'de anahtar demek zaten' Artık kızarmaktan öteye geçmiş, morum ben mor!
Üst katındaki tanıştığımda hiç de mütevazı bulmadığım bir sanatçıya ait minyatür resim ve ebru sergisiyle, açık mutfağıyla Kirit Cafe keşfedilmeli acilen..
Bu tür işletmelerin sahipleri aslına uygun davranacak kadar duyarlı olmalı; tıpkı bu delikanlı gibi.Sadece işletmeci ünvanı işe yaramaz, göz, ve duygusu olmalı insanın.
Dükkan önlerini rengarenk çiçeklerinin süslediği saksılarından derin nefesler çekerek aşağılara doğru indiğimizde deriden yapılan yemeni ve çarıkların güne uyarlanan şık tasarımlarının satıldığı bir dükkan dikkatimi çekti.Hepsine ama özellikle kırmızı olanlara bayıldım.


Kırmızı olsun da beş kuruş fazla olsun..



Denediklerimden..

Rengarenk kök boyalarıyla boyanan gerçek deri terletmez yemeni ve çarıklar

İtiraf ediyorum; amacım almak değil sadece giyip çıkarmaktı.Doğum günü hatırlatma raddesine getirdiğim monoloğum sonucunda Hakan ve babam birbiriyle yenişmeye uğraşırken ben beş çift yemeni giyip çıkarmıştım bile :) 26 haziran doğum günüm ya; bu ince ayrıntıyı Hakan'a vurguladıktan sonra babamla Hakan birbirlerine aynı cümlelerle 'ben alayım, sen başının çaresine bak' diyaloğuna girmesinler mi:( Yani birini doğum günü hediyesinden kurtarmış olmak tamam hoşuma gitti ama 'sen başının çaresine bak' diyaloğundan pek hoşlanmadım :P Kırmızı değil; kahverengi-mürdüm moru karışımı şık ama beni olduğumdan çok daha kısa gösteren bir yemenim var artık :) İlk günü atlatırsak kayıp düşme riskimiz olmazmış :P ben de ele güne rezil olmamak için düşersem evde düşeyim bari diye ilk günü evde atlatmaya çalıştığım yemenilerimle patinaj yapa yapa yürüyorum şimdi:)

Bırakın Shotek'i, Deicman'ı filan da ürünlerin Antep, Mardin, Gaziantep'te elde yaptırılıp getirtildiği Sultan El Yapımı Deri Ürünler'e mutlaka uğrayın.Kıyamam; sizin de çok seveceğiniz gerçek deriden bir çift yemeni/çarığınız olsun :) Fiyatı: 45TL.Laf aramızda ikiz sahibi ailelerin makus kaderi bir doğum günü için iki hediye kontenjanından Sedef'in de bir çift yemenisi oldu ama henüz bundan haberi yok :P


Sedef'le doğum günü armağanlarımız; üzeri işli olan benim.

Güzel bir gündü.Şu an da sırf yapmış olmak için yapıldığını düşündüğüm festivalin üç gün süreceğini öğrendiğimde her gün orada olmayı planladığım halde ilk günün verdiği ve hala üzerimde taşıdığım yorgunluk ve festival komitesine olan protesto hissimden dolayı yolumuzu bir daha Kale'ye düşürmedik ama en kısa zamanda sessiz, sakin bir daha gezmek istiyorum Kale'yi.Seneye de festivali düzenlemeye talibim.Hadi bakalım :P

Not:ÖSS denen bir saçma deneyimi yaşayacak olanlara başarılar diliyorum.
Not2:Çantam bitti :D

8 yorum:

  1. kök boyama ayakkabılar ne güzel öyle.blogumu açamadığını yazmışsın.bilmiyomki.ilk senden duydum ne yapmalıyım acaba.çantanı merak ediyorum öptüm.

    YanıtlaSil
  2. Burun farkıyla birbirimizi kaçırmışız. Yağmurda az önce kardeşimle And Cafe'nin önündeydik ve son anda caydık girip oturmaktan. Kısmet başka zamana inşallah. Yemeniler çok güzel, sağlıkla giy:))

    YanıtlaSil
  3. Okumadım da gördüm

    YanıtlaSil
  4. 3prensesim sorun bende sanırım :( Bir çok bloğu açamıyorum nadiren de olsa açıldığı zamanlar da oluyor neyseki..Çantamı en kısa zamanda göreceksin :D

    Leylak Dalı'm; aslında haberleşebilirdik de ama biz kalabalıktık :) Siz başbaşa zaman geçirilesi insansınız.Teke tek takılırız sizle :)

    Sedef'im; iyi halt ettin :D

    YanıtlaSil
  5. canım yemenilerini güle güle giy:) öptüm seni...

    YanıtlaSil
  6. bir yazı yazacağım başlığı "şu Gülene gıcık oluyorum"olacaktı.
    sebe sorarsanız beni kısskançlıktan çatlatacak kadar güzel yazıyor da ondan...
    üşendim.
    yorum yazdım
    not :hem yazılarını hem de yemenilerini kıskandım:))))
    bananeeeeee

    YanıtlaSil
  7. Yazı da yazılanlar da çok güzel. Ava giden avlanırmış hesabı muhabirin haber olması çok güzel...

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  8. kirazlı çoraplarını seveyim ben senin.bende kaleye bayılırım.çıkrıkçılar yokuşu saman pazarı bana çok romantik gelir.hatta kalenin en tepesinde bir yer var tüm ankara ayağının altında ,gece seyretmek çok keyif vermişti bana.bende afişlerde okudum festivali.
    sana bir şey söylücem gerçekten festival düzenlemek istersen bende talibim.çokkkkkkkkkkk isterim çokkkkk.

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails