Sabah kuşak programlarından birinde 4 yaşına yeni girmiş 33 gündür kayıp olan kızını aramaya gelmiş kendisi de çocuk bir anne gördüm.Sessiz, sakin.Hala delirmemiş.Normal bir şey anlatıyormuş gibi olayı anlatıp duruyor.O an sukunetini anlamsız bulduğum bu kadını acı çektirerek boğuvermeyi çok istedim.Bu aklı evvel kadın küçücük çocuğu 100 metre ötedeki bakkala yumurta almaya göndermiş.33 gündür çocuktan ne bir ses ne bir nefes.
Detaylara indikçe inzivaya çekilmiş öfkem bir süredir neden koruduğumu bilmediğim sakinliğimi önüne çıkan ne varsa alıp götüren azgın sel suları gibi köpürterek götürüverdi.
Yahu ne kadar rahat bu insanlar.Neden bu kadar rahatlar?Kendilerini büyütmeden ne kadar kolay evlenip ne kadar çabuk anne olabiliyorlar..Başına gelenleri anlamamış mıdır nedir; ne bu sakinlik?Var mıdır psikiatride bu sakinliğin bir adı sanı?Birileri çıkıp bilmem ne sendromu desin de rahatlayım.Sen nasıl küçücük çocuğu hem de yumurta almaya gönderiyorsun??O çocuk senin ihtiyaçlarını karşılamak zorunda değil!Sen onun ihtiyaçlarını karşılayacaksın!O senin için değil, sen onun için bakkala gideceksin!Bir anne başına bir şey gelmesinden endişe etmeksizin çocuğunu kontrolsüzce nasıl dışarı bırakır?Böyle insanların anne olması kabul edilebilir değil.
Anladım ama ben, bazı kadınlar sorunsuz, rahat, tereddütsüz pırt diye doğurabildikleri için bu kadar rahatlar.Zor ve ancak bir tanecik olsa bak bakalım saçını okşamaya kıyabilirler mi?
Gebelikte hastalığın alevlenmesi, 7. ayda ölü doğum riski, haydi doğdu diyelim; genetik hastalık.Sedef yürekli davranıp aynı hastalığa karşın Erdim'i getirdi dünyaya ama ben çektiğim fiziksel acıları çocuğumun da çekmesi ihtimalini göze alamadım.Öyle gerekti; 23 yaşında vaz geçtim anne olmaktan.Hiç mi üzülmedim; çok üzüldüm ama hiç pişman olmadım.'Her ne olursa olsun' anne olmalıyım demedim.Eğer çocuğuma kendi dünyamdan daha iyi bir dünya veremeyeceksem anne olmam kadar beni rahatsız edecek bir şey olamazdı.Aidiyet hissettiğim dünya kabul gören düşünce sisteminin çok dışında.O da mutlu olmazdı..
Erdim benim için çok değerli, Onunla geçirdiğim zaman çok değerli.Özgüranne 'teyze anne yarısı, bazen yarımdan fazlası.Aslında anne, teyze bunlar laf.Aslolan sevginin yaptırdıkları' demişti bir yorumunda ve ben zamansızlıktan bu içten duygulara yanıt verememiştim.Evet; Özgür'ün dediği gibi anne, teyze fark etmiyor.Aslolan sevginin yaptırdıkları.Sihirli el de sen böyle bir teyzeysen kim bilir anneliğin nasıl olur? diye sormuştu.Yok benden iyi bir anne değil ancak Erdim'e lunapark olur :)
Ha; hırsızın hiç mi suçu yok; yok kardeşim.Hırsızın hiç suçu yok; hırsızın hiç suçunun olmadığı bir ülkede yaşıyoruz.Koruyacaksın çocuğunu.
Çıkarın o yasayı, 17 geç, 14ündeki kızlar da evlenebilsin.Kendileri eğitilmeden eğitimsiz çocuklara gebe kalsınlar.O kadar çok doğursunlarki, bir eksik bir fazla fark etmesin.Allah verdi Allah aldı deyip teselli etsinler kendilerini.
Bir yasa teklifi de benden: geri zekalı, aptal kadınlar kesinlikle doğurmasın.
Bu küçük kız çocuğunun bana beyin humması geçirten ölüm haberini geçti akşam haberleri.Böylece Türkiye de yeni canisiyle tanışmış oldu.Duyduğumdan beri büyük bir mutsuzluk içindeyim.
Ne büyük ironi,
bu delice olayın faili kadının iki çocuğundan birinin öldüğü diğerinin de eşinin ailesi tarafından gösterilmediği söyleniyor.
Beyza'nın annesi de Beyza'yı 100 metre ötedeki bakkala göndermekte sakınca görmüyor.
Sahip olmak sorumluluk ister; zorunluluktan sahip olmadıysanız değerini de bilirsiniz!
Gülen:Hakan Ankara'ya gidince bir çocuğumuz olsun.
Hakan:Tamam Gülen, Erdi de ona abilik yapar.Yapar mısın Erdi?
(Derin bir iç çekişi)
Erdim:Yaparım.
G:İkiz olsun.
(Erdim önden önden yürümeye başlar)
E.Olmasın.
G:Neden?
E:Olmasın işte.
G:Peki olmasın bakalım.
Ertesi gün Erdim beni Hakan'sız sıkıştırıyor.Hakan'ı çok seviyor ama Onunla sık birlikte olmamı sağladığı için Hakan'ı kızdırmaktan çekiniyor.Hakan'ın Erdim üzerindeki otoritesini çok beğeniyorum.
Erdim:Teyze
G:Söyle yavrum
(Aldığım kilolar ve bir önceki günkü diyalog sonucu ulaştığı çıkarımla göbeğime dokunup)
E:Bebek mi var karnında yoksa?
G:Olsa ne olur?
E:Olmasa daha iyi olur.
G:Neden?
(Karnıma vurmaya başlıyor ve)
E:Düşsün o, senin tarafından daha az önemseye katlanamam.
Not:'Bugün yazmak istemiyordum ama öyle bir şey olduki' başlıklı yazı yorumları yorumlanmıştır.
elma yarısı ,anne yarısı lunapark herşey olur senden ben keşvettim seni.
YanıtlaSilha bu arada ankara'ya döndünüz istiyorsunuzda çocuğunuz olsun ama erdi'nin istediği gibi ikiz olmasın lütfen.
YanıtlaSil1 aydan fazladır muhammetin başına ne geldi diye üzülüp duruyordum.aptal annesine babasına laf sayıp duruyordum.daha onun etkisi geçmeden bide bu aptal çıktı sinir oluyorum.çok doğrusun zeka testi yapılmalı hamile adaylarına.
YanıtlaSilAllahim sen akil fikir ver bu millete. Ben sekiz yasindaki kizimi kösedeki bakkala gönderemezken, 4 yasindaki cocugu nasil bakkala gönderir ki bir anne, anlayabilmis degilim...
YanıtlaSilGülen hanım... ben de televizyon açık şu an programı izliyorum..ben de bu annelerin davranışlarından ve duruşlarından çok rahatsızım.İnanılacak gibi değil.. hop oturup hop kalkıyorum.Şaşkın haldeyim..2 evladım var .Tedirginlik içinde yaşamak berbat bir şey. Ayrıca ilk günden beri bıraktığınız yorumlar için teşekkür ederim...Cesaret verdiniz sevgiler.
YanıtlaSilAh be Gülenim, insan hayatı ne ucuz bu ülkede?
YanıtlaSilDoğurmakta çiftleşmenin sonucu olarak görüldüğü için doğmakta ölmekte kolay.İnsanlarımızı özellikle kadınlarımızı eğitmezsek onlarda sonuçta kediler gibi çiftleşip kediler gibi kunlayacaklar.
Yazık oluor ortada kalan şiddet gören kötü insanların eline sırf cahil aileleri yüzünden düşen çocuklara.
Birtek onlara üzülüyorum.
seni seviyorum...
Ben gelip de yorum yazana kadar gündem değişti, değişti yetişemedim. Laf aramızda başlığı görünce eyvahlar olsunnn bilmeden ne dedim acaba diye de bi zıpladım. Heehhhe. Güzel demişiz...
YanıtlaSilTvde izledikçe okudukça rüyalarıma giriyorlar. Nerede bu insanlar. Nasıl aynada yüzlerine bakıyorlar?
Bazen kelimeler bitiyor, hınçla yumruk sıkıyorsun. Sonra gevşetiyorsun anca.
Cinnet.
Neyse. Fazla takılmamak lazım. Paralize olmadan inadına yaşamalıyız. İnadına sahip çıkmalıyız yanımızdakilere, çevremizdekilere. Elimizin uzanabildiklerine enerjimiz, sağlığımız yettiğince.
kucaklıyorum...