İki haberim var:
Önce kötü olanı:
Bir kaç gündür güzel şeyler yapalım, internetin nimetlerinden kolay haberleşme anlamında DA yararlanalım, sosyal bir birlikteliğimiz DE olsun diye düşün düşün gezip neredeyse tüm günümü bu düşüncelere ayırmışken dün gece kötü şeylere tanık oldum. Yüzyüze tanıdığım bir arkadaşımın, çok iyi niyetle olduğunu bildiğim, hatta bundan emin olduğum bir yazısından dolayı çok canım sıkıldı. Böyle bir son tahmin etmemiştim. Ne yazıkki kıyısından da olsa ben de olay yerindeydim . O arkadaşım blog dünyasının geldiği noktadan 'kendince' söz ederken sırf fikrini söylediği için duymadığı söz kalmadı. Her insan fikrini, beğenilerini, beğenmediklerini, eleştirdiklerini söyleme hakkında değil miydi? 'beğenmediğin bloğu okumak zorunda değilsin, kapat yukarıdan, ben istediğimi yazarım' fikri neden 'ben istediğim bloğu eleştirme hakkına sahibim' şeklinde de onay görmüyor? Hep ne güzel diyelim, çok yakışmış diyelim. Ülkenin bir çok sorunu varken blog dünyasının benim de hayretle sezdiğim üzere 'şunu aldım, bunu aldım' işlevselliğine dönüşmesinin blog yazısına taşınmasının nesi kötü ve bu kadar eleştirilir olması nedendir, hiç anlamadım. O arkadaşım da kendi ve kendi gibi düşünenlerin fikirlerini yazmış. Herkesin bir diğerini onayladığı yerde, herkesin birbirinin aynısı gibi olmaya başladığı bir yerde bir kişi çıkıp 'bu neden böyle?' demiş ve kıyamet orada kopmuş. Fikirlerin sıralanmasında hiçbir sertlik göremediğim bu yazıya gönderilen yorumlar beni çok üzdü :(
Şapkamızı çıkarıp önümüze koymanın zamanı. Farklı farklı hayatlardan aynı oturuma ağ açan insanlarız. Herkesin aynı şeylerden hoşlanması ya da hoşlanmaması tabiiki mümkün değil, öyle olsaydı bloglar oluşmazdı. Herkesin kendi dilinde söylediği bir şarkı var. O arkadaşımın söylemek istediği, bu şarkıların artık tek bir ağızdan çıkıyor gibi olmasıydı. Tarzına hoşgörü bekleyenler genelleme anlamında eleştirildiklerinde kendileri neden hoşgörü göstermezler? Bunu anlamıyorum.
Biz, bloğunda projeyi anlatan bir çok arkadaşımız günlerdir koca minik kalpler için ne yapabiliriz diye düşünürken bizden farklı bakanlardan bir tanesi çıkıp da 'biz de bir şeyler yapabilir miyiz?' dedi mi? Yani en azından ben duymadım. Kötü mü olurdu; hayır. Biz sadece bizi, onlar sadece birbirini okuyor. Burada da bir kutuplaşma olmuş ne yazıkki :( Burası küçük bir ülke olmuş; insanların birbirlerine karşılıklı camekanlardan baktıkları.
Arkadaşımın bazı yorumları hiç hak etmediğini düşündüğüm yazısında beni rahatsız eden hiçbir şey olmadı hatta tam destek verdim. İşin bu kadar çığrından çıkacağını hiç düşünmeden; hoş düşünsem de desteklerdim. Yazıda hakaret yok, saldırı yok. Sadece fikirlerini 'bana ne' diyerek söylemiş olduğu için bu kadar hırpalanmasını gereksiz bulduğum o yazıyı okumanızı öneriyorum.
Ben kazandığım insanlardan o kadar mutluyumki; az ama çoklar; kendileri çok ve özler.
Ben kalbimdeki arkadaşlarımı seviyorum..
Sıra iyi haberde :)
Gelelim gelişmelere; Elçin'le telefonlaştık. Hastaneye giderken sesi çok canlı ve heyecanlıydı. Aynı ses tonu hastane çıkışı ne yazıkki hissedilmedi. İkinci konuşmamızda kırgın ses tonundan anladımki bizim çok işimiz var..
Bu gün VolkanKaldera'm kafamda şimşekler çaktırdı. Onun çok güzel ve özel bir isteği var. O ve bir kaç bacısı alemin gördüğü en güzel palyaço olmak üzere girişimlerde bulunacaklar. Ben ne yazıkki çok özel nedenlerden dolayı fazlaca istediğim halde onlarla birlikte olamayacağım :( Kostüm konusunda kardeşimin arkadaşlarından yardım almayı planlamıştım ama ekonomik kriz nedeniyle kardeşimin palyaço arkadaşı kostümleriyle ıssız adaya kaçmış :) (ciddiyim) Kostümünü bıraksaydı bari :( Ben de düşündümki aramızda dikiş bilen arkadaşlar var. Bu kostümler yapılabilir nitelikte kostümler. Hatta ben de denemek istiyorum. Ben dikiş bilmiyorum, bozup yapıyorum ya; o bakımdan yani.
Bu girişim koca minik kalplerle ilk temas olabilir.
Bunun dışında onun söylemek istemediğini ben söylemek istiyorum. Funda'm gönüllü bir lösev üyesi. Bugün mutluluk verici sonuçlar aldığı bir takım çalışmalarda bulunmuş. O kadar sevimliki :) Bu çabalarımızın minik koca kalplerin içlerindeki çiçeği sulayacağını biliyor olmanın mutluluğunu şimdiden yaşıyorum.
Bugün kolum ağrıyor :( Sanırım mevsim geçişi sorun olacak :( Geçen kış çektiğim ağrıları düşündükçe yazın hala devam ettiği bir yere kaçasım var :D Eğitim ve sağlık sisteminin ücretsiz olduğu, kapı önlerinde gitar çalan insanların ülkesi Küba mesela :) yaza dönerim ben :)
Belgin'im; çok az şeyi bu kadar çok istedim. Yaparız, neden yapamayacakmışız?? Bunu da yapamayacaksak, bir kaç çocuğa bayram hediye edemeyeceksek, bundan acizsek, e ben utanırım bizden.. Çok özledim seninle konuşmayı ama yaaa :((((
Özgüranne'm; dağlar kızım o hamiş haliyle, sen Eda'lı hayattayken katılıyorsunuz ya bu projeye, haddim değil ama çok mutluyum.. Göz tembelliği :( Umarım benimki gibi değildir, benim sağ gözüm neredeyse hiç görmüyor. Sol gözünle idare edeceksin dedi bir kaç doktor. Ben de öyle yapıyorum :) Senin durum nedir??
VolkanKaldera'm; alemin en cici palyançosu :) Elçin'le konuşurken Emine'yle ben de tanıştım. Bıcır bıcır bülbül ses Emine :) Onun sayesinde atılan bu tohum birlikten güç doğar çabalarımızla en güzel bir biçimde sonuçlansın istiyorum. O söylediğim nedenden dolayı Ankara'da olmak istemeseydim atlar gelirdim inan İstanbul'a. İçim gidiyor ama biliyorsun nedenimi :( Bu cılız bir ses değil bence artık. Güzel bir şeyler yaptığımızı gördükten sonra durmayız biz :)
Bizimgibiler'im; merak etmez olur muyum, sesin soluğun çıkmadı; dedimki hala pazartesiyle savaşıyor dedim kendi kendime :) Ah bir de kedi giysim olsaydı ben hiç çıkarmazdım onları ama o da iyiydi. Anlattığımda beni de mutlu eden bir anı :) Karasu'dan bir teyze vardı. Meğer kedileri çok severmiş. Kedi sever gibi sevmişti beni gıdığımı okşamıştı :) Gel bize, ev büyük :) Sen seninle yaşayanlar hiç yaşlanmaz diyorsun ya, Hakan bana garip gözlerle bakmıştı ilk tanıştığımızda. Esprilerimi anlaması iki gününü almıştı ama şimdi bakışlarımdan bile anlıyor ne demek istediğimi, ne yapacağımı. Söylediklerim şaka mı diye yüzüme bakıyor ve 'bu şaka değil mi?' diye sorunca ben başlıyorum gülmeye ama elimde olmadan. Diyorki 'çocuk gibisin sen' :)
Kekik koku'm; üzülsem, kırılsam, ağlasam da bu benim yaşadığım ve yaşayacağım bir şey. Şikayet etmek yerine olgun olmaya çalışmak daha iyi. Enerji kanalize etme meselesi yani.
Fiziksel acılarımın hiçbiri koca minik kalplerin yanında hiç kalır. Kendimden bildiğimden onların morale ihtiyaçları var. Benim kedi hikayem de bu nedenle iyiydi :) seninkini çok merak ettim :) neye tepkiydi ama ya??
Özlem'im; şımartıyorsunuz ama beni kuzum :) şaka şu yana; inan yapacak bir şeyim yoktu, iyileşmekten başka şansım yoktu. Ben daha hiçbir şey anlatmadım ve anlatmak istiyor da değilim. Son yazdıklarım da empati kaynaklı anılar. Güç demişken, ben yıllarca spor yaptım ve hastalığın alevli döneme girmemesinin en önemli etkeni de budur; iyileşmemdeki etkisini de gözardı etmemek gerek. Sözlerin için çok teşekkür ediyorum ve böyle sözler beni o kadar motive ediyorki.. Teşekkür ediyorum çaresizce..
Emine'm; yanınızda olmayı çok isterdim ama Elçin zaten bizim kalplerimizi de götürdü giderken :) Sesi güzel, bıcır bıcır bülbül insan Emine'm anlaşılan o ki sen daha çok yorulacaksın. Bu nedenle kolay, sıkıntısız, üzüntüsüz geçmesini dilediğim nöbetlerine hazırlan. Biz Elçin'imle senin ağzınızdan çıkan sözcükleri emir telakki edecek biçimde bekliyor olacağız buralarda. Önümüze böyle bir şans verdiğin için teşekkürler sana..
devince'm; moral bütün hastalıkların iyileşme süreci içinde olmazsa olmaz faktör :) Kumaştan bebekler :) ama deidğin gibi çocuklar için sakıncalı olabilir. Biz şimdilik Emine ve Elçin'den haber bekleyelim. Gerçi Elçin bir şeylerden söz etti ama onun yazmasını beklemeyi uygun buluyorum. Çok teşekkür ediyorum.
Dağlar kızı'm; ikinizi de kendimden bildiğimden teşekkür etmeyi zayıf buluyorum :( Yazdığın için çok teşekkürler. Çok daha güzel bir geleceğe merhaba demesini umduğum Ela bebeği ve seni seviyorum..
Not: Blog gezemeyecek kadar yorgunum. Yarına toparlanabileceğimi umuyorum.
Gidiyorum. Gittim bile. Öpüyorum en büyüğünden :)
ÇOK ÖNEMLİ: GERİLİM-KÖTÜ HABER HAKKINDAKİ İYİ YA DA KÖTÜ HİÇBİR YORUMU ONAYLAMAYACAĞIM. BİLGİNİZE..
gülencim yazmak istemedim sebepleri az çok biliyorsun:) ayrıca annem ibadette kabahatte gizli derdi.ben lösevden hiç bir yakınımı kaybetmedim bazı şeyleri anlamak algılamak içinde illaki kaybedince anlıyor insan ozamanda iş işten geçmiş oluyor ne yazıkki.
YanıtlaSilçocukları çok seviyorum sadece çocuklarımı? rabbimin yarattığı btün güzellikleri börtüyü böceği vs
acılı kalplere dokunmak bir nebze olsa yükünü acısını hafifletmek tarifi mümkün olmayan bir haz veriyor bana..heleki bir çocuğun gülmesi sevinmesi dünyalara bedel..yarın yane bugün çifte mutluluk var bana kuş olup uçasım var..sabah 9da cam pramitte olacağım alanı düzenleyeceğiz.kaça kadar sürecek bilmiyorum akşamada evlilik yıldönümümüz..gerçe post girdim otomatik kayda aldım aşkoşla benim resimlerim var sahneye podyuma çıkıyorum:))daha çok konuşursam sabaha uyanamayacağım ama napim çok heyecanlıyım çifte bayram öpüyorum seni ve gidiyorumm
bENDE EMİNE HANIMLA MAİLLEŞTİM.ADRES ALDIM.
YanıtlaSilbU GÜN VE YARIN SINAV KOŞTURMACAM VAR.
HAFTA BAŞI BİŞEYLER HAZIRLAMAYA BAŞLIYCAM KISMETSE.BAYRAM ÖNCESİ GÖNDERECEĞİM.
sevgilerrrr
şaşkınlıkla okudum olanları.ne güzel yazmış dedim.2 gün sonra gittimki yorumlarda olaylar çıkmış resmen.resmen hakaret etmişler kıza.projeniz süper bu araDA
YanıtlaSilGülenim sihili ellere uğradım önce..orada yorumlar uçmuş, kalpler kırılmış..birazda fazla uzamış.
YanıtlaSilBenim miyavlamama gelince :)
Birgün Ankara'nın soğuk bir akşamında evimizde ailece filim izlemekteyiz.Biran farketimki hiçkimse filim izlemiyor.Annem o kutuya boşboş bakarken aklı bir yerlerde? babam ve kız kardeşimde aynı şekilde.Yani sırf kendi alemimide olalımdiye tv açık.O zaman bu iletişimsizliğimizi protesto etmek için birden miyavlamaya başladım.MİYAVVVV!! ama ne şiddetli..Yan daireden kuzenim çıkıp geldi ne oluyor diye.Evdekiler mi ne yaptı? onlar önce bana kayıtsızca baktılar sanki tv benmişim gibi? sonra tekrar tvye baktılar boş boş..ben susmayıncada gülerek odayı terkettiler. Miyavvvvv!!!!! :)))
ah güzel kalpli gülenim.ne diyebilirim ki.senden biraz uzak kaldım bu ara .bazı sayfaları açınca blogum kitleniyor ve maalesefe bilgisayarı anca kapatarak sorunu halledebiliyorum.efeye okul alışverişi yapmaktayım .epey yoğunum ama bilki seni sonuna kadar destekliyorum ve her yardıma hazırım.biz hakanla bayramda onkoloji servisini ziyaret edeceğiz.orda çalışan bir hemşireyle görüşeceğiz.tanıdığımız yani.çocuklARIN SAYISINI ÖĞRENİP KENDİ GÜCÜMÜZCE KÜÇÜCÜK BİŞEYLER ALIP ONLARI SEVİNİNDİRMEK İSTİYORUZ.ÇOK HEYECANLIYIM.
YanıtlaSilO ACI ÇEKEN MİNİŞLERİ BİRAZ TA OLSA SEVİNDİRMEK EN BÜYÜK HAYALİM.
SENİ ÇOK SEVEN SEM ....
sevgili gülen ben pınar namı değer fundanın zuzusu:))bizlerde bu konuda elimizden geleni yapacağız.iletişim halindeyiz gelişmeleri kuzumdan alırsınız..
YanıtlaSilsevgilerimle
umarim bu sözlerinizi cabucak unutmazsiniz ....yorumlari okudum ama gülen hn ne yazdigi tam okunmamis ...kendisi dikis bilen palyaco kiyafeti dikebilecek birini soruyor yada hazir,herkes kendince yaziyor...ben pazartesi arastirip dönücem size ...
YanıtlaSilCanım desteğin için teşekkür ederim.
YanıtlaSilİnşallah kıyafet konusunda birşeyler yapabiliriz, bunu çoook istiyorum.
Adsız'ın yorumuna umutlanmalımıyız???