1 Temmuz 2010 Perşembe

AYIP ETTİM..

Siz beni burada tatil yapıyorum sanıyorsunuz değil mi?
Değil işte.

İtiraf ediyorum, geceleri uyku bedeni uykusuzluktan büzüştürünceye kadar serin serin oturup gündüzse sıcağa anca öyle tahammül edebileceğimi bildiğimden şuursuzca uyuyorum; olabildiğince geç kalkıp Akdeniz siestasını Meksikanvari yaşıyorum. Gün içinde kanepelerden birinde uyutuyorum kendimi :D Klima beni ciğeri kelebekliler gibi öksürttüğünden üç tarafı denizlerle kaplı yarımada misali salonun bütün camlarını açıp gece serinliğinin keyfini çıkarıyorum ertesi sabah yakıcı güneşle yüzgöz olmanın sıkıntısını düşünmeyerek :D Hakan'ın doğum günü hediyesi olarak aldığı vantilatör sadece bir saat çalışıp bozulduğundan apar topar satın alınan mağazaya Dandilatör* vasfıyla iade edilince karşılıklı açılan camların esintisiyle idare durumundayım. Ve denize girmek için eylülü bekliyorum, hala denize gitmiş değilim yani :) Durup dururken lupusu uyandırmanın alemi yok.

Rutine girmiş yaşam standartı nedeniyle alınan iki, yetmedi üç duşa karşın sıcaktan öfleye püfleye dolanıp dururken uykuya dalmam üçü beşi bulunca ayaklanmam da haliyle gecikti :( Arkadaşı gelecek olan birinin yataktan sürünerek kalkması gerçekten büyük bir ayıp ama neyse ki ciddi anlamda geçerli nedenlerim var.

Pastaların cesur prensesi ve kızını evimize yakın bir AVM'den almaya giderken hafiften esen rüzgar geniş kenarlı siyah şapkamı arkama doğru bir kaç kez uçurunca Mehteran bölüğü gibi üç adım ileri bir adım geri gide gide, ayağımı burka burka ulaştım Avm'ne :D

Erdim'den biliyorum yanında çocuğunla AVM'ne gidersen arayanların seni bulacağı ilk yer oyuncak reyonudur. Yanılmadım, oyuncak reyonunda buldum onları. Yakın yerlerde oturuyoruz ama sıcaktı, yerleşmekti derken görüşmemiz neredeyse bir ayı buluyor. Sarılıp öpüşüyoruz. Bunun adı ne bilmiyorum, bana hala çok ilginç geliyor. Benim geçen seneki İzmir hezimetim sırasında günü birliğine İzmir'e gelen Sem'imle kekik kokumun o zamanlar yaşadığı yere çok yakın bir parkta buluşmuş ama benim günün ilerleyen saatlerinde kendimi kötü hissetmem nedeniyle kekik kokumla görüşememiştik. Ve şimdi benden sadece bir ay önce Fethiye'ye yerleşen kekik kokumla 10 dakikalık bir mesafede oturuyoruz :) Ayağını sürüyor buraya gelen :) Bakalım daha kimler gelecek?

Küçük arkadaşım Derin'in kolunda Kırmızı Başlıklı Kız'ın büyük annesine götürdüğü yiyecekleri koyduğu sepetin çıtı pıtı pembesi var. Çok şirin. İçinde korumaya çalıştıkları şeyi kasadan geçerken görüyorum.


Doğum günüm için 'g' harfli cupcake :)
Pastacı ustam doğum günü pastamı çok önceden yapmıştı aslında..

Renkli minik topların hallerinden memnun duruşlarının görsel sevinci eli boş gelmeyen arkadaşımı, mutfağı boş bir eve götürmenin utancına karışıyor. İçine giremedim çünkü o yarılması gereken yerin yarıldığı hiç görülmemiştir.

Böyle utanmış sıkılmışım; utanıyorum çünkü tuzluların benden olduğu eve oturum açma eyleminde arkadaşımın önüne çıkarabileceğim hiçbir şeyim yok! Rezil bir durum.. Nasıl anlatılır, böyle bir durum nasıl açıklanır?

Baktım olmayacak, yakınlığımızın verdiği güvenle açık açık söyledim, böyleyken böyle dedim. Workshop yapacağız dedim, atölye çalışması olacak. Sen ustaların ustası öğretmenim ben yeni yetme öğrenci. Hem bu sayede ''yenebilir' bir poğaça öğrenecek, balıkları sinir ve öfke krizine sokan, ahşap minyatür bir tekne gibi deniz üstünde yüzebilen o tariften kurtulacaktık ailece.. Ben şık önlüğümü geçirdim boynuma. Uzun :P ve ahenksizce dans eden saçlarıma da bana süslü perişan ünvanını kazandıran pembe saç bandımı taktım. Tamamdır, hazırım.

O kadar kostüm hazırlığına elim una değseydi bari. Eli una değenin üzerinde olması gereken önlük bana sanki çalışıyormuş havası verdi mi? Verse ne olacak? Eve gelmiş arkadaşa poğaça yaptırdım ben :( Yemin ediyorum hamuru yoğurmayı teklif etmedim değil ama pastaların cesur prensesi, benim tatlı kekik kokum hiçbir yere, hamur bulaştırmadan, un dökmeden, eline bile yapıştırmadan pişmeden bile ağızda güzel bir tat bırakan hamuru çabucak yoğuruverdi. O ara kapı çaldı. Karşımızda kaçamakları da olmasa yoğunluğundan görüşmeyi ancak hayal edebileceğimiz, rahat rahat görüşebilmek için kışı beklediğimiz sıcacık bir dost yüzü. Yorgun, yoğun ama gülüyor :) Kaçabilirsem gelirim demişti. Kaçabilmiş ve gelmiş :) Burada şekillenen yeni hayatımda doğru yönlendirmeleri, cesaretlendirmeleri ile kendimi yalnız hissettirmeyip mutlu eden arkadaşım..

Mayalanmasını çok bekleyemeyecek kadar acıkıldığından 'olduğu kadar mayalanan' hamura peynir ve maydanoz koyup poğaça şeklinde kapattık. Üzeri kızarıp şişmeye başlayan poğaçaların derin derin içime çektiğim kokusu, sabahları sıcak sütle poğaçadan oluşan kahvaltı menüsüyle işe yetişme telaşındaki insanların imdadına koşan samimi fırınların yaydığı kokuyla aynıydı.

Servis sehpalarının samimiyetsiz, uzak havasından sıyrılmak için yemek masasına konuşlandık. Klasik, alışılagelmiş, rutin patates salatası, pastaların cesur prensesinin benim doğum günüm için yaptığı o güzelim cupcakeler

ve az sonra tarifini vereceğim poğaçanın yer aldığı masa başı sohbeti sırasında biz üçümüz de çok mutluyduk. Kafamın sardığı arkadaşlarımla buluşmanın tek kötü tarafı tam koyulmuş kıvamıyla gelişen sohbetin kesilmesi :( Çünkü ikisi bir olup gittiler :( İki dakikada sattılar beni :D Önce biri sonra biri gitmeliydi oysa. Kalakaldım tek başıma.

Evine gelen arkadaşına hiçbir şey yapamayan kişiyi hoşlukla, olgunlukla karşılayan arkadaşlarım olduğu için çok mutluyum. Mutfak konusunda başarılı biri değilim, kaldı ki sıcaklarla başım dertte. Beni anladığın için çok teşekkür ediyorum can arkadaşım kekik kokum.

Misafir veda ederken ev sahibine 'her şey için teşekkür' der, ben de misafirime teşekkür ediyorum; her şey için teşekkürler..

Babam ve Hakan poğaçaya bayıldı. Hakan 'işte budur' deyip dalgalı biçimde benim yaptıklarımın ne kadar rezil şeyler olduğunu ima etmeye çalıştı; aslında çalışmadı direk ima etti :D Poğaçalar bitince de 'pekiştirmem' için poğaça yapmam konusunda sıkıştırdı beni :D Yapmadım çünkü pilatese başladım yeniden. Ben ne zaman istersem o zaman yersin sen o poğaçayı Hakan efendi :P Bu arada Hakan işten çıktı :) Üzülmedim. Onu da sonra anlatırım artık..

Poğaça tarifi vermek ne haddime, bence O anlatsın..

YORUM YORUMLARI:

Bahar'ım; daha denize girmedim. Bir sle muzdaribi olarak bu mevsimin deniz için bana uygun olmadığını bilerek için rahat rahat çalışabilirsin canım :D ama sahil boyu senin için tur atmak mutluluğundan mahrum etme beni :P İnat etme :)

Çınar'ım; o kadar emin olmasaydın daha iyi olurdu. Tatlılar da tuzlu da nefisti; neden? çünkü ben yapmadım.. Yanılttım seni ama neyse ki özür şiirimi peşinen yazmış idim :)

Çelebi'm; hala benden ümitli olman ne güzel :) Çok çalışmam, Fethiye sıcaklarına alışmam, hayatımı düzene sokmam lazım :)

Çoban yıldızı'm; pastaların cesur prensesi sayesinde nefis oldu zaten. Yoksa benden hayır yoktu, bir iş çıkaramadım ortaya :( Çok ayıp oldu aslında ama oldu bir kere :(

Dandilatör: bozulup dandik bir hal alan vantilatörün bozulduktan sonraki adı..

9 yorum:

  1. valla alemsin yaaa... hem misafir çağır hem de çalıştır.. akıllı evsahibi buna denir..ihi..ihi.ihi..

    YanıtlaSil
  2. Poğaça yapmak dert değil Gülenim, ben zaten oldum olası yanımda biri varken birşeyler yapmayı çok severim. Tarifi vermedim blogta sen ver artık tekrar denersin bir ara yazarsın :)

    Bende senin gibi gece ayakta gündüzde maalesef zorunlu ayakta bir tipim. Ama bu sıcaklar gerçekten beni yoruyor. Gözümde ışık kalmadı valla, esse şu rüzgar artık !! işin kötüsü bu akşamDerin'de alt kata kanepeye geldi şimdi bir ayağı benim üzerimde uyuyor..
    bende artık o film senin bu dizi senin sabahlarım

    YanıtlaSil
  3. Çok güzeldi ben ikinize de teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  4. kekler gözümü aldı bu dakikadan sonra başka birşey düşünemiyorum :)

    YanıtlaSil
  5. Biliyoruz artık sen tatil yapmıyorsun. Yerleştin o kıyı kentine ve bizlere de hava atıyorsun değil mi blog dostlarınla buluşmalarınla.Olsun elbet birgün bizde düşeriz yanıbaşına.Sana hiç çok sosyal ve çok şeker olduğunu söylemişmiydim? Sevgilerimle tontini.

    YanıtlaSil
  6. Şeker tatlım sayfamda senin hakkında konuştum bak arkandan atıp tuttum haberin olsun:)

    YanıtlaSil
  7. arkadaşın anlayışlı birine benziyom hem ne olacakki
    bende biri yanımda olunca ki ev sabihi olması daha makbuldür severim iş yapmayı ne olursa olsun yani
    sıcaklarda sana kolaylıklar dilerim

    inş yeni düzene en kısa zamanda adapte olur alışırsın atlatırsın bu zorluklarıda

    YanıtlaSil
  8. En sevdiğim şeydir sabahlamak, gün boyuda uyumak, sıcak memleket işte en güzelini yapıyorsunuz bence. Fotoğraflarda pek bir çalışkan gördüm sizi :)) arkadaşınızın ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  9. Gülenim biz ailece misafiri sevenlerdeniz.Biliyorsun artık misafir kavramı kalmadı.İnsanlar artık ne geliyor nede gidiyor.Ben gitmeyeyim oda bana gelmesin diyenler çok.İnsanları çok seviyorum insansız durmam benim çok zor.Bu resimlerde mahçubiyetini yüzünden okur gibi oldum.İnsanlar evlerinde aç durmuyorlar sonuçta.Herkes evinde bir şeyler yiyor.Bize gelirkende doymak için gelmiyorlar.Mutfakta başarı oranın zayıfsa ozaman pastaneden hazır birşeyler alabilirsin.İllaki senin elinin değmesi şart değil.Amaç sohbet anında atıştırmak değil mi?Hiç mahçup olma bence sen engin yüreğinle evini açmışsın.İnşallah sen benim misafirim yada ben senin misafirin olurumda pastane poğaçası yaparım arkadaşıma.
    Sevgiler:)

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails