22 Haziran 2009 Pazartesi

ERKEN DOĞUM GÜNÜ ARMAĞANI

Isınamamıştım, küre ısınmıştı da ben ısınamamıştım.Dün değil, önceki gece uzun süre ısıtamadığım ayacıklarıma sıcak su torbası koyacak kadar ısınamamıştım.
Bugün yandım!Isınamadan kaynama noktasını da atlayıp direk, çevresinde 'haşlanmış yiyecek insan bulduk, ne mutlu bize!' mutluluğuyla dans ederek dolandığı altı cayır cayır yanan bir kazanın içine düşmüşüm de kurtaranım yok gibiyim.

Kesinlikle karar verdim.Dikiş, incik-boncuk, ev işleri ile bir arada yürümüyor; yani en azından benim için öyle :( El becerisi gerektiren işler ruhen dinlendirici olabilir belki ama fizik olarak enerjimi tüketen işler.Sağ el işaret parmak mağduriyetimi de eklersek haksız da sayılmam kendimce.İkisini nasıl bir arada götürüyorlar anlamıyorum.Hem evim pırıl pırıl olsun, hem el becerisi işlerine zaman ve enerjim kalsın.Bu bir rüya olmalı; ama benim için.

Hayalimdeki çılgın eteğin nasıl yapılacağını hala eyleme dökebilmiş değilim; tatlı eteğim gözümün önünde duruyor ama ani bir hareketle çekip alıveremiyorum onu oradan.Tam almak için elimi uzatıyorumki o deli şey çılgınca kendi çevresinde döne döne kaçarken kayboluyor gözden.Ellemedim dursun orada bir süre daha.

Kumaşlarıma dokunmayı hiç istemediğim bugün, evle ilgilenmeye karar verdim.Evle ilgili ne kadar sorun varmış da benim bundan hiç haberim yokmuş.Üçken ev erkeği, halasının hışmından canını zor kurtarıp bizim eve sığınan kuzen çocuğu da eklenince okeye dördüncü aramaya gerek kalmadı.4 erkeğe 1 ben.5 temmuzda doktora sınavına gelecek olan arkadaşımızla evdeki erkek sayısı 5e çıkacak :D Kapalı servise yatırın beni :D (hiç şikayetim yok aslında, çok adice belki ama erkeklerimin bana muhtaç olmasından, her şeyi bana sormalarından, bensiz hiçbir şey yapamamalarından, son sözü hep benim söyleceğimi bilmelerinden çok hoşlanıyorum.Hahah:)

Bir varmış bir yokmuş, ev işi çokmuş.Önce dikiş malzemeleri toplanmış, sonra E5 karayoluna nispeten biraz daha kısa; uzun ince, virajlı koridoruyla 4+1 evin her yerleri süpürülmüş, silmeye gelince enerji tükenmiş.Kitaplık toparlanmış, kolaj yapmak için saklanan '98lere ait dergiler, pişman olmamak için ani bir cesaretle kapının önüne, çiğden güveçte yemek ocağa konmuş.Çamaşır atılmış makineye.Yıkanmışlar bulaşık makinesinden nefretle çıkarılmış, yerlerine yerleştirilmiş.Gaz ve hız kesmeden balkon süpürülmüş, acınaklı su durumu nedeniyle asla yıkanmayan balkon, balık ağının dışından gözümü oyacakmış gibi bakan ve balkonumuzu tuvaletmiş gibi kullanmak istedikleri her hallerinden belli güvercinlerle 'bakarsınız işte öyle.Hihihih' şeklindeki cümlelerle dalga geçilerek silinmiş.

Pil bitmiş şekilde tosuldarken kapı çalınmış.Pelme perişan halde kapı açılmış.Bir bakılmışki gelen elinde büyükçe kolinin üstünde A-box yazan PTT görevlisi.Yanlış adres olduğu konusunda PTT görevlisi ikna edilmeye çalışılırken ismimin yazılı olduğu faturayı görüp kolinin bana ait olduğuna ikna olmuşum.Şaşkınlıkla koliyi teslim alıp açmaya başlamışım.

O kadar söylenirmişimki karton ayakkabı kutularının arasında ayakkabı aramaktan, şeffaf kutuların ne amaca hizmet ettiğini anlamakta hiç zorlanmamışım :)
Bütün yorgunluk pır uçup gidivermiş.Bir kez daha bu kadar çok ayakkabı sahibi olduğum için kendimden, hiç ayakkabısı olmayan, kışın naylon terlikle okula giden, 23 nisan törenlerine yırtık ayakkabıyla katılan, parçalanmış spor ayakkabısıyla 100 mt. koşup birinci olan o çocuktan ve Hakan'dan bir daha utanılarak ayakkabılar karton kutularından çıkarılmış.Hakan'ın onları yeni yerlerine yerleştirirken 'Gülen doğum günün kutlu olsun; bir daha burayı darmadağınık görmek istemiyorum!' ültimatomuna boyun eğilerek ses çıkarılmadan ince düşüncesinden dolayı kendisine teşekkür edilmiş.
Bilseymişimki Hakan'ın erken doğum günü armağanı bu şeffaf ayakkabı kutuları bu kadar işime yarayacak, doğum günümü üç ay öncesine aldırırmışım :)



Skandal boyutunun sadece bir kısmı olan ayakkabılar :(

Bu da masalın mutlu sonu :)
Not:Ayakkabı kutularını yapan firma yerli bir firma.Buna sevinmiş olmakla birlikte isminin Türkçe olmamasına gıyaplarında gönül koydum.Önerim; Aa kutu! olabilirdi.
Dilimizi koruyalım!

4 yorum:

  1. Fikrin ince adamı,her derde deva insan Hakan unutma ki 26 haziran aynı zamanda benim de doğum günümdür.çok işe yarar olmuş bu erken doğum günü hediyesi.seni değil hakan'ı tebrik ederim.

    YanıtlaSil
  2. O kadar çok ev işini yapmak bile gerçekten büyük bir sabır istiyor. 23üme gelmiş, yatağımı bile annemin topladığı dönemden çıkıp geçenlerde temizlik yapayım dedim. Demez olsaydım...
    Ama günün sonunu hediyeyle atlatmak gibisi de yoktur. Bugünü de kotarmışsın gibi görünüyor Gülen Abla :)

    İlk yorumum erken bir doğum günü kutlamasıyla bitsin o vakit. Doğum günün şimdiden kutlu, mutlu olsun ve iyi ki doğmuşsun ki senin gibi birinin hayatını okumak bana da nasip olmuş :)

    YanıtlaSil
  3. şeffaf ayakkabı kutuları süper fikir
    ne güzel olmuş
    dikiş işi bence de yorucudur
    kendini yorma
    boşver

    güzel ve eğlenceli günler diliyorum

    nalan abla ulaştı ı amerikaya canım
    haber var mı?

    YanıtlaSil
  4. Gülenim, sayende bol bol güldüm yine, Allahta seni güldürsün emi:))
    Hakani kutluyorum, güzel ve ince fikrinden dolayi, eee nede olsa Izmir delikanlisi:PP

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails