28 Temmuz 2009 Salı

BURALAR :) HAYME ANA- YORUM YORUMLARI.

Ben geldim :)
Sabah 9.30 ve bu saate kadar kahvaltımızı tamamladığımız yetmezmiş gibi inşaatı devam eden ve nisana kadar bitmesini dilediğim devremülklerin teftişini de bitirdik. Arı gibi çalışıyoruz maşaallah :D
Babam yat borusunu 23te çaldı. Kalk borusu çalındığında saat 8e değmemişti (7.52) Bir de diyorki akşam saati 01 olarak gördüm şimdi de 10 sandım. Babam askeri kampa çağırmış beni de haberim yok. O önden ben arkadan uygun adım yürüyoruz :D Bir benden tekmil istemediği kaldı. Yarına kalmaz tekmili de verir kaçarım ben buralardan :P Geldiğinden beri odasına kapanan bugün itibarıyla da kendi sosyetesine görünmeden buradan kaçacak olan laptoplu ikinci kişi 17 yaşındaki gence verdiği ilhamdan dolayı teşekkürler :D
Dün gece 6.sınıf öğrencisi Mert'in cebimizde oda anahtarımızın olduğu bornozu yanlışlıkla götürmesi sonucu ufak bir kriz yaşansa da, sorun tatlı çocuk Mert'in arkadaşlığını kazanmamla sonuçlanan bir biçimde çözüldü. Mert'le şimdilik sporcu sayısı iki ile sınırlı bir su balesi takımı kurduk. Su balesi antrenmanlarının dışında kalan zamanlarda su cimnastiği, su pilatesi ve suda karın yağlarını dövme çalışmalarım da sürmekte. En son söylediğimin federasyonunu kurmak üzere devlet büyüklerimden yardım istiyorum :D
Otelin doktoru sevimli, bilgili ve insani özellikleri yüksek bir kişi. Skeloderma hastası olduğum ve içi sıcak su dolu derin çukura (tatile gitmek isteyip gidemeyenler için h...z sözcüğünü kullanmama kararı aldım) girip girmeyeceğimi sormak için odasına gittiğimizde ilk dikkatimi çeken devasa boyuttaki laptop çantasıydı. Doktor yemeğine ara verip ısrarla bizi oturttu ve uzun uzun bir şeyler anlatmaya başladı. Bir ara dermatitlerden, egzamadan, otoimmun sistemin düşüklüğünden söz etti. Telefonla bir hasta getirileceği haberini verdiklerinde kalkmak istedik. Doktor oturabileceğimizi, bir sakıncası olmadığını söylediğinde hasta çoktan gelmişti bile. Ayağa kalktığımızda kolumu tuttu ve 'skeloderme bu değil mi?' dedi. E be doktor, ben skeloderma tanısı alabilmek için o koldan kanaması durdurulamayan bir parça alma operasyonuna imza atmışım, dört ay boyunca infeksiyonundan, dermatolojisinden, ortopedisine gezmişim. Bilseydim direk senin kapına gelirdim. Konuşma sırasında sözünü bilerek dermatitlerden, otoimmun sistemden geçirdiğini anladığım bu gözsel muayene nedeniyle doktorun hem 'insan', hem iyi doktor olduğunu anlayıp mutlu oldum. Doktorun iyi insan da olması çok önemli mevzuudur çünkü.
Tabldot yemeği beğenmeyip önce bana tattırmaya çalışan bir ablaya 'yemekteyiz programında değiliz şekerim, öğünü 3liraya mükemmel yemek işte' dedim. Bu insanların evde ne yediğini haddinden fazla merak etmekteyim.
Babamın öğretmen evindeki traşının bitmesini beklerken ben de internet cafeden dertleniyorum :) İçi sıcak ve mineral suyla dolu olan çukurun açık olanı dolmuş. Buradaki işlerimiz bitince orada alacağım soluğu.

Yorumları yorumluyorum:
Delfina'm; Sana hodri meydan dediğinden beri anlatmak için aklımda olan öyküyü anlatamadım ya, yanarım yanarım ona yanarım. Bu arada sayende kolaj yapmayı öğrendim ya, bir kolaj bir kolay, sorma gitsin :D

Dolunay'ım; laptop bulundu, gerisi rica moduna kaldı. Bir kişi daha var ama o genç bugün sıvışıyor.

Magissa'm; canlandırma yetmez, gel yanımda tanık ol :D

Çınar'ım; bir dahaki il dışı gezilerime laptop olmadan çıkmam abi. (Hakan seni seviyorum)

Elçin'im; ey ölümlü kalk o eğildiğin yerden :D kendimi bir şey sanmaya başlamam an meselesi :P

nalan ablam; Ankara'ya döner dönmez bu işi çözülmüş biliyorum zira içten pazarlığım bana şunu söyledi: telefonla Hakan.net üzerinden devam edersen Hakan.net en azından kendi refahı için laptop işini çözer :D

Belgin'im; ya ben ne yapayım senin şen kahkalarınsız??
Son akşam Hakan'ıma 'ne olursa olsun beni sevmeye devam eder misin?' dedim (Japon davulu hikayesini anlattım ya sana) O da 'evet' dedi. Ben de 'o zaman bütün gayriciddi davranışlarıma devam edebilir miyim?' diye sordum. O da 'tabiiki' dedi. E ben ne yapayım :P
Dün akşam 'özledin mi?' dediğimde 'evet, ev cıvıl cıvıldı' dedi :D E sekreterliğimi de yapıyor haliyle, Allah'ım hem tatildeyim hem dönüşümdebir laptopum olacak :D Bir taşla vurduğum kuşlar sayısı bugüne kadar tek tek vurduklarımın sayısından fazla.

Delfina'm; friendfeed ne olaki? Gelince onu da öğrenirim senden. Kolaj işi tamam ya :)

dağlar kızı'm; yatılı okul adamı böyle yapıyor işte; her işini kendin yaparken çözüme giden bütün tali yolların uçları beyin kıvrımları arasında birbirine dolanıyor, geçici de olsa mutlaka bir bağlantı kuruveriyorsun olayların birbirine ilişkileri geçiş yolları vs. Hakan.net de böyle doğdu işte. Tek kişilik ama olsun :P

Sihirli'm; aklıma gelmedi değil :))))) ama hakkımda yazacaklarını düşününce anında U çektim.
Ben uzun cümle kurmakta hiç zorlanmadığımdan akşamki yazıyı 8 dakikada yazdırmıştım bile. Silme yok, cümle iptali yok ve öncesi hazırlığı yok. O anda gelişti. O zararlar konusunda çok haklısın. Diktiklerimin ikisini getirdim. Abartı giymeme kararı aldım çünkü insanlar doğru dürüst yürüyemezken nispet yapar gibi olur diye utandım..

Sezon finali yazımın yorumlarını yorumlayacaktımki babam geldi, acil çıkıştayım :(
Hepinizi seviyor ve askeri kampıma geri dönüyorum. Çarşı iznim bitti :D

6 yorum:

  1. ohhh kuzu kim tutar seni oaradanda yetiştin el attın sanal hayata.
    fotoğraf makineni yanına alsaydın bari.bir sürü fotoğraf çek.su dolu çukur ha ha:)))
    ama sıcaksa ne yapayım ben onu.ben güneşten kavrulup buz gibi suya atlamak istiyorum.
    yinede su sudur.
    gir mineralli suya bir ohhh çek kısakananlar çatlasında diyebilirsin içinden.
    ve bir gelmişsinki ben orta yerimden çatlamışım:))

    YanıtlaSil
  2. Laptop bulacağından emindim zaten ...hiiiiççç şaşırmadım...he he he

    YanıtlaSil
  3. Sorumlu yayıncılık anlayışı budur işte:)
    Tatildeyken bile biz izleyicilerini merakta bırakmadan anında canlı yayın yapan harika insan Gülen:)))
    İyi tatiller, hayırlı teskereler:))

    YanıtlaSil
  4. Ben yaziyi okurken, birden doktor cikinca onun Laptopuna sarildin sandim:))
    Alemsin valla, hadi bakalim asker kampina dogru uygun adim marssssss:))

    YanıtlaSil
  5. Demek ki aradaki kanın kaynama seviyesini belirleyenlerden biri de yatılı okul yaşanmışlık kardeşliğiymiş. Du bakalım, daha neler neler çıkacak ortak:)

    Hamişliğin sevimli! bir getirisi olarak tüm kemiklerimin ağrıdığı şu dönemde kaplıcanın suyla kaplı şifası ne güzel olurdu. Ben ki ömrümün yarısını hamamlı ortamlarda, kaynar suyun kuşu olarak geçirmişim, kıskanmadım desem yalan olur :)

    Askeri de olsa kampın tadını çıkar :)

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails