22 Eylül 2009 Salı

BAYRAM İNCELİĞİ

Çok erken.
Bayram sabahı kahvaltısı, yüzler önceki bayram sabahlarındaki gibi değil; hüzün derinliğinde ve başı eğik, boynu bükük..
Konuşulmuyor, çatal ve bıçakların çıkardığı metalik sesten başka kimseden çıt çıkmıyor..
Herkes bir diğerine 'kahvaltı yapıyor' izlenimi veriyor. Masa başında toplanmış bu aile acıdan kendi payına düşeni içlerinde yaşıyor sessizce.

Kapı çalıyor; ana hakim olan sessizliğin bozulmasını istemiyor hiç kimse. Hepimiz o kadar kendimizleyizki sabahın bu saatinde kimin gelmiş olabileceği bile düşünülmeden, şaşkın bakışlar atılmadan açılıyor kapı isteksizce. Gelen artık 'iç'ten biri olduğu için rahatlıyoruz. Yakınlaştıkça taşınma sırasında hakkında edindiğim ilk izlenimi özeleştiri yaparak kendisine itiraf etmekten hiç rahatsızlık duymadığım sempatik yan komşum evde kim varsa toparlayıp onlara gelmemizi söylüyor; şaşırıyorum. Toparlanıp gidiyoruz.

Sanatçı duyarlılığı. Bayramın bizim için bayram gibi ya da havasında olmayacağını tahminle bu tatlı insanlar bize bir sürpriz hazırlamışlar; güne belki iyi başlarız umuduyla.
Sanatçı ruhu. Sanatçı dokunuşu..
Beş parmağın bir enstrüman üzerinde birbiriyle uyumlu biçimde dans edişi diğer beş parmağın tuttuğu yayla buluşunca ruhlarda kıyamet kopuyor..
Daha önce konsere gitmedim değil ama notalara bu enstrümanlarla hayat veren, anlamlar yükleyen insanları konser salonlarında smokinleriyle görmüş olmanın alışkanlığıyla oda orkestrasının mutfağa uyarlanmış hali spor kostümlerle o kadar şirin geldiki :)

Sanatçı ruhlu olmak.
Sanatını incelikler, hüzünleri mutluluklara çevirmek için konuşturmak..

Çelloda Mert, orkestra şefi Can (CSO perküsyon sanatçısı) kemanda kuzenleri Taylan,
etkisiz eleman camgöz Tarçın
ve Erdim :)

Erdim ve saz arkadaşları :)

Erdim melodicasını gösteriyor :)

Schindler'in girişini dinlerken Mert


Şimdi ne çalsak derken Mert :)


Çalarken Mert..


Çalıyorum Taylan..


Ağlatan Taylan :(


Çingeneler Zamanı Goran Taylan..


Elime bir şey oldu Taylan..


Bayram sabahı, henüz kimsenin eli öpülmemiş
ilk kahveler içilmemiş
zehirden acı bir parça çikolatayla..
İçimizde utanmaz mutsuzluk
kapı komşuda sıcacık müzik..

Bu iş çok zor (Yonca)
Ucuna elipsten daha hallice yuvarlaklar takılmış sopaları üstten çizgilerle birbirine bağlayan ve
adına nota denen şeyleri yorumlayarak güzel, uyumlu sesler çıkarmak zor iş..
Ben onları hep siyah lollipopa benzetmişimdir..


Not: eğer buraya kadar gelebilmişseniz tarayıcınız ya size kıyak geçmiştir ya da bloglara erişememe sorununu bir biçimde çözmüşsünüzdür ama ben ilk varsayımdan yola çıkarak canım arkadaşımın yazısını mutlaka okuyun demeden gitmek istemedim.
Bu yazıyı yazabiliyorsam tatlı arkadaşımın sayesindedir..
Teşekkürler 'arkadaşım'..


8 yorum:

  1. Sizin apartmanda boş daire var mı..? :)) Komşularında senin gibi sanırım..Ben geliyorum..Tebrikler bir goldenlı komşun daha oldu :))
    Küçük sanatçılara bayıldım..

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Gülen,
    Öncelikle bayramnızı en içten dileklerimle kutluyorum.
    Ayrıca bir şeyler kaçırmış gibiyim ve anlayamıyorum.Kötü bişey yok inşallah..Çok kopuk kalmışım..

    Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  3. hayranım gençlere..
    göreceğin nice bayramalr diliyorum canım benim.....
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. gülenim çok sevindim ne kadar güzel bir komşuymuş.ayrı memleketlerde ama aynı duyguları yaşamışız:( inan ufuk güldürmek için şaklaban oldu resmen.oda olmasa hayat nasıl çekilirdi hiç bilmiyorum.bu arada izmirde pcden iyi anlayan arkadaşım hep yardımcı olur uzaktan yardım atarım sorunu çözer pc başında değilse telefonla yönlendirir ttnet filtre uygulamış dedi bende onun yalancısıyım ama söylediklerini yaptım sorunsuz girdim..erdimi seni hatta komşuyuda öpüyorum

    YanıtlaSil
  5. Nur içinde yatsın anneciğinin bedeni. Ama görüyorum ki ruhu sizin buruk bir bayram geçirmenizi istememiş ve hemen yüzünüzü güldürecek olaylar organize etmiş gittiği yerlerden.:) O notalarda sizinle olmuş, size sarılmış...

    Şimdi bu yazı üzerine mutlu bayramlar dileyemiyor insan. Sadece sevgilerimle, yüzünü hep gülerken görmek dileğimle...

    YanıtlaSil
  6. anen nur içinde yatsın canım .senın gibi bı kızı var .ruhu rahattır senın çok güzel bi yüregin var çünkü sevgiler...

    YanıtlaSil
  7. Bu bayram annemi eve girer girmez boylu boyunca yatar görüncesen aklıma geldin inan. Daha ne denir bilemiyorum, burnumun direği sızladı okurken. Bir yarım ağladı, diğer yarım gülmeyi, gülmeni istedi...

    YanıtlaSil
  8. Değil yazının sonuna.. yorum bölümüne kadar geldım :)

    O kadar içten ve guzel anlatmıssın kı.. masada kı hüznü.. sankı o sessızlıkte bende bir sandalyede..oturmuş.. çatalımla zeytinle oynuyorum ve sessızlıgı dınlıyorum gibi hissettim.. öyle hayal ettım..

    Hayat..kaldıgı yerden devam edıyor...
    Derler ya..ediyor ..gerçekten ediyor...sevdiklerimizi unutmayacagız.. allahım unutturmasın da.. Onlar bizim her zaman hayata parlayan gözlerle bakmamızı ısterdı.. bunuda unutmayalım..olur mu ?

    Sevgıler..Bizden..sana..
    Şekerkokulu kızım ve ben..

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails