15 Eylül 2009 Salı

SİZ POSTANIZI NASIL ALIRDINIZ?

Yer: postane
Kişiler: ben ve diğerleri
Figuran: memure
Kahraman: sadece ben :D

Upuzun ama gerçekten upuzun bir kuyruk. Sessiz ve itirazsızca bekleşen insanlar. Bir kargo gönderim var. Postaneden içeri girer girmez hemen en yakınımdaki bekler-kişiye kargo sırasının bu olup olmadığını soruyorum; yanıt memnuniyet verici; HAYIR! Sevinç gösterisinin yeri değil çünkü her an kuyruk saldırısına uğrayabilirim. Göze alınır bir durum değil bu :)
Daha önceki kargo gönderilerimin hepsinde de sorun yaşadığım, sorun yoksa bile kesin çıkardığım diğer iki memurenin olmamasından fırsat orada bulunan memurenin yanına yaklaşıyorum. Nefretle selamlaşıyoruz :D Çok çirkin göründüğünden birbirinden nefret eden kişilerin selamlaşmasına inanın hiç gerek yok :D

Gülen:Kargo gönderecektim.
Memure:APS gönderelim.
G:Olmaz ben kargo göndermek istiyorum.
M:Neden kargo da APS değil?
G:Şimdi ben olur dersem sorun çıkmadan APS ile gidecek değil mi?
M:Evet
G:E bunun için işte :D
M:Neden ısrarla kargoyla göndermek istiyorsunuzki?
G:Sizin yine mi kargo sisteminiz arızalı?
M:Evet
G:Ne zaman değilki? Bir şey soracağım; sizin bu kargo hizmetiyle ilgili sisteminizin arızasız bir günü var da ben mi denk gelmedim acaba? Yoksa (bugün orada olmayan memure ve şef) onların burada olmamasıyla ilgili bir durum mu? Yanınızda oturan memure benim bildiğim en az 6-7 senedir burada çalışıyor ama her şeyi şefe soruyor; hayır bana sorsa ben bile yanıt verebilecek durumdayım artık.
M:Çok iyi biridir o.
G:Kötü olan benim yani :P Ben ona kötü demedim ama işi bilmiyor. Hep şefe soruyor.
M:Evet yeni o burada.
G:Ben daha yeniyim ama burada çalışan o; bu nasıl oluyor.Hem ben kargo göndermek istiyorum.
M:Bak bebeğim APS alalım.
G:Neden APS? Sizin yine zarfınız yok değil mi?Hani bir keresinde beni kırtasiyeye zarf almaya göndermiştiniz de ben de aslında gitmeyeceğim halde 'size de alayım mı?' demiştim de, siz de 'gerek yok, öğleden sonra bize zarf getirecekler' demiştiniz?
M:APS zarfı vereyim mi? (zarf atıyor :D)
G:E verin bari.

Paketim kargoyla değil ama APS ile gönderildi. İkisi arasındaki fark APS'nin bir gün sonra gidecek olması imiş. (bu kadarla sınırlı olduğunu düşünmüyorum) gerisini bilmek de istemiyorum. O postaneye her gidişimde karşılıklı gerildiğimiz anlar yaşıyoruz. Anladığım şu; bazı işler yolunda gitmiyor ama kimse de itiraz etmiyor. İtirazın edilmediği yerde itiraz eden biri olursa o kişi uyumsuz biri gibi algılanıp geçimsiz ilan ediliyor. Bizim postanenin geçimsizi de benim, üzerime geçimsiz tanımam hatta :)
Yarın yine o postanede işim var; heyecanla bekliyorum. Bir de bugün yerlerinde kendilerini göremediğim diğer yeni (!) memureyle şef de olursa aman Tanrım olay yerine beklerim yarın:)
Ben bu yazıyı yazarken TR-Serbia basketbol maçını izlerken son dakikalarda coşan Hakan'ın bağırması üzerine başımı duvara vurdum! Erdim'in deyimiyle zeka askerlerim akıp gitmez umarım.

ASLINDA;
Kırgınım.
Sorumsuz vurdumduymazlıkların belirlediği sonlar, içimdeki öfkenin yine kendi içime akmasının ve bundan da başka hiçbir işe yaramasının kırgın yorgunluğu bu..
Toparlanamadan bir dalganın yere çarptığı bir bedenin kalkmaya fırsat bulamadan yeniden yerlerde sürünmesi gibi bir kırgınlık bu..
Zaman ve ne yazıkki renkler hızla akıyor yine; değişmemiş gibi hiçbir şey.
Renklerin, şarkıların, görsellerin akışkanlığı içinde kendimi yalnız, renksiz ve şarkısız hissetmenin kırgınlığı bu.

Gözlerim dalıyor, engellemiyorum.
Boş bakmak istiyorum.
Kolum kalkmıyor, kaldırasım yok.
Uyumak istiyorum.
Uyusam iyi olur.

Angel; aradan ne kadar kısa bir zaman geçti ama her şey normala döndü bile. Bizim sorunumuz hatırlamamak ve unutmak. Hayat renkleriyle akıp gidiyor ve gidenlerin dışındakiler kaldıkları yerden devam ediyor hayatlarına. Bencillik bu. 'o balçık çamura. Giremezdi neden çünki hemen özdeşleşecekti aslıyla, ayırt edemezdik zira.' Bu sözler çok hoşuma gitti..

minikminik; çok üzüldüm :( Çok fazla üzüldüm.. Hem de küçücük bir çocuğun bu kadar acımasız bir hastalıktan gidişi canımı çok yaktı :( O şimdi mavi bir melektir; kanatlarını her çırptığında iyilikler dağıtan.. Başınız sağolsun..

Yeşim; sana bir g adresi almayı öneriyorum. Kabul edenler? Etmeyenler? Kabul edilmiştir :P
Söylenecek her şeyin söyleniyor olması ne yazıkki hiçbir şeyi değiştirmiyor ya da çok az şeyi değiştiriyor Yeşim'ciğim. Hayat yine bizelere layık görüldüğü üzere sorumsuzluklarla, umursamazlık ve hesap vermeyişlerle akıp gidecek; yanan bizim canımız olacak ve unutup gideceğiz.
Diğer arkadaşlarım düşüncelerimi az çok biliyor hem çok yorgunum ben.
Sihirli'mi özledim.
Karşı dairede oturan çok iyi anlaştığım komşumun taşınmış hissinde özledim Sihirli'mi :(
İlk okuduğum blog olması özelliğinden dolayı Sihirli gelene kadar yazılarım şekersiz kahve sevmeyene ikram edilmiş şekersiz kahve tadında olacak..
İyi haberlerini ve Sihirli'mi bekliyorum buralarda gariban gariban..

Bloggerdaki sorun beni bezdirdi; ya sizi?

6 yorum:

  1. gülencim aynen öyle oluyor işte uyumsuz geçimsiz sıfatı etiketleniyor hemen üzerine..hayat hiç adil değil.sen kırılsanda parça parça olsanda dağılan parçalalarını toplamaya çalışsanda hayat akıp gidiyor:((
    renkler ve şarkılar çabuk gelir umarım şayet siyah beyaz gri çzigilerinde dolaşmak pek güzel değil

    YanıtlaSil
  2. kendinizi mükemmel sanıyorsunuz ve insanları acımasızca eleştirirken kendinize dönüp bakmıyorsunuz,
    sihirli elleri okurken yaptığın yorumlardan seni ziyaret ettim ve sayfa açılana kadar bu kadar eleştiriye mutlaka süper bir blop çıkıcak diye keyifle bekledim ama okuyamazsın diye süper bir isim bulduğun bloğunu okuyamadım gerçekten,bize ne senin kavgalarından,senin cildinde çıkan lekelerden di mi ama,seni okumak yerine lay loy lom dediğin insanları okumayı tercih ederim çünkü gerçekten öğretici,araştırıcı ve keyifli bloglar,
    eleştiri yaptığınıza göre eleştiriye açık olduğunuzu düşünüyor,
    sağlık diliyorum...

    YanıtlaSil
  3. Necla Hanim, okudugunuzu anlayabilen biri olsaydiniz bu blog yazarinin kendini mukemmel sanmakla yakindan uzaktan alakasi olmadiginin farkinda olurdunuz.
    Elestiri yapmakla terbiyesizlik arasindaki hic de ince olmayan cizgiyi size bir belleten cikar umarim.

    Peki sizin neyi tercih ettiginizden bizlere ne? Begenmediginiz bir blogu neden okumaya, hatta bir de yorum yazmaya geldiniz? Size dengeli beslenme ve duzenli seks hayati oneriyorum. Ruh sagliginiza da asabiyetinize de iyi gelecektir.

    YanıtlaSil
  4. O memureyle yaptığınız konuşmada yanınında olmak isterdim:) Bu diyaloğa sebep olan o anlamlı hediyelere bakıyorum şu an:) Çok mutlu ettin beni, çok teşekkür ederim canım.

    YanıtlaSil
  5. O memureyle yaptığınız konuşmada yanınında olmak isterdim:) Bu diyaloğa sebep olan o anlamlı hediyelere bakıyorum şu an:) Çok mutlu ettin beni, çok teşekkür ederim canım.

    YanıtlaSil
  6. Gülen mübağlasız 1:15 saattir sayfandayım.
    Kaçırdığım yazılarını okudum.
    Başlığa inat ben bunu hep yapıyorum zaten:))
    Okumadan yorum bırakmayı sevmiyorum hiç.
    ***
    Neyseki sorunsuz yerini bulmuş senin paket.
    Benim bir gönderim arkadaştan (aps) tanınmıyor diye geri döndü.
    Dün kargoyla yolladım tekrar.
    Bu kez varmış çok şükür.
    ***
    Hani adsız bir arkadaş yazmış ya;
    Ben öyle ağır hastalıklar bölümleri görmedim hastanelerde.
    İlk çocuğumun doğumunda yeni doğan ünitesinde kaldım 1 hafta yalnızca.
    Doğum yapalı 1 hafta olmasına rağmen hastane şartlarında sandalye üzerinde sabahladım günlerce.Gözümün önünde minicik bebeğin sarılık sebebiyle özürlü kalışına şahit oldum.
    Adana nın köylerinden gelen bir bebek ve tazecik bir anne.
    Bırakıp gittiler hastanede.Bebek sapsarı.Bileklerine sarı iplikler bağlamışlar.Cahillik işte.
    Doktor geldi,anneye dedi kızım siz nerede kaldınız bebeğinin kanı değişecek.Kan lazım.Baba gitti,genç anne titriyor.Yol bilmez yordam bilmez.
    Aldık köyün telefonunu eşi daha varmamış bile.Aradık geri gelsin diye.Başhekime götürdük ,kan bulundu.Ben çaresizliği orada gördüm,Garipliği..
    Kanı değişen bebeğin malesef özürlü kalışını...
    Dediğin gibi,hastane kapısından başını şöyle bir uzatsa görebilir aslında çaresizliği.
    Keşke daha iyi imkanlara sahip olabilsem ve daha fazlasını yapabilsem.
    Benim dört çocuğum var Gülen.
    Eşim devlet memuru sadece.
    Ama ona bu konuyu söylediğimde benimle birlikte seçti oyuncakları.
    Biz bu bayram minik yüreklerin gülüşlerinden pay almak istedik.
    Benim küçük paketim varmıştır bugün yerine.İçine dualarımıda koyup gönderdim.
    Huzurlumuyum?Çok şükür.
    Adsızlar konuşsun banane!!!

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails