6 Eylül 2009 Pazar

ÇINAR ALTINDA BİR KAÇ SAAT :)

Gecikeceğim endişesiyle tedirgince, dikkatsizce yürüyordum. Yolda önüm sıra yuvarlanan küçük taşlar bir önceki adımda pabucumun ucuyla sektirdiğim taşlardı. Güneş beni izliyordu, sanki gizli bir iş yapacakmışım da o da tanık olmak istiyormuş gibi. Buluşma yerine yaklaştığımda telefonumun saati 14.02yi gösteriyordu; iki dakikalık bir gecikme, ilk karşılaşma için görmezden gelinebilir bir rakamdı ama unuttuklarımı almak için asansörle de olsa iki kez sekiz kat yukarı çıkmasaydım bu gecikme hiç olmayacaktı. Yola yakın bir masaya oturmadan önce şöyle bir duraksadım merdivenlerde, amacım kendimi göstermekti. O beni tanıyordu ama ben onu hiç görmemiştim. Bu karşılaşma benim için büyük bir sürpriz olacaktı. Hiçbir yüzde beklediğini görmenin bakışını yakalayamadığımdan oturmak için gözüme kestirdiğim, uzatsan elini yoldaki bir ağaca değebileceğin bir masayı seçtim. Gelenlere bakıyor ve az önceki o birilerini arayan bakışlarımı onun yaşamaması için her gelene o muamelesi yapıyordum. Kaç kişiye sırf bu nedenle gülümsediğimi saymadım :) Bu yüzden buluşma yerlerine ya erken gitmeye çalışırım ya da tek başıma gitmemeye. O 'saptama' duruşu, o arayan gözler beni çok utandırır nedense.

Telefonum çaldı. Arayan oydu. Telaşlıca 'Gülen'ciğim gecikeceğim' 'sorun değil canım, lütfen acele etme, ben rahatım, gölgedeyim, iyiyim'
Geldiğinde 'ben buradayım' gülümseyişimi 'yok, o olamaz' diye fırlatmadığım tek kişi oydu, onun o olduğunu anlamama fırsat kalmadan da masaya yaklaştı. Ayağa kalktım şaşkınlıkla. Ona da itiraf ettiğim üzere tahminlerimden çok uzaktı gördüklerim. Yaşını biliyor olmam kaynaklı bir şaşkınlıktı yaşadığım, hiç tanımadığım biriyle karşılaşmanın sürprizi yanısıra. Yaşını göstermiyordu :)
Sakin ses tonu ile 'merhaba canım' dedi -ki özenmeye çalışmadığı, zaten öyle kullandığı her halinden belli güzel türkçesi ve ses tonundaki rahatlatıcı sakinlik, birlikte geçirdiğimiz üç saat boyunca hiç değişmedi. Sanki ilk kez gördüğüm bir kişiden çok, bir süre sonra yeniden karşılaştığım biri hissiyle sarıldık birbirimize. İki ben anlattım, bir o anlattı. O kadar dolmuşum ve o kadar sakin bir güzelliğe ihtiyacım varmışki arada 'Gülen'ciğim sözünü keseceğim ama' dediğinde az susup onun devam etmesinin daha doğru olacağını düşündüğüm beni mahcup eden o diyalog kaç kez yinelendi; hatırlamak bile istemiyorum.. Çok güzeldi, çok doluydu. Sürpriz bir yüzün, beklenmedik hali şaşkınlığında başladığım ve sonrasında büyük bir mutlulukla 'baş ağrıttığım' benim için çok güzel bir kaç saatti.. Daha az baş ağrıtacağımdan emin olarak yinelenmesi dileğimle :P

Batıkent'in 40 saat susuz bırakıldığı o çıldırtan gündü. Hazırlıksız yakalanmıştım ve bir damla suya muhtaç kaldığım o gece damacanalarla su içme isteğiyle yanıp tutuşuyordum inadına. Susuz bırakılmaya öfkeli bir bekleyiş içindeyken yine kendi kendime konuşur gibi yazmıştım serzenişlerimi. Tek başıma hissediyordum. Tam da bu tek başınalık hissi susuzluğumuzun üzerine çöreklenmekteyken çok yakından olduğunu, verdiği müjdeden anladığım bir ses geldi. O ses 'müjde' diyordu, 'sular bir saat önce geldi'; bu haber, doğum günümün ilk saatlerinde aldığım en güzel armağandı. Evet sular gelmiş ama ben bilgisayar başında bundan habersiz kalmıştım. 40 saatin üzerine artı bir saat de kendimden beklemiştim. Gönlümden kopmuş demek :P
İşte o günden beri yazılarını, büyükanne öykülerini çok büyük bir mutlulukla akan sular gibi okuduğum, 'bir ses ver gelirim' sözleriyle bir türlü zaman uydurup birbirimize ses verdiğimiz halde görüşemediğimiz sevgili komşu arkadaşımın yakınında olmak 'ses verdiğimde' geleceğinden emin olmak' ama benim kişisel sorunlarımdan dolayı bir türlü bir araya gelememek. Yaptığım buydu.

Yine tanıdığımda yanılmadığım, hayal kırıklığına uğramadığım (ben uğrattımsa da bilemem :P) bir arkadaş, 'huhu' dediğimizde birbirimizin yanında olacağımızı bildiğim bir 'insan' kazanmış olmanın güzel duyguları içinde sürpriz yumurtadan çıkan en güzel armağan Çınar'ıma binlerce teşekkür..!
--------------------------------------------------------------------------

ELÇİN'im, koca yüreğim. Seni çok seviyorum :)

Çınar'ım; sürpriz yumurta armağanım; yazdıklarından senin de beni sevdiğini anlayıp seviniyorum :) Bunu ben seçmedim ama bütün zorluklarına karşın itiraz etmeden yaşıyorum. Yapabileceğim başkaca da bir şey yok; yapabildiğim tek şeyi yapıp hayatta kalmayı başarabilmişken üzülerek zaten zor olanı daha da zorlaştırmanın anlamı yok. Devam eden hayatın içinde 'kendince' üretken olabilmek, hayatın olabildiğim yerine kadar içinde olmak.. Bunları yapabiliyorsam, yapacaklarımın ve yapamayacaklarımın sınırlarını kabullenmişsem gersisi önemsiz aslında.
Genlerimi bir bütün olarak değerlendirdiğin için çok mutlu oldum. Bana söylediğin bütün sözleri defalarca büyük bir mutlulukla okudum ve ben bütün bu sözler için ne kadar teşekkür etsem, nasıl teşekkür etsem bilemem :( Beni mutlu ve iyi hissettirmen okyanusta yüzmeye benziyor.

Gönüldenele'm; bu dandik sözü benim aklıma gelmezdi; gelmedi de zaten.
Ne kadar kötü değil mi anneciğim için böyle bir söz söylemiş olmam..
Artık bizimle olmayan biri için bunu söylemem ne kadar kötü değil mi :(
Çok kötü hem de..

7 yorum:

  1. yeni ve güzel bir arkadaşla geçirilen keyifli zamanlar.bende çınarı okuyorum anlattıklarını blogunada yansıtmış birisi senin adına mutlu oldum.

    YanıtlaSil
  2. Gülenciğim yoksa batıkent'ten mi ses veriyorsun bizlere inanamıyorum.canım bu arada benim bloğa ayıracak hiç vaktim yok.daha önce bahsetmiştim.işyerinden mümkün değil.evde de bir türlü fırsat bulamıyorum artık.fırsat buldukça okumaya geliyorum ama yorum bırakmaya fırsat bulamıyabilirim.başından üzücü şeylerde geçmiş.sanıyorum herşey yoluna girdi.çok çok geçmiş olsun canım.Allah ağzınızın tadını bozmasın.çok öpüyorum.sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Anam anam sen Batıkentte mi oturuyorsun?
    Ömrü hayatım boyunca nefret edeceğim tek mekandır da kendileri :/
    Nefretimin mekanı, anladın sen onu :))
    E ama ben foto aradım bu yazıda, kör mü oldumkine??

    YanıtlaSil
  4. oh ne güzel kıskanıyorum valla:))bende istiyorum toplaşın gelin buraya..

    YanıtlaSil
  5. Canım Gülen'im, yeni yaşında herşeyin gönlünce olmasını, şans, sağlık ve mutlulukla birlikte, nice yeni candan dostlarları da, beraberinde getirmesini dilerim.

    YanıtlaSil
  6. Ya ben seni okumasını çok seviyorum ama hep bir hikaye var anlattıklarında ve dahası hikayen sürükleyici merakla ve zevkle okumaya devam edeceğim gülenim bayanım :)) Öptüm kocaman canım benim.

    YanıtlaSil
  7. Canım benim ne güzel şeyler yazmışsın öyle.Çok mutlu oldum teşekkürler canım.

    Çok temiz kalpli sevgi dolu ne iyi bir 'insan'sın sen.Karşındakini güzel görmenin nedeni bu.

    Gülen'cim, ben de tanışmamız için yazı yazmak istedim ama biliyorsun kayıt için yarın gidiyoruz.Hazırlık içindeyim ve hiç zaman bulamadım.İnt te kayıtla ilgili birşeyler okuyup çıkmam gerekiyor.

    Gelince görüşmek üzere hoşçakal...

    Sevgiler.

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails