8 Ekim 2009 Perşembe

BİR NEDENİ VAR ELBET

Saat: 00.25
Ali abim: Gülen baksana, nasıl olmuş?
Gülen: Hemen bakıyorum abi. Aaa üçü de çok güzel olmuş ama dur bi'. Üçüncüsünü daha çok tuttum ben. İkincisinde ayın üstünde oturan çocuğu işaret parmağımızın ucuyla ittirerek aşağı düşürdük :) İlki de ne bileyim sanki...
Ali abim: Kızım beğenmediysen söyle, neden üç tane yaptım sanıyorsun?
Gülen zevksizliğine bir daha güvenir ve işin içinden çıkamaz bir çare yoksunluğunda telefonun mikrofonunu açarak her bu ve gibi durum sonrasında başvurduğu kişiye döner;
Gülen: Hakan sence nasıl?
Ali abim: Hakan kardeşim merhaba, sen de fikrini söyle?
Hakan: Renklerle ilgili tereddütlerim var.
Ali abim: Nedir?
Hakan: Renkler ve büyük harfler bir spor klübünü çağrıştırıyor.
Gülen: A neden benim aklıma gelmediki?
Gülen o an devreden çıkma gereği hisseder ve pısar.
Mikrofon sesine baba da gelir. Daha önce işi gereği grafikerlerle çalıştığı üzere söyleyecek çok sözü vardır babanın :)
Ali abim: Hemen değiştiririz, sorun yok.
Baba: Ali bey renkleri biraz daha açsak?
Ali abim: Olur baba.
Baba: Şöyle tatlı bir yeşille kırmızı nasıl olurdu?
Hakan ve Gülen birbirine 'al işte yine tatlı bir yeşille kırmızı' diye fısıldaşıp dururlar.
Ali abim: Şimdi nasıl?
Gülen: Çay içen?
Ali abim: Ben.
Baba: Üst taraf biraz daha açılsa?
Ali abim: Açtım.
Hakan: Yeşil çok fosforlu oldu.
Gülen: Evet fosforlu oldu. (onaylamasa olmaz)
Ali abim: Açarız biraz daha, sorun o olsun... Şimdi nasıl?
Gülen, baba, Hakan, Ali abim: 'tamamdır!'
Sabahın 2.45'ine kadar süren üst taraf gri tonlamalısına kadar denendiği bir konferans görüşmesi sonucu oluşan logonun son hali..



Üstüne söz edilmez; anlatımının yeterince açıklığından emin olununca söylenmiş sözün üzerine söylenen söz eğreti kalır.
Aciliyetini anlamamız için ille de yaşamamız gerekmeyen olaylardan birinin ardından şaşkınca bakakaldık.
Ardından baktık, düşündük. Belgin'in 'birlik, beraberlik ve dayanışma günü' temalı yorumunun üzerine de hareketlendik; aslında serzenişlerin aynı olduğu yerde geç bile kalmıştık.

Steward, bir diğersiz bir diğerinin değersiz kalmasında hayatların nasıl şekillenebileceğini, cezalı 'hiç' kanat melek sayesinde anladı.
Anlamak için kötü ve telafisiz deneyimlerden geçmek mi gerekir?
Şarkıda dediği gibi iyi bir söz söylemek için ölmek mi gerekir?

Hepimiz kendimiz için olduğu kadar bir diğerimiz için DE değerliyiz.
Hepimizin birimiz için olduğu kadar birimizin hepimiz için olduğu bir dünyayı kaleme almak için BEN DE VARIM..

Tecrübesizdim, yirmibir yaşındaydım ve hayata ait bilgilerim ancak kendi hayatımı idame ettirebilecek dürtülerle sınırlıydı.
O gün bir şeylerin yanlış gittiğini anlamış akşama kadar zor beklemiştim.
Hayatımın önemli bir bölümünü o gün neden ani bir kararla kendimi harekete geçiremediğimi sorgulayarak geçirdim. O gün, bugünkü akıl ve tecrübeye sahip olsaydım bir insanın hayatına devam etmesine neden olabilirdim ama çok tecrübesiz olduğumu düşünmek, bu tecrübesizliğin başkalarınca da onay görmesi kendini suçluluk duygusundan sıyırmaya çalışmanın tipik ve kötü bir örneği :(

Akşam saatlerinde bir sitenin onbeşinci kat dairlerinden birinin kapısındaydım.
İnsan kendi ölümünü hazırlamış bir insanla kaç kez karşılaşırki hayatında?
Benimki son olmasını umduğum ilkti.
O gözler, o bakışlar hiç çıkmadı aklımdan..

Bütün hazırlıklarını yapmış olarak açtı kapıyı.
Bir aksilik olduğunu biliyordum ama tahmin ettiğim bu değildi!

Onun kendisi için seçtiği gidiş yatağında uyur gibi olanıydı.
Ben planını bozdum onun :(
Tek başıma onun kararlılığıyla mücadele edemedim :(
Beni itti ve kapatıverdi kapıyı.
Ne yapacağımı bilmez halde çok yakındaki karakola giderken de..
Ve kendini onbeşinci kattan boşluğa bırakan sluet arkasında bir aksiliğin olduğunu sezdiğinde harekete geçemeyen pişmanlık ve suçluluk duygusunun senelerce yakasına bırakmadığı bir insana kendi hazırladığı sonun dışında bir b planıyla hoşça kal dedi aklı sıra.
O gün yalnız olmasaydım, yanımda bana-bize yardım edebilecek birileri olsaydı..

O boş bir çuval gibi düşerken, gözlerimizin birbiriyle karşılaşacağı saplantısı ve bakışların birbirine anlık değişindeki o acı hissine katlanamayacağımı bildiğimden yüksek binalardan korktum senelerce.

Mutsuzluğunun, hayal kırıklıklarının kalp yangısıyla bas bas bağırdığı sayfaların havalandırmalarında kelepçesiz volta atan birinin aslında uzattığı ama tutamadığımız o ele dokunamamanın, boş bir çuval gibi düşen birinden hiçbir farkı olmadığı gerçeğiyle baş etmeye çalışıyorum şimdi..

Satır aralarındaki mutsuz bekleyişler için ben buradayım.
Amacım biraz daha 'insan' olabilmek..

NOT: Biraz toparlanınca yorumlara döneceğim.

9 yorum:

  1. Ayşe için bir şey yapamazdın.O seçimini çok kararlı bir biçimde yapmıştı.Belki o gün için engelleyebilirdin ama sonrası aynı olacaktı.Nur içinde yatsın..

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Gülen;
    Logo çok güzel olmuş.Karanlıklar nasıl çıkar aydınlığa sorusu yanıt bulmuş.Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  3. çok güzel.hayırlı olsun:)

    YanıtlaSil
  4. hayırlı olsun gülencim logoda çok güzelmiş

    YanıtlaSil
  5. Logo da site de çok güzel olmuş. Zevkle takip edeceğim.
    Canım, diğer konu için de kendini suçlamaktan vazgeçmelisin. O zavallıyı o duruma getirenlerin hissetmesi gereken bu suçluluk duygusunu sen niye sahipleniyorsun ki. Sen engel olamazdın, üzme kendini.

    YanıtlaSil
  6. gülen ben hiç bir şey anlamadım?? gecenin bir yarısı okuduğum için heralde şimdi tekrar okudum..ne diyeceğimide bilemedim.ölecek ile olacağa çare bulunmazmış...sen kendini suçlasanda bu olacakmış böyle yazılmış kader..ilahi takdir..

    YanıtlaSil
  7. Gülenim bu yeni oluşum için tebrik ederim.Logo iç açıcı kesinlikle! Yazılarını faceblog'tan da takip edeceğim canım :)
    öpüyorumm..

    YanıtlaSil
  8. Renkli logonun keyifli sohbetinden sonra yazılanları okumak tüylerimi ürpertti Gülen...
    Gözünün önünde yaşananlar hala taptaze belleğinde belliki.
    Keşke deme ama.Yanında 10 kişede olsaydı bir sonraki an yalnız kaldığında yine yapardı yapacağını.
    Bu kararı vermek kolay değilki insan için.
    Vermiş ve dönmemiş demekki...

    YanıtlaSil
  9. ne kadar uzak kalmışım buralardan.gülenim oılay çok üzücü ama sen sakın kendini suçlama.eğer insan gitmeyi kafasına koyduysa inan onu hiç bişey ve hiç birşey durdurmaz.


    seni özledim.
    bizde işler karışık .anlatırım bir ara.hiç keyfim ve halim yok yazmaya kolum hala ağrıyor ve yazmak acı veriyor.
    seni çok seven sem...

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails