Dün artık sonbahar geldi deyip ince de olsa bir kazakla attım kendimi dışarı. Keşke kazağın altına insan içine çıkacak nitelikte bir penye giyiverseydim :( Güya saat 14 sularında buluşacağım iki kişi vardı. Bu kişilerden erken geleni tam onbeş dakika, sonra gelen diğer kişi ise onbeş+beş dakika bekletti beni. O kadar sıcak bir çeyrek saatti ki ben o garip yeşil kazakla alakok yumurta gibi yavaş yavaş pişerken üstündeki tiril tiril gömleğe sebep pis bakışlarıma hedef olmuş sıcak kahveee, sıcak süüüüt diye tezgahındaki içecekleri satmaya çalışan çocukla sohbet etmekten geri kalmadım. O çocuk artık hep orada duracakmış, yaşadığım yerin buluşma noktalarından biri olması nedeniyle tezgah açtığı yer hayli bereketli, işi rast gideceği kesin :) Buluşacağım ilk arkadaşımın geldiğini bildiren telefonu üzerine havanın sıcak içecek için yeterince soğuk olmamasından dolayı müşteri kıtlığı yaşayan bu genç ve kibar adama başarılar dileyerek arkadaşımın yanına doğru seğirttim. Bir kaç dakika sonra da diğer arkadaşımız geldi. Gideceğimiz yeri bilen tek kişi olarak grubun liderliğini elime geçirdim :D Kestirmeden mi gitsek, yoksa meskun mahalliyi öğrensinler diye daha kolay öğrenilen uzun yoldan mı gitsek ikilimeninde kaldığımda beni o sıcakta o yün kazakla onbeş dakika ve üzeri bekleten bu iki arkadaşım 'Gülen sen nereye gideceğimizi biliyor musun? Sana olan güvenimizi sarsmak üzeresin' deyip beni itip kakmasınlar mı? Yolumuzun üzerindeki sitenin kalorifer dehlizinin içine sokup bunları bir de üzerlerinden kilitleseydim de melil melil 'Gülen çıkar bizi, tamam sözümüzü geri alıyoruz' demelerini mi bekleseydim? Onlara sadece 'nankör' olduklarını söylemekle yetinerek içimdeki şeytana sağ duyumun galip geldiğini onun söylediklerini yapmayacağımı bildirdim :)
Bu iki sonbahar delisi arkadaşım karşılıklı evlerin birbirine baktığı dar sokakta bahçelerden dışarı sarkan somdan ağaçların büyüsüne kapılmışken hedefteki evin demirden bahçe kapısını açınca nereye gittiğimizi bildiğimden ancak emin oldular :) Sesimi duyunca evin hoş, zarif ve artık yarı Amerika'lı hanımı geciktiğimiz için bizi azarladı. Grubun üç kişisi daha önceden tanışıyordu. Tanışmayanları da biz tanıştırdık.İçeri geçtik. Ev sahibesinin güzel kızları da gruba dahil oldu ve benim için güzel bir günün devamı başladı. Yeşil kazağımdam evin hanımın bir penyesi sayesinde kurtuluverince de yolda bu iki arkadaşım tarafından itilip kakılmışlığımı unutuverdim ve keyfim yerine geldi :)
Evin iki numaralı güzel kızı iki gün önce besin zehirlenmesi yaşadığı için hala rahatsız da olsa sohbetimize katılarak bizi sevindirdi ama esprilere karın ağrısından rahatça gülemedi :( Kendisini güldürmememiz için ricada bulunsa da biz onun bu ricasına hiç kulak asmadık :D
Eski singer makinaların ayağının üzerine kestirilmiş kalın camdan ibaret nostaljik bir masaya hazırlanmış güzel yiyeceklerden tüketirken neredeyse bayramdan beri zaman zaman ihmal ettiğim için kendisinden özür dilediğim pilatese olan gönül borcum vicdanen rahatsız etse de beni yedim! Yedim işte! Oh iyi yaptım.
Beni kendisini Batıkent sokaklarında kaybetmekle itham eden arkadaşımın üçümüze armağanı olan çok şık şekerliklerden benim payıma blog rengim olan yeşil düştü :) Bir kez daha teşekkür ettiğim tatlı, yaramaz çucuk -çocuk değil- tipli arkadaşıma bu güzel düşüncesi ve armağanı için bir kaç kez daha teşekkür ediyorum. Armağanımı sakarlık nedenimle şekerlik amaçlı değil başka bir amaca hizmetle kullanmaya karar verdim.
Yeşilden şeker gibi şekerliğim :)
Paşabahçe'nin hediye kutusu üzerindeki hoş etiketi.
Evet hayat en güzel hediye :)
Ucuna bir de yeşil keçeden yonca yaprağı vardı ama ben onu sanırım kaybettim :(
Ben planlanmış armağanımı sonraya saklıyorum :) Bu nedenle elim boş gittiğim için arsızca hiç utanmadım :P
Kısıtlı saatlere sığdırılan ve yinelenmesini um
duğum güzel bir günün ardından ayrılışımız pek ani oldu. Neden öyle yaptım hala anlayabilmiş değilim. Doldurduğu market arabalarından birini ittirmeye çalışan yaşlıca bir beyefendiyi gördüğümde yardım edeyim diye koşturunca kızları unutuverdim :( Beyefendi çok kibar bir dille teşekkür ederek yardım talebimi reddetti ve çok bozulmuş biçimde kızların yanına geri döndüm. Sonra da aynı yöne gideceğimiz için kızlardan birini çekiştirip aniden yok oluverdim ortalıklardan :( Özür dilerim kızlar ama iki haftadır sadece telefon iletişimimizin sürdüğü Ali abimin çözmüş olduğu üzere 'hadi gidelim, hadi yapalım' statüsünden sıkıntı verici bir kişiliği taşıyorum sırtımda :( Duramıyorum ama durmak istiyorum artık. Durmak, durulmak..
Sokakta buluşan üç kızlar:
Yeşil kazağıyla onbeş dakika bekletilen: Gülen (aslında beklemekten şikayeti yok; bekletmekten daha da sıkıntı duyacağı kesin, arkadaşlarına nankör diyerek takılan kişi.)
Onbeş dakika bekleten: Çınar'ım (aslında ertesi gün yol hazırlığı yapması gerektiği halde bizimle görüşmek için bir çok işini daha sonraki bir zamana sıkıştırmayı göze alan, beni hiç itip kakmayan, sadece takılan kişi)
Onbeş+beş dakika daha bekleten: Leylak dalı'm (aslında merkezden geldiği ve artık kendi evine döneceği için yirmi dakikalık rötarın lafı mı olurmuş denilesi ve beni itip kakmayan, sadece takılan ikinci kişi.)
Bir saat bekletilen evine gittimiz kişi: Nalan abla'm (aslında onun L.A.'den dönüşünü üç ay beklediğim ve bizi görmek için sabırsızlandığından gülerek 'nerede kaldınız kızlar diyen' kişi.)
İlk fotoğraf: Nalan ablam, onun güzel kızı, Çınar ve Leylak dalı, fotoğrafçı Gülen görünmüyor.
Diğeri: Ebru sergisine gittiğimizde
Güzel bir anne ve onun güzel kızı..
YORUMLARA EN KISA ZAMANDA DÖNECEĞİMİ SÖYLEMİŞTİM; HANİ BEN O İŞİ YAPMAYI, KARŞILIKLI KONUŞUYOR GİBİ OLMAYI SEVİYORUM YA..
AMA ÖYLE SAÇMA BİR TEKNİK SORUN YAŞIYORUMKİ :((( MOZİLLA EXPLORER'LA AMERİKA'YA KAÇMIŞTI HANİ; O ZAMANDAN BERİDİR MOZİLLA'DAN FOTOĞRAF EKLEYEMİYOR, YORUM SAYFALARINI AÇAMIYORUM. EXPLORERSA KEYFİNE GÖRE DAVRANIYOR. TEKNİK DONANIM ZAVALLILIĞIMDAN KENDİMCE BULDUĞUM BİR ÇÖZÜMLE MOZİLLA'DAN YAZIYOR EXPLORER'DAN FOTOĞRAF VE YORUM EKLEYEBİLİYORUM; O DA EXPLORER LÜTFEDİP AÇILIR DA TERBİYESİZLİK YAPMAZSA..
VE BU YAZIYA BAŞLAMA SAATİM 00.20, ŞU AN SAAT 04.48 :( ZAMANSIZ, YORGUN, SİNİRLİ VE YORUM SAYFASIZIM :((
VAR MIDIR BİR BİLEN??
YENİ SANRILARIM VAR; MOZİLLA EXPLORER'LA SAFARİ'YE ÇIKMIŞ OLABİLİR!
AMA ÖYLE SAÇMA BİR TEKNİK SORUN YAŞIYORUMKİ :((( MOZİLLA EXPLORER'LA AMERİKA'YA KAÇMIŞTI HANİ; O ZAMANDAN BERİDİR MOZİLLA'DAN FOTOĞRAF EKLEYEMİYOR, YORUM SAYFALARINI AÇAMIYORUM. EXPLORERSA KEYFİNE GÖRE DAVRANIYOR. TEKNİK DONANIM ZAVALLILIĞIMDAN KENDİMCE BULDUĞUM BİR ÇÖZÜMLE MOZİLLA'DAN YAZIYOR EXPLORER'DAN FOTOĞRAF VE YORUM EKLEYEBİLİYORUM; O DA EXPLORER LÜTFEDİP AÇILIR DA TERBİYESİZLİK YAPMAZSA..
VE BU YAZIYA BAŞLAMA SAATİM 00.20, ŞU AN SAAT 04.48 :( ZAMANSIZ, YORGUN, SİNİRLİ VE YORUM SAYFASIZIM :((
VAR MIDIR BİR BİLEN??
YENİ SANRILARIM VAR; MOZİLLA EXPLORER'LA SAFARİ'YE ÇIKMIŞ OLABİLİR!
canım ne güzel,ne mutlu size.harika bir günmüş gerçekten.
YanıtlaSilNE GÜZEL bİR ortamdır öyle. Kıskandım azıcık.
YanıtlaSilSorunun ilginçmiş, ne yapılır bilmiyorum.
kıskandım vallahi kıskandım :(( ya ben çalışmasam diyorum evimin kadını olsam, sonra hafta içi de rahat rahat çıksam gezsem sizlerle buluşsam. Ahhh ahhh. Benim bu hafta enerjim öyle bir çekildi ki bittim valla. Dün eve geldim canım yemek yemek bile istemedi.... Gıpta ile yazıyı okuyup fotolara baktım bilesin:)
YanıtlaSilharikasın yaa içim ısınıyor okurken gülüyorum gülümsüyorum..
YanıtlaSilama ben bilemedim bilemedim:((
hangisi çınar hangisi leylak dalı
nalan abla ilk foto demişsin orada sen varsın 2.fotoyu ele aldım öle heralde??
Hepiniz çok şekersiniz, Ankara'da toplananlar, İstanbul'da buluşanlar...Ya masanın üstündekiler!
YanıtlaSilGeldim....geldim...Oooo...Çınar'ı Nalan ablayı, Leylek Dalı'nı görmek çok güzel.. Şimdi artık kafamda bir yerlere çizdim,nakış gibi işledim hepinizi..herkese selamlar...
YanıtlaSilne güzel sevdiğim sevgiyle bezediğim blog arkadaşlarımla beraber olman..
YanıtlaSilçok keyifli çok..
Ben tahmin edemezmişim..Dördü birarada hiç bulamadım :)
YanıtlaSilama hepinizi bir arada görmek çok güzel, sevgiler..
ne mutlu canım.allah bozmasın sevgiler...
YanıtlaSilBirbirini seven mutlu insanlar, gülümseyen suratlar, gülümseyen Gülen...
YanıtlaSilHer zaman böyle olmanı diliyorum.
Benim de blogum bir ara sorunluydu, sonra kendiliğinden düzeldi.
İmrenilesi bir gün olmuş ne güzel.
YanıtlaSilsevgiler Gülenim..
amanda aman ne güzel yazmışsın canım,en kısa zamanda tekrarlarız inşaallah.Darısı diğer arkadaşlarımızla buluşmamıza olsun inşaallah
YanıtlaSilSevgili Gülen'im,
YanıtlaSilYazdıklarını okuyunca neler kaçırdığımı anladım. Keşke zamanım olsaydı da o karelerden birinde bulunabilseydim...
Yine çok tatlı anlatmışsın. Sevgilerimle...