Triplex bir evde yaşıyorduk o zamanlar.Perşembe bazen de cuma akşamları oturduğumuz siteye gelen lüks marka araçlar dikkatimizi çekti, bu bir rastlantı olabilir miydi?Babam ve ben olayı mercek altına almakta gecikmedik.Araçları kullanan kişiler sıradan kişilere hiç benzemiyordu.Yine araçların yoğun olduğu bir akşam babamla o zamanlar Batıkent jandarma bölgesi olduğu için jandarmayı aramaya karar verdik.Aradım.Durumu ve bunun bir kaç haftadır sürdüğünü anlattım.Jandarma beni komutanına aktardı.Komutan sonradan anlayacağım bir nedenle beni telefonda sorguya çekti.Kimmişim, neden bu konuyla ilgileniyormuşum; yahu aradığımda zaten ismimi açık bir biçimde söylemişim.Neden mi ilgileniyormuşum; e ben bir vatandaşım ve bana tuhaf gelen bir olay hakkında güvenlik birimini haberdar ediyorum (muhbirlik değil!)
Sonra komutan benden bir şey rica etti.Bu konudan hiç kimseye söz etmeyecektim.Araçların çok fazla olduğu bir gün çıkıp araç plakalarını aldıktan sonra jandarmanın bizi aramasını bekleyecek ve kendilerine bu plakaları not ettirecektim.Aynı görüşme sırasında plan değişti ve plaka toplama işinin o akşam yapılmasına karar verildi.Babamla çıktık, hiç oralı değil gibi gece sokak lambalarının aydınlattığı kadarıyla araç plakalarının hepsini not edip eve döndük.(keşke Dolunay'ın aracının plakasını da yazsaydık; kısa bir zaman için bile olsa kaybolurdu hayatımızdan :P )
Bir süre sonra jandarma tarafından arandık.Jandarma komutanına plakaları yazdırdıktan bir kaç dakika sonra sokaktan gelen siren seslerini duyduk.Megafondan bizim yazdırdığımız plakalar
'... plakalı araç sahipleri araçlarının başına gelsin' şeklinde okunmaya başlandı.Nasıl bu kadar çabuk harekete geçtiklerine bir anlam vermeye çalıştıysam da 'araçlar geldi, telsizle plakalar bildirildi' şeklindeki sağlam senaryoyu ben değil babam kurdu.Meğer bu ev zaten gözlem altında bir evmiş.Dini bir örgütün bu evde toplantı yaptığını jandarma biliyormuş ama operasyon için 'uygun an' bekleniyormuş.Bizim telefonumuz üzerine de sokak sakinlerinin dikkatini çekerse onların da deşifre olduklarından haberleri olur düşüncesiyle operasyona o akşam bizim telefonumuz üzerine o anda karar verilmiş.En başta ve en sondaki jandarma araçlarının aralarına aldıkları araçlar yanıp sönen lambalar ve siren sesleri eşliğinde bizim bilmediğimiz bir yere götürüldüler.Babamın senaryosu gerçekten sağlammış; komutan araçları sokağa göndermiş, biz plakaları yazdırdıktan sonra da plakalar telsizle jandarma araçlarına haber verilmiş.Bu açıklama operasyon sonunda arayan jandarma komutanı tarafından duyarlılığımıza teşekkür edilerek yapıldı.Babamın öngörüsüne bir kez daha saygı duydum.
Dün İstanbul'un orta yerinde yeterli güvenlik önlemleri alınmadan, operasyon adıyla başlayıp çatışmaya dönüşen ve genç emniyet amiri Semih Balaban'ın şehit olması, 16 yaşında bir gencin ölümü ve altı polis memurunun yaralanmasıyla sonuçlanan bir çatışma yaşandı.
Teroristin kurşunlarından biri sokakta çekim yapan muhabirlerden birinin kulağını sıyırarak sekti ve 'olayı izlemeye koyulan' 16 yaşındaki bir gencin ölümüne neden oldu.
Atılan el bombalarından biri evlerden birinin balkonunu yaktı.
Terorist ateşi altındayken sokakta trafik akıyordu, araçlar, minibüsler sanki o anda orada hayat çok normalmiş gibi trafikteki seyirlerine devam ediyordu.
Atılan her bombadan sonra bina sallandı.
Tvden gördüğümüz kadarıyla sokağa tam bir kaos hakimdi.
Birileri bir yerlere koşturuyordu.
Vatandaşlar gayet rahat, kendi hayatlarını önemsemeden sanki olay izlenebilir nitelikte bir şeymiş gibi rahatlardı.İnsanların can güvenliğini sağlamak için alınan önlemlerin yetersizliği sanki olay basitmiş izlenimi verdi insanlara.
Tv başında ödüm ağzıma geldi, kalbim ağzımda attı sanki.
Orada bulunan insanların yoğunluğuna ve operasyon olarak başlayıp çatışmaya dönen duruma bakarsak kayıplarımızın sadece ikide, yaralılarımızın da altıda kalması gerçek bir mucize.
Bence bu operasyon bu biçimde yapılmamalıydı.
Çok üzgünüm.
Yazık değil mi gencecik bir emniyet amiri ve 16 yaşında bir insanımız gitti yine :(
Allah rahmet eylesin demekten başka yapacak bir şey gelseydi keşke elimizden :(
Terorist profili de hayli ilginç; SBF mezunu, çeşitli gazetelerde muhabirlik geçmişi olan,
Türk Hamamı isimli, konusunda ender kaynaklardan biri olarak gösterilen ve İngilizceye de çevrilen kitabın yazarı.Eli kalem tutan bir kişi nasıl 'bu noktaya' geldi, anlaşılır gibi değil.
Evden çıkan mühimmatı düşündükçe olabilecek senaryoları aklıma bile getirmek istemiyorum.
İstanbul ve Türk halkına geçmiş olsun.
NEHİR İÇİN
Allah rahmet eylesin, yazik olmus gencecik iki fidana:(
YanıtlaSilO sırada Bostancı'da evimdeydim kızımla beraber. Helikopter sesleri sabahtan itibaren başladı. Bomba seslerini duyduk sürekli. Ama nasıl bir psikolojiyse, işlere gidildi, sokakta trafik nedeniyle kavga edildi. Yani acaba hipnoz altında mıyız, bu yazıyı okuyana kadar hayatın nasıl olup da bu kadar alelade sürebildiğine dikkatimi çekmemişti. Bakkala filan gidecektim ben mesela eşim bugün çıkmasanız olur mu dedi, onu kırmamak için çıkmadım. Yoksa çıkabilirdim de. Yani depremle yaşamaya alış derken sanırım her felakete bir çeşit alışkanlık geliştirmişiz. Apartman görevlimiz akşam geldiğinde vakti zamanında bakkal işletirken bitişiğe operasyon yapıldığını anlattı. Düşünmek lazım derin derin...
YanıtlaSilDikkatli arkadaşım benim, jandarma bu konularda daha uzman.Maalesef dün akşam yaşanan durum İst. emniyet müdürlüğünün şapkasını önüne koyup biz bir metropol şehre uygun yapılanmave donanımdamıyız? sorusunu sormasını gerektiriyor.
YanıtlaSilBilgisizlik, koordinasyon ve iletişim eksikliği,tecrübesizlik..sizlikler geçidi gibi...
EVET CAnım burası türkiye ve böyle olaylar sıklıkla oluyor malesef
YanıtlaSilben de batıkentte oturuyorum
ve ilk yıllar oğluş daha küçük
gece 10 30 gibi kapı çaldı sivil giyimli bir sürü polis kapıda
isim soyad benzerliği olduğu ortaya çıktı
zaten polisler bizi ve şaşkın halimizi görünce yanlış geldiklerini anladılar kimliklerimize bakıp gittiler
ne çok oluyor böyle olaylar
komşu çıktık baksana
Çok haklısın kardeşim.İyi ki dün çok yoğun işim vardı da tv seyretmedim.Çok üzücü olaylar.Nereye gidiyoruz.Sonumuz hayrola diyorum.
YanıtlaSilGerçekten geçmiş olsun..nasıl bir operasyonsa bir kişi 6 saatte ele geçirilemedi ve bir emniyet müdürü şehit oldu, 16 yaşında bir yavruda yok yere canından oldu, ortalık toz duman..bunlar 3-5 kişi olsa ne olacaktı acaba..bazı şeylerde bi yanlışlık var ama.. Bu arada siz ve babanıza bravo, mit sizden faydalanmalı gerçekten.:)
YanıtlaSilduyarlı vatandaşım benim.demek sizin sayenizde operasyon tamamlandı.tebrik ederim sizi.
YanıtlaSildünkü olay beni de çok üzdü.plansız düşüncesiz ve en kötüsü bir çok insanın hayatını tehlikeye nasıl atıyorlar aklım almıyor.gidene yazık.
seni öpen ve seven seeeeem
heyyt bee :) Bir tebrik de benden..
YanıtlaSilBazen haberleri izleyemediğim için seviniyorum. Çünkü okumak bile yetiyor. Videolarına falan hiç bakmıyorum. Berbat bir olay. Daha büyük kayıplarda olabilirdi. Hoş sadece 16 yaşındaki bir çocuk zaten büyük kayıp..
canım benim bizim semtimize çok yakın bir yer Bostancı burnumuzun dibi yani..buraya ne zaman gelirler onun korkusuyla yaşamaya başladık şimdide..Türkiyeyi ne hale getirdiler biz hala onlardan güvenlik önlemimi bekliyoruz..tayyip diyor ki; her zaman olduğu gibi su yüzüne çıkmaya çalışarak, "yeterli güvenlik önlemlerini almıştık.."
YanıtlaSilpeki Mazlum adlı o çocuk neden öldü??
yüreğine çok iyi bak..
Sevgili Gülen,
YanıtlaSilEvde cephanelik var deniyor ve o eve polis bomba atıyor. Eğer denilen gerçek olsaydı sonucu düşünemiyorum bile, İstanbul uçardı herhalde!
Emniyet Müdürü, başarılı operasyon diyor! Bu neyin başarısı anlayamadım. Masum iki insan ölüyor, yedi kişi yaralanıyor. Suçsuz insanların evi yanıyor... Tek bir terörist var, öldürülüyor binlerce polis tarafından.
Son yıllarda başarısızlıklar, başarıymış gibi çok başarılı bir şekilde sunuluyor sadece...
Seni ve babanı kutluyorum. Çok duyarlı davranmışsınız.
Belgin'im, büyük cadım amin.İnanılır gibi değil.Almanya'da nasıl yapılırdı acaba böyle bir operasyon?
YanıtlaSilÖzgir; çok büyük geçmiş olsun.Allah korudu derler ya, yaşadığımız öyle bir şey.Saptaman çok doğru, biz duyarsızlaştırıldık.Neye hazırlık bilmiyorum ama çok duyarsızlaştırıldık.
Zehrâ'm, kekik kokum, nedense normal algılamaya başladık; anlamadığım bir biçimde normal geliyor artık bunlar.O ..sizliklerden dolayı da iki genç de boşu boşuna öldü.
O babamla benim en büyük başarılarımızdan biriydi :)
MAVİAANNE; Batıkent tam oturmadığı için yıllar önce farklı bir yerdi ama artık güvenilir ve temiz bir yer.Seviyorum ben burayı.
UFUK ÇİZGİ'm; Hakan'la aynı şeyi sözyledik; altı üstü bir terorist; sen evdeki mühimmatı bilmiyorsun, kaç kişi emin değilsin.Ne demeye girersin!Ne diyeyim ben şimdi bunlara!
Ben tam bir Prof.SEVİL ATASOY hayranı olarak e babam da polisiye çok okumuş zamanında oldu işte öyle bir operasyon :)
ORGUKNIT; komplo teorisyeni değilim ama tahmin etmek zor olmasa gerek.Bir yerlere götürülüyoruz, biz bunlarla uğraşırken ya da meşgulken ülke toprakları satılıyor, kapılar açılıyor, vs vs
SEM'im; biz de kendimizle gurur duymuştuk :) hiç kimseye de söylemedik; komşular o olayın bizim başımızın altından kalktığını asla öğrenemediler :)
Evet çok üzücüydü :( öldüm öldüm dirildim :(
n@zo'm :( Hakan bana da izletmiyor bu aralar ama habersiz de olmuyor.Gün eksikmiş gibi hissediyorum kendimi.Haklısın yazık oldu gencecik çocuk ve amire :(
Aman ha GAYYOR'um; dikkatli ol.Artık hiç kimse kimseye güvenmiyor.Komşuluk zaten ölmüş, insanları birbirlerine uzaklaştırdılar.Öldürdük değerlerimizi, kimlerle yanyana alt üste yaşadığımızı bilmiyoruz!
Sen RTE'ye güvenme; gerisi önemsiz.
aysema öğretmenim; ben ve babam bile daha iyisini yapardık o operasyonun!Bence bunlar planlı işler.Bir şeyler dönüyor ve biz izliyoruz.Allah sizleri korumuş, bunun başka açıklaması yok!
Özgür ismini Özgir olarak yazmışım; özür dilerim :(
YanıtlaSilBu yazını yeni okudum ama yazmak istediğim bir nokta var ki bence işin içinde bir iş var, ama açıklamasını yapamıyorum çünkü yeterli ipucu elimde yok. Sadece söylemek istediğim sanki o kitap yazan adamı yoketmek istediler,operasyon yapıp buna kılıf buldular, sonra terslikler oldu ve o insanlar öldü.Ya da öyle bir adamın arkasından kimse çıkmadı dikkatini çekti mi bilmiyorum.İlginç yani..Düşün ki iyi bir kitap yazılmış, tanınan birisin ve öyle bir evde öldürülüyorsun ama arkandan kimse çıkmıyor..Ne bir aile ne bir örgüt.Biraz garip değil mi..? Unutuldu gitti bile bak bir sene olmuş.
YanıtlaSil