21 Nisan 2009 Salı

BARIŞ PET CENTER VE KISA KISA SAĞLIK NOTLARIM


Bir önceki yazımın verdiği geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz :P
SEVGİLİ DÜNYA;
BUGÜN SENİN GÜNÜN,
VERDİĞİMİZ ZARARLARDAN DOLAYI SENDEN DE ÖZÜR DİLERİZ.
Hani en son hastaneye gitmiştik de mutlu mesut çıkmıştık ya hastaneden; o gün belki bir sokak kedisine kendimizi sevdiririz de bizimle gelmek isterse diye bir ev hayvanı (pet shop ya da pet center değil!) dükkanına gitmiştik ya; hani alamadan gelmiştik ya; işte bu yazı o günden beri gelişen, değişen acil durumlar yazıları nedeniyle sırasını beklerken sürekli ertelenen bir yazı.

Gündemle ilgili yazmak istediğim başlıklar olsa da bugün değişikliğe ihtiyacım var; sevimli hayvan dostlarımız bahçeme gelsin, hazır blog temam yeşilken serilelim çimen niyetine, yazıda bile olsa kafeslerinden çıksınlar ve onlara dokunalım istedim; balıklar hariç tabiiki:)
Rengarenk isim tabelasının sevimli çağırısıyla girdiğimiz dükkan yeni temizlenmiş hissi uyandırarak pırıl pırıl karşıladı bizi.Güler yüzlü dükkan sahipleri sanki bizi bekliyordu.Kedileri görmek istediğimizi söylediğimizde bizi tertemiz merdivenlerden üst kata çıkardılar.
Ayak seslerimizden yeni ziyaretçileri olduğunu anlayan sevimli yavrucaklar kafalarını uzatarak neler olduğunu anlamaya çalışan bir tavırla gözleriyle bizim gelişimizi takip ettiler.Camekanların içinde olmalarına çok üzülsem de yanlarına yaklaştığımızda aradaki cam engeline karşın bir çeşit iletişim geliştirmeyi öğrenmiş olan bakımlı yavrular bize şirinlik yapmaya başladılar.Ben de camekan üzüntümü erteleyerek o anın tadını çıkarmaya karar verdim..Fotoğraf çekmek için izin isteğimizi kırmayan görevliler bizi hayvanlarla başbaşa bıraktı.Yukarıda ne kadar zaman geçirdiğimizi akşam eve gelince anlayabildim :) Yaptığımız oyunlara karşılık veren kedi ve köpekleri, ayrılmam zor olur diye kucağıma almak istemedim
.Oyundan sıkılan köpekler bir süre sonra yeniden kıvrılıp uyumaya başladı.

Kuş merakım hiç olmadı.Kuşlarla olan en yakın ilişkim gözleri görmeyen kedimin o haliyle bile yakalayıp yakalayıp bana hediye getirdiği kuşları kedimin ağzından kurtarmamla sınırlı.Kafesteki şu iki kuş kendime 'kuş mu alsak' diye sormama neden olmadı değil.Sarı olanın bir telaşesi vardı ama anlayamadık :) Bir saniye yerinde duramıyordu ve Olimpiyat için milli takım seçmelerine çağrılan bir cimnastikçinin asimetrik paralel antrenmanına benzer davranışlar sergiliyordu :)
Sonra akvaryumları incelemek üzere aşağıya indik.Su ürünleri mühendisi olan delikanlı Hakan bana akvaryum balıkları hakkında bilgi verdi ama balıkların rakı-balık sektörü kısmında eğitimli olduğu için akvaryum balıklarıyla ilgili bilgim sınıfı geçemez.(sor çipuranın, değil anatomisini; babatomisini bile anlatır :P)

Bir ara akvaryuma heveslendim ama balıklar sadece yüzüyor.Aslında belki de yüzmüyorlardır; onların sudaki hali bizim karada yaptıklarımızdan farklı değildir ama çok iyi yüzen biri için 'balık gibi yüzüyor' deriz ya; aklımız balıkların yüzdüğü bilgisine sabit.Balıklarını eline alıp sevemezsin, severim dersen de yazık edersin.Akvaryumu temizleme konusunda da kendime hiç güvenmiyorken üstelik, balık hayvanı (kulakların çınlasın veteriner Niyazi Gül) bana göre değil, bunu anladım.

8.katta konuşlanmış bir aile olarak evde köpek olmaz.Kuş merakım yok.Kedi sevdiğim, bildiğim bir hayvan, tamam alalım ama cins bir kedi almaktansa bir sokak kedisi istiyorum ben.Sokak kedisi ne yazıkki yoktu :( Yavrularını sevgi ve sıcaklığıyla çevresinde toplamış bir hamster vardı da
bir sokak kedisi bile yoktu (Sezen Aksu'ya gönderme:P) Hala fotoğraf çekme konusundaki beceriksizliğimize karşın fotoğraf çeke çeke kedisizce çıktık dükkandan..

Acıkıldı midye tava yenildi :) Sakarya caddesinden geçerken çiçekçilerin önünde çiçekler izlendi ama en sevdiğim çiçek olan nergise rastlanılmadığı için çiçek alınmadı :(
Her ne kadar hayvanların bu biçimde pazarlanmasına karşı olsam da, haftaya bir sokak kedisiyle tanışma ihtimali üzerine aynı dükkanın kapısını yine çalacağız gibi görünüyor.Yeri gelmişken Filiz'in ya bir sahibi var ya da kendisi bağımsız yaşamı seçmiş özgür ruhlu bir hatun kedinin teki :(
Bu arada; perşembeden perşembeye çalıştıkları için bu perşembe çıkması gereken ve tedavimi belirleyecek olan ENA grup testi -ne yazıkki demiyorum çünkü çocukluğumdan beri her 23 nisanda çok heyecanlanırım; dünyadaki tek çocuk bayramının 23 nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olduğunu, üstüne bir de Erdim'in ilk 23 nisanında kendi yazdığı şiiri okuyacağını düşündükçe daha bir gurur duyuyorum- 23 nisan perşembe gününün resmi tatil olması nedeniyle 30 nisana kaldı.Dokuz gün daha beklemem gerek ama sıkıntı etmiyorum çünkü sıkılsam da kendime eziyet etsem de ben bu süreyi geçirmek zorundayım.Hayır, eziyet edince beklemem gereken süre kısalmayacağına göre, iyisi mi sakince bekleyim bari :P Eziyet ettiğimde çok sevimsiz bir kimse oluyorum çünkü :/


Ve ve ve güzel sayılabilir bir haber; yani kötünün iyisi desem daha gerçekçi olur, malum ENA grubu hakkında henüz bilgi sahibi değiliz.Kolumdaki bu sertlik omuz ve sırtıma doğru yayılmaya başladığından mıdır nedir eski sertlik, şişlik, yangı ve ağrı etkisini az hissettirmeye başladı.Fareyi yeniden sağ elimle kullanmaya başladım.Yanık sağ el işaret parmağıma benzemesin diye kolumu kullanma antrenmanlarındayım.
Her şeye karşın asıl güzel haber;


LUPUS ANTİKOAGÜLANI NEGATİF :) 2O SENEDİR İKİNCİ KEZ NEGATİF :)


Çok ama çok sevindim.Gerçi bu negatif durumu işleri daha da karışık hale getirebilir ama ben yine de sevindim.


Bugüne kadar kolestrolle hiçbir sorunumun olmaması nedeniyle devlet hastanesinde yaptırdığım testlerdeki kolestrol değerlerim beni çok şaşırtmıştı ya hani, HUTF'nde yapılanlarda kolestrol değerlerim normal çıktı ama bu demek değilki yiyeceklerime son günlerde gösterdiğim dikkati artık göstermeyeceğim.Kolestrol değerlerimin yüksekliği şoku beni öyle bir korkuttuki normal olduğunu öğrendiğim günden beri diyete bir gün aralıklarla kaldığım yerden yeniden başlamaktayım :)))))
Ve düşünüyorum; kim bilir kimler yanlış test sonuçlarıyla ne yanlış tedaviler almakta şu an :(


Nalan abla pilatesten söz etmişti, artık ben de sabahları çakma Carre Otis tipli Ebru Şallı'nın Tv8deki pilates egzersizlerine evden :P katılıyorum ama acilen o lastiklerden ve top edinmem gerekiyor.Hani müsrif değilim ama hep bir şeylere ihtiyacım var ya; o hesap :)
(Hakan delikanlısına yazımı okudum.Kendisi, bizzat ta kendisi 'Sana top alırım ama iki gün sonra tenis raketleri gibi dolabın üstünde görürsem, o topu kafanda patlatırım' tehditinde bulundu!O topun ne kadar kalın olduğunu biri bu adama söylemeli!Tenisi bırakma nedenim: beş sene önce hem de önemsiz bir maç sırasında ayak bileğimi burktum ve habituel sakatlık oldu.Bu kadar zaman geçmesine karşın zaman zaman hala ağrıyan bir ayak bileğiyle tenis oynarsam başıma geleceklerden ben sorumlu değilim, yoksa Anna Kournikova da kim :P)
Gittim ben..
'şimdilik'
NEHİR İÇİN

4 yorum:

  1. Kiz cadi, sen delikanliyi bu kadar insana sikayet etmeye utanmiyormusun, hem durmadan eziyet et, sonrada arkadaslarina sikayet et, hasta zavallicik zaten (hemserime arka cikayim surdan birazcik di mi ama:)):))
    Canim dün arayamadim, kusura bakma, sabah 6 dan, aksam 6 a kadar calistim, sonra yemek, bulasik, kücük cadi, biliyorsun iste sen bizim isleri:)) Firsat bulursam ararim ben seni, hep aklimdasin canim benim. Seni cok seviyorum:)

    YanıtlaSil
  2. bende çok köpek istiyorum.üstelik kendimi bildim bileli.kimse bu isteğimle ilgilenmiyor.bir muhabbet kuşum var mutsuz sessiz sevimsiz.yanımda şuanda beni seyrediyor.tünediği yerden kıpırdamayan günlerce cik demeyen .ama can işte kıyamıyorum seviyorum.ama o beni pek sevmiyor.bencil bir kuş.
    kollestrolüne çok sevindim.belkide rejimin etkisi olmuştur.sen brakma tabi diyetini yine tekrarlıyorum kilolu değilsin.ama hareket ve dyiyeceklere dikkat etmek hakikaten çok iyi bir şey.bende tam binamın önünde olan spor aletlerinde 35 dk.geçirdim dün.
    hamlıktan her yerim tutulmuş.

    YanıtlaSil
  3. Gülen'im,
    Sağlığınla ilgili haberler, gelişmeler ve yazılarının içine saklanan mutluluktan sevinç duydum.
    Seni okuyamadığım 2 veya 3 gün içinde çok merak ediyorum.
    Ankara'ya gelmek bizde çok istedik ama olmadı 23 Nisana kalsın dedik yine olmayacak galibi çünkü havalar kışa dönüş yaşıyor gibi. İnşallah bu bakar bitmeden Atam'ı ziyarete geleceğiz.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. merhaba.blogunuzu tunuslu çingene sayesinde tanıdım.kedi besleyen ve kedileri çok seven biri olarak bu yazınıza kayıtsız kalamadım.hala bir kedi sahiplenmediyseniz veterinerimizde çok cici yavrular var.düşünürseniz tlf.numaralarını verebilirim.sevgiler

    YanıtlaSil

Fikrin varsa bilmek isterim..

Aa BUNLAR DA VARMIŞ :)

Related Posts with Thumbnails